Konu Başlığı: İlim öğretmenin ve ilim öğrenmenin fazileti Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Temmuz 2010, 17:19:20 İlmin, İlim Öğretme´nin ve İlim Öğrenmenin Fazileti ve Bunlara Dair Aklî ve Naklî Deliller İlmin Fazileti Ayetler Allah kendisinden başka ilah olmadığına adaletle şehadet etti Melekler ve ilim sahipleri de O´ndan başka ilah olmadığına şehadet ettiler1 (Alu İmran/18) Dikkat edildiğinde görülecektir ki, bu ayette Allah Teâlâ (cc) önce zât-ı ulûhiyetinden başlayarak birliğine şehadet etmekte, ikinci olarak melekleri, üçüncü olarak da âlimleri bu gerçeğe şahid göstermektedir Bu ise, ilmin ve âlimin yüceliğini gösteren çok büyük bir delildir Bu şeref âlimlerin faziletini anlatmak hususunda yeterli ise de, biz delil getirmeye devam edeceğiz Allah da sizden inananları kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin (Mücadele/1l) Âlimlerle cahiller hiç bir olur mu? Bunu ancak akl-ı selim sahipleri düşünürler (Zümer/9) Allah´tan tam manâsıyla ancak âlimler korkar (Fâtır/28) De ki: ´Benimle sizin aranızda Allah Teâlâ´nın ve Kitab´ın ilmine sahip olanların şahidlik etmesi yeter´ (Ra´d/43) Kitab´dan bir ilme mazhar olan zat ´Sen gözünü kapayıp açıncaya kadar ben sana onu (Belkıs´ın tahtını) getiririm dedi (Neml/40) Kitab´dan bir ilme mazhar olan zat, ilmin nelere kadir olduğunu göstermek için Hz Süleyman´a böyle hitap etmiştir İlim ve irfana mazhar olanlar ise şöyle dediler: ´Yazıklar olsun sizlere! İman edip, sâlih ameller işleyen kimseler için Allah´ın sevap ve mükâfatı daha hayırlıdır´ (Kasas/80) Allah Teâlâ bu ayette âhiretin kıymetinin ancak ilimle bilineceğini anlatmaktadır Biz bu misalleri insanlara beyan ve îrâd ediyoruz Bunları hakkıyla ancak ilim ve iz´an sahipleri idrâk ederler2 (Ankebût/43) Eğer aldıkları malûmatı peygambere, emir sahiplerine (âlimlere) bildirseydiler, onlar vakıaları tedkik ve tahkik ederek, bunların açıklamaya veya gizlemeye layık olup olmadıklarını bilirlerdi (Nisâ/81) Allah Teâlâ bu ayette olayların yorumunu âlimlerin istihraç ve istinbatına bırakmakta ve böylece onların mertebelerinin ne denli büyük olduğunu ve bu mertebenin peygamberler mertebesine nasıl ilhak olunduğunu bildirmektedir Ey Ademoğulları! Sizler için avret yerlerinizi örtecek elbise ve ziynet eşyası varettik Ancak takvâ elbisesi daha hayırlıdır (A´raf/27) Bazı âlimler bu ayette geçen avret yerini örten elbise ile ilmin, ziynet ile yakîn mertebesinin, takvâ elbisesi ile de hayat mertebesinin kastedildiğini söylemişlerdir Onlara ilim üzere tafsil ettiğimiz bir kitâb getirdik (A´raf/52) Elbette herşeyi bilerek onlara nakledip haber vereceğiz! (A´raf/7) Hayır! O (Kur´ân), kendilerine ilim verilenlerin göğüslerinde bulunan açık açık ayetlerdir (Ankebût/49) Rahman olan Allah, Kur´an´ı öğretti, insanı yarattı, ona beyanı öğretti (Rahman/1-4) Allah Teâlâ bu hakikati insana minnet etmek kabilinden böylece ifade buyurmuştur 1) Bazı müfessirler, ayette geçen (kâimm bi´l-kıst´ tâbirini alimler lafzına atfederek ayete şu şekilde bir mânâ vermişlerdir: ´Âlimler de Allah´tan başka ilah olmadığına adaletle şehadet ettiler´ 2) Kur?an da çok darb-ı mesel vardır Bazı selef âlimleri Kur´an´ın bu darb-ı mesellerinden birini okuyup anlamadıkları zaman ağlarlar ve ´Eyvah demek ki ben âlimlerden değilim´ diye üzülürlerdi (Zebîdî) Hadîsler Allah´ın Rasûlü şöyle buyurmuştur: Allah bir kulu için hayrı murâd ettiğinde, onu dinde" Allah´tan korkan bir âlim yapar Ona kendisini doğru yola götürecek akıl ve idrâk verir3 Âlimler peygamberlerin varisleridir4 Peygamberlik derecesinden daha üstün bir mertebenin bulunmadığı herkesin malûmudur Demek ki bu mertebeye vâris olmak, şereflerin en büyüğüdür Yerlerde ve göklerde bulunan bütün mahlûkat, âlim bir kimsenin affedilmesi için Allah´a yalvarırlar5 Yerlerde ve göklerdeki tüm mahlûkatm kendisi için Allah´tan af dilediği bir kimsenin mertebesini bir düşünün! Bundan daha büyük bir mertebeye ulaşması mümkün mü insanoğlunun? Alim kendi işleriyle meşgul olduğu halde, yerlerin ve göklerin sakinleri de onun affı için istiğfar etmekle meşgul olmaktadırlar Bir insan için bundan daha büyük bir şeref düşünülebilir mi? Hikmet (ilim), şerefli bir insanın şerefine öyle büyük bir paye ilâve eder ki köleleri, sultanların seviyesine çıkarıncaya değin yükseltir6 Hz Peygamberin ´Köleleri sultanların seviyesine çıkarır´ buyurmakla ilme nasıl bir paye verdiğini görüyorsunuz! İlmin bu dünyada vereceği neticeler bile bu kadar değerlidir Dünyada kazandırdıkları ahiret hayatına nisbetle bir hiçtir Çünkü ahiret hem dünyadan sayısız derecelerle daha üstündür, hem de ebedîdir İki iyi haslet vardır ki, bu hasletler hiçbir münafıkta bulunmaz: Birincisi güzel ahlâk, ikincisi dinde derin bilgi (fıkıh) sahibi olmak7 Günümüzün bazı fakihlerinin münafıklığı, sizleri bu hadîs hakkında şüpheye düşürmemelidir; zira Hz Peygamber, günümüzdeki anlamıyla fıkıhtan söz ediyor değildir Onun fıkıh ile kastettiği anlam, günümüzdeki anlamından çok uzaktır Nitekim kitabımızın ilerideki bölümlerinde bu anlam ortaya konacaktır Fıkh´ın en küçük derecesi, ahiretin dünyadan daha hayırlı olduğunu bilip, bu gerçeğe göre hareket etmektir Fakih olan kimsede bu türden bir vasıf olduğu takdirde; bilgileri doğru olur, üzerinden her türlü riya hâli kalkar ve nifak tehlikesinden kurtulur İnsanların en faziletlisi o mü´min âlimdir ki, kendisine ihtiyaç olduğunda yardım eder Halk kendisinden kaçtığında ilmiyle yetinerek vakarlı davranır8 İman çıplaktır; onun örtüsü takva, süsü hayâ ve meyvesi ilim´dir9 İnsanlar arasında nübüvvet mak----- en yakın kimseler, ilim ve cihad ehli olan kimselerdir İlim ehli olanlar, halkı peygamberlerin getirdiği ilahî nizâma yönelttiler Cihad ehli olanlar ise, peygamberlerin getirdiği bu ilahî nizâmı kılıçlarıyla korumak için cihad ettiler10 Bir kabilenin ölümü, bir âlimin ölümünden ehvendir11 İnsanlar, altın ve gümüş gibi farklı değerler taşıyan madenlere benzerler Dinde derin ilim (fıkıh) sahibi olmak şartıyla; cahiliye döneminde hayırlı olanları, İslâm´a girdikten sonra da (insanların) hayırlılarıdır12 Kıyamet gününde âlimlerin mürekkebi, şehidlerin kanıyla tartılır13 Ümmetime ulaştırmak üzere kırk hadis ezberleyen kimseye kıyamet gününde hem şefaatçı, hem de şahid olurum14 Allah Teâlâ, dininde bilgi sahibi olan kimseyi korur ve ummadığı yerden ona rızık verir15 Allah Teâlâ Hz İbrahim´e şöyle vahyetti: Ey İbrahim! Ben alimim ve alîm olan her kulumu severim16 Âlim kimse, Allah Teâlâ´nın yeryüzündeki emin kuludur17 Ümmetimden iki sınıf ıslah olursa herkes ıslah olur, onlar fesada düşerlerse onlarla birlikte herkes fesada düşer Bunlar yöneticiler ile âlimlerdir18 Beni Allah´ın rahmetine yaklaştıracak bir ilim (ve amel) sahibi olmamı temin etmeyen bir günün üzerime doğmasında benim için bir hayır yoktur19 Âlimin âbide üstünlüğü, benim, ashabımın en düşük derecelisine olan üstünlüğüm gibidir20 Bakınız ki Hz Peygamber ilim mertebesini, nasıl da nübüvvet mertebesine eşit tutmakta ve ilimsiz amelin derecesi ne kadar düşük olmaktadır Şayet âbid, eda ettiği ibadetin ilminden mahrumsa, onun ibadetinin hiçbir anlamı olmadığı gibi, böyle bir amelin kişiye hiçbir yararı da dokunmaz Âlim´in âbide üstünlüğü, ondördünde bulunan ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir21 Kıyâmet gününde üç sınıf insan şefaat edebilecektir: Peygamberler, âlimler, şehidler22 Nübüvvet makamının hemen ardından gelen ve şehidlik mertebesinden bile üstün olan ilmin mertebesi ne büyük bir nimettir! Allah Teâlâ´ya din hususunda ilim sahibi olmaktan daha üstün bir şeyle ibadet olunmuş değildir Şeytan için bir tek fakih(i aldatmak) bin âbid(i aldatmak)tan daha zordur Herşeyin bir temeli vardır Bu dinin temeli ise ilimdir23 Dininizin en hayırlı tarafı en kolay olanıdır İbadetlerin en hayırlısı ise ilimdir24 Âlim olan mü´min, âbid olan müzminden yetmiş derece daha faziletlidir25 Ey ashabım! Sizler fakihleri çok, kurrâsı (Kur´ân hafızları) ve hatipleri az, (ilim) isteyenleri seyrek, fakat (ilim) verenleri çok olan bir zamanda bulunuyorsunuzBu zamanda sâlih amel işlemek, ilim yapmaktan daha hayırlıdır Fakat insanların üzerine öyle bir zaman gelecektir ki, fakihleri az, hatipleri çok, (ilim) verenleri seyrek, (ilim) isteyenleri ise çok olacaktır İşte böyle bir zamanda ilim (sahibi olmaya çalışmak) her ibadetten daha hayırlıdır26 Alim ile âbid arasında yüz derece fark vardır Bu derecelerden her biri arasında iyi beslenmiş bir koşu atının hızıyla yetmiş yıllık bir mesafe vardır27 Hz Peygamber´e amellerin hangisinin daha üstün ve efdal olduğu sorulduğunda, şöyle cevap verdi: ´Allah´ı bilmek´ Ne tür bir bilgiyi kastettiği sorulduğunda, yine ´Allah´ı bilmek´diye cevap verdi Ashâb ´Biz amelden soruyoruz, siz ise ilimden haber veriyorsunuz´ diye itiraz edince, Hz Peygamber şöyle cevap verdi: ´Allah´ı bilerek yapılan amel -ne kadar az olursa olsun- insana fayda verir Allah´ı bilmeksizin yapılan ameller ise, insana bir fayda sağlamaz´28 Kıyamet gününde Allah Teâlâ bütün kullarını diriltip mahşere getirdikten sonra, âlimleri de diriltip getirir ve onlara hitaben şöyle buyurur: ´Ey âlimler zümresi! Sizi iyi bildiğim için size ilim sıfatımı emanet ettim Size ilmimi sizleri azaba uğratmak için vermedim O halde nimetlere koşun; zira hepinizi affettim´29 3)Buharî ye Müslim, (Muaviye´deıı); Tirmizî ve İmam Ahmed (İbn Abbas´dan); İbn Mâce (Ebû Hüreyre´den) 4)Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce ve İbn Hibbaıı, (Ebû Derdâ´dan) 5)Irâkî, bu hadîsi daha önceki hadîsin bir parçası kabul etmektedir Aynı hadîs başta yollardan da rivayet edilmiştir 6)Ebû Nuaym, Hilye; İbn Abdilberr îlim; Abdülganî el-Ezdî Muhaddislerin Adabı, (Enes´den zayıf bir senedle) 7 )Tirmizî, (Ebû Hüreyre´den) ; hadîsin garib olduğunu söylemiştir 8)Hâkim, Nişâbur Tarihi, (Ebû Derdâ´dan); hadîsin isnadının zayıf olduğunu söylemiştir 9)Beyhakî, Şuab´il-İnlan, (Ebû Derdâ´dan zayıf isnadla) 10)Ebû Nuaym, (İbn Abbas´dan zayıf isnadla); ayrıca Ebû Tâlib el-Mekkî, Kut´ul-Kulûb, (Muaz b Cebel´den) 11)Taberânî ve İbn Abdilberr, (Ebû Derdâ´dan) 12)Buharî ve Müslim, (Ebû Hüreyre´den) 13)İbn Abdilberr, (Ebû Derdâ^dan zayıf Hr sened\e) 14)İbn Abdilberr, İlim, (İbn Ömer´den zayıf bir senedle) 15)Hatib el-Bağdadî, Tarih 16)İbn Abdilberr (Talik yoluyla); Irâkî bu hadîsin senedine rastlamadığını söylemiştir 17)İbn Abdilberr, (Muaz b Cebel´den zayıf bir senedle) 18)İbn Abdilberr ile Ebû Nuaym, (İbn Abbas´dan zayıf bir senedle) 19)Taberânî, Evsat; Ebû Nuaym, Hilye, (Said b Müseyyeb´den ve Hz Aişe´den zayıf bir senedle) 20)Tirmizî, (Ebû Umame´den) Hadisin hasen ve sahih olduğunu söylemiştir 21)Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâi ve İbn Hibban 22)İbn Mâce, (Hz Osman´dan zayıf bir senedle) 23)Taberânî, Evsat´, Ebû Bekir el- Acurî, Riyaz´ul Müteallimîn; Ebû Nuaym, (Ebû Hüreyre´den zayıf bir senedle) 24)İbn Âbdulberr» (Enes?ten zayıf bir senedle) 25)İbn Adîy, (Ebû Hüreyre´den zayıf bir senedle) 26)Taberânî, (Huzam b Hâkim´den zayıf bir isnadla) 27)İsfehanî, Tergib ve Terhib, (Abdullah b Amr´dan); Deylemî, Müsned´u1- Firdevs, (Ebû Hüreyre´den) 28)İbn Abdilberr (Enes´den) 29)Taberânî, (Ebû Musa´dan) ALINTI |