๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 26 Temmuz 2010, 16:03:31



Konu Başlığı: İlim bölümü
Gönderen: Sümeyye üzerinde 26 Temmuz 2010, 16:03:31

İlim Bölümü


İlmin başka fazileti olması bile, ilim erbabını cahillerin sevmesi, heybetli görmeleri, alemlerin takdirine mazhar olması, ilmin aranmasını vacib kılacak yeterli sebeptir Kaldı ki dünya ve ahirete ait bir çok fazileti vardır
İlmin ve onunla iştigâlin insanı bir takım vesveselerden, insana üzüntü getiren düşüncelerden kurtarmasından başka faydası olmasa bile, ilmin aranması için önemli sebebtir bu Kaldı ki sayılması uzun olacak nice faziletleri vardır Yukarıda zikrettiğimiz hususlar ilmin talipleri için en küçük faydadır Halbuki bunun için bir çok zayıf padişahlar nefislerini eğlendirmek için vakitilerini santranç ve tavla oynamaya, içkiye, çalgıya, av peşinde hayvan kovalamaya vererek, dünya ve ahirette zarardan başka bir fayda sağlamayan birtakım fuzuli şeylerle meşgul olmuşlardır
Eğer ilim sahibi düşünse de, ilmin her saat için kendisini kurtardığını ve içine düşmekten koruduğu zilleti, cahillerin kendisi üzerine olacak tasallutunu ilim açmamış olsaydı, bundan dolayı nice üzüntülere maruz kalacağını, gizli hakikatları ve haline dışardan duyulan gıbtayı görseydi Allah'a (cc) hamdetmeyi daha da fazlalaştırır ve yanında bulunan nimetin büyüklüğünü daha iyi anlardı
İlmin daha önemli olanlarını elde edebilecekken, önemli olmayanlarıyla meşgul olmak, buğday yetiştirecek temiz toprağa darı ekmek veya hurma ve zeytin yetiştirecek yere söğüt dikmek gibidir
İlmi ehli olmayana vermek, fesaddır İçerisi yanana ve sıtma olana bal yedirmek veya safradan başı ağrıyana misk koklatmak gibidir
İlimde cimrilik gösteren, malda cimrilik gösterenden daha pintidir Zira ilimde cimrilik gösteren, harcanmakla tükenmeyecek aksine artacak olan şeyin harcanmasından korkmuş, malda cimrilik eden ise harcandığında tükenecek olan şeyin harcanmasından korkmuştur
İlmin hangi dalından olursa olsun, birine kendini veren, Endülüste narenciye ve Hindistanda zeytin ağacı dikmiş gibidir, başka şeye meşgul olamaz İlmin en kıymetlisi seni Yaradanına yaklaştıran, O'nun rızasına ermende yardımcın olandır
Varlıkta ve sağlıkta senden aşağı olana bak, dinde, ilimde ve fazilette senden üstün olana bak Derin ilimler kuvvetli ilaçlar gibidir, kuvvetli vücudu İslah eder ama zayıf vücudu helak eder Derin ilimler de kuvvetli akılları takviye ve tasfiye eder, zayıf akılları da tehlikeye sokar Akılla derin şeylere dalmak mecnunluğa dalmak gibidir Araştırmalarını mecnunluğa dayandırdığı kadar akla dayandırsaydı Hasan el Basrî'den, Eflatun'dan, Bürüzcemhir'den daha hekim olurdu Eğer Cenabı Hak dinde tevfik ve dünyada saadetle teyid etmezse akıl faydasız şeyler üzerinde durur
Yanlış görüşte olanları deneyeceğim diye kendine zarar verme, onların fesadını gösteriyorum derken kendin bulaşırsın, bulaşık insanların kınamasına maruz kalırsın, sonra mazeretin veya pişmanlığın seni kurtaramaz Kendin için istemediğin bir şeyi başkasına gelmesinden sevinme Şeriatın ya da faziletin sana borç kılmadığı bir şeyle başkalarını sevindirmeğe kalkışma
İlim Allah'ın (cc) sıfatı olarak cehaletin karşısında yer alır İlim ve ilim ehli için en büyük afet, cahillerin ilme müdahalesidir Onlar bilmezler, bildiklerini zannederler, ifsad ederler İslah ettiklerini zanneder
Her kim ahiretin hayrını, dünyanın hikmetini, doğru yaşamayı, güzel ahlakın tümünü kendine toplamayı, her türlü faziletlere müstahak olmayı murad ederse, Rasûlullah'a (sav) iktida etsin, imkanı nisbetinde onun ahlâkını takınsın, yaşantısını örnek alsın Allah onu örnek almakta mu'inimiz olsun:
Hayatımda cahillere iki defa kızdım; birincisi benim bilmediğim günlerde bilmediklerini konuşmaları, diğeri de huzurumda susmalarıdır Halbuki onlar faydalı şeylerde susar, zararlı şeylerde konuşurlar
Hayatımda alimler beni iki defa sevindirdi; birincisi, bilmediğim günlerde bana öğrettiler, ikincisi öğrendikten sonra, ilmin faziletlerini ve dünyadan zahidçe el etek çekmeyi onlarla müzakere ettim Allah (cc) bu ikisini ehlinden ve müstahak olanından başkasına vermez Dünya malı ve şöhreti peşine koşanı görürseniz, onlar ilmin de sohbetin de ehli değildirler
Fazilet arayan, ehlinden başkasında bulamaz, bu yolda gerçek dost olmayan da arkadaş olamaz Gerçek dost ise, geniş görüşlü, doğru, dürüst, kerem sahibi, sabırlı, vefakâr, emniyetli, ağır başlı, temiz kalbli, dostluğuna güvenilir kimsedir Dünya malını, makam ve mevkiini ve lezzetini arayanın arkadaşı, yırtıcı köpek, kapıcı tilki cinsinden olur, bu yolda da ancak, kötü itikadlı, pis tabiatlı düşman olabilir
Fazilet göstermekte ilmin menfaati çok büyüktür, faziletin güzelliğini bildiği için nadiren de olsa gösterir Rezaletin kötülüğünü bildiği için nadiren de olsa sakınır uzak durur Güzel övgüleri dinler, kendisi gibi olana rağbet eder, kötülemelerden nefret ederBöylece ilim faziletten, cehaletten, rezaletten hisse alır İlim ehli olmadığı halde fazilet gösteren, yaratılışında temiz tabiatlı saf kimsedir Bu peygamberlere mahsus yüksek bir derecedir Allah onlara, insanlardan öğrenmedikleri şeyleri ve hayrın tamamını öğretmiştir
Halk arasında avamdan sayılan nice insanlar vardır ki, ahlak ve siyretleri ile fevkalade kamil insanlardır, ama bunlar cidden azdırPeygamberlerin nasihatini, hükemanın tavsiyelerini dinleyen ve öğrenen nice okumuş yazmışlar da vardır ki rezilce bir hayat yaşamaktalar, bunlar hayatta çoktur da Demek ki bunlar birer Allah vergisi ya da Allah'ın mahrum bırakması kısmındandır Allah korusun!

 
ALINTI