> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Yollardayız
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yollardayız  (Okunma Sayısı 812 defa)
15 Ekim 2010, 19:27:15
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 15 Ekim 2010, 19:27:15 »




Yollardayız


“Mâdemki insansın, mâdemki duyuyor, düşünüyor ve seziyorsun, öyleyse büyük hakîkati bulmak için gönlünü ve idrâkini yoracaksın. Duyduklarını ve bulduklarını münâsib kimselere söyleyeceksin.”

Mevlânâ böyle buyuruyor. Bu mantığa göre, düşünme ve hissetme kâbiliyetine sâhip olmak “düşünme ve hissetme” vazîfesiyle muvazzaf (vazîfeli) olmak demektir. Akla ve gönüle sâhip olan insan düşünecek ve hissedecektir. Bulduklarını ve hissettiklerini de, münâsib zaman ve mekânda, münâsib kimselere söyleyecektir. Bu, peygamberâne bir davranıştır, insanlık seviyesini yükseltmektir. Düşünce ve his merkezini çalıştırmamak suç olduğu gibi, bilip hissettiklerini insanlara ulaştırmamak ta, sermâyeyi kullanmamaktır. Bilgi ve hisler mezara götürmek için değildir. “Olenler, güç ve bilgilerini berâberinde götürmemeli, yaşayanlara ilâve etmelidir.”

Ölüm temel bir meseledir. İnsan duygu ve düşüncelerini en çok, ölüm ve ötesi üzerinde yoğunlaştırmalıdır. Bu, hayâtı doğru anlamanın da bir şartıdır. Dünya âhiretin âhiret dünyânın nesi olur? Bu sorunun cevâbı mühim. Ölüm düşüncesiyle biz, insanın mâhiyetini ve hayâtın mânâsını kavrar gibi oluyoruz. Çünkü ölüm, hayâtı bir bütün olarak kavramamıza vesîle oluyor, dikkâtlerimizi varlığın temel problemlerine çekiyor. Ölüm ve âhiretle irtibâtı doğru kurulamamış bir hayat, sonsuzluk arzusuyla dolu olan insanı tatmin etmiyor. İnsan rûhu, fânîlik damgası taşıyan varlıklarla teselli bulamıyor, bekâ (sonsuzluk) istiyor.

İnsanın hem bunalımları aşmasında, hem de Allah sevgisi ve sorumluluk duygusuyla dolup-taşmasında âhiret inancının vazgeçilmez, gözardı edilmez, yeri doldurulmaz bir önemi vardır. Dolayısıyla, dünya âhiretten, âhiret dünyâdan bağımsız olarak ele alınamaz. Yüce Allah’tan dünya-âhiret berâber istenmeli, dünya âhiretin hazırlık yeri olarak değerlendirilmelidir.

Doğan her canlı ölmek üzere doğar. Doğumla berâber ölüm yolculuğu başlar. “Her gün ölüme doğru gider, son gün varır.” Cümle canlılar dünya günlerinin son ucunda uykuya dalar gibi ölür ve mahşer sabahında uykudan uyanır gibi dirilir. Ölüm ve diriliş hepimizin meselesidir. Görmemezlikten, bilmemezlikten gelemeyiz.

İnsan, bu dünyada yalnız bir yolcudur. Zor gününde elinden tutup yardım edecek Allah’tan başka kimsesi yoktur. Bu yalnızlığı hissetmek, nereye koşacağımızı bilmemiz açısından çok önemlidir. Dünya boş bir mekân, yerleşilecek bir ev değil, bir istasyondur. “Gelen geçer, konan göçer.” “Her yer Allah’ındır. İnsan bir emânetçidir. Ölüm gelince emânetleri teslim eder ve çekip gider.” “Mâl sâhibi, mülk sâhibi / Nerde bunun ilk sâhibi?” Allah’ın mülkünde, Allah’ın verdiği can ve malla, Allah’tan bağımsız, Allah’a rağmen yaşanacağını sanmak gaflet değilse ihanettir, fıtrata yazık etmektir.

Ölüm, bir dünya değiştirmektir. İnsan da merhaleden merhaleye geçen bir yolcudur. Cennet veyâ Cehennem yolumuzun sonucudur. “Ölümden ne korkarsın? / Korkma ebedî varsın.”

“Ölümün bizi nerede beklediği belli değildir”, her an yolumuzun üstüne çıkabilir. Hüner, işte o an, Azrâil’e “hoşgeldin” diyebilmektir. Bu, ölüme ve ötesine hazırlıklı olmaya bağlıdır. Ameli iyi olanlara Azrâil, şefkâtli bir doktor gibi gelir. Ölüm ânında melekler, mü’min kişiye arkadaşlık edip, tesellide bulunurlar. “Eğer sen mü’min ve tatlı isen, ölüm de güzeldir ve tatlıdır. Lâkin sen kâfir ve acı isen, ölüm de kâfir ve acı olur. šu hâlde güzel ölümlerden değil, çirkin yaşanmış hayatlardan korkmalı. Ölümlere değil, günahlara ağlamalı. İslâm, ölümü Allah’a (c.c) ve dostlara kavuşma vesîlesi sayar. Ölüm, dünyanın gam ve kederinden, gönül yorgunluklarından bir kurtuluştur. Kuşun kafesten uçuşudur. Mevlânâ bunu ne güzel ifâde buyurur:

“Öldüğüm gün, tabutum yürüyünce, bende bu dünya derdi var sanma. Bana ağlama, “yazık yazık, vah vah” deme. šeytan’ın tuzağına düşersen, “vah vah”ın sırası o zamandır.”

Biz gittik, kalanlar sağolsunlar. Doğan mutlaka ölür. Kötüysek, kötülüğümüzle geçtik gittik. İyi idiysek anın bizi hayırla.”

Hayırla anılma isteği güzel bir duygudur. Güzel izler sürüp hayırlı bir hayat yaşayanlar, hayırla anılmayı hakediyorlar. onlar ölümden sonra da, geride kalanlara, güzellikler sunmaya devâm ediyorlar. Gerçekleştirdikleri hizmetler, söyledikleri sözler, bir zaman eseri gibi göze ve gönüle tesir eden davranışlar dilden dile dolaştıkça onlar, insanları eğitmeye devam ediyorlar.

Sen, ey anlayış güzelliğinin sâhibi! Dünyâ’dan her gideni öldü sanma. Nice ölüler vardır ki, hep diri kalırlar, fakat insanların ekserîsi bunu farkedemez. Aksi de söz konusudur; tekrar tekrar öldürülmesi gereken ölüler de vardır.

Bizim gelip geçtiğimiz “dünya istasyonu”ndan, sonraki nesîller de gelip geçecektir. İnsanlık kervanı olarak yollardayız. Mahşer sabahından sonra bir başka dünyâda toplanacağız. O dünyânın ihtişâmı sözlere sığmadığı gibi, acıları da dayanılır gibi değildir.

Sonsuzluk arzusu, sonsuza dek yaşayıp gitme arzusu insanın fıtratında var. Bu arzu evlât sevgisi ve kalıcı eserler bırakma tutkusu hâlinde dışa yansır. Hayırla anılma isteği de bu arzûnun dışa vurumu olmalı. İnsan, “ben öldükten sonra ne olursa olsun” diyemiyor. “Ocağımı kimler tüttürecek, beni hatırlatacak neler bırakıyorum, mezarımı ziyârete gelen olur mu?” diyor. Unutulup gitmek hazin geliyor insana.

“Ölümse, gülümse.” Hoş geldi sefâlar getirdi. Yadırganacak, korkulacak ne var? “Her rind bu bezmin nedir encâmı bilir.” Sıra bize geldiyse kalkıp gidilir. Nizâm, hayâtın hâkimi olan Yüce Allah tarafından böyle kurulmuş. İnsanlar doğarlar, acı ve tatlı günler yaşarlar ve ölürler. Bu nizam, başımız gözümüz üzerine. Gün gelir yangınlar söner, acılar tavsar. Ölümlü dünya böyle böyle dolar boşalır durur. Acı olan dünya pazarına şaşkın gelip şaşkın gitmektir. İnsan nereden gelip nereye gittiğini, buralarda işinin ne olduğunu isâbetle tesbit etmelidir. Sürüp giden şaşkınlıklar, bitmeyen kararsızlıklar çok kötü neticeler verebilir. Durum son derece ciddîdir, şakaya gelir tarafı yoktur.

Vazîfemizi isâbetle belirledikten sonra, son nefese kadar sürüp gidecek bir çalışma temposu tutturulacaktır. Ölümle hareket hâlindeyken buluşmak ve ağaçlar gibi ayakta ölmek tercih edilecektir. Ölümün ve Âzrâil’in gelmesini bekler duruma düşülmeyecektir. Öldüğümüz zaman nice işlerimiz yarım, nice yazılarımız bitirilmedik kalacaktır. Yerimiz doldurulmayacak, yokluğumuza alışmak kolay olmayacaktır.

“Kardeş mezarıma defsiz gelme. Tanrı meclisinde gamlı olmak yaraşmaz.”

İşte geldik, gidiyoruz, şen kalasın fânî dünya.

İdris Arpat

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yollardayız
« Posted on: 29 Mart 2024, 04:55:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yollardayız rüya tabiri,Yollardayız mekke canlı, Yollardayız kabe canlı yayın, Yollardayız Üç boyutlu kuran oku Yollardayız kuran ı kerim, Yollardayız peygamber kıssaları,Yollardayız ilitam ders soruları, Yollardayızönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes