İhmal ve Faturaları

İhmal ve Faturaları

İhmal, çoğu zaman neticesi çok pahalıya patlayan bir tür hastalıktır Küçük bir üşütme ihmal edilirse nasıl vereme veya zatürreye çevirirse, ferdî ve içtimâî hayatın her yerinde ihmal işte böyle tehlikeli sonuçlar doğurabilir

Kolunda bir küçük kırık olduğu halde ihmali sonucu kolu eğri kalmış küçük bir enfeksiyona yakalandığı halde hiç ihtimam göstermeyip ihmali neticesi böbreklerini kullanamaz hale gelmiş baş ağrılarına aldırış etmeyip ihmal ede ede nihayet beyinde büyümüş bir urla karşılaşmış ve daha nice ihmalin bedelini ağır ödemeye mecbur kalmış insanlarla karşılaşmayanımız yok gibidir

İhmal, genellikle iradenin za’fından kaynaklanır -İmkan dahilinde olmayan hususlardaki ihmal mevzumuz dışıdır- İnsan, bazen hayatında bir çok mevzuda düzensiz yaşar, bir tür dağınıklık içinde boğuşur Bazen de, iradesinin zayıflığı sebebiyle tembel bir yapı arzeder Evet, çoğu zaman, zihnî dağınıklık icraatta dağınıklığa sebep olur Hiçbir işi vaktinde, hakkıyla ifa edemez hale gelir Bu da pekçok mevzuda ihmale kapı açar Hele bazıları için tamamen tembellik ve tenperverlik eseri ihmal söz konusudur ki, bu hiç bir şekilde tevil edilemez, mazeret kabul etmez ve affedilemez bir ihmaldir

Halbuki, inanan insan, hayatın her anının kendisi için fırsatlar kuşağı olduğunu bilir Kimi zaman bir problemin çözümü adına, kimi zaman da bir güzelliğin tahakkuku adına karşısına fırsatlar çıkar O da, herbir şeye fırsat olabileceği mülahazasıyla önem vererek yaklaşır Bir yerde Efendiler Efendisi “Hayır (ma’rûf) adına hiçbir şeyi hafife almayınız” buyurur Bu, “her geleni Hızır, her geceyi Kadir” bilenlerin mesleğinde baş ucu bir tavsiyedir

Hal böyle iken, pek çok insan ihmalin ağında ve neticelerinin kıskacında kıvrım kıvrımdır Kişi, en başta kendi ile alakalı mevzulara dikkat etmeli ki, ihmal etmemeye alışa alışa, başkalarının ihmal götürmeyen meselelerine veya cemiyetin en mühim mevzularına da öyle itina ile yaklaşsın Elbette, bununla bencil kimseleri, sadece kendin çıkarlarının temininde hassas ama başka mevzularda gevşek insanları kastetmiyoruz Fakat, kişi kalbini ısıran, vicdanını tırmıklayan günahlar karşısında hemen bir gerilime geçmez, hemen bir şekilde onu temizlemeye çalışmazsa zamanla günah yadırganmayan, alışılagelen bir hal alır Bu da, zehrin yavaş yavaş bünyeye girmesi gibi, insanı yıkıncaya kadar kendini hissettirmeyebilir Tıpkı ikinci lem’ada dendiği gibi “Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra, tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir mânevî yılan olarak kalbi ısırıyor”

Evet, kişi en başta kendi hayat düzenini, kulluğunu ve sağlığını ihmal ederse bu durumda ilerisi adına uzun soluklu iyi bir kulluk, sağlıklı ve düzenli bir hayat sürdürmesi düşünülemez Bu ise, İslam’ın bir mü’min için asla tasvip etmeyeceği bir husustur Allah Rasûlü, Ebu’d-Derdâ hazretlerinin sualine mukabil, Selman-ı Fârisî’yi haklı bulur, bütün bir geceyi ibadetle geçirip uykusunu ihmal ederek ertesi günkü işlerini ihmale sebep olacak veya sağlığına zarar verecek derecede hergün oruç tutup, geceleri uzun uzun ibadet yapmasını biraz aşırılık olarak görür ve “Nefsinizin de sizin üzerinizde hakkı vardır her hak sahibine hakkını veriniz” buyururlar İslam denge dinidir Aşırılıkları bir anlamda başka şeyleri ihmale götüreceği için hoş karşılamaz Yine bir başka sefer de “Ey insanlar; amellerden gücünüzün yettiğini omuzlayınÇünkü siz yapmaktan bıkmadıkça Allah Teâlâ sevâb vermekten bıkmaz Amellerin en hayırlısı da üzerinde devam edilenidir” buyururlar Yani, en iyiyi yapayım darken, iyinin dahi ihmal edilecek olması, Efendiler Efendisini endişeye sevk etmiştir

Allah Rasûlü, günahı temizlemede ihmale düşmememin önemine işaret ederek “Bir kötülük yaptığınızda, hemen bir iyilik yapınız ki, onu temizlesin” buyurur Bir kutlu zat da bu mevzuyu“nasıl akrebin üzerimde bir an durmasına müsaade etmem, ayen öyle de, günahın üzerimde bir an durmasına tahammülüm yoktur Hemen onu temizlemez, tevbe etmez, ağlayıp sızlamaz, dua ile münacaata kalkmazsam tahammül edemem” tarzında dillendirir Öte yandan Sultan-ı Rusül, hayrı yapmada da ihmal etmemeyi, ahesterevlik etmeden acele etmeyi tavsiye eder: “Salih amelleri işlemeye, yâni Allah'ın sevdiği, razı olduğu, güzel amelleri işlemeye gayret gösterin, koşuşun, acele edin!"

Evet, ihmaller kemdimizi aşıp da dışa çıktı mı, neslin gençliğin eteklerini tutuşturdu mu, artık o yangının akibeti pek cetin olmaktadırGünümüzde ihmalin kurbanı nice nesiller yetişti Bunlar bakıma muhtaç birer çiçek gibi idiler İhmalin neticesi etrafa kötü koku saçan, zehirli çiçekler haline geldiler Bu ihmalin vebalinden ve dünyadaki kötü akıbetinden nasıl kurtulunur bilinemez

Bunlardan çok çarpıcı olan birisi Babrak Karmal’dir Babrak Karmal tıp tahsili için Türkiye’ye gelir Birinci sınıfın sonunda para sıkıntısı çeker, yardım için değişik kapılar çalar ve nereye sorsa eli boş döner Nihayet birisi ona, Rusya büyükelçiliğine gitmesini, onların talebelere burs verdiğini söyler O da son çare onların kapısını çalar Ruslar, iki saat kadar bir mülakat ve bekletmeden sonra şu teklifi sunarlar “Sana burs vereceğiz, ama Moskova’da okumak şartıyla” Ruslar, onda bir cevher görmüşlerdir ve bunun hiç ihmal etmeden kullanılması gerektiğini düşünürler Babrak, teklifi kabul eder ve Rusya’da okumaya gider Kaderin cilvesi, komünist dünya görüşüyle eğitimini tamamlayan Babrak Karmal memleketine döner ve bir gün ülkesinin devlet başkanı olur Devlet başkanı olduğu 1979 senesi ve akabi Afganistan için gözyaşı, kan ve zulmün başlangıcı olur Rusya’nın sempatisiyle yetişen Babrak, sosyalist rejimin temellerini kurmaya girişir, halktan gelen tepkiye karşı da Rusya’dan yardım ister Neticesi malum

Bir misal de ise, bir üniversite talebesi vardır Elinde bir kağıtla bir esnafın dükkanına girer “Beni filan abi gönderdi, sizin bana yardımcı olabileceğinizi söyledi” der ve burs ister Esnaf, ihmalin en alışılmışını yapar “Biraz meşguliyetim var, daha sonra gelirseniz daha iyi ilgilenme imkanım olur” der Bir kaç kez bu tarz gerçekleşen diyalogdan sonra genç bir daha abinin kapısına gitmez Aradan yıllar geçerEsnaf abi, arabasıyla otobandan giderken, uzun saçlı bir genci otostop yaparken görür ve durur Genç, arabaya biner ve hoş beş başlarGenç, birden “arabayı durdur, inmek istiyorum” der Esnaf abi, olana bir mana veremez Ertesi gün gazetede bir haber okur “Otabanda kaza” Dün arabasına aldığı gencin otobanda bir kaza geçirerek öldüğünü okur İsme biraz dikkat ettiğinde, o gencin kendisine yıllar önce gelen ve ihmali neticesinde kayıp giden genç olduğunu anlar ve yıllar önceki ihmalinden dolayı acı acı ızdırap duyar

Kim bilir bu ihmallerimiz neticesi ne tür felaketlere sebep oluyoruz Bundan kurtulmanın en mühim yolu Sünnet-i Seniyyeye ittibadırBöylelikle, asla hiçbir iyiliği hafife almıyacağız, herkese değer vereceğiz, vazife şuuruyla hareket edeceğiz Günahın yerleşmesine müsaade etmeyecek, bir an evvel dağınıklıktan kurtulunacak ve ihmalin mühlik tuzağına düşmeyeceğiz

Ali Ünsal

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın