๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 25 Aralık 2010, 11:08:52



Konu Başlığı: Hz Musayı ısıran karınca
Gönderen: Hadice üzerinde 25 Aralık 2010, 11:08:52
Hz.Musayı Isıran Karınca


Hz. Musa köy köy, şehir şehir dolaşıp insanlara Allahın dinini öğretirken, bir gün yolu Allahın, ceza olarak bütün halkını yaktığı bir köye düştü ve
- Ey Rabbim dedi. Bu köyde yaşayanlar arasında çocuklar, günahsız, suçsuzz kimseler ve hayvanlarda vardı. Sadece suçluları ve günahkarları cezalandırabilecekken böyle yapmayıp tüm köyü cezalandırmışsın. senin şefkatin ve acıman sınırsıdır ve sen tüm canlılara bu şefkatinle davranırın. Sen işlerini de bizim aklımıızn eremediği yüksek bilginle yaparsın. Buna olan inancım tamdır. Fakat ben merak ettim günahkarlarla beraber masum insanları niçin yaktın? diyerek,fazla oyalanmadan, yoluna devam etti.Bir müddet sonra hem bir şeyler yemek, hem de yol yorgunluğunu biraz olsun üzerinden atmakbir ağacın altına oturdu. Ağacın az ötesinde büyük bir karınca yuvası vardı. Karıncalar harıl harıl çalışıyordu. Bu karıncalarda bir tanesi gelip dinlenmekte olan Hz.Musa aleyhisselamı ısırdı. Musa karıncaya öfkelendi Yerdeki kurumuş odunlardan birini ateşle tutuşturdu, geldi, tüm karınca yuvasını ateşe verdi. Tüm karıncalar yanarak öldü. Musa bildiren dini hükümler arasında karınca yakmak günah değildi.Bunun üzerin Allah şöyle seslendi
- Ey Musa! Seni sadece bir tek karınca ısırmışken, sen bütün karınca yuvasını ateşe mi verdin. Bir karınca yüzünden koca karınca ülkesini her ana hamde eden, beni en güzel sözlerle öven bir toplumu yakıp yok ettin, öyle mi?
Hz.Musa gerek kendi gördüğü karşısında söyledikleri, gerek yaptığı karşısında Cenabı Hakkın seslenişinden öğrenmiş oldu ki

* Suçlularla beraber olanlar, kendileri suçsuz olsalar dahi aynı cezaya uğrarlar. Ancak Allah hesap gününde onları birbirinden ayırır, her birine hak ettiği karşılığı fazlasıyla verir. Bizler de kötü insanlarla beraber olmamalı, onların yaşadıkları yerlerde bulunmamalıyız. Bulunmak zorunda kalırsak onları uygun bir lisan ile uyarmalı, oradan bir an önce uzaklaşmaya bakmalıyız *

ALINTI