> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi?  (Okunma Sayısı 919 defa)
11 Aralık 2010, 18:00:12
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 11 Aralık 2010, 18:00:12 »



Hz. Ali'nin Kılıcı mı İlmi mi?


Alevi hakları meselesi sürekli Türkiye'nin gündemine geliyor. Alevi vatandaşlarımızın yoğun olduğu illerden birisi olan Tokat'ta gençlik yıllarımı yaşadığım için, bu tartışmaları dinlerken bazen hayretler içerisinde kalıyorum. Alevi vatandaşlarımızın haklarını savunmak için medyaya çıkan temsilciler, gerçekten Alevilerin haklarını savunmak için mi konuşuyorlar? Bazen, alevi haklarını korumak için değil, Alevilik üzerinden geçindiklerini düşünüyorum. Kurulan dernek veya federasyonların başında, genel başkan olarak daha uzun süre kalmak için agresif veya abartılı konuştuklarını düşünmeye başladım. Hz. Ali'den hiç bahsetmeden Aleviliği savunuyor olmaları beni maalesef böyle düşündürüyor.

 

Lise yıllarım, Alevilerin çok yaşadığı bir ilçe'de geçti. Lise çağlarında olmanın verdiği enerji veya deliliklerimiz gereği, birçok kavgaya da karıştık. O kadar kavganın içinde veya yanında olmamıza rağmen, Alevi - Sunni kavgasına hiç girmediğimiz gibi, böyle bir kavgaya şahitte olmadık. Tabii ki 1993 yılına kadar...

Ah Sivas!

Sivas olayları yaşandığında lise son sınıf öğrencisiydim. Ne olduğunu anlayamamıştık. Ancak ilçemizde, ilk defa gerginlikler yaşanmaya başladı. O güne kadar, hiç kimse birbirine "Sen Alevi misin? Sünni misin?" diye sormamışken, birden gerginlikler artmaya başladı.  1970'li yıllarda gençliğini yaşamış olan bazı büyüklerimiz, o dönemlerde sağ sol çatışmalarının bazen, Alevi - Sünni çatışmasına dönüştüğünü anlatmıştılar. Bizim nesil, 1993 yılında yaşanan büyük trajediye kadar böyle bir gerginlik hiç yaşamadı.

Türkiye'nin kendi ayakları üzerinde durup, büyümesini, gelişmesini istemeyen bazı derin güçlerin, Sivas olaylarını planlayıp, milletimizi birbirimize düşürmek için çaba sarf ettiklerini anlattılar bize büyüklerimiz. "Sakın bu oyuna gelmeyin! Kardeş kavgası isteyenlerin ekmeğine yağ sürmeyin. Hz. Ali'yi sevmek Alevilik ise, bizde Aleviyiz!" gibi nasihatlerle kavgaların büyümesini engellediler.

Ben ilk defa Aleviliğin nasıl bir şey olduğunu 1993 Sivas olaylarından sonra merak etmiştim. Birlikte çay içip muhabbet ettiğimiz bazı Alevi arkadaşlara, Alevilik hakkında sorular sormaya başladım. Birçoğundan tatmin edici cevap alamıyordum. Alevi arkadaşlara "Niçin camiye gelmiyorsunuz?" sorusunu sorunca, aldığım cevap beni hiç tatmin etmemişti. "Hz. Ali'yi camide öldürdükleri için biz camiye girmiyoruz!" demişti Alevi bir arkadaş. Yanımda oturan diğer arkadaşımda, benim gibi tatmin olmamış olacaktı ki, "Tuvalette öldürülseydi, hiç tuvalete gitmeyecek miydiniz?" diye sorgulamıştı.

Benim için Sivas olayları çirkin bir oyundan ibaretti. Bu ateşe odun taşıyanlardan asla olmadım. Yakın arkadaş çevremde bu oyuna gelmediler. Aradan uzun zaman geçmişti. Üniversite bitmiş, iş hayatına başlamıştım. Sivas olayları üzerinden on yıldan fazla bir zaman geçmişti. Aynı işyerinde çalıştığımız Alevi bir arkadaşla otururken, konu Sivas olaylarına geldi. Sünnilerin alevi düşmanı olduğunu söyleyen arkadaş, "Sizinkiler niçin tekbir getirerek Alevileri yaktı?" diye sorunca, ben şok olmuştum. "Tekbir getirerek insan yakıyor Sünniler" düşüncesiyle yetişmişti. Bir karıncaya bile, eziyet etmeyi yasaklayan dinin mensupları, tekbirle insan yakan varlıklar gibi anlatılmış onlara yıllarca.   

Tekrarlanan çirkin tezgâh!

Alevi arkadaşlardan aldığım cevaplar beni tatmin etmeyince, İslam tarihinin en acı yıllarına dair kitaplar okumaya başladım. Alevi - Sünni kavgasının nerde, ne zaman, niçin başladığını merak ediyordum. Birkaç kitap okuyunca, Sivas'ta yaşanan oyunlarla, Hz. Osman döneminde başlayıp Hz. Ali döneminde zirve yapan oyunların, birbirinden pek farklı olmadığını gördüm. Müslümanları birbirine düşürmek için, yüzlerce entrika çeviren Abdullah bin Sebe'nin torunları, 1993 yılında, aynı oyunu tekrar oynamış. Dedesinin açtığı yaraları kaşıyarak kendini gündeme getirenler, bu millete çok büyük acılar çektirdiler.

Eğitim camiası için Hz. Ali

Meslek hayatın başlayıp, eğitim kitapları okurken, karşıma en çok Hz. Ali çıktı.  Hz. Ali'nin sözleri, Hz. Ali'nin yönetim becerisi, Hz. Ali'nin hutbeleri gibi, birçok kitabı alıp okumak zorunda hissetim kendimi. Okudukça Hz. Ali'yi daha çok sevmeye başladım.

Çocuk ve Yetişkin eğitimi merkezli çalışmalarımı yaparken, yerli ve yabancı birçok kaynaktan istifade ettim. Çeviri kitaplar okuduğum gibi, yerli kaynaklarımızı da okudum. Eğitim çalışmaları için en çok kimden istifade ettiğimi, en çok kimden etkilendiğimi, en çok kime hayran kaldığımı bana sorsalar, hiç tereddüt etmeden, "En çok Hz. Ali'den etkilendim, istifade ettim!" derim.

Birçok konferansımda Hz. Ali'den aldığım notları paylaşırım halen. Bir konferansımdan sonra, benim yaşlarında bir bayan bana yaklaştı ve kulağıma, "Hocam bende Aleviyim!" dedi. Hem Tokat'lı olduğum için, hem de Hz. Ali'den bu kadar bahsedince, beni de Alevi zannetmiş. "Ben Alevi değilim!" gibi bir cümle kurma ihtiyacı bile hissetmeden, "Memnun oldum!" dedim sadece.   

Din, siyaset, hayat, eğitim ve insana dair o kadar güzel tespitleri var ki Hz. Ali'nin, bu söz ve tespitleri çok daha erken öğrenmiş olmayı isterdim. Kütüphanemde Hz. Ali'den ilhamla yazılmış birçok kitap var.

Hz. Ali ve İlim.

Hz. Ali merkezli bir yazı yazmaya niyetlenince, Hz. Ali'nin muhteşem sözlerini tekrar gözden geçirmek için internette araştırma yaptım. Hangi sözünü buraya alacağımı seçmek o kadar zor ki. Her bir tespiti ayrı bir güzelliğe ve öneme sahip. Hz. Ali'nin birkaç sözünü burada paylaşacağım. Alevi veya Sünni olsun, Müslüman olduğunu iddia eden herkese tavsiyem, Hz. Ali'nin hayatını ve sözlerini kendilerini rehber edinmeleridir.   

Her biri levha yapılıp, evimizi, işyerimizi, kalbimizi süslemesi için, gözümüzün önünde durması gerekecek kadar değerli sözlerden bir demet sunacağım sizlere.

Hz. Ali konuşuyor...

    İlim bayrağımdır, nereye gitsem benimledir; kalbim ilim ile doludur, sanma ki boş bir sandıktır.
    İlim bütün iyiliklerin anahtarıdır.
    İlim hiçbir servet ile satın alınmaz. Onun içindir ki, bir cahil ne derecede zengin olursa olsun, en fakir bir alim ile mukayese olunmaz.
    İlim maldan hayırlıdır: İlim seni korur, malı sen korursun. Mal vermekle azalır, ilim öğrenmekle artar.
    İlim hakimdir, mal ise mahkum.
    İlim sahibi cömert olur, mal sahibi cimri olur.
    İlim ruhun hakimidir, ilim sahibi cömert olur, mal sahibi cimri olur.
    İlim ruhun gıdasıdır, mal ise cesedin gıdasıdır.
    İlim kalbi aydınlatır, mal ise kalbi katılaştırır.
    İlim peygamberlerin, mal ise eşkiyaların mirasıdır.
    İlim meclisi cennet bahçesidir.
    İlim tükenmez bir hazine, akıl eskimek bilmez bir elbisedir.
    İlimden başka herşey azaldıkça değeri yükselir, ilim ise çoğaldıkça  değeri yükselir.
    İlmin bereketi güzel ameldir.
    İlmini saklayan cahil gibidir.
    İki şey vardır ki sonu bulunmaz; ilim, akıl.




* * * * * *

Tam yazıyı bitirmiş, yayınlamayı düşünürken, yeni okuduğum bir kitapta, bu konuyla ilgili çok güzel bir yazı rastladı. R.İhsan ELİAÇIK Bey'in kaleme aldığı, "Gerçek Hayat Dini" adlı kitapta, altını çizdiğim kısmı sizinle paylaşmak istiyorum.

Üç kişi var ki, ne zaman adlarını duysam, içimi acı bir burukluk kaplar. Hz. Musa, Hz. İsa ve Hz. Ali...

Her üçü de kimilerinin elinde tanınmaz hale getirilmiş, ruhları ve kemikleri sızım sızım sızlatılıyor. Musa Yahudilerin, İsa Hıristiyanların, Ali de bizim Şiilerin - Alevilerin elinden neler çekiyor. Eğer bunlar dirilip geri gelseydi, dünyayı kurtarmak için değil, kendilerini bu müfrit taraftarlarının elinden kurtarmak için gelirdi.

"Bizi ne hale getirdiniz?" diye isyan ederlerdi. Musa Yahudilere gelirdi, "Bırakın beni!" diye. İsa Hıristiyanlara gelirdi, "Yeter kemiklerimiz sızlattığınız!" diye. Ali, Şiilere - Alevilere gelirdi, "Düşün yakamdan!" diye. Hatta Muhammed (as) Müslümanlara gelirdi "Ben size bunları mı bırakmıştım?" diye.

Eğer bunların dirilip geri gelmesi söz konusu olsaydı hepimiz kaçacak delik arar, utancımızdan yüzlerine bakamazdık. Çoğumuz yanlarında değil karşılarında yer alırdık. Çünkü gelenin tahayyül ettiğimizden çok farklı olacağından adım gibi eminim.

* * * * * * *

Kılıcını da, İlmini de, ömrünü de Allah ve Resulüne hizmet etmek için adayan Hz. Ali'ye düşman olanlarda, Hz. Ali'nin sırtından geçinmek isteyenlerde, ahrette en büyük tokadı Hz. Ali'den yiyecekler.

Ben hükümet yetkilisi veya YÖK Başkanı olsam, Üniversitelerde Hz. Ali kürsüsü kurup, Hz. Ali'yi bu milletin daha fazla tanımasını sağlamaya çalışırdım.

Hz. Ali'nin Kılıcını evine veya boynuna asıp, Hz. Ali'nin ilmiyle ilgilenmeyenler, Alevi olduklarını nasıl iddia ediyorlar?

 


Sait ÇAMLICA
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi?
« Posted on: 20 Nisan 2024, 06:33:43 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi? rüya tabiri,Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi? mekke canlı, Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi? kabe canlı yayın, Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi? Üç boyutlu kuran oku Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi? kuran ı kerim, Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi? peygamber kıssaları,Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi? ilitam ders soruları, Hz. Alinin kılıcı mı ilmi mi? önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes