Hızır(as) ve Yeşil gözlü adam

Hızır(as) ve Yeşil Gözlü Adam

Hasan(ra) bir topluluk içinde otururken, yeşil gözlü bir adam geldi Hasan Ona:
Hızır(as) ve Yeşil Gözlü Adam Sen böyle mi doğdun? Yoksa böyle mi kendini arzediyorsun? Dedi
Adam:
“Ya Hasan, beni tanımıyor musun?”dedi
Hasan(ra):
“Kimsin?”dedi
Adam, nesebini söyledi, meclisteki herkes onu tanıdı
Hasan(ra):
“Nedir halin?” diye sordu
Adam:
Bütün malımı toplayıp bir gemiye attım, Yemen’e doğru gidiyordum Yolda fırtına koptu, gemi battı Bir daha üstünde sahile çıktım Oturup tereddüt ediyordum: Galiba 14 kişi batmıştı Ot, ağaç ne buldumsa yedim Çeşme suyunu içtim Sonra dik doğru gideyim, ya helak olurum veya kurtulurum dedim Yürüdüm, önüme bir saray yükseldi Duvarları sanki, gümüşten idi Kapısını ittim İçinde salonlar vardı Salonların her köşesinde, pırlantadan sandıklar vardı Kilitli idiler, yalnız bir bakmakla açılıyordular Bazılarını açtım, içinden hoş bir koku çıktı, baktım içinde ipek elbiseli adamlar yatıyor Elledim, baktım diri sıfatında ölüdürler Sandığı kapattım, çıktım Sarayın kapısını da kilitledim
Geçtim, hiç benzerini görmediğim iki süvari gördüm Doru atlara binmiştiler Halimi sordular, ben anlattım
Onlar:
“İleriye doğru git, bir ağaca rastlarsın, yanında bir bahçe var, orda güzel kıyafetli yaşlı bir adam var Namaz kılıyor Durumunu ona anlat O sana yolu gösterir” dediler
Geçtim, yaşlı bir adamla karşılaştım Selam verdim , selamımı aldı Hikayemi sordu Başıma gelen bütün şeyleri anlattım Sarayın bahsi gelince adam, ürperdi
“Sonra ne yaptın?” diye sordu
Sandıkları kapattım, dedim O an üzerinden bir bulut geçti, “Esselamü Aleyke Ya Veliyyah” diye selam verdi Adam buluta;
“Nereye gidiyorsun” diye sordu Bulut:
“Falan falan yere gidiyorum” dedi Bulutlar böyle ard arda devam edip geçtiler Ta bir bulut gelip ondan nereye gidiyorsun diye sorunca;
“Basra’ya gidiyorum” dedi
Adam Ona:
“İn “ dedi Ben bulutun sırtına bindiğimde, Allah hakkı için o gördüğüm saray, “Süvariler ve sen necisiniz” diye bana söyle dedim
Adam dedi ki:
“ O saray, Allahın deniz şehitlerine ettiği bir ikramdır Onlara melekler müekkel kılınıp olanları denizden topluyor ve o sandıklara ipek kefenler içine koyuyorlar
O iki süvari ise, iki melektirler, sabah akşam gelip Allah’tan onlara selam getiriyorlar Ben ise Hızır’ım, Allah’tan istedim ki, beni peygamberimizin ümmetiyle haşretsin
Adam dedi ki:
“Ben buluta bindiğimde öyle büyük bir korku beni sardı ki, ondan gözlerim böyle yeşil rengini aldı”

alıntıdır
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın