> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Hicret Arayışı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hicret Arayışı  (Okunma Sayısı 760 defa)
27 Kasım 2010, 18:05:05
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 27 Kasım 2010, 18:05:05 »



Hicret Arayışı


Yusuf Selman Tan


Müslüman önce bulunduğu çevrede müslüman olmayı, müslüman kalmayı ve yaşadığı toplumu müslümanlaştırmayı düşünür. Bir ipek böceğinin kozasını örmesi gibi etrafını güzelliklerle örer. Fakat etrafı ona sağır ve kör ise onlara ulaşmakta zorlandığı yetmiyormuş gibi inancından dolayı baskılara uğruyor, hayatı zorlaşıyor, gayreti sınırlandırılıyorsa o zaman hicret kapısı o müslüman için açılıyor demektir. Çünkü Rabbin mesajını alabilecek yeni insan arayışına girmesi de müslümanın bir başka vazifesi. Arz ALLAH'ın arzı, kullar ALLAH'ın kulları.

Müslüman davasına sonunda her şeyini geride bırakacağı bir "hicret"i göze alarak başlar. O, imanı uğruna evladını da malını da geride bırakmakta zorlanmaz. Yeni bir dünyaya doğarcasına dünyevi varlıkların hepsinden soyunur.

Mü'minin hicreti bir kaçış değildir. Hasrettir, ümiddir, yüce hedefleri gerçekleştirme azmidir. Kendi iklimini bulma arayışıdır. O, halifetullah olmanın gereğini yerine getirmektedir. Geriye kalan sadece candır, o da ALLAH yoluna adanmıştır.

Hz Ömer Kabe'de müşriklere hicret edeceğini açıklarken ilk cümlesi şu olmuştur:

"İşte ben dinimi korumak için ALLAH (c.c.) uğrunda hicret ediyorum." Bu, her şeyden daha fazla önem verilen bir memuriyetin ifadesidir. Putları reddedip hayatından çıkardıktan sonra şirk toplumundan tevhid toplumuna yöneliştir. Bir başka tabirle salihlerle ve sadıklarla birlikte olma isteğidir. ALLAH'ın Rasûlü müşriklerden ayrılırken saf İslam toplumunu inşa etme gayreti içindeydi. Nereye bakarsa aydınlık bir yüz görecek, kiminle konuşursa İslam'ın ölçülerine göre konuşacaktı. Müslüman müslümanla olacak, birbirlerini sevecek, yıkayacak ve kaynaşacaklardı.

Birde mü'minin iç dünyasında yaşaması gereken ferdi hicret mesuliyeti var. Ruhun vatan-ı aslisine doğru yücelme iştiyakı ve zarureti bu. Zahiri hicreti tüm dünyevi elbiselerden sıyrılmak şeklinde yorumlarken batınî hicreti tüm beşeri zaaflardan kurtulmak şeklinde yorumlayabiliriz.

Peygamber efendimize "hicret nedir" diye sorulunca:

"Kötülüğü terketmendir", buyuruyorlar ve devam ediyorlar; "Hicretin en efdali Rabbinin hoşlanmadığı şeyleri terketmendir. Gerçek muhacir bunları yapandır."

Mü'min gönül Medinesine ulaşmak yolunda her haramdan sakınırken bir dağı geçer, her farzı yerine getirirken bir ovayı aşar, her nafile onun için bir adımdır. Zaten dünya sevgiliye doğru adım adım yaklaşma alanı değilse nedir?

Her doğan gün onun ümidini artırır her batan gün aşkını biler. O kendi içinde hicreti yaşayandır. Ailesiyle iken hicrettedir, insanlarla hicrettedir, dünyada hicrettedir, çağda hicrettedir. Namaz onun için Rabbinin yanına bir hicrettir. Oruç bedeninden, arzularından hicrettir. Hac bir hicret eğitimidir. Sırtına izar ve rida giydirilen mü'mine "Anla! her şeyden soyunmadan hicrete, Rabbe olan yolculuğa çıkmak yok" denmektedir adeta. Zekat dünyanın hengamesi içme daldığın an eşyadan hicrettir. Mü'min İslam'ın her bir rüknü ile hep bir hicret imtihanındadır.

Hicret İslam inkılâbının başlangıcıysa ruh inkılâbının da başlangıcı olmalı İslam eğer hicret ile istiklaline ulaşmışsa mü'min de ruh dünyasında yaşayacağı hicret ile bağımsızlığına kavuşabilmeli. Ayağındaki maddenin prangaları çözülüp uçsuz bucaksız hakikat alemine kanat açabilmeli.

Hz. Nuh dalgaların üstünde yepyeni bir dünyaya hicret ediyordu. Hz İbrahim Hicaz yolcusu idi, Hz. Yusuf Kenan illerinin Hz. Musa Sina dağına çıkarken Hz. Muhammed Medine yolunda, çöllerde toz toprak içinde ilerliyordu. Bu hicretlerin her birisi aslında ruh dünyasında yaşanacak büyük hicretlerin izdüşümüdür.

Derviş bir hicret eri, tasavvuf bir hicret yolculuğudur.

Hz. Ebubekir hicret etmek istedikçe Rasûlulah (s.a. ) tarafından "sabret belki ALLAH (c.c.) sana hayırlı bir arkadaş nasib eder" diyerek hicreti erteledi. Hz. Ebubekir sabretti ve o hayırlı arkadaşı buldu. Gönül dünyamızda hicreti yaşamak istersek ALLAH belki bizlere de "hayırlı arkadaşlar" nasib eder.

Büyük hicret sevdalılarının önünde Hz. Peygamberin kapısında yalınkılıç bekleyen kırk düşman gibi düşmanları vardır. Ebû Cehil misali şeytan mü'minin yoluna o düşmanları diker. En yakın düşman nefisdir. Dünya sevgisidir, hırsdır, yalandır, gıybettir, riyadır, hasettir, gadapdır, şehvettir... Eğer mü'min ALLAH yolunda ALLAH için sefer etmek isterse ALLAH ona da hasımlarından korunma lütfunu bahşedecektir. Hz. Peygamber Ebu Bekir'e "ALLAH bizimle beraberdir" müjdesini verirken bize de sesleniyordu. Onun lütfu olmasa ne olabilir ki...

Sen gönül ülkendeki Medine'ye ulaşmak istiyorsan Hz. Peygamberin düşmanların arasından sıyrıldıktan sonra Kabe yi tavaf ettiği gibi bir gönlü ziyaret edip hedefine adımlamalısın. Gerektiği zaman Hz. Ali misali fedakarlıktan kaçınmamalı istenilen yatağa girip örtüne sarınabilmelisin.

Mağarada efendimiz ve arkadaşı üç gün üç gece kaldılar. O üç gün sadece emniyet için bir bekleyiş değildi. Orada öncü ümmet, inşa ediliyordu. Silsile-i zeheb oluşturuluyordu. O mağarada sevgi atmosferi öylesine yoğunlaşmıştı ki kıyamete kadar çağları kuşatmaya yetecek kıvamdaydı. Orada bir gönül medeniyeti kuruluyordu. Arzın üzerine asırlara ulaşacak, nice gönülleri mamur edecek bir muhabbet pınarı fışkırıyordu. Ey Sevr, sen hangi sırlara sahnesin ve ey zaman sen hangi sırlara şahitsin kimbilir...

Biatsız, bir ele tutunmadan, sözleşmeden hicrete adım atılamayacağı gibi çilesiz de hicret olmaz. Gurbete çıkmadan, yalnızlaşmadan mihnet, meşakkat çekmeden, yanmadan zafere varılmıyor. Adımlamadan ulaşılmıyor, sevmeden erişilmiyor. Fakat mü'minin hicret azmi keskin olup çöllere düşmüş ise Şüreka gibi onu yok etmeye gelen düşmanı dost olur gider. Eğer hicreti gerçek anlamda yaşayabilirse onu da beyaz maşlahlara sararak gönül dünyasının Medine'sine buyur ederler. Efendimizi zafer terennümleri ile karşılayan Medine'liler gibi onu da zafer terennümleri ile bekleyenler vardır.

Medine Efendimizin hicretinden barış istiyordu. Hicret kardeşlik müessesi oldu. Medine'nin kabileleri birbiriyle barıştığı gibi muhacir ile ensarı da kardeş yaptı. Gönül dünyasında hicreti gerçekleştirebilen o mübarek yolcu da vücud ülkesinde sülhu temin eder. Nefsiyle barışır. Onu terbiye edip muti hale getirir.

Hicretin icraata dökülen ilk işi Küba'da mescid inşa etmek olmuştur. Gönül Medine'sine ulaşan muhlis de gönlünde bir mescid inşa etmelidir. O mescidde hem kendisi Rabbiyle buluşmalı hem de ALLAH'ın kullarını buluşturmalıdır. Ki o gönül ümmetin hayrına çalışan, insanları ALLAH'a çağıran bir rahmet iklimi olsun.

Maddenin zehirli tadını alan bu çağın insanı maddeye bağımlılaşmıştır. Kendini dünyada o kadar temelli saymaktadır ki hicretin varlığından haberli bile değildir. O yüzden ölüme karşı hazırlıksızdır. Ölümden korkar, korktukça dünyaya daha çok bağlanır, bağlandıkça hicret diriliğinden uzaklaşır. Rabbi ile arasına bir kat daha perde koyar.

Bir mü'minin ölümü ise kelebeğin havalanması kadar kolay ve estetiktir. Ruh bu yolculuğa ömür sermayesini vererek hazırlanmıştır. Eğer ölmeden önce ölüm sırrına ulaşabilmiş ise ölüm bir düğün gecesi haline gelmiştir. Herhalde hicretin zirve noktası "ölmeden önce ölüm" sırrına ve Rabbe ulaşmak olmalıdır.

Biz uzun zamandır içimizdeki hicret bağını kopardık. Hoyratça onu ezmek istedik. Bu dünyaya yerleşmek gayemiz oldu. Peşine düştükçe dünya kaçtı ve bizi reddetti. Ülkemizde, evimizde hicret hayatı değil, esir hayatı yaşıyoruz. Ve çağda isimsiz, renksiz, çizgisiz, şahsiyetsiz, misafirleriz şimdi...

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hicret Arayışı
« Posted on: 20 Nisan 2024, 01:36:58 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hicret Arayışı rüya tabiri,Hicret Arayışı mekke canlı, Hicret Arayışı kabe canlı yayın, Hicret Arayışı Üç boyutlu kuran oku Hicret Arayışı kuran ı kerim, Hicret Arayışı peygamber kıssaları,Hicret Arayışı ilitam ders soruları, Hicret Arayışıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes