> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Her şey bahane
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Her şey bahane  (Okunma Sayısı 826 defa)
11 Haziran 2010, 11:38:28
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 11 Haziran 2010, 11:38:28 »



Her şey bahane

Eylemlerimizle istek ve amaçlarımız arasındaki mesafe hemen hemen hiç kapanmaz; zira elde ettiklerimiz kadar elde edemediklerimiz de vardır; ayrıca bir de elde ettiğimiz hâlde elde tutamadıklarımız

Gerçekleştirmek isteğimiz şeylerin bir kısmını belki gerçekleştirebiliriz; fakat çoğunlukla isteklerimizin büyük bir kısmı gerçekleşmemiş olarak kalır İsteriz ama olmaz

Buna mukabil bazen de istemediğimiz şeyler olur; olması için hiçbir şey yapmadığımız, yapmayı istemediğimiz hâlde, bizim dışımızda gelişen hâdiselerin etkisi altında oradan oraya savruluruz Sadece irademiz yoktur; iradeler vardır Dahası bütün iradelerin üstünde bir başka irade! Öyle ki kendimizi etken değil edilgen, fail değil münfail hissederiz Olup bitenlerin ardından âdeta rüzgârda uçan bir yaprak gibi sürüklendiğimizi duyumsarız İstemediklerimizin gerçekleşmesine engel olamayız; engel olmayı istemediğimiz hâlde değil, istediğimiz hâlde engel olamayız

Kader inancının devreye girdiği aralıktır burası Kendi kişisel irademizin yetersizliğini, güçsüzlüğünü görüp işin içinde daha büyük iradenin olduğunu farkederiz Nitekim küllî irade, cüzî irade ayrımı, yapıp ettiklerimizden bizzat kendimizin sorumlu olduğu bir alanın geçerliliğini isbat etmeyi amaçlar

Yaptıklarımdan ben sorumluysam, sırf bu sorumluluk nedeniyle yaptıklarımın karşılığını (ceza ve mükâfatı) hak ederim Bu yüzdendir ki iyi davranışlarımın iyilikle, kötü davranışlarımın kötülükle karşılık göreceğine inanırım

Buraya kadar sorun yok gibi

Peki ya iyi davranışlarım kötülükle, kötü davranışlarım iyilikle karşılık görüyorsa İyilerin başına, iyi davranmalarına rağmen kötülük, kötülerin başına kötü davranmalarına rağmen iyilik geliyorsa? İnsanın niyet ve eylemleriyle, bu niyet ve eylemlerin sonucunda ortayan çıkan tablo arasında giderilemeyecek tezatlar varsa? Kısacası, hayır bildiklerimiz şerre, şerr bildiklerimiz hayra dönüşüyorsa?

Ne garip değil mi, hızlı akışı içinde yaşamımızı küçük tesadüflerin belirlediğini çokluk farketmeyiz bile Yaptıklarımızı isteklerimizin belirlediğine inanırız Olanların, biz onların öyle olmalarını istediğimiz için olduğunu zannederiz Hele hele gençlik dönemlerinde

Yeterli yaşam tecrübesine sahip olduğumuz yıllardaysa, iş tersine döner; bir bakarız ki tesadüflerin yaşam çizgimizdeki belirleyiciliği, kişisel irademize nisbetle çok daha baskın imiş

Fatih türbedarı Amiş Efendi, küllî irade-cüzî irade ayrımının mecazen kabul edilebileceğini, hakikatte irade'yi cüzî ve küllî şeklinde ikiye bölmenin ise O'na ortak koşmak (şirk) olacağını söyler; zira O'ndan gayrı mevcud olmadığı için, haklı olarak O'nun iradesinden gayrı irade de olmayacağını kabul eder

“Bir şeyin olup olmaması nezdinde müsavi değilse nakıssın evlâdım!” sözü ona aittir Yani bir şeyin olup olmaması senin için aynı değilse, isteklerinin olup olmamasını eşit görmeyi beceremiyorsan henüz kemâline erememiş ve eksik kalmışsın demektir

Rıza ve teslimiyet makamıdır burası Söylemesi kolay, yapması zordur Ne garip değil mi, tam da iradesizlikle, iradesizliği seçmekle, kendimizi suyun akışına bırakmakla suçlanacağımız makam Hani Yunusumuzun, “ne varlığına sevinirim, ne yokluğuna erinirim” dediği şu makamların makamı: sırr'ul-esrar

Gerçekleşmesini şiddetle istediğimiz arzu ve hayallerimiz varsa, ister hırs ve ihtiras denilsin, ister azim ve gayret, peşinden koşmaya değer bulduğumuz 'şeyler' (!) uğruna yanıp tutuşuyorsak, böylesi bilgece öğütleri onayacak gücü kendimizde nasıl bulabiliriz? Bulabilir miyiz? Üstelik bahanelerden, vesilelerden çok bizzat vehmimizce değer atfettiğimiz bahaları gerçek kabul ediyor, tesadüf olarak adlandırdığımız o mini mini nedencikleri görmeye tenezzül bile edemiyorsak? Kaybedeceğimiz için korku, kaybettiğimiz için üzüntü duyduğumuz şeylerin çokluğuyla büzüşmüşken ruhlarımız, sahip ve malik olduklarımızın ve olacaklarımızın yokluğunu nasıl içimize sindirebiliriz? Hâl böyleyken, hâlimiz böyleyken, Amiş Efendi'nin bilgece öğüdünden nasıl yararlanabiliriz?

Ey talib! Hakikaten talib-i hakikat isen eğer, henüz yolun başındayken, âlemde her ne olup bitiyorsa 'Kün!' (Ol!) emrinin tezahüründen ibaret olduğunu anlamaya çalış! Yapmayı değil sadece, yapmamayı da iste!

En nihayet ne olmuşsa, o olana razı ol; olduktan sonra değil, olmadan önce de razı ol! Çünkü isteyen veya istemeyen sen değilsin, sen sadece istiyor ve istemiyor görünensin!
HER ŞEY BAHANE


Dücane Cundioğlu
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Her şey bahane
« Posted on: 29 Mart 2024, 14:55:34 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Her şey bahane rüya tabiri,Her şey bahane mekke canlı, Her şey bahane kabe canlı yayın, Her şey bahane Üç boyutlu kuran oku Her şey bahane kuran ı kerim, Her şey bahane peygamber kıssaları,Her şey bahane ilitam ders soruları, Her şey bahaneönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes