Konu Başlığı: Her mutlu son bir sabır yokuşunun zirvesindedir Gönderen: Sümeyye üzerinde 15 Temmuz 2010, 14:34:02 Her mutlu son bir sabır yokuşunun zirvesindedir Gerçeği görüp bildikten sonra her faniye sırt çevirmek, ebediyyen ebedi nağmeyi terennüm etme azmi içinde olmak ve yakin gelip çatıncaya kadar her işkenceye katlanmak İşte sabır yokuşu! En sarp sabır yokuşu içimizdedirNefsimizin terennüm ettiği nağmelere kulak tıkamak, ondan gelen isteklere kıymet vermemektir Nefis, günde bin defa önümüze zehirli ballardan sofralar sürerken, cemiyet içimize isyan tohumları saçarken ve şeytan her köşebaşında yolumuzda pusu kurmuş beklerken, yol ve yön değiştirmemek ve mutlu sona doğru emin ve kararlı adımlarla yürümektir Gözün görüşüne, dilin söyleyişine, kulağın duyuşuna bir ölçü tayin etmek, daha doğrusu, tayin edilen ölçü çerçevesinde bir sınır çizmektir Binbir çirkef ve labirentin içinde sabredebilmek ve kurtuluşa doğru azimle didinmek en büyük yokuştur Ve iman aştığı bu yokuşlara göre kıymet kazanır En büyük insan, en sarp yokuşları aşmıştır Aşılmazları aşmış ve akılların anlamaktan aciz kaldığı makamlara ulaşmışken, en sarp yokuşu aşarak, yoluna diken serpenlerin, kendisini yurt ve yuvasından kovanların, kadir bilmezlerin arasına dönmüş ve böylece bize yokuşların nasıl aşılması gerektiğini öğretmiştir Her sabır yokuşu çileli ve ızdıraplı olduğu kadar zevkli ve tatlıdır Çünkü mutlu son sabır yokuşunun zirvesindedir Fedakârlık bekleyen her iş bir sabır yokuşudurVe ona el uzatan her fedakar da iç âlemindeki binbir yokuşu tırmanan insandır Her muhasebe bir yokuştur Her sabır yokuşu ümitle aşılırÜmitsiz insan sabır yokuşunu aşmak için gereken enerjisini kaybetmiş bir iradesizdir Sabır yokuşunda en sarp geçit sürçmemektir Fakat bir kere sürçüp düştükten sonra yeniden doğrulup sabır yokuşunu tırmanmak, hatta yeni bir güç ve enerji kazanmıs olarak tırmanmak da mümkündür Sabır yokuşunu tırmanmak için Bilal’i tanımak gerekBilal sabır yokuşunun muzaffer bir kahramanı, kızgın çölün bağrına döktüğü her damla ter ve kan ise zafer narasıdırAslında, saadet asrının her ferdi bir Bilal olmuş ve yokuşlar hep böyle aşılmıştır Hicret sarplardan sarp bir yokuşturÇoluk-çocuk cıvıldaşırken, at kişnemeleri kuzu melemelerine karışırken ve dünya her şeyiyle tebessüm ederken, “Elveda” diyerek sonsuzluk kervanına, ebed yolculuğuna katılmak ve Pişdar’ın işaret ettiği beldeye doğru yol almakİşte bir başka sabır yokuşu! Bedir sarp bir yokuşturFakat sabır yokuşunu aşmış erlerin cengidirUhud, sabır yokuşunu aşanlarla aşamayanları ayıran bir ibret tablosudur Her gönül eri nefsiyle yaptığı çetin mücadeleler neticesinde, ebed yolcusu olmaya karar vermişse, kendisi için gayri yolların yokuş olduğunu da bilmelidir Fakat unutulmamalıdır ki, mutlu son sabır yokuşunun zirvesindedirAkabe böyle bir yokuştur Gerçeği bütün çıplaklığıyla gören insanların, bunu dünyanın dört bir bucağına ulaştırmak için bir araya gelerek and içmesi, sabır yokuşunu aşmaya azmetmeleridir Bugün dostlar şaşkın, düşmanlar çetindirDert büyük, yol yokuşturVe çeşitli taarruz ve tahriklere kapılmadan, sağa sola toslamadan hak istikametinde yol almak en sarp yokuş halini almıştır Herşeye rağmen bilmeliyiz ki en sarp yokuş içimizdedirVe mutlu son bu yokuşun zirvesindedirGözlerin hayata kapandığı son demde sabır yokuşunu aşmış olan insan, mutlu sona ulaşmış insandır ALINTI |