> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Her Çocuk İçin Bir Fidan!
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Her Çocuk İçin Bir Fidan!  (Okunma Sayısı 710 defa)
12 Kasım 2010, 15:35:08
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 12 Kasım 2010, 15:35:08 »



Her Çocuk İçin Bir Fidan!

Ahmet Taşgetiren


Türkiye, her bahar ürpertici sel felaketleri yaşar. İstanbul'da, Batman'da, Şanlıurfa'da, Diyarbakır'da insanlar ölür, binlerce hayvan telef olur.

Selin oluşumunda ve ölümle sonuçlanmasında pek çok sebep üzerinde durulabilir ama, en önemli sebebin ormansızlaşmış, halkın diliyle kelleşmiş dağlar - dereler olduğu muhakkak.

Türkiye bu kelleşmiş dağları yeşillendirebilir mi?

Ben, gelin diyorum bir tarihi adım atalım.

***

Konya'ya sık gider gelirim. Konya'nın içi yeşildir ama hemen etrafındaki dağlar çıplaktır.

Ramazan içinde Malatya, Darende, Erzincan, Kelkit, Erzurum'a gittim. Daha önce Diyarbakır, Van, Batman, Midyat, Nusaybin'e gitmiştim. Uçak yolculuğunda Ankara doğusunun çıplak dağlarına bakar, kahrolurum.

Erzincan ovası münbit, dağları çıplak. Kelkit yolu çıplak, Erzurum - Erzincan arası çıplak... Malatya'ya doğru dağlar çıplak.

Bir Konya gezimde, oradaki dostlarıma "Bir ağaç dikme kampanyası başlatsanız, dedim. İslami cemaatler olarak..."

Önce bir şaşkınlık oldu.

İslami cemaatler ve ağaç dikme kampanyası...

Bu yeni bir şey!

Kur'an eğitimi yapalım, çocuklarımıza dini eğitim kazandıralım, bizler islami şuurumuzu geliştirelim vs...

Ağaç dikmek!

Böyle bir gündemi olmalı mı islami cemaatlerin?

-Evet, böyle bir gündemi olmalı islami cemaatlerin. Bu memleket bizim. Bu memleket bir İslam ülkesi. Türkiye'nin taşına toprağına emek vermek aynı zamanda manevi bir hizmettir. Kaldı ki, dünyanın neresinde olursanız olun, bir ağaç dikmek, bu dünyada bir iyilik bırakmak demek. Kurtların, kuşların gıdalanmasına yarayacak bir hizmet bile insanın artıları arasında...

Oradaki dostlarım buna çok çabuk intibak ettiler, çok iyi kavradılar.

-Neden olmasın!

-Evet, neden olmasın! Çoluk çocuk, onbinlerce insan, yılın sadece bir günü, Orman Bakanlığı vs. ile ilişki kurarak bir bölgeyi ağaçlandırsa... Her sene bir gün. O orman, o topluluğun ismini hatıra olarak taşısa... Her çocuğun bir ağacı bulunsa, annelerin, babaların...

***

Bu fikrimi, beni Erzincan'a davet eden Erzincan Eğitim, Kültür Yardımlaşma Derneği (KEYDER) yöneticilerine, Darende'de Diyanetsen ve Somuncu Baba Vakfı'nın değerli yöneticilerine de açtım. Onlar da heyecanlandı.

Konya'da ve Erzincan'daki dostlarıma, Balıkesir Valiliği'nin yıllardır yürütmekte olduğu ağaçlandırma kampanyasından bahsettim. Bursa'dan Balıkesir ve Edremit'e doğru kara yolu ile giderseniz, Balıkesir Valiliği'nin yol kenarlarına yerleştirilmiş levhalarını okuyorsunuz. Ormanı koruma konusundaki uyarılar, ağaçlandırmaya teşvikler... Tepeler yeşermiş. Belki 10 - 15 yıl önce dikilmiş ağaçlar dipdiri ışkınlarla göğe doğru boy salıyor. İçinizde bir dirilik hissediyorsunuz. İşte bunun gibi, bir ağaç dikiyorsun, asırları yeşertiyorsun. Dağlar senin oluyor, dağlar içini açıyor, dağlar bereket kaynağı haline geliyor. Neden Konya'da, Enrzincan'da, Erzurum'da, Batman'da böyle bir hamle olmasın? Olmalı.

Bunu valilikler de yapabilir, okullar da, devletin başka kurumları da... Ama tüm bunlar sınırlı kalmaya, biraz zorlama olmaya mahkum oluyor.

Ben burada bir sivil hamle teklif ediyorum.

O alanda da, kendi içlerinde büyük bir dinamizm taşıyan cemaatlerin devreye girmesini öneriyorum.

Bu defa emin olun kimse "irtica"dan bahsedemeyecek.

Bu ağaçlar büyür de memleketi ele geçirir, demeyecek kimse...

Taze fidanların ışkını kimsenin uykusunu kaçırmayacak.

Cemaatler, islami hizmetlerle de Türkiye'ye hizmet ettiler bugüne kadar, yeterince anlaşılmasa ve takdir edilmese de...

Ağaç dikerek Türkiye'ye hizmetin bir başka veçhesini hayata geçirecekler.

Her yıl, sadece bir gün Türkiye'nin dağlarına tepelerine milyonlarca fidan dikildiğini düşünün...

Ve 20 yıl sonra Türkiye'yi uçaktan bir kere daha seyredin...

Ağaç diken yaşıyor.

Onun için sevgili Peygamberimiz, “Kıyametin koptuğunu görseniz ve elinizde bir fidan bulunsa onu dikiniz” buyuruyor.

Ben bu kutlu sözden hep, “Kıyametten sonraki hayat”ın umudunu ve müjdesini okudum.

Bizim Peygamberimiz savaşa giden komutana “Yaşlılara, çocuklara, kadınlara, din adamlarına dokunmayın” uyarısı yanında “Ağaçları kesmeyin, yakmayın” diye tembihte bulunur.

Bizim kültürümüzde ağaç dokunulmazdır.

Bizim “ebed – müddet” yani “ebediyyen yaşayacak” diye tanımlanan Osmanlı devletimizi çınarlar temsil eder. Şimdi gidin Bursa'ya, gelin Bartın – Amasra yoluna, 500 yıllık çınarlar görürsünüz.

Dedeler dikmiş bırakmış tarihe...

Bir de Anadolu'nun dağlarına bakın.

Bütün dağlar çırılçıplak.

Tek ağaç görünmüyor.

Ne oldu oralara?

İklim, toprağın yapısı, şu bu... Tesiri elbet vardır. Ama bizim baltalarımız da boş durmuyor. Ya da bizim ihmallerimiz yara sarmıyor. Kaç ağaç kesildi, kaç tane dikildi...

Büyük bir seferberlik başlasa...

Her okulun bir ormanı olsa... Her caminin... Her devlet dairesinin... Her mahallenin... Her evin... çocuklarımızla birlikte onlar adına dikilen fidanlar da büyüse... Bizler gittikten sonra bile isimlerimiz bir ağaçta yaşasa... Türkiye, ağaçlarda yaşayan ve hep genç kalanlar ülkesi olsa...

Bu, büyük bir aşk hareketi...

Hükümet tarafından da hedef olarak 5 yılda Trakya büyüklüğünde 2 milyon 300 bin hektarlık alanın ağaçlandırılması öngörülmüş.

Bu büyük hedef bile, Türkiye'nin ihtiyacı dikkate alındığında küçük kalacak...

Ama yola çıkmak lazım.

Kolay bir şey değil.

İş sadece fidanı dikmekle bitmiyor. Fidanın kurumaması, yer altı sularından istifade edecek seviyeye gelinceye kadar sulanması, keçilere yem olmaması, kesilmemesi...

Çocukluğumdan kalan iki mısra şöyle:

“Emmi Allah diyor ki

Yaş kesenler baş keser!”

Bu bizim kültürümüz.

Ağaçla insanı birebir tutmuşuz.

Ama sonra kalp değerlerimiz tahrip olmuş, hassasiyetlerimiz aşınmış ve her şeye talan zihniyetiyle yaklaşmaya başlamışız.

Oysa, ağaç olmazsa toprak olmuyor, yağmur olmuyor, ekmek olmuyor, hatta solunacak bir temiz hava olmuyor....

Erozyon, her yıl Türkiye'nin topraklarını alıp götürüyor.

Geriye çakıl taşları ya da kayalıklar kalıyor.

Allah korusun, düşman istilası olsa topraklarımızı savunuruz. Bir avuç toprağımızı ona kaptırmak istemeyiz.

Ama, erozyon alıp götürüyor toprağımızı...

Bir ağaç bir vatan toprağını kurtarıyor..

Bu tarihi oluşumun bir yerinde, bir fidanla olsa dahi yer almak, tarihe not düşmektir, inancındayım.

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Her Çocuk İçin Bir Fidan!
« Posted on: 26 Nisan 2024, 02:17:36 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Her Çocuk İçin Bir Fidan! rüya tabiri,Her Çocuk İçin Bir Fidan! mekke canlı, Her Çocuk İçin Bir Fidan! kabe canlı yayın, Her Çocuk İçin Bir Fidan! Üç boyutlu kuran oku Her Çocuk İçin Bir Fidan! kuran ı kerim, Her Çocuk İçin Bir Fidan! peygamber kıssaları,Her Çocuk İçin Bir Fidan! ilitam ders soruları, Her Çocuk İçin Bir Fidan!önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes