๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sefil üzerinde 01 Temmuz 2010, 03:27:53



Konu Başlığı: Hayır kurumuna bağışta bulunmak kurban yerine geçer mi?
Gönderen: Sefil üzerinde 01 Temmuz 2010, 03:27:53
  Hayır kurumuna bağışta bulunmak kurban yerine geçer mi?
   
Okuyucuma demişler ki:- Kurban parasını bir yoksula ya da bir hayır kurumuna ver, bir hayvanın canına kıyma. Bu bağış sana kurbandan daha çok sevap kazandırır!.

Okuyucum da, 'Ben kurban kesmesem de parasını kurban kesmeyen bir yere versem kurban kesmiş sayılır mıyım? Şüpheye düştüm doğrusu!' diye sormuş.

Şüpheye düşmeye hiç gerek yoktur. Konu gayet açıktır. Kitaplarımızdaki ilmi ifadesiyle kurban, (taabbüdi) bir ibadettir. Yani Rabb'imizin emri, Resulullah Efendimiz'in bizzat her bayramda kestiği kurbanlarla bize mesaj verdiği bir ibadettir. Şayet kurbandan maksat para yardımı olsaydı, ihtiyaç sahiplerine bir şeyler verilir, kurban diye bir ibadet hayatımızda yer almaz, her bayramda kurbanını mutlaka kesme titizliği gösteren Peygamberimiz de, "Kurbanını kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın!" ikazında bulunmazdı.

Bu sebeple bayramda, "Ben parasını veriyorum, adıma kurban kesmeyin sadece ihtiyaçlılara dağıtın bu kurban parasını" diyen kimsenin verdiği para, yardım sevabı kazandırsa bile kurban sevabı kazandırmaz, kurban borcundan kurtarmaz. Öyle ise kurban ya bizzat kesilmeli yahut da parası gönderilerek mutlaka kestirilmeli, kurban ibadetinin ancak böyle yerine getirileceğinde en küçük bir şüpheye düşülmemelidir.

Hatta denebilir ki, on kurban parasını sadaka olarak veren kimse, yardım sevabı alabilir, ancak bir kurban kesmiş sevabı alamaz, kurban borcu üzerinde aynen baki kalır. Çünkü kurban, para yardımı değil bir bakıma "et ikramı"dır. Para vermekle et ikram etmiş olmaz, kendi kafasından ibadet uydurmuş, ayetin, hadisin emrini değil kendi isteğini uygulamış olur.

Ancak şu kadarı da var ki, geçmiş bayramlarda kurban kestirmediği için şimdi pişmanlık duyan kimsenin, kestirmediği o kurbanlarının parasını vermek suretiyle bir çıkış yolu bulması gerekir. Geçmişte gününde kesemediği kurbanların borcundan ancak parasını ödeyerek kurtulması söz konusu olabilir.

Burada önemli bir hususa daha dikkat çekmek isterim.

- Kurban, dinin emri olarak kesildiğinden eti, derisi de dine karşı olan yerlere verilmez. Yani din, kendi aleyhine kullanılır duruma düşürülmez. Hep dine saygılı yerler tercih edilir. Ancak komşular bu hükümden istisna tutulmuşlardır. Komşu dinî hayat yaşamasa da kurban etinden hissesi ihmal edilmez, komşunun kalbi gönlü hep kazanılmaya gayret edilir.

Komşu hakkının önemi konusunda ikazlarda bulunan Efendimiz (sas) Hazretleri buyurur ki: "Cebrail bana komşu hakkını öylesine ısrarlı anlattı ki, komşunun komşuya mirasçı olacağını bile zannettim bu ısrar karşısında! Siz de komşu hakkına dikkat edin, komşunuz başka dine mensup da olsa kurban etinden hissesini vermeyi ihmal etmeyin!."

-Kurban kesildikten sonra bazı yerlerde akan kanı çocukların alınlarına, araba tekerlek ve camlarına sürülerek uğur getireceği sanılıyor. Kurban kanında böyle uğur getirme özelliği var mı?

- Hangi canlıdan olursa olsun kan necistir, bulaştığı yere kirden başka bir şey getirmez. Bu sebeple, kurban kanından uğur beklemek necasetten fayda beklemek gibi bir bilgisizlik olur. Kan bulaştığı elbiseyi kirletir, avuç içinden az yeri kirletmişse yıkamak vacip olur, avuç içi genişliğinde yeri kirletmişse yıkamadan o elbise ile namaz kılınmaz, mutlaka elbisedeki bu lekeyi temizlemek gerekir ki yapılan ibadet sahih olsun. Yani kan, kurban kanı da olsa sürüldüğü yeri kirletir, uğur falan getirmez..