> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Hayatın sonu
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayatın sonu  (Okunma Sayısı 3379 defa)
07 Aralık 2010, 16:15:07
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 07 Aralık 2010, 16:15:07 »



HAYATIN SONU [1]


Ömer (ra)’dan Buhari şöyle rivayet etmiştir: “Gece oluncaya kadar hayatta kalmayı başarırsan, sabaha kadar yaşamayı bekleme. Sabah oluncaya kadar hayatta kalmayı başarırsan, geceye kadar yaşamayı bekleme. Sağlığın olduğu müddetçe, hastalık için hazırlık yap. Hayatta olduğun müddetçe, ölüm için hazırlık yap.” Hz Muhammed (sav) şöyle buyuruyor:

“Her kim İslam’ı yeniden hayata geçirmeye bir faydası olacak ilmi öğrenirken ölürse, cennette peygamberlerin ve onun arasında sadece bir derece olacaktır.”

Değerli kardeşlerim, hayatın gerçeklerine ve edindiğimiz tecrübelere kısa bir bakış bizlere bu hayatın sonsuz olmadığını tartışmasız bir şekilde ortaya koyar. Dokunduğumuz, gördüğümüz ve hissettiğimiz tüm varlıklar belirli aşamalardan geçiyor. Tüm canlıların doğduklarını, ardından büyüyüp geliştiklerini ve ölüp yok olduklarını görüyoruz.

Nereye gidiyorlar? Geri dönecekler mi? Sonsuza dek mi yok oldular? Yoksa başka bir yere mi gittiler? İnsanın beyninde oluşan bu soruların cevapları hayatında çok önemli yer ediniyor. Bu cevaplar insanın gelecekte takip edeceği yolda çok önemli ve büyük bir rol oynuyor. Bu soruların cevapları güven verici ve tatmin edici olduğu an, İslam akidesi, yani kusursuz ve akla uygun bir akide oluşur. Aksi takdirde insanın arayışları hiç bir sonuç vermez. Oluşan İman ALLAH’ın (cc) varlığını ve Muhammed Mustafa (sav)’in Onun tarafından gönderilmiş olduğunu (ki ALLAH (cc) ayetlerinde ve mütevatir hadislerde bunu kanıtlıyor) kabul etmesini ve bu düşünceden vazgeçmemesini sağlar. İnsan bu imanı kabullenmeye karar verdiği an ona sarılır ve o andan itibaren onun içeriliğine mecburu olarak inanmak zorundadır. İnsan iman ettiği takdirde bu hayati sorulara cevap bulmakla birlikte, ALLAH (cc) tarafından da rahmete (yardım) kavuşacaktır. ALLAH (cc) insanlara ayetlerinde doğaya ve hayatın akışına bakmalarını emredip, insanların bilmedikleri şeylerin kendisi tarafından bildirileceğini buyuruyor. Böylelikle insanda güven oluşacaktır. Tıpkı şu ayette olduğu gibi:

“Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insani pıhtılaşmış kandan yarattı. Oku! İnsana bilmediklerini belleten, kalemle yazmayı öğreten Rabbin, en büyük kerem sahibidir.”

(Alak 1-5)

ALLAH’ın (cc) Resulü (sav) bir hadisinde şöyle buyuruyor: “Her insanın yaratılışı, önce annesinin rahminde 40 gün süreyle bir yumurta şeklinde olmasıyla başlar. Sonra bir müddet için kan pıhtısı olur. Daha sonra bir parça et olur. Sonra ona hayat üflemekle ve yaşayacağı süreyi koymakla görevli bir melek gelir.”

Yani, her canlının ölüm tarihi önceden belirlenmiştir ve ALLAH (cc) bu konuda kimseye bilgi vermemiştir. Ölüm, her insanın tam vaktinde gideceği, iptal edilemez, bir randevu gibidir.

“Her ümmetin eceli vardır. Ecelleri gelince ne bir an geri kalırlar nede bir an ileri gidebilirler.” (Araf 34)

Zira ölüm konusunda sadece ayetlerle değil, hadislerle de uyarılıyoruz. Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor:

“Tüm varlıkların bir sonu olduğunu hatırlayın.” Üstelik ALLAH (cc) insan beynini ölümle ilgili şok edici şeyler göstererek sallıyor ve daldığı uykudan bu şekilde uyandırıyor.

“Söküp çıkaranlara, yavaşça çekenlere, yüzdükçe yüzenlere, yarıştıkça yarışanlara, iş düzenleyenlere and olsun.”(Nazi’at 1-5)

Sahabelerin çoğunluğu, tabiinler ve onların takipçileri, bu ayetin tefsirinin bu surenin ruhları alan meleklere işaret ettiği konusunda birleşmişlerdir. İbn Kesir ilk ayetin açıklamasını şöyle yapıyor: “Söküp çıkaranlara” Bu ayet ruhları dehşetli bir şekilde çıkaran meleklere isabet eder. Melekler bazı ruhları kati ve sert bir şekilde çıkarırlar. Burada söz edilen katılık ve sertlikten kasıt; insanın ruhu çıkarılırken şiddetli bir acı duyduğu ve bu acının vücudunun her hücresine yayıldığıdır. Melekler bazı ruhları kolaylıkla çıkarırlar. Sanki bir ip düğümünü çözüyormuş gibi. Azrail’e ölüm zamanı hakkında tam yetki verilmiştir.

“De ki: size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabb’inize döndürüleceksiniz.” (Secde 11)

İbn Mesud, bu ayetin Azrail’e isabet ettiğini ve ruhun her tel saçın arasından, bedenin en alt kısımlarından, parmak uçlarından ve tırnak diplerinden çıkarılacağını söylemiştir. Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur:

“Bir kafir ve günahkar bu dünyadan öbür dünyaya geçiş yapacağı zaman, siyah yüzlü güçlü melekler onun üzerine inerler. Yanlarında, içinde cehennemden getirdikleri kaba giysiler bulunan torbayla onun gözünün görebileceği bir yere otururlar. Sonra Azrail gelir ve yanı başına oturur. Ona şöyle der : “Ey zavallı ruh! Haydi ALLAH ’ın (cc) şiddetine ve azabına doğru çıkıver.” Ardından ruh tüm vücuda yayılır ve Azrail ruhu şiddetli bir şekilde, tıpkı ıslak yuğdan çok cengeli bulunan bir şişi çıkarır gibi çıkarır.”

İbn Kayyum el-Cevzi, bu hadisin sadece kafirler için değil, ALLAH’ın (cc) emirlerini hiçe sayıp, günah işleyen Müslümanlar içinde geçerli olduğunu söylemiştir. Ölümün bekçileri olan melekler vardır ve çok dehşetlidirler! Kim şimdiye kadar onların ellerinden kurtulabilmiştir?! Ölümden kurtulabilecek olsaydı, ALLAH’a (cc) en yakın olan Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sav) kurtulamaz mıydı? Resulullah (sav)’in ölüm saati yaklaştığında, o yüce zat elini suya batırmış ve nurlu yüzüne serpmiştir. Ardından şöyle dua etmiştir: “ALLAH’ım (cc), Azrail’in dehşetinden beni koru.” Babasının yanında olan Fatım’a : “Vah babacığım! Ne kadar ızdırap çekiyorsun.” deyince Peygamberimiz şöyle cevap vermiştir: “Artık son, baban bugünden sonra hiçbir sıkıntı ve acı görmeyecektir.” Bu hadiste anlatılan, ölüm saatinin geldiğinde hissedilecek olan dehşetli acılardır.

Böylelikle insan, düşündüğünde ölümün dünya hayatı için kaçınılmaz bir son olduğunu görecektir. Rahman ve Rahim olan Yaratıcımız insanoğluna rahmet ederek ölüm konusunu karanlık içerisinde bırakmamıştır. Bir çok ayetlerde ve hadislerde ölüm müthiş bir şekilde tarif edilmiş ve açıklanmıştır ki; Müslümanlar ölümün önemini ve ciddiyetini tam olarak kavrayabilsinler.

Tek doğru akide olan İslam akidesi bu temel üzerine kurulmuştur ve insanın fıtratına çok uygundur.

“Dediler ki : Toprağa karışıp yok olduktan sonramı, biz yeniden yaratılacağız? Evet onlar, Rab’lerine kavuşmayı inkar edenlerdir.” (Secde 10)

“O, kullarının üstünde yegâne kudret ve tasarruf sahibidir. Size koruyucular gönderir. Nihayet birinize ölüm geldi mi elçilerimiz (görevli melekler) onun canını alırlar. Onlar vazifede kusur etmezler. Sonra insanlar gerçek sahipleri olan ALLAH'a döndürülürler. Bilesiniz ki hüküm yalnız Onundur ve O hesap görenlerin en çabuğudur.” (En-am 61-62)

Enes (ra)’dan rivayet edildiğine göre Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: “Herkim ALLAH (cc)’a kavuşmayı isterse, ALLAH’ta (cc) ona kavuşmayı ister. Herkim ALLAH’a (cc) kavuşmaktan hoşlanmazsa, ALLAH’ta (cc) ona kavuşmaktan hoşlanmaz.”

Bu hadis bizlere ölümden sonra neyin takip ettiğini gösteriyor ki o, tekrar diriliş ve ALLAH’a (cc) dönüş.

“Ve onlar Onu gördükleri gün, sadece bir aksam veya bir kuşluk vakti kalmış gibi olurlar.” (Naziat 46)

Bunun ardından, doğal olarak insan kendine şu soruları soracaktır: ALLAH (cc)’la olan görüşmemizi ne takip ediyor? Bu görüşmenin anlamı nedir? İslam akidesi bu soruları cevapsız bırakmamıştır. Öyle ki, mükemmel bir şekilde açıklamıştır.

“Gök yarıldığı zaman, yıldızlar saçıldığı zaman, denizler kaynaştığı zaman, kabirlerin içi dışına getirildiği zaman, kişi neyi takip edip neyi terk ettiğini bilir. Ey insan; kerimi bol olan Rabb’ine karşı seni ne aldattı? O ki; seni yaratmış, sana sekil vermiş ve düzeltmiştir. Seni istediği şekilde terkip etmiştir. Hayır, bilakis siz dini yalan sayıyorsunuz. Halbuki sizin üzerinizde koruyucular vardır; çok şerefli yazıcılar ne yaptığınızı bilirler. Şüphesiz ki iyiler cennettedirler. Ve şüphesiz ki kötülerde alevli ateştedirler. Din günü oraya girerler. Ve orada kaybolacak değildirler. Din günün ne olduğunu sen nerden bileceksin. Yine sen nerden bileceksin din günün ne olduğunu. O öyle bir gündür ki; kimse kimseye hiçbir şeyle fayda sağlamaz. Ve o gün, emir ALLAH’ındır.” (Infitar 1-19)

Bu ayette görüldüğü gibi, ALLAH (cc) bizlere şu kısa hayatımızın ölümle biteceğini ve ardından hesaba çekileceğimizi, bildiriyor. ALLAH (cc) tarafından hesaba çekildikten sonra, gideceğimiz son yer belirlenecektir. Tüm insanlığın gideceği bu son durak, şimdiye kadar gördüğümüz ve bildiğimiz yerlerden tamamıyla farklı olacaktır. Hepimiz için kaçınılmaz olan bu son durak, birincisi dehşetiyle ve güzelliğiyle, ikincisi sonsuzluğuyla insanın düşüncelerini hatta hayallerini aşıyor.

Oranın dehşetini ALLAH (cc) şu ayette şöyle tarif ediyor:

“Şüphesiz, azgınların barınağı olacak cehennem pusuda beklemektedir. (Azgınlar) orada çağlar boyu kalırlar, orada bir serinlik ya da (susuzluk gideren) bir içecek tatmazlar, ancak (dünyada yaptıklarına) uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar..” (Nebe 21-26)

Üstelik Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Eğer benim gördüklerimi sizler görmüş olsaydınız, en yüksek tepeye çıkar, hesap gününe kadar secde ederdiniz.”

Bir diğer hadisinde Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Eğer zakkumdan (cehennem meyvesinden) bir damla dünyaya damlatılsa, dünya mahvolurdu.”

Oranın güzelliğini anlatmak için ALLAH (cc) şöyle buyuruyor:

“Bahçeler ve bağlar. Göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar. Ve dolu kaseler. Orada yalan ve boş söz işitmezler. Rabbinden bir mükafat ve bağış olarak. Göklerin, yerin ve kişi arasında bulunanların Rabbi Rahmandan. O’na hitapta bulunmaya kimse muktedir olamaz. (Nebe 32-37)

Bir diğer ayetinde A...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 05 Mart 2012, 02:21:48 Gönderen: Sümeyye »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayatın sonu
« Posted on: 19 Nisan 2024, 11:23:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayatın sonu rüya tabiri,Hayatın sonu mekke canlı, Hayatın sonu kabe canlı yayın, Hayatın sonu Üç boyutlu kuran oku Hayatın sonu kuran ı kerim, Hayatın sonu peygamber kıssaları,Hayatın sonu ilitam ders soruları, Hayatın sonuönlisans arapça,
Logged
26 Ekim 2014, 18:40:42
Burcu 8D

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 1.332



« Yanıtla #1 : 26 Ekim 2014, 18:40:42 »

paylaşım için teşekkürler ödevime yarımcı oldunuz
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Ne kadar acıdır insanın teselliyi sigara da araması. Çok mu zor elini semaya kaldırıp yalvarması!
26 Ekim 2014, 21:10:42
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 26 Ekim 2014, 21:10:42 »

Esselamu aleykum.Rabbim razı olsun paylaşım için.Bir kan pıhtısıyla oluşmuşken,ömrümüzün sonuna kadar imanlı yaşamayı bizlere nasip et Rabbim.....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Ekim 2014, 21:19:13
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #3 : 26 Ekim 2014, 21:19:13 »

Ve aleykümüsselam.

“Her kim İslam’ı yeniden hayata geçirmeye bir faydası olacak ilmi öğrenirken ölürse, cennette peygamberlerin ve onun arasında sadece bir derece olacaktır.”

Ne büyük büyük müjde.Mevlam inşaAllah bizleri ilim yolunda ölenlerden kılsın.İlmini amele dönüştürenlerden oluruz inşaAllah.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

26 Ekim 2014, 22:28:39
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #4 : 26 Ekim 2014, 22:28:39 »

Ve aleykumusselam...her şeyin bir sonu vardır.bu hayatın da.. ama hiç şüphesiz  her son da yeni bir başlangıç değil midir.. ölümün ebedi bir hayatımızın başlangıcı olması gibi..Rabbim şu kısa ömrümüzü cenneti kazanacak kadar bereketli kılsın inşallah..paylaşım için Allah razı olsun...

Dünya..,
İki kapılı bir han,
Gelip geçiyor insan,
Sonunda aldanmadan,
Vakit kaybetme gel,aman...
 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes