> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir  (Okunma Sayısı 519 defa)
24 Temmuz 2010, 23:24:09
Hadice
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5.945


« : 24 Temmuz 2010, 23:24:09 »



Hiç düşündük mü, acaba başımıza gelen sıkıntı ve musibetlerin hikmetleri nelerdir? Bu “davetsiz misafirlerimizi” nasıl karşılamalıyız? Her nimet, aslında bizim için bir imtihandır Şükürle kurtuluşumuza vesile olabileceği gibi, şükürsüzlükle felaketimize de sebep olabilir Bu bizim “nimet” ve “külfet”ten güzelce istifademize bağlıdır Bazen nimet sandığımız hususların, aslında tersi bizim için nimettir Allah bazen en büyük nimetleri en büyük musibetler içinde saklar O bela ve musibetleri nimete ulaşmak için köprü yapar Genellikle nimete nimetle kavuşulmaz Rahata rahatla erişilmez
Sıkıntı ve musibet günahları temizler

İnsan, bu dünyada misafir bir memurdur Önemli bir görev için buradadır Sermayesi olan ömür dakikalarıyla ebedî mutluluğu kazanacaktır Yaptığımız her iyilik bize puan kazandırdığı gibi, gerektiğinde dişimizi sıkarak sabrettiğimiz her sıkıntı da bize derece kazandırır Peygamberimiz, mü’minin ayağına batan bir dikene varıncaya kadar başına gelen her güçlük ve üzüntünün onun günahlarını temizlemeye vesile olduğunu müjdeler Sadece şahsına değil, malına ve çoluk çocuğuna gelen bir belanın da Allah’ın huzuruna tertemiz çıkmasına vesile olabileceğini ifade eder Kulun günahları olup da, sildirecek yeterli sevabı yoksa, üzüntü ve hastalık bu fonksiyonu görür ve onu ahiretin acı ve sıkıntılarından kurtarır Dünyada geçici bir süre için sıkıntı çekmek, oradaki ebedi sıkıntıdan kurtarabilir Alimlerimiz, “Eğer dünya musibetleri olmasaydı, ahirete müflis olarak giderdik!” derken bu gerçeğe işaret etmişler Allah’ı kullara şikayet etmemek, yakınıp sızlanmamak şartıyla geçici hastalık dakikaları bire bin ahiret sevabı kazandırır Bir dakika hastalık bazen bir gün ibadet hükmüne geçer Ahirette çok tatlı meyveler verirler

Musibetler, kişiyi inançsızlıktan korur

Asıl büyük hastalık inançsızlık, ibadetsizlik musibetidir Bizi ikaz edip bu gibi dehşetli hastalıklardan kurtarmaya vesile olan maddî dertlerimiz, aslında dert değil dermandır Allah’ı tanıyan ve ona kulluk edenin dünyası aydınlık ve mutlulukla doludur Kişi imanın kuvvetine göre bunu hisseder İmanın verdiği manevi sevinç ve şifa yanında küçük maddi hastalıklar hiç kalır Dünyanın acıları ahirette nimet olarak kendini gösterecek Dünyanın tatlı gördüğümüz günahlı birçok sahnesi ise, orada acı birer tablo halinde karşımıza çıkacak Dünya hizmet ve çalışma yurdudur Ücret ve mükâfat yeri değildir Kişinin başına bir sıkıntı geldiğinde soğukkanlılığını kaybetmez, isyan etmez ve Allah’a hamd ederse, alacağı diğer sevapların yanı sıra kendisi için cennette bir köşk inşa edilir En büyük musibet olan ölüm bile, mü’min için bir rahatlık vesilesidir

Musibetler, birer sabır sınavıdır

Kişinin değeri göstereceği sabır ölçüsüne bağlıdır Sabır, imanımızın göstergesidir Altın ile bakır, elmas ile cam sıkıntı ateşiyle sınama sonucu belli olur Peygamberimiz, “Şüphesiz, büyük mükâfat büyük belalardadır Allah bir topluluğu severse onları sıkıntılarla imtihan eder Rıza gösteren rıza bulur Hoşnutsuzluk gösteren de hoşnutsuzluk bulur” Bu gibi durumlarda sabır ve sebat gösteren, “sabırlılar defteri”ne kaydedilir “Mü’minin durumu hayret vericidir Her hali hayırdır Bu ondan başkası için söz konusu değildir Kendisine bir nimet gelse şükreder, mükâfat alır Bir hastalık gelse sabreder, yine mükâfat alır Kısacası, Allah’ın mü’min için her hükmü hayırdır”

Hastalık ve musibet Allah’a yaklaştırır

Ölüm gerçeğini, dünyanın faniliğini hatırlatıp asıl vatanını düşünmeye sevk eder Gönlü Rabb’e bağlar Yapılan işte daha samimi olunmasını sağlar Büyük bir ibadet olan dua kapısını açar “Biz insana nimet verdiğimizde o yüz çevirir, başını alır uzaklaşır Fakat kendisine sıkıntı dokununca bir de bakarsın uzun uzun yalvarır durur!’ (Fussilet, 51) ayeti bu gerçeğe işaret eder Böyle durumlarda gerçek mü’min, sadece Allah’tan yardım diler, O’na yalvarır
Şifa için derman aramakla beraber, falcıya, medyuma, üfürükçüye gitmez, mezardan, türbeden medet ummaz Malını ve servetini, hatta çoluk çocuğunu kaybeden, dil ve kalbi hariç bütün bedenini hastalık kaplayan, buna rağmen halini kimseye şikayet etmeyen, sonunda da şu samimi sözleriyle O’na seslenen Hz Eyyûb gibi davranır: “Rabb’im, zarar bana dokundu, Sen merhametlilerin en merhametlisisin” (Enbiya, 83) Allah da, vazifesini bitirmiş hastalığını kaldırır ve onu över: “Biz onu sabredici bulduk Ne iyi kuldu o! Gerçekten Allah’a yönelirdi” (Sad, 44)

Gönülde kulluk bilincini uyandırır

Hastalık ve musibetler, ruh dünyamızda çeşit çeşit kulluk çiçekleri açtırır Nice hastalık ve musibet vardır ki kul için bir şok görevi yapar Fıtratının rayına oturmasını sağlar Hayatına istikamet kazandırır Tövbe ile kulluk görevine döndürür Böyleleri için hastalık bir sıhhat, sağlık ise bir hastalıktır Nice sağlığı yerinde, güçlü kuvvetli, tuzu kuru insan vardır ki, bu dünyayı tatlı görüp, ahireti unutup gaflete gömülmüş asıl büyük hastalığa tutulmuşlardır Hastalık sayesinde dünyanın faniliğini anlamış, asıl yurdunun özlemi içine girmiş, dinî görevlerini merak edip araştırmaya koyulmuş görünüşte acıdığımız, aslında gıpta edilesi bahtiyar insanlar vardır Böyleleri için hastalık bir nimet ve rahmettir

İnsana gerçek tevekkülü kazandırır

Çaresizlik halinde kalbin sadece Allah’a çevrilmesi ve kurtuluşun yalnızca ondan beklenmesidir Bu beklenti başlı başına büyük ve halis bir ibadettir Ağır hasta ve musibetzedelerde bu engin tevekkül hali açıkça görülür Beden dilleriyle adeta şu mesajı verirler: “Ya Rabbi, senden başka sığınılacak kapı kalmadı Son çare Sensin Ümit Sendendir” Bu samimi iltica, makbul bir dua hükmüne geçer Öyle zaman olur ki, doktorlar hastadan ümit kesildiğini belirtir o da inancının verdiği moral ve ilhamla samimi olarak Rabb’ine yalvarır Derken bir anda olmazlar oluverir Bu güzel duygu büyük bir kerameti gerçekleştirir Doktorlar bile olanları hayret ve ibretle seyrederler

Kötü duygu ve düşünceleri giderir

Hastalık ve musibetler insanın kibir, gurur kendini beğenmişlik gibi kötü duygularını giderir Mütevazı, merhametli ve sevimli kılar Ömür boyu işleri yolunda gitse, burnu bile kanamasa, aslını ve akıbetini unutup yoldan çıkabilir Hastalık ve musibetlerin verdiği dersle, taştan ve demirden olmadığını, her an dağılmak üzere et ve kemikten ibaret, bin bir türlü ihtiyaç ve noksanlık içinde yuvarlanan aciz bir varlık olduğunu anlar Kendi başına en ufak bir bakteri ile baş edemediğini, faydasının, zararının, hayatının ölümünün kendi elinde olmadığını kavrar

Hastalık iyi bir kul olmanın işaretidir

“Yüksek dağların başı dumanlı olur” “Allah dağına göre kar verir” sözleri büyük bir gerçeğe işaret ederler “Allah birinin hayrını dilediğinde ona musibet verir” hadis-i şerifi de aynı gerçeği dile getirir Ömür boyu, sıkıntı, hastalık ve musibet görmeyen, burnu bile kanamayan bir insan çoğu zaman olgunlaşmamış, tecrübesiz ve ham insandır Bu hamlık onun hem dinî hem de dünyevî davranışlarına yansır

Yapamadığımız iyiliklerimiz aynen yazılır

İnsan genişlikte Allah’ı hatırlamalı ki, Allah da darlık ve sıkıntıda onu gözetsin ışte hastalık ve musibetin günahları silip temizleme fonksiyonu yanında, bir de engellemesi sonucu yapamadığımız ibadetlerimizin yazılmaya devam etmesine vesiledir Bir insan, daha önce devam ettiği bir ibadet ve hayırlı işi, hastalık ve musibet yüzünden sürdüremiyorsa bile, sevap ve mükafatı aynen yazılmaya devam eder Hatta bunama, aklını yitirme gibi aylarca, hatta ömür boyu süren engeller de böyledir Bir hadis-i şerif, bu gerçeği belirtmiş ve böyle bir durumda Allah’ın, yazıcı meleklere, kendisinin engellediği bu süre içinde daha önce gece veya gündüz yaptığı bütün iyilikleri yazmalarını emrettiğini bildirmiştir

Sağlığın kıymetini bilmeyi öğretir

Her şey zıddı ile bilinir Gece olmazsa gündüz, soğuk olmazsa sıcak, kötü olmazsa iyi, açlık olmazsa tokluk, susuzluk olmazsa suyun değeri bilinmez Hastalık da olmazsa sağlığın ne büyük nimet olduğu anlaşılmaz “Sağlık sağlam insanların başında öyle bir taçtır ki, onu sadece bundan mahrum olanlar görür” sözü ünlüdür
Kanuni’nin “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” beyti de, dünyada hiçbir servet ve devletin sağlık kadar değerli olmadığını belirtir Ömür boyu sağlık ve refah içinde yaşayanlar, sahip oldukları nimetin değerini bilemezler Tıpkı, deryada yüzüp de denizin farkında olamayan balıklar, her ân doya doya havayı teneffüs edip de etrafındaki atmosferi göremeyen insanlar gibi Bilindiği üzere hangi yerimiz ağrısa vücudumuzun en önemli organının o olduğunu zannederiz Diş, göz, kulak vs ağrısı çekenler, ömür boyu sağlık ve afiyet içerisinde istifade ettiğimiz bu cihazlarımızın ne büyük nimet olduğunu daha iyi anlarlar İşte hastalık ve musibetlerin bir hikmeti de şükrünü gereği gibi yerine getiremediğimiz nimetlerin farkına varmamıza yardımcı olmasıdır Ayrıca hastalık ve musibetler de derece derecedir Herkes kendinden daha kötü durumda olanı görünce haline şükreder

Sonucu şifa olan acı birer ilaçtır

Her hastalık ve musibet bizim için acı bir ilaç gibidir Bilelim veya bilmeyelim, dünyamıza ya da ahiretimize yönelik mutlaka bir veya birkaç hikmeti vardır Yüce Allah, “Ne bilirsiniz belki hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayır, hoşunuza giden bir şey de sizin için şerdir Allah bilir, siz bilmezsiniz!” (Bakara, 216) buyurarak bu gerçeğe işaret eder Bize düşen, “Hak şerleri hayr eyler; zannetme ki gayr eyler / Mevla görelim neyler; Neylerse güzel eyler” diyerek isyandan kaçınmak, tatlı neticeyi, musibet karlarının altında açacak sevimli bahar çiçeklerini beklemektir

Daha büyük bir musibete perdedir
Meselâ humma gibi ateşli bazı hastalıklar vücutta bazı kimyevî reaksiyonlar oluşturup bazı zararlı maddelerin çözülüp atılması, ya da savunma sistemim...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir
« Posted on: 26 Nisan 2024, 21:17:16 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir rüya tabiri,Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir mekke canlı, Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir kabe canlı yayın, Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir Üç boyutlu kuran oku Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir kuran ı kerim, Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir peygamber kıssaları,Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir ilitam ders soruları, Hastalık ve musibetler sabırla güzelleşir önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes