๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 27 Aralık 2010, 18:30:29



Konu Başlığı: Hastalık da Allah ın kaderindendir
Gönderen: Sümeyye üzerinde 27 Aralık 2010, 18:30:29
Hastalık da Allah’ın kaderindendir


İbnu Huzame'nin babasından anlattığına göre bir adam Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize gelerek demiş ki: Ya Resûlullah! Dua ile ilaç kullanarak veya herhangi bir yolu deneyerek şifa bulmamıza ne buyurursunuz? Allah'ın kaderini geri çevirir mi? Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz de şöyle buyurmuşlar: "O da Allah'ın kaderindendir." [Tirmizi, İbn Mace]

Düzeltelim öyle bilelim!

Biz bedenlerimizin sadece emanetçisiyiz. Emaneti korumak görevdir. Yenen - içilen, giyilen dâhil bedene zarar veren her şey emanete hıyanet suçuna girer.


Neden hasta oluyoruz?

Hastalık insan dolayısıyla aciz olduğumuzu, ancak Allah'ın yaşatması ile yaşayabileceğimizi bize öğretiyor. Hastalanınca O'na kızmıyor, O'nu kullarına şikâyet etmiyor, O'ndan gelen hastalığa yine O'ndan şifa bekliyoruz. Bize bizden daha merhametli olduğuna imanımız kuvvetleniyor, aciz ve çaresiz halimizle kapısında yalvarıyoruz. Acı da çeksek, kıvranıp gözyaşı da akıtsak O'nun bize takdir ettiğinde hayır ve güzellik umuyoruz. Bütün sebepleri kullanıyor ama şifayı yine O'ndan bekliyoruz.

Hastalıklarımız birikmiş günahlarımızı eritiyor, sevabımızı artırıyor. Belki de yıllarca uğraşıp elde edemeyeceğimiz ecri-sevabı, kısa bir hastalık döneminde elde ediyor, Rabb'imize yaklaşıyoruz.


Hastalık bir ceza değildir!

Evet, hastalık illa bir ceza değildir. Sıhhat gibi o da Allah'ın kanunlarından birisidir. Biz kendi penceremizden baktığımız zaman, hastalığı ve sıkıntıyı kendimize hiç uygun bulmuyoruz. Hastalığı kapımızdan uzak tutuyoruz. Ne var ki Allah, birimize öbürümüze göre değil, kaderine göre hüküm veriyor. Bizim kötü gördüğümüz O'nun kaderinde iyi olarak yazılmış olabilir. İyi gördüğümüz de kötü olarak yazılmış olabilir.

Teslim olmak, O'na dayanmak en güzelidir. Kul olarak önce sağlığımızın kıymetini bilip tedbirli yaşar, bedenlerimizi bir emanet olarak görürüz. Hasta olunca da bütün gücümüzle iyileşmek için uğraşırız. Gerisini ise O'na bırakır ve rahat ederiz.


Hastalık bir imtihandır

Hastalıklar zaman ve çevrenin oluşturduğu kabalığımızı düzeltiyor, incelen duygularımızla geçmişi ve geleceği daha duygusal değerlendireceğimiz fırsatlar yakalıyoruz. Bağışlamadığımızı bağışlıyor, sevmediğimizi sevmeye başlıyoruz. Kısaca kendimize dönme fırsatı buluyoruz. Sıhhatin kıymetini anlıyor gerek kendimiz gerekse diğer insanlar için sağlığa yönelik tehlikelerin karşısında daha duyarlı oluyoruz.

Hastalıkla beraber iyi bir sabır imtihanından geçiyoruz. Vadilere ovalara sığmazken bir iki metrekare yatağa yığılıp kalıyoruz. Bir türlü ilerlemeyen saate müdahale edemiyor, kundaktaki bebek gibi bekliyoruz. Allah'ın emaneti olan sıhhatimizin değerini anlıyor, kıymetini biliyoruz. Bizden önceki nebilerin, salihlerin geçtiği imtihan köprüsünü tanıyor; Eyyûb olmanın ne demek olduğunu daha iyi anlıyoruz.

Bir anlamda insanların asıl hüviyetlerini görme fırsatımız oluyor. Düştüğümüz yerde kimin dost kimin yabancı olduğunu görüyoruz. "Ele muhtaç olma"nın ne demek olduğunu anlıyoruz.


Dünyayı bir kere daha tanıma fırsatı buluyoruz: fani ve aldatıcı.

Bir tuzak.

Dışı başka aslı başka...

Cenneti özlüyoruz. Ayıpsız ve mikropsuz, hastalığı olmayan cenneti... Yiyecekleri hasta etmeyen, perhiz gerektirmeyen, nimetleri derde dönüşmeyen cenneti...

Dilimiz ve kalbimizle Rabb'imize yalvarıyor, umutla kapısında duruyoruz.

Biz inliyor sızlıyoruz; O duyuyor ve yazıyor.

Biz sabredip bekliyoruz; O yazıyor.

Biz isyan etmeyip şükrediyoruz; O yazıyor.

Yazıların okunduğu gün gelince bakıyoruz ki:

Hastalığımız bize Cenneti yazmış!

Hasta olan mümin ne yapmalı?

Hasta olan bir müminin ilk işi uzman bir doktora başvurmaktır. Kocakarı ilaçlarıyla veya başka hastalara verilmiş reçeteleri uygulayarak tedaviye kalkışmak doğru değildir. Vaktinin olmadığını ileri sürerek ya da masraftan kaçınarak tedavi yollarını kullanmayan Müslüman vebal altında kalır. Bedenlerimiz bize emanettir. Emaneti korumak ve kollamak zorunda olduğumuzu unutmamalıyız.

Peygamber aleyhisselam efendimiz buyurdular ki: "Her hastalığın bir ilacı vardır. İlaçta isabet edildiğinde Allah'ın izni ile iyileşme olur."

"Allah indirdiği her hastalığın şifasını da indirmiştir."

Tedavi sürecinin tamamlandığını uzman doktoru bildirmedikçe, hafif iyileşmelerle kenara çekilmeyiz. Sabır ve sebatla devam ederiz. Doktoru, eczacıyı, hemşireyi hepsini Allah'ın lütfedeceği şifanın vasıtaları olarak görür, biliriz.

Haram olan şeylerden şifa beklemeyiz.

Hastalığın şiddeti ne olursa olsun, umutsuzluğa kapılmamız caiz değildir. Ölümü istemek gibi bir hakkımız hiç yoktur. Hastanın hastalık günlerinde TV izleyerek veya mubah olmayan şeylerle vakit geçirmesi hiç doğru olmaz. Duanın kabul olma ihtimali yüksek olan anlarda gafletten uzak durarak, zikir ve duayla, bereketli yazılar okuyarak vakit geçirilmelidir.


Dua ile okuma ile iyi olunur mu?

Dua ve okuma dirinin de ölünün de ihtiyacıdır. Hastanın elbette en önemli ihtiyaçlarındandır. Ancak hastalığın okuma ile tedavisinin caiz olabilmesi için kurallar vardır.

Okuma ile tedavide

Birinci Kural:

Tıbbın ilgi alanında olan ve ilaçla veya benzeri bir yolla tedavisi yapılabilen hastalıklarda okuma, sadece Allah'a sığınmanın tezahürü içindir. Moral takviyesidir. Okumaya güvenip tedaviden kaçınmak doğru olmaz.

İkinci Kural:

Organik olmayan ruhi hastalıklarda okuma ile şifa haktır, denenmiştir. Hem Peygamber aleyhisselam efendimiz hem de ashab-ı kiram hastaları okumuşlardır. Ancak hem okuyanda hem de okunan şeylerde aranan şartlar vardır. Sadece "okumak" değildir yapılan. Kur'an'ın bereketinden hastanın iyileşmesi için yararlanmaktır. Kur'an ise ne abdestsiz tutulabilen bir kitaptır ne de her okuyanına kendisini veren bir kitap. Mesele, iman meselesidir. En güzeli ihtiyacı olanın kendisinin okumasıdır. Başkasına da okutabilir.

Üçüncü Kural:

Hastayı okuyan kimse "salih" bir mümin olmalı, okuma işini bir meslek olarak yapmamalıdır.

Dördüncü Kural:

Hastaya okunan şeyler ya Kur'an ayetleri olmalı ya da hadis-i şeriflerde okunması tavsiye edilen dualar olmalıdır. Bir takım rumuzlar, tılsımlarla okuma olmaz.

Hasta üzerine okunup tesiri olan belli başlı ayetler şunlardır:

Fatiha sûresi, Bakara sûresinin ilk bölümü, Ayet'el Kürsi, Bakara sûresinin sonu, Haşr sûresinin sonu, Kalem sûresinin 51. ayeti, İhlâs, Felak ve Nâs sûreleri.

Beşinci Kural:

Cinlerden gelen hastalıkların varlığı doğrudur. Ancak cinlerle ilgili bu bilginin suiistimali cinlerin verdiği zarardan daha fazla olabilmektedir. Cinlerden daha tehlikelisi bunu istismar edenlerdir. Hiçbir iyiliği dokunmadığı halde insanların dertleri ile geçim temin edenler için söylenebilecek ilk söz, onlardan uzak durmanın tavsiye edilmesidir.


Hasta bakmak mı? Hasta olmak mı?

Hastanın bakımı ve hizmeti, kimi zamanlar hastalığı aratmayacak kadar yorucu olabilir. Bu elde edilecek sevabın o denli büyük olduğunu gösterir. Hasta ile ilgilenenler bir sabır taşı olmalıdırlar. Duymadıklarını duymaya, görmediklerini görmeye hazır olmalıdırlar. Bilhassa yatalak hastaların bakımı, o hastaların artık çekilmez görüldüklerini hissetmeden yapılabilirse ne büyük bir kazanç elde edilir. Hayırda sabır yarışı yapılmalıdır. Hastalık halinde eşlerin birbirlerine vefaları çok önemlidir. Etini yiyip kemiğini atmak gibi bir tavır İslami değildir. Ebeveynin hastalığı anındaki hizmet ise direkt cennete açılan bir yoldur. Allah'tan korkan mümin bir çocuk/çocuklar böyle bir fırsatı kaçırmamak için yarışmalı, aralarında kura çekmek zorunda kalmalıdırlar. Ama bu kura sende değil bende kalsın diye olmalıdır. Eğer hasta kendisine yapılan hizmeti takdir edemeyecek bir hasta ise, bakıcıları onun takdirini değil, Allah'ın rızasını hesap edip hizmet etmelidirler.


Hasta ziyareti bir ibadettir

Evet, hasta ziyareti bir ibadettir. Her ibadet gibi o da edebine uyularak yapıldığında sevaba vesile olur. Her şeyden önce hastayı ziyaret "gelmedi demesinler" diye değildir. Bir ibadet olduğuna göre Allah için ve sevap umularak yapılır. Uygun vakitte, oturma edebine riayetle, konuşma nezaketine dikkatle, dua ederek-isteyerek, gerektiğinde mali ve bedeni yardımda bulunarak ziyaret etmek gerekir. Hasta ziyareti akraba ziyareti gibi olmamalıdır. Kısa ve saygın ziyaret en makbul olanıdır. Bilhassa hastanın ve bakıcıların moralini bozacak söz ve kabalıklardan çekinmelidir. Ziyaretçi ucuz doktorluk yapmamalı, ilaca ve tedaviye müdahale yanlışlığına girmemelidir.


ALINTI


Konu Başlığı: Ynt: Hastalık da ALLAH ın kaderindendir
Gönderen: Hadice üzerinde 28 Aralık 2010, 09:06:30
ALLAH razı olsun kardeşim çok anlamlı paylaşım dı her sırasında anlamam gerekenleri anlattı inşaallah uyğulayabilenlerden oluruz
Rabbim hiç kimseye dayanamayacağı yük yüklemez..dayanma gücü versinki mükafatını alabilelim inşaallah..