๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 13 Eylül 2010, 10:17:00



Konu Başlığı: H.z Yusuf sarayda
Gönderen: Hadice üzerinde 13 Eylül 2010, 10:17:00
                                                                                     H.z Yusuf Sarayda                                                                                                                                                                                                                                                                                      Yakup, Yusuf’un ayrılığına çok üzülmüştü.

Ama çocuklarının sözüne de inanmamıştı.

Bir gün Allah’ın kavuşturacağını biliyordu.

Bunun için de sabretmesi gerekiyordu.

İşte Yakup üzüntülü halde bekleyedursun.

Yusuf kuyuda kardeş ihanetine uğramış,

Şaşkınlıkla olacakları bekliyordu.

Ancak kuyuda yalnız olmasına rağmen

Yine de çok korkmuyor, üzülmüyordu.

Çünkü yüce Allah ona kurtulacağını

Ve bu olayı da onların haberi yokken

Kardeşlerine haber vereceğini bildirmişti.

İşte tam o sırada bir kervanın sesi duyulur.

Yolcular orada bir kuyu olduğunu ve

Su bulacaklarını tahmin ediyorlardı.

Bunun için de oraya elinde kova ile

Bir arkadaşlarını gönderirler.

Adam kovayı kuyuya salladığında

Gözleri büyük bir şaşkınlıkla açılır.

Ve hayretle arkadaşlarına seslenir;

Müjde müjde burada bir çocuk var!

Hemen onu kuyudan çıkarıp sakladılar.

Çünkü onu bir eşya olarak düşünüyorlardı.

Yusuf’u alınca deve kervanı yola koyuldu.

Güneş tepelerin ardına çekilirken

Ağaçların altında o gece dinlendiler.

Sabah  etraf kızılken yola çıktılar.

Bir müddet sonra Mısır’a varırlar.

Kervandakiler esir pazarına giderler.

Yusuf’u kuyuda buldukları için de

Hemen elden çıkarmak istiyorlardı.

O gün Mısır’ın vezirlerinden Aziz

Köle pazarına çıkmış, geziyordu.

Yusuf’u orada görünce çok beğendi.

Onun gözlerindeki zeka kıvılcımını sezmişti.

Bunun için hemen onu satın aldı.

Aziz,Yusuf’u evine götürdü.

Karısı Züleyha’ya teslim ederek ona;

Ona iyi bak ve değer ver tamam mı?

Bakarsın bir gün onu evlat ediniriz

Ya da bize belki bir faydası dokunur.

Allah böylece onu saraya yerleştirmişti.

Kuyudan saraya geçiş tamamlanmıştı.

Şimdi Yusuf’un olgunlaşması gerekiyordu.

Yusuf saray hayatına alışmıştı.

Nerede ne yapacağını biliyor,

İnsanlara karşı oldukça iyi davranıyordu.

Aradan geçen uzun yıllardan sonra

Yusuf yakışıklı ve zeki bir genç oldu.

Allah bu yakışıklı ve zeki gence

Adaletle hükmetme gücü verir.

Ancak Yusuf büyük bir tehlikedeydi.

Çünkü kaldığı evin hanımı kötü kalpliydi.

Onun için ahlaksız şeyler düşünüyordu.

İşte bir gün kadın kapıları kapattı.

Yusuf’ta içerideydi o sırada.

Yusuf ne olduğunu anlamamıştı.

Züleyha,Yusuf’a iyice yaklaşarak,

Ona ahlaksız bir teklifte bulunur.

Yusuf bu teklif karşısında utanır.

Ve ben Allah’a sığınırım bu kötülükten

Diyerek kadından uzak durmaya çalışır.

İyiliklere nankörlük kötü bir davranıştır.

Kocanız da bana çok iyi davrandı.

Üstelik Rabbimde beni korudu.

Siz de kocanıza ihanetten vazgeçin.

Bu çok iğrenç bir davranıştır,dedi.

Ancak kadın Yusuf’u duymuyordu bile.

Onun düşündüğü sadece ahlaksızlıktı.

Bunun için Yusuf’u kovalamaya başladı.

İman yüreğine işlemiş genç insan

Bu kötülükleri yılan gibi görüyordu.

Ondan olabildiğince kaçmaya çalışıyordu.

Kadın da onu kovalarken kapıya vardılar.

İşte tam o sırada kapı açılmasın mı?

Hem de kapıda kim vardı biliyor musunuz?

Züleyha’nın kocası Aziz duruyordu.

Kadın hemen kocasının arkasına saklandı.

Eşine kötülük yapmak isteyen bu adamı

Ya zindana atar ya da işkence edersin dedi.

Yusuf gayet sakin bir şekilde ona;

Hayır efendim asıl o kötülük düşündü.

Ben ondan kaçmaya çalıştım,dedi.

O sırada kadının akrabalarından birisi

Kapının yanından geçiriyordu ki,

Olayı görünce durdu ve dinledi sonra;

Bakın Yusuf’un gömleğine dedi.

Şayet arkadan yırtılmışsa Yusuf haklı

Önden yırtılmışsa kadın haklıdır.

Aziz gömleğin arkadan yırtıldığını gördü.

Yusuf’ a dönerek şöyle  dedi;

Yusuf sen bu olayı söylemekten vazgeç,

Ey kadın sen de günahın için af dile.

Çünkü sen günahkarlardan oldun, dedi.

Bu olay kısa süre için de sarayda duyuldu.

Saray kadınları Züleyha’yı küçümsediler.

Bir köleyle birlikte olmak istediği için.

Onu şaşkın olmakla suçladılar.

Ancak Züleyha bunları duymuştu.

Hemen onlara bir yemek hazırladı.

Bir davetçi göndererek onları çağırdı.

Onlar için yastıklar minderler hazırlamıştı.

Yemeleri için de çeşitli meyveler.

Kadınlar meyvelerini yemeye dalmıştı.

İşte o sırada Züleyha,Yusuf’a seslendi;

Ey Yusuf haydi çık karşılarına, dedi.

Kadınlar birden bire Yusuf’la karşılaşınca,

Gözleri hayretten fal taşı gibi açıldı.

Ona bakmaktan kendilerini alamadılar.

Bu sırada meyveyi soyarken dalmışlardı.

Meyve yerine bıçakla ellerini çizdiler

Ama bunun farkına bile varamadılar.

Bu bir insan olamaz dediler hayretten.

Bu olsa olsa üstün bir melektir.

Züleyha, kadınların şaşkınlığını görünce;

İşte beni ayıpladığınız genç budur,dedi.

Fakat o bundan şiddetle kaçındı.

Ancak sizler de şahit olun ki,

Dediğim ahlaksızlığı ona yaptıracağım.

Şayet dediğimi yapmayacak olursa,

Onu mutlaka zindana attıracağım

Ve onu orada süründüreceğim,dedi.

Bunun üzerine Yusuf Rabbine dua etti;

Allah’ım zindan daha iyidir, dedi.

Bunların istediği ahlaksızlıktan.

Beni bu kötülükten koru ya Rabbi!

Allah onun duasını kabul etti.

Onların hilelerini Yusuf’tan uzaklaştırdı.

Aziz Yusuf’un haklılığını bile bile,

Halkın dedikodusundan dolayı

Yusuf’u zindana attırdı.

Suçsuz bir insan kurban edilmişti.

Bir saraylının ahlaksızlığına.

Çağlar boyunca da böyle olmuştu.

Böyle olmaya da devam edecektir.

Allah kalplerden sürgün edilmişse

Her türlü kötülük normalleşiyordu.

Yusuf namuslu kalmasının karşılığını

Zindana atılmakla almıştı.

Bakalım Yusuf’u daha neler bekliyor