๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Mayıs 2010, 16:39:27



Konu Başlığı: Günbatiminda batmayan günes
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Mayıs 2010, 16:39:27
Günbatiminda Batmayan Günes
   

ÇOK SIKINTILI bir animda arabayla Bogaz Köprüsünden Avrupa yakasina dogru geçiyordum. Kulaklarim teypteki Kur'ân kasetindeyken aklim dertlerimle bogusuyor, gözlerim ise bir yandan arabalara çarpmamak için yolu gözlerken bir yandan da üzerinde günesin batmak üzere oldugu muhtesem Bogaz manzarasini seyrediyordu. Bogaz'dan her geçisimde içimi bir hayranlik kaplardi ve bu defaki manzara da daha öncekileri aratmayacak güzellikteydi. Aksam ezanina bir saat kadar kalmisti ve günes solumdan üst taraftan kirmizi ama hâlâ parlak bir halde soguk olan havayi isitiyordu. Deniz, bogazin etrafindaki tepeler, hava hepsi birbirinden güzeldi.

Günesin güzelligi hakkinda düsünürken aklima onun nasil havada durdugu geldi. Daha önceleri pek fazla aldiris etmedigim, hatta "nasil boslukta durdugu" sorusunu aklimin ucundan dahi geçirmedigim günesin boslukta nasil durdugunu bir anda düsünüverdim. Daha önce Kur'ân'da da duymustum bu tarz bir soru soruldugunu: "Günesi havada tutacak, dünyayi döndürecek O'ndan baska kim vardir" diye. O zamanlar bir kulagimdan girip digerinden çikmisti ama simdi bu manzara bir anda etkisi altina alivermisti beni. Insanlar manzara resimlerine dünyanin paralarini ödüyorlardi; oysa karsimda olabilecek en güzel manzaralardan biri vardi. Hem de bu hayalî ya da iki boyutlu bir manzara degil, manzaranin ta kendisiydi. "Allah!" dedim kendi kendime. "Sen nasil bir varliksin."

Sanki gözümün önünden bir perde kalkmisti ve hayranligim merakimla birlikte ziyadelesmisti. Daha sonra düsünmeye basladim, bu günesi yaratan, ona sahip olan, onu havada tutan, bütün bu güzelliklerin sahibi olan Zât ne kadar da zengin ve güçlüdür diye. Bu kadar güzellikleri yaratabildigine, kâinat denen sistemi su manzaranin olusmasi için düzene koyabildigine, agaçlar, tepeler, deniz, hayvanlar, bulutlar, insanlar o an o manzaranin içindeki herseyi yaratip onlari bir bir bildigine, onlarin varolmasi ve hayatlarini sürdürebilmesi için gerekli herseyi cömertçe ve fazlasiyla yaratip bizlere sunduguna göre ne kadar muhtesem, kudretli ve lâtif bir Zât'tir.

O an düsündüm ki bunlari kolaylikla yapabilen bir Zât için benim büyük sikintilarimin hiçbir önemi yoktur ve sikintilarimi giderecek O'ndan baska kimse yok ve O ise her yönüyle bana kâfidir. O zaman kendi kendime "Evet, sikintilarimi O'na anlatmali, O'ndan yardim dilemeliyim" dedim. Ve o an böylesine büyük bir Zât'in, benden istedigi seyleri yerine getiremedigim halde, beni huzuruna kabul ettigi aklima geldi. Düsünsenize hangi hükümdar her kapisini çalan avâmi huzuruna kabul eder ve onu dinler ve onun isteklerini kabul edecegine dair söz verirdi? Kaldi ki, hükümdar gibi itibarli bir insanin sözünün ne anlama geldigini siz tasavvur ediniz. Allah (c.c.) da bizi huzuruna almak için Namaz gibi bir nimet, bir lütuf, bir rahmet, bir merhamet kapasi açmis, dua gibi günün her saati kullanabilecegimiz bir dilekçeyi bize vermis ve dahasi tüm dualari kabul edecegini de bize bildirmis. Pes vallahi dedim içimden, subhânallah dedim daha sonra. Çünkü o an ancak o geldi aklima.

Sarhos gibi olup kendimden geçmistim. Rahatlamis, huzur bulmus, sevinmis, içim cosmustu. Çünkü, sikintilarimi anlatabilecegim ve onlari giderebilecek bir muhatap bulmustum. Emin ve güvenilir ellerde oldugumu fark etmistim. Bir manzarasinin tecellisi ile beni içinde bulundugum buhrandan çikaran o Zât'a karsi olan hayranligimi, sevgi ve ihtiyacimi nasil ifade edecegimi bilemiyordum. "Subhânallah"ti ilk aklima gelen, daha sonra "Elhamdülillâh" dedim. Sükür etmeliydim, ediyordum ediyordum ama o da yetmiyordu. Ama o muhtesem ve herseyi bilen ve hak ile yaratan sonsuz ilim, kudret ve hikmet sahibi Hakîm Zât bu durumuma da çare bulup, içimde hissettigim bu boslugu da doldurup Secde'yi yaratmisti.

Secde, evet secde! Ancak secde etmek içimdeki bu muhtesem hissi tatmin edebilirdi. Secde gibi bir nimeti yarattigini düsününce tekrar O'na hayran oldum ve tekrar tekrar secde etmek istedim. Derken gözüm saate gitti ve aksam namazinin yaklastigini gördüm. Ikindiyi henüz kilmamistim ve Rabbimin tekrar tekrar secde edebilecegim, O'na maruzatlarimi anlatacagim ikindi namazini yaratmis oldugunu hatirladim. Yüzümde tebessüm ve içimde o güne kadar hissetmedigim bir secde arzusuyla gaza bastim ve ikindi namazina kostum.




Cemal Karabel