๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 27 Mayıs 2010, 02:36:31



Konu Başlığı: Günahların Kaynağı
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 27 Mayıs 2010, 02:36:31
Günahların Kaynağı

Allah Teâlâ: «Allah’ın insanlara fazlından verdiklerine mi hased ediyorlar?» ıtâbıyle hased edenleri kitâbında zemmetmiştir. (Nisâ sûresi/54)

Hased nefsin mezmûm ahlâkındandır. Tevhid ve ezkâra çok devam etmek sûretiyle bunların izâlesine çalışmak lâzımdır. Şunu bilmelidir ki, ilimde, ahlâkda ve sâir fazîlet sıfatlarında insanların makam ve mertebelerinin farklı olması onlar için bir rahmettir. İnsanların makam ve mertebelerinin farklı farklı olması ise azîz ve alîm olan Allah’ın ezelde takdîriyle olmuşdur.

Şunlar hasedcinin alâmetlerindendir:

Hased ettiği kimse ile karşı karşıya geldiği vakit ona yaltaklanır, ondan ayrılınca gıybetini yapar.

Başına bir musîbet geldiği vakit etrâfını rahatsız eder, şamata eder, herkese i’lân eder.

`

Resûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşdur:

Üç şey vardır ki, bütün günahların kaynağıdırlar, bunlardan muhakkak sakınınız!

Birincisi: Kibir. İblîs’i, Âdem’e secde etmemeğe sevk eden şey kibirdir.

İkincisi: Hırs. Âdem’i yasak ağaçtan yemeğe sevk eden hırsdır.

Üçüncüsü: Haseddir. Âdem’in iki oğlunun birbiriyle kıtal edib dövüşüp kardeşini öldürmesine sebeb haseddir.

Asma’î anlatır: Yüzyirmi yaşa ulaşmış bir a’râbîyi gördüm. Ömrünün bu kadar uzun olmasının hikmeti nedir? Dedim.

- Elhamdülillah hasedi terk etdim, dedi.

`

Resûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır:

«Altı zümre vardır ki bunlar hesâba çekilmeden âteşe girerler.»

Onlar kimlerdir ya Resûlallah? diye suâl edildiğinde: Resûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem:

1 - Benden sonra gelip de zulmeden idâreciler,

2 - Kavmiyet dâ’vâsında bulunanlar,

3 - Mütekebbir dehkânlar (Ateşperestlerin köylerinin reisleri)

4 - Hıyânet eden ticâret erbâbı,

5 - Cehâletde inâd eden köylüler,

6 - Hased eden âlimler.

Bazı hukemâ demişlerdir ki:

«Hased eden kimse beş vecihten rabbine itiraz etmiş olur:

1 - Cenâb-ı Hakkın, kendi nîmetini bir başkasına izhâr eylemesine buğz etmiş olur.

2 - Rabb Teâlâ’nın taksîmine rızâ göstermeyip, taksîmini böyle değil de şöyle yapsaydı diye îtiraz etmiş olur.

3 - Allah fazlını dilediğine verir. O kimse ise Allah’ın fazlına buhl (cimrilik) izhâr eylemiş olur.

4 - Allah’ın bir velî kuluna ihsan ettiği nîmetin ondan zail olmasını istemek sûretiyle onun perîşân olmasını istemiş olur.

5 - Düşmanı olan iblîse yardım etmiş olur.

Hased eden kimse lisân-ı hâliyle «Allah şu nîmeti buna lâyık olmayan şu kimseye verdi» demek sûretiyle Allah’ı ithâm etmek cürmünü işler. Allah, zâlimlerin iftirâlarından berîdir.

Fakat gıbta öğülmüştür: Kalbden hased illetini söküp atmak ubûdiyyetin hakikatlerindendir.

Bilesin ki!

Hased edersen, hasedin düşmanına değil kendine geçer. Bu halinde iken kendi hâlinin hakîkatine bir vâkıf olsan kendini, başkasını taşlayan fakat attığı taş dönüp kendi gözünü kör eden bir kimse sıfatında görürsün. Hem de evvelâ sağ gözünü çıkarır. Bu ise kendi gazabını yani öfkesini artırmakdan başka bir şeye yaramaz. Eğer bu huyunda devam edersen kuvvetlenir, o kuvvetiyle taşı daha fazla kuvvetle atar, bu def’a sol gözünü de çıkarır, bu daha fazla öfkesini artırır. Sonra dönüp tekrar bir taş daha atar, bu taş da başını yarar. Hased ettiği kimse ise bütün bu tehlikelerden masundur. Eğer o hased etmiyorsa.

Hased eden kimsenin bu halini gören düşmanları ona gülerler. Hased eden kimsenin hâli budur. Bu şeytanın insanı maskara etmesinin açık bir misâlidir.

Bütün  bunlardan dolayı Resûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-: «Sakın hased etmeyiniz! Çünkü hased, ateşin odunu yiyib bitirdiği gibi hasenâtı yer bitirir.» buyurmuşlardır. (El-Chamiu’s-Sağîr)

(Ramazanoğlu Mahmud Sâmi, Hazret-i Yusuf, s. 16-19)

Alıntı