> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  >  Günahların çokluğu özrün yokluğu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Günahların çokluğu özrün yokluğu  (Okunma Sayısı 829 defa)
20 Mayıs 2010, 16:35:07
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 20 Mayıs 2010, 16:35:07 »



Günahların Çokluğu..Özrün Yokluğu..


Bana yazarak, kendini çok günahkâr görüp, artık varlığından utandığını, Rabbinin karşısına çıkmayı da iki yüzlülük gibi gördüğünü söyleyen kardeşlerim var. Bu kardeşlerimi ümide davet ediyorum; Allah'ın rahmetinden umut kesmemeleri gerektiğini hatırlatıyorum.
Unutmayın ki, bu konuda kimse kimseden daha aşağıda ya da yukarıda değildir. Defterlerimiz açılmadan "iyi" ya da "kötü" olduğumuza karar veremeyiz. Çünkü kimse kimsenin gerçekte işlediği günahı bilmiyor; herkes hataları konusunda kendisine sırdaştır. Öyleyse, kendimizi çok günahkâr bilme halini umutsuzluk sebebi değil, Rabbin af dergâhına daha çok yakınlık kazanma fırsatı olarak görelim. "Senden başka kime gideyim ki.." çaresizliğini ancak o utanç ve pişmanlık halinde yaşarız. Çarenin yalnız O'nda olduğunu içten içe bilme halini samimi tazarrularımız için, gözü yaşlı yakarışlarımız için başlangıç eyleyebiliriz. Böylesi günahların ağırlığının bizi O'nun dergahına götürmesi, hiç günahsızlık sandığımız şımarıklık hallerinden daha hayırlı olabilir. Sonunda kibir ve kendini beğenmişlik üreten bir hatasızlık değil de, bizi mahcup eden, kusurumuzu itiraf ettiren bir hata Rabbimize daha doğrudan bir yakınlık vesilesi olabilir.

***

Tövbe etmek özür dilemektir. Rabbimizin ancak biz insanlara takdir ettiği bir nasiptir özür dilemek. Belki de meleklerden üstün olabileceğimizin sırrı burada saklıdır. Çünkü, melekler hiç hata etmedikleri/edemedikleri için özür dilemeleri gerekmez. Şeytan ise hatasını hata olarak kabullenmediği için özür dilemez. Ancak insan, hata eder, hata ettiğini kabul eder, özür diler.

***


Özür dilememizin Rabbimizce hoş görülmesi, çokça hata edelim de çokça özür dileyelim şımarıklığını da beslememeli. Artık olmuş bitmiş günahlardan, omuzumuzda pişmanlığını ağır bir taş gibi taşıdığımız hatalarımızdan söz ettiğimizde, hoşnut olunan özürden söz edebiliriz. Yani, geçmişe doğru özür dileriz. Geleceğe doğru özürler saklayarak, günahlar planlayamayız. Ki gelecekte yapmamaya azmetmek, karar kılmak, geçmişe dönük özrümüzün de içtenlik göstergesidir. Yoksa, rahmete güvenip de günah işlemiş oluruz. Geçmiş günahlarımız için rahmete sığınmalıyız ama rahmete sığınıp gelecek günahlara niyetlenmemeliyiz.


***

Rabbimizin hatalarımızı ve kusurlarımızı affetmesi, günah ve isyanlarımızı bağışlaması O'na ibadet yollarımızı açık tutmak içindir. Yüzümüzü rahmetine ve bağışlayıcılığına dönük tutmak içindir. Üstelik Rabbimiz bizi affetmekle kalmıyor, bize hatalarımıza rağmen yine şefkat ediyor, merhametini gösteriyor; sanki hiçbir şey olmamış gibi bizi sevmeye devam ediyor. Bize darılmıyor, bizi gözden çıkarmıyor, bizi kendisinden uzaklaştırmıyor. Yoksa, O'na ibadet etmeye yüzümüz tutmaz, O'nun rahmetinden ümidimizi keser, huzuruna varmaya utanırdık. Tövbenin varlığı ve Rabbimiz katında hoşnutlukla karşılanması, bize eşsiz bir nezâketle şunu hatırlatıyor: Rabbinize pişmanlığınızı arz ettiğiniz sürece, Rabbinizden rahmet umduğunuz sürece, O'na giden yolları açık tutarsınız. O tövbe etmenizi sever, size çok merhamet eder. Rabbiniz sizden günahsızlık beklemiyor, ancak içten özürler bekliyor. Sizi O'ndan uzaklaştıran günahınızın çokluğu değil, özrünüzün yokluğudur.


***


İnsan kendi günahını başka herkesten iyi bilir. Başkalarının günahlarına kendi günahımız kadar aşina değilizdir. Öyleyse en çok günahkâr bildiğimiz kişi kendimiz olmalıyız. Şüphesiz Allah kendi günahlarımızı kendi bildiğimizden daha iyi bilir; O'ndan bir şey saklayamayız. Allah ki rahmet sahibidir; rahmeti gereği kusur işleyip yine kendisine dönmemizi ister. Kendimizi hiç günahsız sanmamızdansa, hatamızı bilip pişmanlık ve gözyaşıyla O'na dönmemiz O'nu daha çok hoşnut eder. Şu halde, günahlarımızı en iyi bilen, günahlarımızı bilmemizden hikmetiyle hoşnut olan Rabbimize dönüp O'ndan af dilemeliyiz. Ne kendimizi masum zannedip O'nun affına muhtaç olmadığımızı sanalım, ne de kendimizi çok günahkâr bilip O'nun affından ümidimizi keselim.

***



alıntı

Senai Demirci

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Günahların çokluğu özrün yokluğu
« Posted on: 19 Nisan 2024, 03:17:52 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Günahların çokluğu özrün yokluğu rüya tabiri, Günahların çokluğu özrün yokluğu mekke canlı, Günahların çokluğu özrün yokluğu kabe canlı yayın, Günahların çokluğu özrün yokluğu Üç boyutlu kuran oku Günahların çokluğu özrün yokluğu kuran ı kerim, Günahların çokluğu özrün yokluğu peygamber kıssaları, Günahların çokluğu özrün yokluğu ilitam ders soruları, Günahların çokluğu özrün yokluğuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes