Konu Başlığı: Günahlara Her Gün Ahh Gönderen: Hadice üzerinde 29 Kasım 2010, 08:09:40 Günah(lar)a, Her Gün Ahhh.. Amel ve emel arasındaki gel-gitlerin ayrılma noktasıdır GÜNAH. Bazen ameli terk iken günahın adı bazen de EMELE MEYİL olur. Günah, güne düşen karanın adı. Hayata düşen kara dip not. Sırattan ifsata doğru olan meyil. AKLIN BİR ANLIK SAF DIŞI KALIŞININ RESMİ MANTIĞIN KISA DEVRE YAPMASI Cennet yolundan cehennem tarafına doğru kulun kayması. Kitabın unutulması. Peygamberin hatırlanmaması. Nasihatin sırra kadem basması. Hayatın şirazeden çıkması. Hayatın manasından soyutlanması. ŞEYTANIN HİLESİNİN TUTMASI Meleğin ağlaması. Feleğin şaşkınlığı. Semeğin günaha adı karışan insan karşısındaki üstün yanı. KAİNAT BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ EMEKLERİN HEDER OLMASI… Kulun derbeder hali. Kulun üstüne oynanan kumar karşısındaki şeytanın kısa süreli üstünlük anı… AĞLAMAK GÜNAHA İSYANDIR bu zaviyeden. AYAĞA tekrardan KALKMAKTIR. Bataklıkta olmaya baş kaldırıdır. Düşkün olmanın farkına varmadır. Fark edemeyenin halini, ayağa kalkma gibi bir gayreti elbette olmayacaktır. Günah bazen şeytanın filminde rol alma iken bazen de nefse amede olunmanın nihayetinde elde edilen pozisyona konulan addır. O yüzden ‘şüphesiz ki ben nefsime zülmedenlerden oldum’ çığlığı, ‘Şüphesiz ki nefis kötülüğü emreder’ sözü yine bir başka kutlunun eliyle bize ulaşacaktır. Oysa nefsin nefesi her an kulun ensesindedir. Gaye onu saf dışı bırakmak değil, onu dizginleyebilmektir. Zira o cennetin çetrefilli ve yokuş yolunun adıdır. O yol uzun, sarp ve de yokuştur. Ve etrafı onun hoşuna gitmeyen şeylerle doludur. Hoşa giden şeylerin ismi ise günahtır. Günah kişinin bu yolda ayağının takılmasıdır. Belki rotanın sapıtılmasıdır. Güçlü bir rehber eşliğinde kişi mutlaka yolunu tekrardan bulacaktır. Ona düşen, DÜŞTÜĞÜNÜ BİLMEKTİR. Ayağa kalkmaya gayrettir. TÖBEE İLE TEMİZLENMEKTİR İzleyenlere düşen ise düşene el vermektir. Ona destek olabilmektir. Doğruyu kendisine rencide etmeden bildirmektir. Doğrunun güzelliklerini ve de tadını almasını sağlamaktır. Onun doğru safındaki yerini sağlamlaştırmaktır. Düşmanın dahi olsa kucaklamaktır. Mekke’nin fethinin akabinde sergilenilen manzaradan ders çıkarmaktır. Kınama günü değildir o gün artık. Kara gün kararmıştır, tövbe ile nurlu günler yaklaşmıştır. Af kapısı kilitsiz olur. Yeter ki o kapı aransın, kendisinin tokmağına dokunana o kapı sırtını dönmeyecektir. Önce günahsa yolda görülen levha, bir sonra ki mutlaka tevbe olmalı. İşte bu irade sahibine bağlı. Samimi tövbenin akabinde kişiye görünecek olan ise mutlaka Afv olacaktır. Zira “O” Tevvap’tır, Afuv’dur, Gafur’dur, Rahman’dır ve de Rahim’dir. Kulum beni nasıl biliyorsa ben ona öyle görüneceğim sözü, sahibi günah olan herkes için değişmez bir hakikattir. Belki bir gün günah işlemiş olabilir kul, VE BUNA HER GÜN AHHH EDİYORSA şayet, unutmasın ki hayatının sonu, sahili SELAMETTİR (İNŞAALLAH)… Alıntı |