๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 20 Kasım 2010, 16:38:02



Konu Başlığı: Güllere dair
Gönderen: Sümeyye üzerinde 20 Kasım 2010, 16:38:02
Güllere Dair




“Kur’an meşalesini dikmek için karanlıklara

 Işık saçmak için dört bir yana

Zeytine yağ, incire bal vermek için

Gülün muştusunu vermek için

Dağlara, taşlara,,kuşlara, balıklara, mercana

İnsana

Beni Sen gönderdin.”

Sezai Karakoç

 

Sen bir gül…

Ellerinde bir demet gül…

Gül kokulu mevsimde, güller açsın yüzünde…

Sen ki değilsin diğerleri gibi. Adın başka, işin başka, sevdan başka, umudun başka, geleceğin başka… Sen ki başkaldırıyorsun zamana… Ötelerden aldığın bir gül kokusunu taşıyorsun çağlara. Bu çağ ki, her ne kadar hijyenik olmak için ellerinden geleni yapsalar da oldukça kirli. Yaydıkları kötü kokuları ve çirkinlikleriyle örtmeye çalışıyorlar güzellikleri… Ama yapamayacaklar… Çünkü bu yapaylıklar, sanallıklar alamayacaklardır asılların yerini. Sen Ataların gibi göstereceksin onlara; nasıl oluyormuş, bir gül bahçesi…

Onun için cancağızım, nazarların çevrilmesin başka yönlere… Başka taraflarda olmaya heveslenmesin gönlün. O ağacın meyvesini taşıyorsun özünde. O meyvelerin tohumlarını, o nadide gül goncalarını… Sen yetiştirmeye bak bunları… Aldırma o söylenenlere. Aldırma “burada gül yetişir mi?” diyenlere. Varsın eğlensinler seninle, varsın gülsünler… Ne çıkar? O isteyince, “ol” deyince gül bahçesine dönüşür ateşler…

Ve bil ki, onlar sevmezler gülleri ve gül yetiştirenleri. Dolayısıyla engellemeye çalışacaklardır seni. Taşlayacaklardır o güllerini. Soldurmak için yarışacaklardır.  Sakın korkma! Mevsim ne olursa olsun, baharın muştusunu duyuracaksın ve gül kokusunu yayacaksın her bir yana. İnan rüzgâr bile sana yardım edecektir sana bu konuda. Esintileriyle ulaştıracaktır o güzel kokuları başkalarına…

Ve kapına gelip ellerindeki o plastikleri atıp “bir gül” diyecekler… “Sıkıldık bu yapay kokulardan. Bir gül uzat bizlere…” Hatta bununla da yetinmeyip aynı güllerden yetiştirmek isteyecekler. Ve sen onlara “gül yetiştirme sanatını” öğreteceksin. Çünkü gül yetiştiremez herkes. Gül kokusunu taşıyamaz üzerinde. Güle dokunmak yakışmaz öyle herkese…

Dikenleri vardır güllerin. Batar da acıtır canları. Kimileri dayanamazlar da buna, şikâyet etmeye başlarlar. “Dikensiz olsaydı” deyip vazgeçerler. Dikensiz olur mu hiç? Acısız, zahmetsiz olur mu? Gülün güzelliği, dikenlerinde saklı değil midir biraz? Hem güzel olup da bedelsiz olan ne var ki şu hayatta?

Kimileri “tamam” der o zaman. “Gülü sevdiğim için dikenlerine katlanırım.” Hayır, bu da olmamalıdır. “Katlanmak” mecburiyetlerden doğar. Ve mecburiyetlerin olduğu yerde isteklerden söz edilemez.  Oysa gönüllü olunmalıdır böylesi işlerde. Önce gönüller, kalpler, zihinler hazır hale getirilmelidirler.

Ve kimileri de “gülleri sevdiğim gibi dikenlerini de seviyorum” der. İşte onlardır gül yetiştirecek olanlar. Çünkü güzele ulaşma yolunda zorlukların olacağından haberdardırlar. Ve bu yüzden o güzele bir adım daha yaklaştıkları için aldırmazlar canlarının yanmasına… Bilakis sevinirler ve O’ndan ötürü sevmeyi bilirler.

Ve güllerin ve gül yetiştirenlerin sayısı arttıkça azalacaktır o kirlilikler, çirkinlikler. Muştulu o haber dolanacaktır dillere. Baharın ferahlığı, huzuru dolacaktır kalplere…

 Ve bu, senin sayende olacaktır. Çünkü “kutsal olanı taşıyan her araca, taşıdığı kutsaldan bir şeyler ilişir.” Ve müslümandır, o kutsalı taşımaya taraftar olan. Ve müslümandır, bütün ahlaksızlıklara rağmen bir gül güzelliğinde ahlaka sahip olan. Müslümandır, bir gülün zerafetinde duruşu olan. Ve müslümandır, renk renk gülleri bir tek bukette toplayabilecek olan.

 Ancak bunlarla beraber, bir gün güllerin solacak oluşu insanı endişelendirebilir. Evet, dünyanın kuralıdır, güller de bir gün ölür. Lakin gerek yok ümitsizliğe düşmeye. Çünkü bu toprak oldukça doğacaktır yeni güller. Ve devam edecektir sürgünler vermeye. Ve o güller de yüzlerini yeniden döneceklerdir göğe. Ve minnettar kalacaklardır Rabbe; bir gül güzelliğinde yaşadıkları için. Şu fani dünyada cennet kokusunu bir nebze olsun üzerlerinde taşıdıkları için. Ve şair gibi şükredeceklerdir Rabbe; bir gülü yetiştirebildikleri için…

                                                                                        Selam ve dua ile…


 

Besime Özgür