๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Ekvan üzerinde 14 Ocak 2011, 15:30:44



Konu Başlığı: Gül suyu kokan başörtülü bacım
Gönderen: Ekvan üzerinde 14 Ocak 2011, 15:30:44
           Gül suyu kokan başörtülü bacım

Gül yüzlülerin kirini gülsuyu kokan gözyaşları alır…Ve damla ,damla gül dökülen ellerde gül kokusu kalır
Tohumu eken bilir,


Göz yaşın döken bilir,


Gül kadrin diken değil,


Çileyi çeken bilir,


Ve ey gözyaşım,


Bulutuna sadık yağmurlar gibi gel, ve kadim bir dostu uğurlar gibi git… Geceyi içine döken tomurcukların yeşiliyle gel; goncayı açılsın diye bekleyen bülbülün diliyle git…Bülbüller konan dallarda yaprak gibi gel, ve derinlerde bendini yıkan bir ırmak gibi git pişmanlık dolu yüreklerden sancılarla git…


Ve ağlamaktan korkma gözüm!Ağla ki kirlenmiş olan vicdanın gözyaşınla yıkansın…
Ağlamak hassas ruhların ferahlama gayreti ve vicdan da yanan ateşi göz yaşlarıyla söndürme hamlesidir


MADEM Kİ GÖZYAŞI BİR KUTLU DEMDİRAĞLAMAYI BİLEN GÖZLER İÇİN O BİR ERDEMDİR


Bir ateş düşünün, dumanı âh ile çıkar da külleri göz yaşına karışır ya… Hayat bir mum alegorisidir hani, mumun başındaki yanış gözde yaş olur da gözyaşı alevle barışır ya…Alev can ipliğini yakınca, acıdır ki, bedenini eritir de mumun, su ile alev birbiriyle yarışır ya…



Gözyaşıdır ki yıkayarak yakar, yakarak yıkar Arıtır ve eritir; temizler ve gizler… Fazilettir, diyettir… Bu yüzden denilir ki gözyaşı yiğitler kârıdır ve civanmertler vakarıdır


Şaire unuttuğu mısrayı bir gözyaşı hatırlatır, şehrazad üveyikler uçuran acıları bir gözyaşı anlatır Sancılı damarlarda ölümcül çılgınlıkları gözyaşıdır okuyan satır satır Toplasan gözyaşlarını âşıkın, dalgalı bir deniz olur; süzülürken bağrından, yakar geçer iz olur Yalnız doğar gibi her insan, yalnız akar her damla ve yağmur yağmur gözyaşıyla ıslanır nisanEn son, yağmur kuşları konar kuşpalazı çocukların salıncaklarına, gözyaşı şefkat olur


BENİM DAVAM BEŞERİ DEĞİLKİ ÜMÜDİM KIRILGAN OLSUN


Bütün boşluklarını sen doldurdun ömrümün… Söylenmedik sözler yerine sen vardın yanımda Sevdaya dair yeminlerden sonra sen vardın Köhne zamanın direnci adına, acı çağların yaşlısı ve genci adına yine sen vardın Dikenler gülden habersiz iken, gözler dilden de fersiz iken; zamanından geriye düşmüş acılar için, mânâda biçimleri yitiren sancılar için; aynalarda eriyen sırlardan taşarak, ucu kıyamete çıkan asırları aşarak; gerçekten daha gerçek kelamlarda ve Güzeller Güzeli’nden vuslat müjdeli selamlarda sen vardın… Hep sen vardın


Bir gözyaşı, gül mevsiminde güle karşı akarsa aşk olur adı; sevgiyi damıtır en derin yerinden Suçlardan sonra tenha gecelerde akarsa tevbedir tadı; gönülleri arıtır en kara kirinden Madem ki gözyaşı bir kutlu demdir, elbette bir erdem


Alıntıdır