Gönlümüzün Dizaynı

Gönlümüzün Dizaynı

Cenab-ı Hakk'ın vazifelendirmesiyle insanoğlu yeryüzünün biricik halifesidir Dolayısıyla da "eşya"ya müdahele etme hakkına sahiptirYapar, bozar, inşa eder, dizayn eder yani eşyaya müdahelenin değişik şekilleriyle Cenab-ı Hakkın kendisine verdiği bu hilafet vasfının gereklerini yerine getirmeye çalışır

İnsan evvela yakın çevresinin ve en başta evinin dekoruna, dizaynına pek düşkündür Sürekli yenilik arar evinde; onun için de senede belki bir-iki defa evin eşyasını en azından yerlerini değiştirmek ister İster ki evinin dekoru mükemmel olsun Muvakkaten kalacağı bir mekan için bu kadar titiz davranan insanoğlu acaba ebediyyen kalacağı bir mekanın dekorasyonu hakkında neler düşünür? Daha doğrusu düşünür mü? Aynı titizliği orası için de gösterir mi? Kendisi için nasıl bir dayama-döşeme yapıldığını merak eder mi acaba? En açık ifadesiyle soracak olursak, bu dünyadaki evi üzerinde titizlikle duran insan, öbür taraftaki evinin dekorunu nasıl tanzim ettiğine, kendi elleriyle kendisi için yarın gidip yerleşeceği nasıl bir yer hazırladığına dikkat eder mi? Mesela, biz ediyor muyuz? İçimizde öyle bir endişe ve merak var mı acaba?

Bir otel için, bir araba ya da uçak yolculuğu için rezervasyon yaptırdığımızda te'yid için belki birkaç defa yetkilileri arayıp soruyoruzYerimizi garanti altına almak istiyoruz Ya öbür taraftaki yerimiz ve durumumuz! Neresi olduğunu ve nasıl bir yere gideceğimizi merak ediyor ve te'yid için defalarca arayıp, araştırıp sorma, kendi ölçüleri içinde testetme ihtiyacı duyuyor muyuz? Aslında insan hayatının temel sorusu da işte budur

Hakk'a hakikî manada iman etmiş kulların müşterek en belirgin özelliklerinden biri de en küçük hadiselerden –hadd-i zatında küçük diye bir şey yoktur- bile ibret alma ve ondan hareketle varılması gereken noktaya varmaya çalışmadır; öyle olmalıdır İşte böyle insanlar dünyaya geliş gayelerini iyi kavrayanlar ve hayatı da tam manasıyla yaşayan insanlar olurlar

Yukarıda zikredilen misale gelince birisi bir ev dekoru ile alakalı diğeri de her hangi bir yerde muvakkaten ikamet etmek veya daha çok seyahatlerde karşımıza çıkan rezarvasyon yani yer ayırtma İlk bakışta "bunlar bir takım adiyattan hadiselerdir, bunlardan nasıl bir ders alınabilir ki!" denebilir ama işin doğrusu bu, düşünmeyen ve pek de hassas olmayan insanlardan sadır olabilecek bir düşüncedir Oysa ki hayat baştan başa okunup anlaşılsın diye yazılmış bir kitaptır Yani başımıza gelen her hadise mutlak surette bir anlam taşır Fakat bunu da bilenler anlar

Konumuza tekrar dönecek olursak çoğumuzun gönlünde bir ev vardır ve o ev hakkında en küçük ayrıntılara kadar düşünürüz Yine çoğumuz yeni ev alan veya yaptıran insanları görmüşüzdür Devamlı ustaların başında durur ve en küçük ayrıntılara dikkat ederler

Böyle olmasın demek istenmiyor Tabiki en ince ayrıntılara kadar dikkat edilecek Burada anlatılmak istenen o değil Asıl mesele kabirden başlayan ahiret yolculuğundaki menzillerdeki yerlerimiz hakkında da aynı hassasiyeti gösteriyor muyuz, göstermiyor muyuz? Bu temelde imanla alakalı bir mesele Eğer kişi gerçekten kabirden başlayan ahiret yolculuğuna kesin bir şekilde hatta riyazî katiyyetten daha kuvvetli bir şekilde inanıyorsa, o kimse hazırlığını yapar Yani kişi inanıyorsa mutlak surette hazırlanma ihtiyacı hisseder İnanmıyorsa veya inanma problemi ve zaafı varsa o zaman hazırlık yapacağını söylemek oldukça zordur

Ahirete hazırlık nasıl yapılır? Başka bir ifadeyle, ahiret yurduna ait yerlerimizi döşeme ve dizayn etmede neler yapılabilir, sorusuna verilecek cevap en genel çerçevesiyle İslam'ın ortaya koyduğu apaçık yolu takip etmekle olabilir, şeklinde olmalıdır "Yapan bilir, bilen konuşur" fehvasınca, insanı yaratan Cenab-ı Allah olduğuna göre onun dünya ahiret huzurunun nasıl olduğunu bilen de O'dur Gönderdiği son dinle de bunu bütün insanlığa apaçık göstermiştir Ayrıca o dinin pratik hayatta nasıl yaşanacağını göstermek için de Fahr-i Kainat Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)i göndermiş ve insanları bir kere daha bir rehberle nimetlendirmiştir

Sonuç olarak şunları söylemek mümkündür: Eğer inanıyorsak, inancımızın gereklerini yerine getirmeli; dünya ve ahiret saadetimizin biricik vesilesi dinimiz İslamı hayata hayat yaparak ortaya koymalıyız Dünya hayatından sonra kabirden başlayan ahiret yurdunu en ince ayrıntılarına kadar dizayn etmek için her dakika geri getirilemeyecek bir fırsat bilinmelidir Ayrıca bir rezorvasyonun teyid edilmesi gibi "Ya Rab! Ötedeki halim nice olur!" iniltileriyle ötelere ait şuuru zihinde her dem taze tutmalıyız
Rabbimiz bizleri umduklarımıza nail, endişe ettiğimiz hususlardan da emin eylesin! Amin

A Said Tunçpınar

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın