> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Gök sofrası nedir bilir misin?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gök sofrası nedir bilir misin?  (Okunma Sayısı 640 defa)
06 Ocak 2011, 15:19:21
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 06 Ocak 2011, 15:19:21 »



Gök Sofrası nedir bilir misin?..


Sen Gök Sofrası nedir bilir misin?..
Ve...
Ona talip yürekleri?...
Bilir misin sahi?..
Gök sofralarında yüreğini bölüştüğün oldu mu hiç?..
Ya bir gök muştusunu?..
Ya, O En Güzelin (A.S) sevdasını, bölüştün mü biriyle?..
Sen, Kelime-i Şehâdet nasıl bölüşülür bilir misin?..
Dinle;
Ayrılık vaktinde, İkiden biri, “Lailaheillallah” der,
Diğeri, “MuhammedunResûlullah”..
Bölüşürler o sehâdeti ki, vuslat olsun ayrılıkları..
Ki, birleşsin gönülleri tevhid de, hiç ayrılmasın..
Çünkü bilirsin, o iki kelime hiç ayrılmazlar..
Lailaheillallah sende, MuhammedunResûlullah onda..
Bir yüzü sen ayrılığın, öte yüzü; vuslat içre vuslat..
İşte anla: Bu, tevhid diliyle meydan okumaktır ayrılığa...



Sen hiç dost yüreğiyle kuşanıp, acılara meydan okudun mu?..
Bir gülüşü, bir gözyaşını paylaştığın oldu mu?..
Bir şiiri, bir ezgiyi tam ortadan bölüştün mü hiç biriyle?..
Sesini katip ta sesine, sen hiç türkü söyledin mi çağa karşı?..
Gözyaşlarını ruhunla sildin mi hiç?..
Dualarını düşürdün mü dost pesine?..
Yüreğini çıkarıp ta yollara, kupkuru öylece bekledin mi sen hiç?..



Ne çok söylenir bu kelime: “dostluk”, “dost” ..
Var mı sahi gerçek bir dost?.. Kaldı mı?..
Var mı böyle bir dostu olan?..
Yokluğuna yaslayıp ta yüreğini, varolduğun..?
Ah! Hep yitirdik güzellikleri..
Hiç sızlamadan yüreklerimiz, bir bir tükettik dostlarımızı umarsızca..
Ne yazık..

Nedir ki dost?..
Herkes kendine mi bakar aynalarda acep dost denince?..
Belkide hep ulaşılmak istenen anlatılır..
Kim bilir..
Oysa Dost,
Aynalarını yüreğine tutandır senin..
Ve, Yüreğine aynalarını tuttuğun..
Seni farklı kılanın bilincinde,
yüreğini yüreğine katandır dost..
Seni alır da onca kalabalık arasından,
yüreğine asar.. İşte dost!..
Ve dostluk; hedeflenen şey değil,
gönül gönüle hedefe yürüten şeydir..
Bir ucu sana, bir ucu ona bağlı bir zincirdir dostluk..
Hiç açılmasa da, tükenmeyen umutlarla,
dost kapısında özlemekten yorulmaktır..
Hiç arayıp sormasa da pesine düşmektir,
VEFADIR dostluk..



Ve dost,
Meyli sana değil, sendeki O’NA (CC) olandır..
Evet dost, sendeki O’nun talipçisidir..
Gerçek dostun vurulmuşluğu sana değil;
Geceleri bıraktığın aydınlığa,
Yüzündeki secde izlerine, o gök aklığınadır..
O’na (CC) adanmış bahçelerine,
Yaşadığın bildiklerinedir senin..



Dostun meyli;
Vakti kuşanmana,
Tüm cazibesiyle sana gelen dünyanın,
çarpıp döndüğü o manevî zırhınadır hep senin..
Mânâ Âleminden topladığın çiçekleredir tutkunluğu..
O’na adadığın varlığına, O’na sattığın emânetlerine,
Dünyada da sana verilmiş olan cennetlerinedir meyli..
Dostun talep ettiği,
Çağa karşı duruşundur senin.. Başka değil.
Var mı böyle bir dost bulan?..
Oldu mu hiç senin böyle bir dostun?.
Gün ortası, gece yarısı aniden yürek vuruşlarıyla
seni çağıran bir dostun oldu mu hiç?..
Yüreğinde, aklında, her zaman ve mekânda taşıdığın
bir dostun var mı senin?..
Diyeceksin belki,
ne dostluğu bu olsa olsa bir sevdadır..
Ah! Mevlana gönüllüm!,
Yunus meşreplim!..
Sevda nedir bilir misin sen?..
Ya Şems’i?.. Ya Mevlâna’yla Şems’in sevdasını,
yani dostluklarını duydun mu hiç?..
Ki, dünya daha öyle sevda,
öyle dostluk görmedi..
Ne yazık, görmeyecek te...



Şems geliyor!” haberine
tüm mal varlığını veren Mevlâna’nın,
Yalanınadır bu verdiklerim,
doğrusuna can vermek,
bas vermek gerek” dediğini bilir misin?..

Adına sevda de, dostluk de! Ne önemi var ki..
Bu, birlikte gönül sofralarına konuk olmaktır..
Bu, gök sofralarından nasiplenmektir..
Öteler ötesinde ağırlanmaktır bu...
Mevlâna’yı dedik, Şems’i dedik, Ya Yûnus’u bilir misin?..
İşitin ey yârenler! Aşk bir güneşe benzer,
Aşkı olmayan kişi, misâli taşa benzer.”
Diyen Yunus’umu?..
Ya Hallac’i?.. Bilir misin sahi?.
Hani “aşk nedir?” dediklerinde, “
bugün ve yarin görürsün” diyen..
O gün asılan, ertesi günde cesedi yakılan Hallac’i?..
Hani cesedinin külleri Dicle’ye atılanda,
Kabaran Dicle’yi, bir hırkasının yatıştırdığı
mazlum ve mahzun, o ebedîleşmiş gök erini?..
Ah! Bilir misin ne yürekler harcadık,
Ne dostluklar tükettik,
Çağın acımasız karanlığında, zamanın çarklarında..
Sadece bugün değil,
HER GÜN, HER DÜN, HER DÜNLER....
Ne yürekler harcadık bir bilsen..
Lâkin...
Hallac’in teninde Sibli’nin gülleri kor olur..
Ah! Dedirtir güller, taslara gülen bedenine..
Çünkü o gül de olsa, atan dost elidir..
Revâ midir Hallaca bunca aşksızlık?..

Bir Molla Kâsım gelir, sığâya çeker,
âşığım Yûnus’umu o kapılarda..
Reva midir Hakk aşkına?..
Şems’i, ebedî dostu,
sevdalısı Mevlâna’nın oğlu öldürür,
çağın kokuşmuş kışkırtmasıyla..
Revâ mıdır Şems’e?..
O kâinâtı içine alan yüreğe,
o gök sevdalarına revâ midir?..
Onlarınki nasıl gelişlerdir öyle kapılarımıza,
gökler dolusu sevdalarla?..
Ya bizimki nasıl bir reddediştir böyle?..
Nasıl reddedişlerdir?..
Onlarınki nasıl duruşlardır öyle, çağlara karşı..
Dimdik, hiç eksilmeden..
Asırlar ötesinden bize ulasan nasıl sevdalardır onlar öyle?..
Bugünün kuru gönüllerini,
Mevlâna’ca arttırıp, Yunus’ça ıslatan
ne bereketli yağmurlardır onlar..
Âşık öldü diye salâ verirler,
Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez.”

Ya Rab! Lütfet! Ay çıksın..
Sular yükselsin..
Dualarımız daim medler içindir,
cezirlerde gönüller..


Hiç arama! Bulamazsın!..
Yok ki öyle bir dost!..
Çünkü biz, tüm dost yürekleri
sorgusuz- sualsiz idâm ettik..
Varsa da tek-tük, aldanma!
Hüküm verilmiş,
kalemler kırılmıştır mutlaka..
İnfaz vakti, ha geldi ha gelecek..
Beklemede yürekler..
Ah! Güzel insanlar güzel atlara binip, hep gittiler..
Gittiler ve terk ettiler..
Bâkî kalan bu kubbede hoş bir sedâ imiş..
Bak dinle, ne söyler Yunusum;
Dost kılıcından Yunus ölürse gam değil,
Dost göğünden uyanan,
maşuk burcundan doğar..


Dost gecelerde

Gönül sevda güllerini açıverir gecelerde,
Âşık sedef incisini saçıverir gecelerde.

Sitem ve naz dile düşer, gönül çağlar gecelerde,
Güller şeyda mateminde, bülbül ağlar gecelerde.

Bu dert korlu bir ateştir, har’ı salar gecelerde,
Gönül aşkın ummanına dalar yalnız gecelerde.

Kişi nas’ın afetinden ferağ olur gecelerde,
Açılır ol dem gönüller çer ağ olur gecelerde.

Dost kokusu âleme sunulur her dem gecelerde,
Ol kokuya kanan kişi olur erdem, gecelerde.

Şükür enfüsin gözünde şafak açar gecelerde,
Ruh-u sultana hizmetle, beden naçar gecelerde.

İlahi niyaza cevap alınıyor gecelerde,
Ruh kuşu ten kafesinden salınıyor gecelerde.

Senasında dosta sözü âşık olan gecelerde,
Akar gönül pınarından coşar ol dem gecelerde

Bilinmez ki o dostların ışık ol kim gecelerde.
Derdini anlamaz kimse taşar dosta gecelerde.

Varidatı sır yani
 

ALINTI


[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gök sofrası nedir bilir misin?
« Posted on: 25 Nisan 2024, 15:07:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gök sofrası nedir bilir misin? rüya tabiri,Gök sofrası nedir bilir misin? mekke canlı, Gök sofrası nedir bilir misin? kabe canlı yayın, Gök sofrası nedir bilir misin? Üç boyutlu kuran oku Gök sofrası nedir bilir misin? kuran ı kerim, Gök sofrası nedir bilir misin? peygamber kıssaları,Gök sofrası nedir bilir misin? ilitam ders soruları, Gök sofrası nedir bilir misin?önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes