> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Ebedi olmayı anlamak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ebedi olmayı anlamak  (Okunma Sayısı 769 defa)
17 Kasım 2010, 18:49:51
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 17 Kasım 2010, 18:49:51 »



                                                    
EBEDİ OLMAYI ANLAMAK

M. Said ÇEKMEGİL



   İnsanın İslam fıtratı üzerine yaratılmış olduğunu, İslam'ın da bu fıtrata uygun bir hareket yolu olarak insanlara bahşedilmiş bulunduğunu biliyoruz. Yaratıcının bu büyük ikramına müteşekkir bulunan insanların meydana getirmiş olduğu şerif birliğinde "seçilmiş"lerden olduğunu anlıyoruz. Zorlukları davet eden zorlamalar gibi güç mükellefiyetlerden muaf tutulduğunu ve aynı zamanda örneği nebiler olan bir millet meydana getirildiğini, ilerden beri bu dinamik milletin adının "MÜSLÜMAN" konduğunu kitabullahta buluruz. (1)

   İşte fıtratına uygun bir mefkure (ülkü) etrafında toplanan cemiyetin aziz üyelerinin inanıp uygulamaya çalışageldiği İlahi kitapta insanlara tebliğ edilmiş bulunan haberlerde şu mahiyette ve mealde müjdeler buluruz: İnsanlar yok olmayacak; onlar, imtihan sahasından başka bir şey olmayan dünyadan ebediyete geçecekler ve orada, dünyada ki- iyi veya kötü- bütün işlerinin hesabını mutlaka göreceklerdir. (2) Ama ne var ki, tebliğlerde ki bu haberin yaşaması ancak ölümden sonra ki hayatta vaki olacağından zikirsiz gaflettekilerin ilgisini gereği gibi çekmemiştir. İnsanların bir kısmı sabırsızlanarak onu dünyada ki diğer oluşlar gibi illa ve hemen görmek isterler. Bu yüzden de onlara ebediyete inanmak zor gelir, gah inkara, gah şüpheye, gah ikinci plana iterek... çaresiz, kuzular, kuşlar kurtlar gibi hayatlarını tüketir giderler. Bunların durumu, ana karnında yaşarken dokuz ay sonra, ister istemez, çıkacakları bu dünyayı bir türlü idrak edemeyen çocukların (cenin) haline benzeten mütefekkir ne kadar düşündürücü bir teşbih yapmıştı. (3) Bir başka müellifin dediği gibi: "insanın dünyaya doğması, ana rahminde ölmesidir" (4)

      Eğer akıl, ilmin kaynağı vahyi idrak edemeyince, şayet araştırıcılığı da durdurmuşsa, tecrübe, müşahedeye dayanan pozitif dedikleri galip zanlarını putlaştırmaktan öte geçemez. Akıl normal çalışarak, kendisini donduran "rasyonalizm" denilen modern putu da diğer putlar gibi devirmedikçe kendi kendisini kontrol edemez halden kurtaramaz elbette. Dolayısıyla kendi kendisini tanıyamaz. Putlaşan akıldan, türlü yollar deneyerek, çeşitli sarhoş olma yollarıyla kaçmak isteği doğru çalışmayan akılların tabii zorlanmasıdır. Yoksa insan fıtratına, gayesine niçin bakmasındı?

   İnsan fıtraten yok olup gitmeye asla razı olmayan yaratıktır. O bütün benliği ile ebedi olmak ister. Ademoğlunun fıtratındaki bu şiddetli istek, ilmiye yönelmeyince toplumları ehramlar, heykeller, türbeler, diktirerek teselliye sevkeder. ALLAH Resulü Hz. İsa ve ALLAH Resulünün, Kur’anla temizliği teyid edilmiş zevcesi Hz. Aişe gibi berieleri hatırlayarak küçük tesellilerle avunmak beşeri zaaflardır. (5)

 Yaratıcı, nankörlüğe düşmemeye çalışarak yaşayan, ilmi tatminler konusunda arayıcılıklarını sürdürerek azizleşen insanların yukarıdakine benzer ızdıraplarını hafifletmek için haber veriyor: "İnsanlar ebedidir" Fakat, bu haber vahye muhatap olmaktaki huzuru tadamayan rahatsız beyinleri yer yer işgal ederek istifhamlara sürüklemekten geri durmuyor. Herşey geçiyor; insan da geçip gidiyor. Onları eskiterek pörsüten, öldüren şey nedir? Her şeyin eskimesine sebeb olan zamandan başkası mıdır acaba?

ZAMANIN DA SONU GELMEYECEK Mİ ACABA?

 

   Zamanın enterne edilmesine kadar,-bu kıyametin kopması demek olur- bekleyemeyen sabırsız insanoğlunun imtihan sorularında bu ızdıraplar yatar. Dünyaya geliş gayelerini bilmeyerek vazifelerini ihmal eden; gücünün dışındaki işlere heveslenen insanlar, zamanı değerlendirmez, kaybeder. Bu imtihan aleminde herşey geçicidir. (6) Zamanın da ömrünün olacağı neden düşünülmesin? Kavranılması çok zor olan zamanın ölümü ve bu ölümle ebediyetin başlamış olacağı düşüncesi neden bir tarafa itilsin?

   O halde zaman aradan kalkınca ebediyet kendiliğinden ortaya çıkar diyemez miyiz? Peki, zaman nedir, enterne edilebilir mi?

   Bu sorulara cevap bulunabilir mi? Bulunabilirse bu cevaplar nasıl olur? Kendisini bu konudaki araştırmalara vermiş entellektüellerin bazı tetkikleri meselemize çözüm  kapısı açabilir. Mesela Haluk Nurbaki’nin denemelerinde konumuza açılan pencerelerde dikkate değer görüşler, sabırsız, dolayısıyla rahatsız insanları şifaya yaklaştırabilecek bazı pasajlar bulabiliyoruz:

   "ZAMAN NEDİR": Acaba zaman tanıdığımız eşyalar gibi bir cisim midir? Gördüğümüz renkler görmediğimiz titreşimler gibi bir ışın mıdır? Yoksa yıldızlara giden ya da onlardan evrene dağılan bir yansıma mıdır?..."

Einstein gibi  ünlü bir fizik alimine göre, "zaman bir boyuttur. Enler gibi, boylar gibi, derinlikler gibi varlıkların bir yönüdür. Einstein'e göre cisimler nasıl bir ene, boya, hacme sahipse, ömre de  sahiptir. Yani sonludur. Ancak aynı bilim adamı kainatta zaman boyutunun bulunmadığı bölgelerin varlığını, zamandan başka boyutların olduğunu ünlü teorisinde ilere sürmüştür. Bu teorini ışığı altında bilime iki pratik sonuç gelmiştir. Biri zamanın değişmezliği kadar izafiliği, diğeri ise zamanın evrenin her yerinde olacağı gerçeğidir. Öyle sanılmaktadır ki, biz zamana tabi olduğumuz için onu kaçınılmaz herşeyi kaplayan bir varlık olarak görüyoruz. Halbuki, iç dünyamızda önsezi ve rüyamızda çoğu defa farkında olmadan zamanın üzerine çıkarız..."

   "Rüyalar metafizik bir olaydır... Çok kısa sürede görülür. (birkaç saniyede) uyandığımız zaman onbeş yirmi dakikada anlattığımız rüya bilimsel  olarak ispatlanmıştır ki, birkaç saniyede görülmüştür. İç dünyadaki kişiliğimizin madde ötesi olması sebebiyle rüyalar da zaman ötesinde cereyan eder. Birkaç saniyelik süre rüyanın şuuraltına, oradan bilince  geçmesi süresidir. Yoksa rüyada zaman sıfırdır..."

   "İkinci teori daha yeni ve daha enteresandır. Amerikan bilim çevrelerinde de büyük yankı ve ilgi gören ünlü Rus fizikçisi Koziref'in teorisidir... Koziref'e göre, zaman hareket etmeyen bir enerjidir. Einstein'in onu boyut sanması da bu yüzdendir. Hareket eden diğer enerjiler, yani bütün cisimler ve ışınlar, hareket haline geçebilmek için bu durgun enerjiden bir miktar emmek zorundadır. İşin sürat ya da miktarı olayın ömrü demek olur. Bütün varlıklar ve insan da bütünüyle bu enerjiden emer, kendisine has bir ömür çizgisi kurar.

  Koziref olayın başında ve sonunda farklı zaman harcaması olduğunu moleküller üzerinde yaptığı deneyler ispat etmeye çalışmaktadır. Amerikan Bilim Mecmuasında çıkan yazısında şekerin yanışı sırasında zaman enerjisinin değişik biçimde harcadığını, helezon benzer canlı şekillerin bu enerjiyi rahat emmek için bu düzene girdiklerini savunmaktadır.

   Her iki teorinin de ortak olan ve konumuza ışık tutan yönleri aynıdır. Yani artık zaman esrarengiz bir varlık değil, fiziksel bir varlıktır. Ayrıca zaman dışı bir olay mümkündür..(7) Webb. B. Garrison, ebediyeti tuhaf gören Edward Young'un perişan şaşkınlığına karşı şu soruyu sorarak; "iyi amma bu dünyaya gelmiş olmak da aynı derecede tuhaf bir şey değil mi? Biz bu dünyaya gelişi bir harika sayıyoruz öteki dünyayı (ebedi olan ahiret) da aynı şekilde sanmak için bir mani mi var?"diye bir ikaz (uyarı) getiriyor.(8) Kaldı ki, yüzyılımızın başında ortaya atılan bir teoriyi "Oxford üniversitesinden Prof. Roger Penrose daha da geliştirerek" "Fizikçilerin son yıllarda yaptığı araştırmalar... Ahireti ispat ediyor..." diye, yeni gelişmelere sahne oluyor dünyamız.(9) () "Hem şu gördüğümüz, sünnetullahı aksettiren tabiat kanunlarıyla (içinde yaşadığımız) böyle bir nizamın varlığı mümkün olduğuna göre, başka kanunlarla başka bir nizamın ve başka bir hayatın varlığı neden mümkün olmasın?" (10) diyen  düşünürümüz haksız olabilir mi? Elbette her yaratılış gibi zamanın da sonu gelecek; her yaratılışı eskiterek öldürmeye vesile olan zaman da ölecektir.  İşte ondan sonra insanın netice hayatının ebedileşmesi yadırganamayacaktır. Aklın vahiy ile ulaştığı ilim; tecrübi (pozitif) galip zanlara dayanan şüpheleri kaldırmak içindir. Öyleyse bu konudaki vahiylerin bir kısmına bakalım:

                                                                       MÜSLÜMANLARIN KAYNAĞINDA BİR KAÇ HABER

  Buhari, Müslim, müsned, Tirmizi kaynak gösterilerek verilen bir haberi Resulullah da deniliyor ki. Ahirette insanlar- iyi kötü- herkes yerini aldıktan sonra, ölümü temsilen getirilen bir hayvan gösterilir. Onu gören insanların hepsi de-saidler endişelenerek, şakiler sevinerek- ittifakla "Evet bu ölümdür" diye tasdik ederler. "kitabı sol eline verilmiş olan (lar)a gelince.." onlar der ki: "Ah keşki o (ölüm hayatımıza) kesin bir son verici olsaydı" ".. toprak olaydı"k (11) diye hayıflanırlar. Artık bu şehadetten sonra, ölüm hemen orada öldürülür. Nasıl mı? "Ölümü de, dirimi de yaratan" (12) ve kendi zatından başka bu alemdeki her şeyi fani kılan yaratıcı ölümü de, yarattığı gibi öldürecektir." (13) Ve aynı anda saadeti hak etmiş insanlara artık ebediyen mesut oldukları müjdelenir. (14)

   Cenab-ı Hak buyuruyor: "İnsanlar ki; Ben öldüğüm zaman mı, herhalde diri olarak  çıkarılacağım? Ya o insan hiçbir şey değilken bizim kendisini (nasıl yoktan var ederek) halketmiş olduğumuzu düşünmez mi?"

   "Ey insanlar, eğer siz öldükten sonra tekrar dirilmek hususunda herhangi bir şüphe içinde iseniz, şu muhakkaktır ki biz sizin (aslınızı) topraktan, sonra insan suyundan, sonra pıhtılaşmış bir kandan, daha sonra da hilkati belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık..." "Sizin yaratılmanız da, t...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 17 Kasım 2010, 18:52:17 Gönderen: Sumeyye »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ebedi olmayı anlamak
« Posted on: 28 Mart 2024, 18:53:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ebedi olmayı anlamak rüya tabiri,Ebedi olmayı anlamak mekke canlı, Ebedi olmayı anlamak kabe canlı yayın, Ebedi olmayı anlamak Üç boyutlu kuran oku Ebedi olmayı anlamak kuran ı kerim, Ebedi olmayı anlamak peygamber kıssaları,Ebedi olmayı anlamak ilitam ders soruları, Ebedi olmayı anlamakönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes