๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Eflaki üzerinde 09 Ekim 2010, 10:48:44



Konu Başlığı: Gıybet Felaketiyle Savaş 2
Gönderen: Eflaki üzerinde 09 Ekim 2010, 10:48:44
Engel olmazsak, bizimle konuşurken gıybet yapanla suç ortağıyız. Çünkü gıybetin devam edebilmesi, bizim en azından dinliyor görüntüsü verebilmemize bağlıdır. Başkalarının gıybetine bilinçli kulak misafiri olan da gıybetin suç ortağıdır.

İlk yapmamız gereken, “Kim ki yanında Müslüman kardeşinin gıybeti yapıldığı halde, gücü yeterken ona yardım etmezse, Allah onu dünya ve ahirette zelil kılar”(2) hadis-i şerifini hatırlamak olmalıdır. Bu söz sadece bizimle konuşanın yaptığı gıybeti değil; çevremizde, radyoda veya televizyonda yapılırken dinlediğimiz gıybetleri de kapsamaktadır. O anda kendimizi gıybeti yapılan kişinin yerine koymalı, bizden gıyabımızda bu şekilde söz edildiğinde rahatsız olup olmayacağımızı sormalıyız. Onuru zedelenen kişinin üzülmesi gerekiyorsa üzülmeli, hakkını savunması gerekiyorsa savunmalıyız.

Hatta kendi hakkımızı feda edebiliriz, ama başkasının hakkını korumak namus borcumuzdur. Önce kalbimizde derin bir rahatsızlık oluşmalı, gıybeti dinlemeye tahammül edemez hâle gelmeliyiz. Gıybeti yapılan kişi kişisel dostumuzsa, mutlaka sözel olarak müdahale etmeli, onurunu savunmalı3 ve gıybeti suçlamalıyız. Susturmanın bize zararı büyük olacaksa, ‘rahatsızlığımızı hissettirmek şartıyla’ oradan hemen uzaklaşmalıyız. Radyo veya televizyonda yapılıyorsa, hemen kapatmalıyız. Bunları yapamıyorsak, dinlememeye çalışmalıyız. Dahası, gıybeti dinlediğimiz için Allah’tan af dilemeli,(4) gıybeti yapılan kişiye dua etmeli, ve duyduklarımızın etkisinde kalarak su-i zan etmemeye özen göstermeliyiz. Dahası, uyarıp düzeltemediğimiz gıybetçiden, elimizden geldiğince uzaklaşmalıyız.

Gıybet eden ne yapmalı?

Yaşayan veya ölen bir insanın veya insanlar topluluğunun gıyaplarında onları üzecek doğruları söylemiş olabiliriz. Eğer yaşıyor(lar)sa, helalleşmenin bir yolunu aramalıyız. Biliyoruz ki, şehit bile olsak, kul hakkını ödemek zorundayız. Eğer vefat edenin gıybeti yapılmışsa, helallik dilemek ne yazık ki imkânsız. O zaman onun için ömür boyu dua etmekten, onun adına iyilik yapmaktan başka çare kalamaz. Zalimleri aşağılamak dışında, tarihteki insanları eleştirirken, haksızlık yapmamaya dikkat etmeli; herkesin hakkının ve onurunun Allah tarafından sonsuza dek korunacağını unutmamalıyız.

Bugünden başlayarak, gıybetlerini bilmeden yapabileceğimiz ihtimaliyle, tüm tanıdığımız insanlarla ilk karşılaşmamızda mutlaka helalleşmeli, hatta helalleşmeyi periyodik bir alışkanlık hâline getirmeliyiz. Aksi halde burada birkaç günde tamamlayabileceğimiz helalleşme faslını ihmal etmemiz, haşir meydanında binlerce yıl beklememize mal olabilir.

Gıybetini yaptığımız kişilere ismen dua etmeli, onların affı ve tüm hayatlarının rahmetle ve ihsanla kuşatılması için, ısrarlı ve vazgeçmeden gizli dualarda bulunmalıyız. Tüm bunları yaparken, —bilhassa vefat edenlerin ve toplulukların—bir daha gıybetlerini yapmamak için de ilâhî yardım dileğimizi ihmal etmemeliyiz. Çünkü, bu tür gıybetlerde helalleşmek pratik olarak neredeyse imkânsız gibidir.

Gıybet edilen ne yapmalı?

Hakkımızda yapılan gıybetler bir şekilde bize ulaşır. Ya başkaları bize aktarır, ya söz dolaştırılırken kulak misafiri oluruz, ya da kalbimizde gıybetimizi yapana karşı bir soğukluk ve sevgisizlik ilhamı alarak ondan uzaklaşma eğilimine gireriz. Toplumsal bölünmelerin ve kitleler arasında bağlılığın azalmasının ardında, kitlesel gıybetlerin ne denli etkili olduğunu hatırlamalıyız.

Şayet ‘size’ gıybet yapana küfür, hakaret ve aşağılama savurarak kendinizi savunursanız, gıybetlerinin bedelini büyük ölçüde dünyada almış olursunuz. Ancak, bunun yerine şahsınızı savunmaya girmeyip, gıybetle mücadele eder de gıybetçinin bu hasletten kurtulmasına uğraşırsanız, büyük mükafatları hak edersiniz. Hasan-ı Basrî, kendisine gıybet edene bir tabak taze hurma göndermiş ve “Duydum ki sen ibadetini bana hediye göndermişsin. Ben de buna bir karşılık vermek istedim. Kusura bakma, tam karşılığını veremedim”(5) diye de bir not eklemiştir.

Gıybetinizi yapanlarla savaşmadığınızda, karşılarına ilâhî adalet çıkıyor ki, tevbe etmeyenleri kuşatan ilâhî ceza kimsenin intikamına benzemez. Hatalarını düzeltmedikleri sürece, ayıpladıkları şey başlarına gelinceye ve üstelik ebedî hayatta bedelini ödeyinceye kadar kurtulamazlar. Ancak kul kişisel hakkını affedip, muhatabı için hidayet dilerse, elde edeceği mükafat, aksi halde kazanacağından çok daha değerli olacaktır.

İnsan, kendine yapılan gıybete ne oranda affedici olması gerekiyorsa, başkasına yapılan gıybete o oranda acımasız ve zemmedici olmalıdır. Ayrıca, şayet bir insanın ismi ve eserleri bir topluluğa mal olmuşsa, o insana veya eserine yapılan gıybet, aynı zamanda taraftarlarına yapılmıştır. Örneğin peygamberlerin gıybetini yapan, inananlarının da gıybetlerini yapmış olur. Bir babayı haksız yere aşağılayan, çocuğunu da aşağılamış sayılır. Bu durumda, bize yapılan gıybetin yakın dostlarımıza düşen hissesini affedemeyiz. Kader başkasına ait hisselerin bedelini tahsil edecektir.


Konu Başlığı: Ynt: Gıybet Felaketiyle Savaş 2
Gönderen: Pelinay üzerinde 22 Nisan 2016, 20:01:02
 Aksi halde burada birkaç günde tamamlayabileceğimiz helalleşme faslını ihmal etmemiz, haşir meydanında binlerce yıl beklememize mal olabilir

Allah korusun insallah bu cetin sondan.
Bunu uygulamaya calisacagim bundan sonra.insallah muvaffak olaviliriz.
Allah razi olsun paylasim için


Konu Başlığı: Ynt: Gıybet Felaketiyle Savaş 2
Gönderen: ✿ Yağmur ✿ üzerinde 22 Nisan 2016, 20:02:09
Esselamu aleykum;
Gıybet felaketiyle savaşmak gerek...Gıybet yapılıyorsa hemen oradan uzaklaşılmalı yada gıybet yapan kişiyi uyarmak gerekir...Çünkü gıybet yapmak kul hakkının yenilmesine neden olur...Ve bizler de ne olusa olsun mutlaka kul hakkını ödemek yani imalanımız varsa hellalik almamız gerek...Rabbim gıybetten ve gıybet yapmaktan korusun inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Gıybet Felaketiyle Savaş 2
Gönderen: Mehmed. üzerinde 22 Nisan 2016, 21:03:00
Esselamü aleyküm ve rahmetüllah. Gıybetin başta yapana maddi manevi zararları çoktur. Ayrıca yapılana ve topluma da çok zararı olan bir günahtır. Rabbim bizleri bu günahtan korusun.  Rabbim paylaşım için razı olsun.


Konu Başlığı: Ynt: Gıybet Felaketiyle Savaş 2
Gönderen: Sevgi. üzerinde 22 Nisan 2016, 21:30:52
  Aleyna Ve Aleykümüsselăm. Mevlam bizleri gıybetin her türlüsünden uzak etsin inşaAllah. Amin


Konu Başlığı: Ynt: Gıybet Felaketiyle Savaş 2
Gönderen: Ceren üzerinde 22 Nisan 2016, 21:38:41
Aleykumselam.Allaha inanan ve gunahdan kacinan ve imanin bilincini yasayan ve giybetten dedikodudan uzak kullardan olalim inşallah...


Konu Başlığı: Ynt: Gıybet Felaketiyle Savaş 2
Gönderen: Ruhane üzerinde 23 Nisan 2016, 19:43:12
Selamun aleykum.. Hakkımızda giybet yapıldıysa gerçektende dönüp dolaşıp karşımıza gelir.. Bazen umursamaz insan bazende gerçekten ağırıma gider ve savunmaya geçer .. Aslında savunmak geçmeden direk Rabbimizin adaletine havale edebilsek gerçekten güzel şeyler kazanacagizdir.. Birde giybeti  yapan kişiye karşı yapıcı olmak yaptığı davranışın ne kadar yanlış olduğunu anlatmak ve o durumdan kurtulmasına vesile olmak bu davranışlar çok mükemmel erdemdir ve bize de yakışan bu olmalıdır zaten ..