๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Hadice üzerinde 22 Kasım 2010, 10:33:35



Konu Başlığı: Gerçekten hazır mıyız
Gönderen: Hadice üzerinde 22 Kasım 2010, 10:33:35
Gerçekten hazır mıyız!!


ÖTEKİ DÜNYAYA (ÖLÜMÜ TATMAYA) HAZIR MIYIZ?

                Halen milyonlarca insanın açlıkla pençeleştiği ve milyonlarcasının çeşitli hastalıklardan, kazalardan ve doğal afetlerden her an hayatını kaybettiği bir dünyada acaba biz, ölüm denen sonsuz yaşama geçiş sürecini tatmaya hazır mıyız?

                Üzerinde yaşadığımız dünyada, insanların bir hiç uğruna birbirini öldürdüğü, trafiğin keşmekeş olduğu, amansız hastalıkların tıp bilimi tarafından çaresinin bulunamayıp insanın eriyişinin günden güne izlenmesine seyirci kalındığı bir yerde, bir saniye sonramıza garanti veremediğimize göre bizi nelerin beklediğini ya biliyoruz ve hazırız, ya da BİLMİYORUZ.

                İçinde bulunduğumuz durumu anlatan bu kısa özetten sonra, her insanın yaşadığı ve yaşayacağı gibi, bizi nelerin beklediğine bir bakış yapalım.

                Bir misal vererek konuyu açıklayalım. Diyelim ki iyi bir şirkette iyi bir maaşla çalışıyorsunuz. Şirketiniz, ani bir kararla sizi çok uzak bir ülkeye mesela Amerika’ya gönderecek ve siz artık orada yaşayacaksınız. İki gün içinde bu yolculuğa çıkacaksınız. Bu durumda olsanız ne yaparsınız? İşten ayrılmanız mümkün olmadığına göre…?

                Bu geri dönüşü olmayan yolculuğa çıkmadan önce yapacağımız işleri şöyle sıralaya bilir miyiz? Panik halinde ilk olarak gideceğimiz yerde acil ihtiyacımız olacak eşyalarımız için gerekli hazırlıklarımızı yaparız. İki gün içerisinde tanıdıklarımızla vedalaşmak için oldukça aceleci davranırız. Gittiğimiz yerin sosyal, kültürel, ekonomik hayatı hakkında detaylı bir bilgi için ise vaktimiz yoktur. Lisan için de durum aynıdır.

                Aslında bu bir hazırlıksız yakalanmadır. Bu yüzden yapılamayan hazırlıklar için artık geri dönüş yoktur. Vakit dolmuştur ve geriye sadece acil yapılacak birkaç iş kalmıştır…

                İnsanlığın yaratılış gayesi ve Yaratıcının sisteminin açıkça bildirildiği Kuran-ı Kerim’de “Her nefs ölümü tadacaktır” buyrulmaktadır. Bundan bin dört yüz on sene evvel Allah’ın nebisi Hz. Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuştur. “İnsan beş şeyin kıymetini bilmez. Yaşlılık gelmeden önce gençliğin, fakirlik gelmeden önce zenginliğin, hastalık gelmeden önce sağlığın, meşguliyet gelmeden önce boş vaktin ve ölüm gelmeden önce hayatın. Resulullah (s.a.v), ahret hayatını anlatırken kabir hayatını, cenneti ve cehennemi tasvir etmiştir. Bu durumda insanların her birisinin ulaşacağı bir nokta olduğu ve bu yer için gerekli hazırlıkların dünya hayatında yapılması gerektiği bildirilmiştir.

                Örneğimizle beraber buradan anlaşılan şu olmaktadır.

                Biz iki gün içinde ölüm ötesi denen sonsuz yaşama gideceğimizi bildiğimizi farzetsek, ki bu iki gün, saniyelik bir ölüm olan örneğin bir beyin kanamasının çok üstünde bir süredir, geri kalan sürede yapacağımız çalışmalar çok kısıtlı ve çılgınca olacaktır. Üstelik gideceğimiz yer az çok bilgimizin olduğu, üzerinde insanların yaşamlarını sürdürdüğü bir başka ülke değil ! Düşünün ki gittiğimiz yer hakkında hiç fikri olmayan, o yerin şartlarına uygun olarak hazırlıklarını yapmayan, kendisine tebliği edildiği halde müflis olarak oraya varanın hali nice olacaktır?

                Durum böyle iken, ölümü tatmaya hazır olup olmadığımızı düşünmek için çok erken olduğunu düşünmek abes olacak fakat gerçekleri görüp gerekli çalışmalara bir an önce başlamak akıllıca olacaktır.

                Gerçekten, hazır mıyız…?


  alıntı