> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi  (Okunma Sayısı 994 defa)
07 Ekim 2010, 14:29:21
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 07 Ekim 2010, 14:29:21 »



Ölülerin Yararına Yapılan Amellerin Akaid Açısından Değerlendirmesi

Her insan, kendisi için takdir buyrulan vakit dolduğunda, içinde bulunduğu şu fâni ve zâil dünya hayatından asıl yurdu olan ahirete göç edecektir. Peygamberler de dahil olmak üzere hiçbir varlık, bu takdirden müstesna değildir. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de de "Her nefis ölümü tadıcıdır." (Âl-i İmrân, 3/185), "De ki: Sizin hakikaten kaçıp durduğunuz ölüm (yok mu?) o, size elbette gelip çatıcıdır. Sonra (hepiniz) gizliyi de âşikârı da bilen (Allah)'a döndürüleceksiniz de O, size yaptıklarınızı haber verecektir" (Cuma, 62/8), "Nerede olursanız olun, velev tahkim edilmiş yüksek kalelerde bulunun, ölüm size çatıp yetişicidir.” (Nisa, 4/78) ve ".. Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince ne bir an geri kalırlar, ne de ileri giderler." (Yûnus, 10/49) buyrularak bu hakikat ifade edilmiştir.

Hakikat bu olduğu halde insanlar, çoğu zaman ölümü unutarak hiç ölmeyecekmişçesine bu dünyaya sarılmaktadırlar. Halbuki ölümü sıkça hatırlamak gerekmektedir. Zira ölümü hatırlamak, bir hadis-i şerifte de beyan edildiği üzere lezzetleri yok etmekte ve böylelikle dünyaya olan muhabbeti ahirete iştiyaka dönüştürmektedir.

Her Müslümanın, fırsat elde iken vakit kaybetmeden gelecek ebedî dünya yolculuğunda kendisine lazım olacak azığını bu dünyada hazırlaması gerekmektedir. Nitekim Allah Teâlâ, Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurmaktadır: "...Kendinize azık edinin. Şüphesiz ki azıkların en hayırlısı takva (Allah korkusu)dır. Ey kâmil akıl sahipleri benden korkun!.." (Bakara, 2/197)

İnsan, ahirette dünya tarlasına ektiğini biçecektir. Burada nefislerine uyup keyiflerince yaşayan ve hazırlıklarını yapmayanların halini Kur'an-ı Kerim şöyle tasvir etmektedir: "Nihayet onlardan her birine ölüm gelip çatınca (tekrar tekrar) şöyle diyeceklerdir: "Rabbim, beni (dünyaya) geri gönder, tâ ki ben zâyi ettiğim (ömrüm) mukabilinde iyi amel (ve hareket) de bulunayım." Hayır hayır onun söylediği bu söz (hakikatte) boş laftan ibarettir. Önlerinde ise diriltip kaldırılacakları güne kadar (kalmalarına mani) bir engel vardır". (Mü'minûn, 29/99-100)
Hiç kimsenin ne zaman öleceği belli değildir. Hayatlarını şuurlu ve her an ölüme hazırlıklı yaşayanların yanısıra yer yer gaflete düşenler olabildiği gibi yapacakları salih amellerle ölmüş yakınlarının ve diğer Mü'minlerin imdatlarına koşmak ve onlara sevap kazandırmak isteyenler de olabilir. İşte biz, bu çalışmamızda, bu dünyadan ebedî aleme göç etmiş insanların arkasından yapılan salih amellerin akidevî yönden değerlendirmesini yapmaya çalışacağız.

ÖLÜLERİN YAŞAYANLARIN YAPACAKLARI AMELLERDEN İSTİFADE EDİP EDEMEMELERİ

Hz. Peygamber (s.a.s), bir hadis-i şerifte ölüyü (mezara kadar) ailesi, malı ve ameli olmak üzere üç şeyin takip edeceğini; bunlardan ailesiyle malının geri döneceğini, amelinin ise baki kalacağını bildirmiştir. Bu hadis-i şerifte de ifade edildiği gibi insan, kabirde sadece bu dünyada yaptığı amellerle başbaşa kalacaktır. Ancak kabrinde amelleriyle başbaşa kalan Mü’min, dünyada iken yaptığı bazı işlerden dolayı ölümünden sonra da sevap kazanacak ve onlardan istifade edecektir. Nitekim bu hususu açıklayan bir hadis-i şerifte Allah Rasulü (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Mü’mine ölümünden sonra amel ve hasenatından (iyiliklerinden) gerekecek olanlar (faydası olanlar) şunlardır: Öğretip yaydığı ilim, geriye bıraktığı salih evlat, (yazıp) miras bıraktığı mushaf, yaptığı mescit, yolcular için yaptırdığı konaklama yeri (ev, misafirhane) ve sağlığında, sıhhatli zamanında malından ayırdığı (verdiği) sadaka. İşte bunların hepsi ölümünden sonra ona lazım olur.”

Bu konuda diğer bir hadis-i şerifte ise ölümden sonra kişinin istifade edeceği amellerin sayısı yedi olarak zikredilerek şöyle buyurulmuştur: “Kulun, vefatından sonra kendisine sevap yazılmasına sebep olan yedi şey vardır. (Yani bu yedi şeyi sağlığında yapana, yaptığı bu amelleri sebebiyle ölümünden sonra da sevap verilir.): Hurma (ağaç) diken, kuyu açan, su yolu açıp su getiren, bir mescit yapan, mushaf (Kur’an-ı Kerim) yazan, geriye faydalı ilim bırakan ve kendisi için vefatından sonra istiğfar edecek salih evlat bırakan.”

Zikredilen rivayetlerden de anlaşılacağı üzere, insan, dünyada iken kendisinin yaptığı veya başkalarının yapmasına vesile olduğu amellerden istifade edecektir. Zaten bu konuda ehl-i sünnet alimleri de ittifak etmişlerdir.

Kişinin ölümünden sonra başkalarının kendisi için yapacakları iyi işlerin sevabının veya bunlardan hangisinin ulaşıp ulaşmayacağı konusunda ise ihtilaf edilmiştir. Mu'tezile mezhebine mensup olanlar, dua ve sadaka da dahil olmak üzere ölüye dirilerin yaptıkları hiç bir şeyin fayda vermeyeceğini savunurlar. Delil olarak da Allah'ın hükmünün değişmeyeceğini ve herkesin kendi yaptıklarından sorumlu tutulacağını haber veren şu ayetleri getirirler: "İnsana çalışmasından başka bir şey yoktur" (Necm, 53/39), "Siz, ancak yaptıklarınızın cezasını çekeceksiniz" (Yâsîn, 36/54) ve "Herkesin kazandığı hayrın sevabı kendine, yaptığı fenalığının zararı da yine kendinedir" (Bakara, 2/286). Onlara göre, bu ayetlerde insanın yalnız kendi yaptıklarından fayda veya zarar göreceği bildirilmiştir ve başkalarının yaptığı hasenatın sevabı ona ulaşmayacaktır.

Ehl-i Sünnet âlimleri ise, hangi amelin fayda verip, hangisinin fayda vermeyeceğinde ihtilaf etmişlerse de başkalarının yapacağı amellerin ölüye fayda vereceği konusunda ittifak etmişlerdir. Ölünün, başkalarının sebep olduğu sevapları almasına Kur’an, sünnet, icma ve şer’î kaideler delildir. Mesela, "Onlardan, sonra gelenler şöyle derler: Ey Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma." (Haşr, 59/10) ayet-i kerimesi, dua ve istiğfarın faydalı olacağına delalet etmektedir. Bu ayet-i kerimede Cenab-ı Hakk, daha önce iman edip de bu dünyadan ahirete göçmüş olan kardeşleri için istiğfar eden Mü'minleri övmüştür. Eğer istiğfarın ölülere bir faydası olmasaydı, Allah Teâlâ ayetinde ölmüş kimselere istiğfar edenleri övmezdi.

Ölünün ardından kılınan cenaze namazı da onun için dua etmek ve Allah’tan onun affını dilemek içindir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s): "Ölüye namaz kıldığınız zaman ona gönülden dua edin" buyurmuş ve kendisi de kıldığı cenaze namazlarında ölü için dua etmiştir. Şayet bu namaz ve duanın ölüye bir faydası olmasaydı, Rasulullah (s.a.s) bunu ne kendisi yapardı ne de başkalarına emrederdi.

Geride kalanların ölüler için yaptıkları ibadet ve hayırları iki bakımdan ele almak gerekir:
Birincisi: Müteveffânın borçtan kurtulup kurtulmaması
Bir kimse, üzerinde namaz, oruç, hac, zekat, adak, kul borcu gibi borçlar bulunarak ahirete intikal etmiş ise geride kalanların -ölünün vasiyeti olsun olmasın- bunları eda etmeleriyle borçtan kurtulur mu?

İslam Fıkhı alimleri bu bakımdan ibadetleri üçe ayırmışlardır:
a) Namaz, oruç v.b gibi bedenî ibadetler: Başkalarının yapmalarıyla bu ibadetlerin mes’uliyeti kalkmaz, sorumluluk devam eder.

b) Zekat, nezir, mâlî kefaret gibi mâlî ibadet ve borçlar:
Bunlar, başkalarının ödemesiyle ödenmiş olur, borç kalkar.

c) Hac gibi hem mâlî, hem de bedenî ibadetler:
Birisi ölü namına bunu yaparsa o borçtan kurtulmuş olur. Ancak mirasçılar bunu yapmaya mecbur değildir. İmam Şafiî'ye (ö. 204/819) göre vasiyet etmiş ise mecbur olurlar.
Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Evzaî (ö. 157/774) , Ebû Sevr (ö. 240/854), Nevevî (ö. 676/1277) gibi müctehidler ile muhaddislerin çoğuna göre, ölünün yakınlarının onun borçlu olduğu oruç, hac gibi ibadetleri de kaza etmesi caiz ve sahihtir.

İkincisi: Başkasının yaptığı ibadetin sevabının ölüye ulaşıp ulaşmaması
İslam alimlerinin çoğunluğu, sevabını ölüye bağışlamak niyetiyle yapılan ibadetlerin sahih olduğuna ve ölmüş kişilerin bundan istifade edeceklerine kani olmuş ve bu hükmü benimsemişlerdir.

Konumuzun daha iyi anlaşılabilmesi için başkalarının ölünün yararına yapabilecekleri işler şu şekilde açıklanabilir:

1. Ölünün Borcunun Ödenmesi

Bir kişi öldüğünde başkalarının onun hakkında yapabilecekleri, hatta yapmaları gereken en önemli işlerden birisi, varsa o kişinin borçlarını ödeyerek onun üzerinden kul haklarının kalkmasını temine çalışmaktır. Çünkü hadisdeki ifadesiyle "Mü'minin ruhu, borcu ödeninceye kadar ona bağlı kalır". Bundan dolayı, borçlu olarak ölen kişi, şayet miras olarak bir şeyler bırakmışsa ondan borçları ödenir. Böylelikle borcunun ödenmesi, ölünün borçtan kurtulmasına vesile olur. Burada mâlî borçlarının ödenmesinde borcu ödeyen kişinin, ölünün bir yakını olması veya olmaması neticeyi değiştirmez. Kim öderse ödesin, ölen kişi borçtan kurtulmuş olur.

2. Dua ve İstiğfar

Ölmüş birisine yapılabilecek en büyük iyiliklerden birisi de onun için dua edip istiğfarda bulunmaktadır. Nitekim "Onlardan sonra gelenler şöyle derler: Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla..." (Haşr, 59/10) ayet-i kerimesi ve "Ey Allah'ın Rasulü, anne ve babamın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkanı var mı, ne ile onlara iyilik yapabilirim?...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi
« Posted on: 28 Mart 2024, 14:59:46 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi rüya tabiri,Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi mekke canlı, Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi kabe canlı yayın, Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi Üç boyutlu kuran oku Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi kuran ı kerim, Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi peygamber kıssaları,Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi ilitam ders soruları, Ölülerin yararına yapılan amellerin değerlendirmesi önlisans arapça,
Logged
07 Ekim 2010, 17:07:13
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« Yanıtla #1 : 07 Ekim 2010, 17:07:13 »

Allah razı olsun ablam
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes