Gerçekler Tüm ‘Çıplaklığıyla’ Ortadadır
Çıplaklığın, açıklığın ve mahremin ortadan kalkışının mimarı en başından beri şeytandır. O malum olayı, yani şeytanın çıplaklık pastasını ilk insan olan Hz. Âdem ve Hz. Havva’ ya sunmasını biliyoruz. Bu olayın evveline, iblisin âdem (as) ‘ın yaratılışında Allah’a karşı çıkmasını ve O’na karşı küstahça kurmuş olduğu cümleyide biliyoruz.
“iblis dedi ki: öyle ise beni azdırmana karşılık muhakkak ki bende onları saptırmak için senin doğru yolunun üzerine oturacağım. Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım ve sen onların bir çoğunu şükredenlerden bulmayacaksın.” (7/16–17)
İblis işinin gereği olan şeytanlığı yapmaya dair andını içip Hz. Âdem ve Hz. Havva ile uğraşmaya başlıyor. Ancak şunu söylemek lazım ki şeytanın işi oldukça zordur. Çünkü Allah (cc) âdem ile havvaya çok güzel nimetler bahşetmiştir. Allah onları öyle bir bahçeye sokmuştu ki orada ne acıkmışlardı nede açıkta kalmışlardı.1 keza orada ne susamak bilmişlerdir nede güneşin sıcaklığından etkilenmişlerdir.2 işte iblis bu işin bilincindeydi ve onlara ellerinde olmayan bir şey ile yaklaştı.
“…ey âdem! ... Sana sonsuzluk ağacını ve dolayısıyla hiç çökmeyecek bir hükümranlığın yolunu göstereyim mi?” (20/120) İblisin bu teklifinin öncesinde Allah(cc) Hz. Âdeme bir yasaklama getirmişti:
“Ey Âdem! Sen ve eşin bu bahçeye yerleşin ve orada dilediğinizden serbestçe yeyin için; ancak bir tek şu ağaca yaklaşmayın ki zalimlerden olmayasınız.”(2/35)
“…Ey âdem! Sen ve eşin bu bahçede yeyin neyi gönlünüz çekerse; ama sakın şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.”
Bu konuyla alakalı ayetlerde geçen ağaç kelimesi; Kur’an’da sonsuzluk ağacı veya ebedi hayat ağacı, Kitab-ı mukaddes’te ise hayat ağacı ve iyi ile kötüyü bilme aracı olarak geçmektedir. Yalnız burada bu sembolik ağaca atfedilen özgürlük tanımını şeytanın yaptığını bizatihi Kur’an’dan öğrenmekteyiz.
Daha önce de belirttiğimiz üzere iblis onlara ellerinde olmayanı teklif etmiştir. İşte bunun adı şeytana göre özgürlüktür. İçi boşaltılmış özgürlük… İnsanlar özgürlüğü sınırsız bir kavram olarak algıladığı için şeytan insanlar üzerinde bu kavramı kullanarak tahakküm kurabiliyor ve onları bu sayede dilediği gibi aldatıyor.
İnsan daima bulunduğu durumdan daha yükseklerini isteme veya ölümsüzlüğü elde etme gibi bir duyguya sahiptir. Bundan dolayı şeytan çoğu kez melekleştirme veya ölümsüzleştirme teklifleriyle yaklaşarak insanları kandırmayı başarabilmektedir.3
Âdem ile Havva’nın çıplak oluşlarının nedeni Allah’ın emirlerine uymamalarından ileri gelmektedir. Yoksa yedikleri meyvenin bir etkisi yoktur. Şu zamana baktığımızda ise insanların -özellikle de bazı bayanların- özgürlük vaadlerine kanıp Allah’ın emirlerine uymadıklarını şeytan ve şeytanlaşan insanlara uyduklarını görüyoruz. Çıplaklık onların atalarına bir ceza olarak verilmişken, onlar çıplaklığı özgürlük olarak benimsemişler.
Âdemoğlunun içine düştüğü bu durum bir yönüyle cahiliye dönemindeki Arapların bir geleneğine benzemektedir. Cahiliye Araplarında örtünmek, sadece süslenmek ve vücudu sert hava koşullarından korumaktı. Bundan dolayı onlar genel olarak örtünmenin amacını önemsememiş ve avret yerlerini örtme kaygısı taşımamışlardı. Hatta kabeyi çırılçıplak tavaf edip bunu dini bir hareket olarak görmüşlerdi.4
Bu kötü davranışların sonunda gelen ilahi ikazlar sadece o zamanda yaşayan insanlara değil insanların geneline hitap etmektedir. Özellikle bugün dünyanın birçok yerinde bu hatayı işleyen insanların olması vahyin bütün zaman ve mekânları kuşattığının bir göstergesidir. İşin daha ilginç tarafı da müslümanım diyen bazı insanların Allahın öğretilerinden, emir ve yasaklarından bihaber yaşayıp bu şeytani tuzağa düşmeleridir. Bu insanlar özgürlük mefhumunu yanlış anlayıp; çıplaklığı, yarı çıplaklığı ve zinetlerini dışarı vurarak şeytanın işini kolaylaştırmışlardır.
Âdem(as)’in cennetten çıkmasına neden olan şeytan, âdemoğullarını da saptırmak için elinden geleni yapacağına dair söz vermiştir. O yüzden âdemoğlunun şeytanın vesvesesinden kaçınıp Kur’an’ı zikretmesi ve gerçeği hemen görmesi gerekir.5 Ve şunu da söylemek gerekir ki bütün insanlar örtünür ancak örtülerin en güzeli takva örtüsü; örtünenlerin en güzeli ise takva örtüsünü bürünenlerdir. 1) 20/118
2) 20/119
3) Tefhimu’l Kur’an 1.cilt s.21
4) Tefhimu’l Kur’an 1.cilt s.24
5) 7/201Bünyamin Sağman[
Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
