> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Gerçek sabır nasıl olur?
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gerçek sabır nasıl olur?  (Okunma Sayısı 5447 defa)
31 Temmuz 2009, 16:37:49
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 31 Temmuz 2009, 16:37:49 »



Gerçek sabır nasıl olur?



Ali İhsan Er'in yazısı

Bir felaket veya bela ile karşı karşıya kaldığımızda feryat etmeyip kadere taş atmadan, her şeyin ALLAH’tan geldiğinin bilinci ile bu sıkıntıya sonuna kadar tahammül gösterebilmeliyiz...

Efendimiz, kabir ziyaretlerinde cahiliye devrine ait bazı âdetlerin devam ettirildiğini görünce, müminleri mezarlara gitmekten men etmişti. Fakat daha sonra bu yasağı kaldırdı ve “Ben, sizi kabir ziyaretlerinden men etmiştim. Bundan böyle kabirleri ziyaret edin!” (Buhârî, İman, 37) buyurarak, kabir ziyaretini teşvik etmişlerdi.

Çünkü insanları gafletten kurtaracak en tesirli nasihat kabirlerde saklıdır. Zaten Efendimiz de sık sık kabir ziyaretinde bulunur ve her hafta hiç olmazsa bir kere Uhud şehidlerini ziyaret ederdi. ALLAH Resulü, kabir ziyaretlerinden birinde, bir kadının evladının kabri başında, feryad u figan edip ağladığını, üstünü başını yırtıp uygunsuz sözler söylemekte olduğunu gördü ve kadına yaklaşarak nasihat etmek istedi. Kadın, Efendimiz’i tanımıyordu. “Git başımdan” dedi, “Sen benim başıma gelenleri bilmiyorsun!” Efendimiz de hiçbir şey söylemeden kadının yanından ayrıldı.

Orada bulunanlar, kadına O’nun ALLAH Resûlü olduğunu söyleyince, kadın daha müthiş bir sarsıntı ile sarsıldı. Çünkü bilmeden ALLAH Resûlü’ne karşı saygısızlık etmişti. Koşarak Efendimiz’in evine geldi. Kapıyı vurmadan içeriye girdi, Efendimiz’den özür diledi. ALLAH Resûlü de ona şöyle dedi: “Sabır, musibetin ilk şokunu yediğin zamandır.” ALLAH Resûlü, şu dört kelimelik ifadesiyle, ciltlerle ancak anlatılabilecek bir meseleyi, mucizevî bir belagatla anlatmış oluyordu.

SABIRLI OL, AMA NASIL?


Sabır kelimesiyle “sabir otu” adıyla bilinen bir bitki çeşidi, aynı kökten gelen kelimelerdir. Sabir otunun zehir gibi acı olduğu söylenir. Tıpta ilaç sanayinde de kullanılmaktır. İşte sabır, bu sabir otunu yutmak kadar acıdır. Ancak bu acılık, işin başlangıcı itibariyledir. Neticesi her zaman tatlı olmuştur. Sabretme, dişini sıkma, dayanma, sarsılmama, irkilmeme, irade felcine uğramama, her gün zehir-zemberek hâdiseleri sineye çekme ve dayanma elbette kolay bir iş değildir.

Ancak bütün bunlar ilk musibet şoku anında yapılmalıdır. Çünkü yer değiştirme, başka bir vaziyete intikal etme, psikolojik olarak her zaman insanın ruh hâletinde değişiklik meydana getirir ve onu sarsan hâdiseleri unutturur. Diyelim ki, başımıza bir musibet geldi. İlk bakışta, bu musibete dayanabilmemiz mümkün değil gibi... Hemen bu şoku atlatmanın çaresine bakmalıyız.

Bu da ya bulunduğumuz durumu değiştirerek ki ayakta isek oturarak, oturuyorsak yatarak veya yapmakta olduğumuz işin keyfiyetini değiştirerek. Meselâ, abdest alarak, namaz kılarak veya en azından konuştuğumuz mevzudan uzaklaşarak veyahut da bulunduğumuz mekândan ayrılıp başka bir atmosfere sığınmakla olur. Bazen de bir nebze uyumak, şoku atlatmamıza yetebilir.

Hangi şekilde olursa olsun, hâl, durum veya mekânda yapılan bu değişiklikler, şokun tesirini kırar ve tahammül edilemez gibi görünen musibeti az dahi olsa hafifleştirir.

SABRIN SONU SELAMET


Sabır, ibadetlere devam etme hususunda da çok lüzumludur. İlk anda, yeni namaza başlayan bir insan için, bu ibadet çok ağır gelebilir fakat biraz sabreder de ruhu namazla bütünleşirse artık bir vakit namazı kılamama, o insan için dünyanın en büyük ızdırabı hâline gelir. Her musibetin kendine göre bir şoku vardır. O atlatıldığı zaman, musibet rahmete, elemler lezzete, dertler de zevke dönüşür. Böyle bir sinede artık ızdırap dinmiş, yerini sonsuz bir neşeye terk etmiştir. Ancak bütün bunlar, ilk şok anının başarıyla atlatılmasına bağlıdır.

ÖNÜMÜZDE ÇARŞAMBA GECESİ BERAT KANDİLİ


Önümüzdeki çarşambayı perşembeye bağlayan gece Berat Kandili. Berat, ALLAH’ın mü’min kullarına af fermanını yazdığı rahmet gecesidir. Cenab-ı Hakk’ın o senede yapmayı murad buyurduğu her işin en ince detaylarıyla belirlenip hükme bağlandığı hüküm gecesidir. Berat Gecesi, Kur’an’ın dünya semasına indirildiği gecedir.

O, “Her gecenin son üçte birinde dünya semasına (keyfiyeti meçhul) inerek: “Kim bana dua eder, duasını kabul edeyim, kim benden dilek diler, dilediğini vereyim, kim bana istiğfar eder, onu bağışlayayım?” buyuran ALLAH’ın, “Kelboğullarının koyunlarındaki tüylerin sayısından daha çok insanı affettiği bir mağfiret gecesidir. (İbn Mace, İkame, 47)
Bu gece, rahmet ve mağfiretin sağnak sağnak indiği, Peygamberimiz’e şefaat hakkının tamamının verildiği, yapılan her ibadete karşılık kat kat sevabın lûtfedildiği bir şefaat gecesidir. Bir kısım alimlerin, Kıblenin Kudüs’teki Mescid-i Aksa’dan Mekke’deki Kabe-i Muazzam’a istikametine çevrilmesinin hicretin ikinci yılında Berat Gecesi’nde vuku bulduğu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazanmaktadır.

BERAT GECESi NiÇiN ÖNEMLi?

Kaynaklarımızda Berat Gecesi’nde beş önemli hadisenin varlığından bahsedilmektedir:

1- Her önemli işin bu gece hikmetli bir şekilde ayrımı ve seçimi yapılır.

2- Bu gece yapılan ibadetin (kılınan namazların, okunan Kur’an’ların, yapılan dua ve zikirlerin, tövbe istiğfarların), gündüzünde tutulan oruçların fazileti çok büyüktür.

3-
İlahi ihsan, feyiz ve bereketle dopdolu bir gecedir.

4- Mağfiret gecesidir.

5-
Peygamberimiz’e şefaat hakkının tamamı bu gece verilmiştir. Yer yer insanlığımızın gereği olarak sürçmüş ve günah işlemiş bile olsak, sahipsiz olmadığımız unutulmamalıdır. Zerreden kürreye bütün kâinatı elinde tutan, bize şah damarımızdan daha yakın olan Rabbimiz, hiç şüphesiz bizi de unutmayacaktır. Yeter ki, biz O’nu unutup haddi aşanlardan olmayalım.

Râbiatü’l - Adeviyye’nin evine giren hırsız nasıl tövbekâr oldu?


Râbiatü’l-Adeviyye, gönlünde ALLAH sevgisinden başka bir sevgi olmayan bir mâna insanıdır. İslâm tasavvufunun ilk kadın meyvelerindendir. Hicrî 100 ile 180 yılları arasında yaşamıştır.

Basra’da doğmuş, büyümüş, mânevî hayatını burada geçirmiştir. Doğduğunda bebeğe saracak bir bez, yakacak bir kandil bulamayacak kadar fakir bir ailenin dördüncü kızıdır. Bunun için “dördüncü” anlamında “Râbia” adı verilmiştir. Râbiatü’l-Adeviyye küçük yaşta babasını kaybeder. Henüz çok genç bir yaşta iken Basra’da kıtlık baş gösterir.

Kardeşleri ile birlikte yiyecek bir şey bulmak için gelişi güzel dolaşırlarken, zalim bir adam onu evine getirir, 6 akçeye katı yürekli bir adama köle diye satar. Râbiatü’l-Adeviyye burada tam bir köle hayatı yaşar. Bir gün, onun bir kerametini gören efendisi kendisini serbest bırakır. Daha sonra sevgi yolunda yürümeye başlayan Râbiatü’l-Adeviyye, kendini bütünüyle Rabbinin dostluğuna verir.

ONU, SENİN KAPINA GÖNDERİYORUM ALLAH’IM!


Hırsızın biri Râbiatü’l-Adeviyye’nin evine girer. Bir su ibriğinden başka bir şey bulamaz. İbriği alıp götüreceği sırada Râbiatü’l-Adeviyye seslenir:

- Bana bak, hırsızlık yapıyorsan bir şey almadan gitme. Hırsız cevap verir: - Alınacak bir şey bulamadım ki...

- Bari şu ibrikteki su ile abdest al ve şu köşeye gir, iki rekat namaz kıl, o zaman bir şey bulur gidersin. Enteresandır hırsız, “Bunda bir hayır var” deyip, denileni yapar ve namaza durur. Râbiatü’l-Adeviyye de ellerini kaldırarak şöyle dua eder:

- Rabbim, bu adam benim kapıma geldi, bir şey bulamadı. Onu Senin kapına gönderiyorum, lütfundan mahrum etme. Hırsız iki rekat namaz kıldıktan sonra ibadetten zevk almaya başlar, tövbe edip hırsızlığı bırakır ve hayatı boyunca ALLAH’ın rızasına uygun olmayan işlerden uzak durur.



[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 27 Aralık 2010, 19:32:45 Gönderen: Reyyan »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gerçek sabır nasıl olur?
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:04:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gerçek sabır nasıl olur? rüya tabiri,Gerçek sabır nasıl olur? mekke canlı, Gerçek sabır nasıl olur? kabe canlı yayın, Gerçek sabır nasıl olur? Üç boyutlu kuran oku Gerçek sabır nasıl olur? kuran ı kerim, Gerçek sabır nasıl olur? peygamber kıssaları,Gerçek sabır nasıl olur? ilitam ders soruları, Gerçek sabır nasıl olur?önlisans arapça,
Logged
27 Aralık 2010, 17:54:52
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« Yanıtla #1 : 27 Aralık 2010, 17:54:52 »

İçinde bir kaç konuyu barındıran ve oldukça bilgilendirici bir konu.Allah (c.c) razı olsun inş.Dua ile...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

19 Mayıs 2016, 20:24:45
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« Yanıtla #2 : 19 Mayıs 2016, 20:24:45 »

Esselamu aleykum ve rahmetullah.
Ne kadar güzel bir paylaşım...Mevlam Rabia annemiz gibi güçlü bir iman muhabbet versin İnşaAllah..Berat kandilini de hakkıyla ihya edip,af olunanlardan oluruz İnşaAllah.Rabbim razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes