Konu Başlığı: Gerçek dava adamı Gönderen: Hadice üzerinde 19 Kasım 2010, 17:19:28 Gerçek dava adamı Gerçek Da’vâ Adamı Gerçek bir da’vâ adamına terettüb eden vazifelerin en önemlisi, da’vâsına karşı göstermesi gereken vefâdır. Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer gibi tefekkür dünyamızı aşan insanları tahlil etmek bize düşmez ama, kendini alıp kesseniz, kanının her damlası ‘vefâ, vefâ’ diyecek olan Hz. Sıddîk (ra)’ın vefâsına bakın ki, hicret esnâsında 7-8 yaşındaki kızı Hz. Âişe yanında yoktu. Aynı şekilde, Hz. Ömer (ra) hicret ederken, küçük oğlu Abdullah yanında değildi Efendimiz (sav), Hz. Selman (ra) için, “Din Süreyyâ yıldızında da olsa, bunun kavminden bazıları onu oradan çekip indirirler” buyurmuşlardır. İşte, dînî hakikatler Süreyyâ takım yıldızlarında asılı bile olsa, da’vâ adamının onları oradan çekip alacak vefayı göstermesi gerekir. Ayrıca, bir da’vâ adamının, üzerine düşen vazifeyi yerine getirmesi da’vâsına olan inancı nisbetindedir. Günümüzde, Cumhurbaşkanlığı Kupası, Başbakanlık Kupası gibi isimler altında kupa maçları yapılıyor. İslâm da’vâsının müntesipleri öyle bir kupa için yarışıyorlar ki, bu yarışın sonunda verilecek olan kupanın bir kulpunu onlar, diğer kulpunu ise (cc) tutacaktır. Doğrusu böyle bir kupaya canlar fedâ edilse değer! Vefa Vefa öyle bir şeydir ki, bin kusur bile olsa örter. Vefa Ferd, vefa duygusuyla itimada şayan olur ve yükselir. Yuva, vefa duygusu üzerine kurulmuş ise, devam eder ve canlı kalır. Millet bu yüce duygu ile faziletlere erer. Devlet kendi teb’asına karşı ancak bu duygu ile itibarını korur. Vefa düşüncesini yitirmiş bir ülkede, ne olgun fertten, ne emniyet va’deden yuvadan, ne de istikrarlı ve güvenilir bir devletten bahsetmek mümkün değildir. Vefanın olmadığı bir ülkede, fertler birbirlerine karşı kuşkulu, yuva kendi içinde huzursuz, devlet teb’aya karşı uğursuzlardan uğursuz ve herşey birbirine karşı yabancıdır, tıpkı camidler gibi Üst üste ve iç içe olsalar bile. Vefanın Kazandırdığı Vefa, fertlerin birbiriyle kaynaşıp bütünleşmesini temin eder. Vefa sayesinde cüzler küll olur; ayrı ayrı parçalar bir araya gelerek vahdete ulaşır. Vefa duygusu varıp sonsuzluğa erince, ötelerden gelen tayflar, kitlelerin yolunu aydınlatır ve toplumun önünü kesen bütün tıkanıklıkları açar. Elverir ki o toplum, vefa duygusuyla olgunlaşmış ve onun kenetleyici kollarına kendini teslim etmiş olsun.! ALINTI |