๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 18 Kasım 2010, 16:09:08



Konu Başlığı: Genç dimağlar ve örnek nesil
Gönderen: Sümeyye üzerinde 18 Kasım 2010, 16:09:08
Genç Dimağlar Ve Örnek Nesil...


Ve şimdi oyun zamanı ve sonra eğlence; sonra hayatın baharını yaşamadan sonbaharı yaşayan nesiller... Gözlerinin en parlak dönemlerinde karanlığa mahkum edilen yüzler... Buruk bir tebessümle hayata merhaba derken, omuzları önlerine eğik, kalan yüzyılın hatalarını, deneme-yanılmalarını sırtlarında taşıyan bedenler... Bir yerde atalarından tevarüs kalan savaş aletleri, diğer taraftan kem aletlerle kemalatı oluşturmaya çalışan büyükleri...

Sıkışan dünyalarında neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamadan daha dışarıya taşan duyguları, hevesleri, nefretleri... Ulu orta yerlerde hayayı yitirmeleri... Yaşam kılavuzuna ulaşamadan yaşama veda eden hayatlar... bir kaptan yemek yemeyi, aynı sofra etrafına bağdaş kurmayı, alevleri harlanan bir ateş çevresinde muhabbet etmeyi; aynı odadan hep birlikte pencereden bakmayı, yağan yağmurda beraberce ıslanmayı beceremeyen ve biri üşüdüğünde diğerine sokulup ısınmayı hiç öğrenemedi ve öğrenemeyecek bu nesil..

Çünkü büyükleri onların dış dünyalarını kirlettikleri gibi iç dünyalarını da heder ettiler. Bir vücudun azaları gibi olabilmeyi öğrenemedi bu nesil, çünkü büyükleri aile kurmayı beceremedi... Kurduğu ailede ülfet yerine külfeti, rahmet yerine kahrı büyüttüler... Ayna da kendilerine bakmaları gerekirken aynayı hep onlara tuttular... çünkü kendileri birer ayna olamadılar...

Onlar ise hüzünlü yüreklerle birer örnek aradılar, hayatlarına şahit tutacakları... Çünkü onlar şahit olmak istemiyorlardı onlardan arta kalan kirli bir yaşam tarzına... Model arıyorlardı, şahit arıyorlardı, hayatlarını dosdoğru yaşayabilen, Rabbi şahit tutarken utanmayacakları, başlarını öne eğmeyecekleri bir yaşam... Sınavdan sınava koşarken asıl sınavı hatırlatacak, asıl amaç ve gayeyi taçlandıracak, içlerinde kopan fırtınaları birer rahmet yağmuruna dönüştürecek yiğit erleri arıyorlar..

Bir Hatice aradılar Muhammed’le saf tutan Ali olmak istediler ardları sıra... Bir Musab aradı gözleri, gençliğine, malına, mülküne aldırmadan, güzel ve yakışıklı olmakla avunmayıp bir olan ilaha sığınan,kararlı ve istikrarlı.. Bir Ömer aradılar sonra adaletin timsali haksızlık nedir bilmeyen, kendi oğlunu dahi yeri gelince hapse mahkum eden Şurayh’ı aradılar.... Ama büyüklerinin ağzından çıkan tek bir kelime vardı kazanmak... Neyi, neden ve niçinleri sormasını bilmeyen bir nesle tek şeyi şartladılar “dünyanı kurtar”... Hangi dünyaydı bu, zulüm ve ölümün kol kola gezdiği, sömürünün, açlığın had safhaya vardığı, öte yandan yığılan malların karşısında Karun kesilen bir dünyamıydı kurtarılacak olan? Nasıl yaşanılırdı insanca bu dünyada, nasıl korunulurdu ? HANGİ GÜÇLE HANGİ TECHİZATLA ? kurtarsa ne olacaktı bu dünyasını, ukbası hüsran olduktan sonra.... Ne önemi olacaktı rahat bir dünyada yaşamanın anlamı?

Kaç yanlış kaç doğruyu götürür hesabı yapıldı hep onların zihinlerinde; kaç doğru kaç yanlışı götürür düşünülmedi hiç ve düşündürülmedi... Yanlışları, hataları çok olan bir alandı dünya onlar için... Doğrular ise ya çok zor ya ulaşılması imkânsız olanlardı... Net ve doğru bir çizgi aradılar geometrinin dışında... Ve bu çizgi üzerinde yürümeye aday olanları...

Evet hayatın en renkli çağıdır gençlik ve en renkli insanlardır gençler. Onların tebessümü, umudu yarınların mutluluğu demektir. Onların imanlı bir duruşu geleceğin güvenli olması demektir. Onların ilimle, bilgiyle donatılması çağlarının aydınlık olması demektir. Ve bir nesli yetiştirmek bir çağı değiştirmek demektir. Ama bu öyle kolay ve kendiliğinden olacak bir şey değildi...

“İnsanlar içinde kimi vardır ki; dünya hayatı hakkında ki sözleri seni imrendirir. Birde kalbindekine Allah’ı şahit tutar. Halbu ki o islamın en yaman hasmıdır. İş başına geçti mi yeryüzünü fesada boğmak, ekini ve nesli helak etmek için çalışır. Allah fesadı sevmez”. 2/204,205

Evet, batıl gayet hararetli ve şevkle bir nesli bozmak için tüm nefesini harcamakta... Yeter ki birilerini peşine takabilsin birilerinin dünyasına sızabilsin... Ne aile ne okul hiçbir şey onun önünde duramaz o zaman, ve nitekim durulmuyor da. Hani bizim şu harcamaya kıyamadığımız nefeslerimiz var ya bir defa harcayınca hemen ikincisine pes ettiğimiz “bu çocuk adam olmaz” deyip yerimize oturduğumuz; ve bizim yerimize birilerin gelip oturduğu yerlerimiz. Annelik- babalık yerlerimiz, teyze-dayı-amca, ağabey, abla, dede, büyük anne, bu yerleri dolduran gerçekten bizler miyiz. Biz isek nasıl doldurduğumuzu görmek için çocuğumuza, torunumuza, kardeşimize, yeğenimize bakalım. Eğer memnun değilsek bilelim ki biz sadece isim ve cisimde kalmışız bizim yerimize başkaları onlarla ilişki kurup farkında olmadan yerlerimizi almışlar.

Bir türlü hayata geçiremediğimiz söylemlerimiz ve arkasında durmadığımız sözlerimiz... Neslin ne kadar bozulduğunu, onu bozacak etkenlerin arttığından şikâyetçi olursak olalım; eğer hala evimizde çocuklarımıza imam olamıyorsak, ilim meclisinin ilk basamağını evimizde atamıyorsak; hal ve hareketlerimizle yanlışı doğruyu anlatamıyorsak; onların fıtrat üzre olan yaratılışlarını bozanlara ses çıkarmadan bir de destek oluyorsak; dönüp bir daha ayeti okuyalım acaba nesli bozan dediğimiz şey nedir ve kimdir?

Emek verilen, zahmet çekilen şey genel itibarıyla karşılığını verir. Nankörlük olsa dahi semeresi daima daha çoktur. Şu bir gerçek ki ciddi anlamda çağın genç dimağlarıyla ilgilenen büyükler azınlıkta. Onlar örnek olamamakla birlikte onların dünyasını da karartmaktalar. Eğer anne babalar birbirlerinin libası, huzuru, velileri olabilirlerse elbette gözlerinin nuru çocuklar da yetişir, bu imkânsız değildir.  Çünkü örnek bir nesil ne okuldan ne sokaktan çıkmaz ancak ev olmayı beceren evlerden çıkar. Öyleyse açalım evlerimizi, bir nesli sokaklara ve okullara mahkûm etmeyelim. En değerli varlıklarımızı evlerimizde barındıramıyorsak neye yarar o evler. Koşarak evlerine gelmiyorsa bir nesil, kaçarak evden çıkıyorsa harabeye dönmüş demektir bu evler.

Gelin önce biz bir İbrahim olmaya çalışalım İsmail’ler kendiliğinden gelir sonra hep birlikte toplumun ıslahı için evlerimizin duvarlarını yükseltelim şu duaya amin diyerek: “Rabbimiz, bizi sana teslim olanlar yap, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar; bize ibadet yerlerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira tevbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin”. (2/128)


 

Yasemin Şüheda

 


Konu Başlığı: Ynt: Genç dimağlar ve örnek nesil
Gönderen: Rüveyha üzerinde 24 Temmuz 2016, 21:00:31
Esselamu aleykum ve rahmetullah.

“Rabbimiz, bizi sana teslim olanlar yap, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar; bize ibadet yerlerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira tevbeleri kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin”. .

Amin amin İnşaAllah.Mevlam bu mübarek dua her daim  gönlümüzde olsun İnşaAllah


Konu Başlığı: Ynt: Genç dimağlar ve örnek nesil
Gönderen: Ceren üzerinde 24 Temmuz 2016, 21:06:43
Aleykumselam.Allahin emrine uyan ve onun yolunda olan ve gencligini islam icin harcayan kullardan eylesin bizleri inşallah...