๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 02 Aralık 2010, 16:34:23



Konu Başlığı: Gelin korkularımızdan sıyrılalım
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 02 Aralık 2010, 16:34:23
Gelin, Korkularımızdan Sıyrılalım


Hamd Âlemlerin Rabbi olan Allah'a, Salatu ve Selam Onun Resulü’ne, ehline, Ashabına ve Kıyamet Günü'ne kadar O'na ihsanla tabi olanlara olsun. (Âmin) Allah ve Resulü bir işte hüküm verdiği zaman, artık iman etmiş bir erkek ve kadının, o işte kendi tercihlerine göre seçme hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Resulü’ne baş kaldırırsa apaçık bir sapıklığa düşmüş olur. (el-Ahzab 36) 
 
   Belki de her şey biz kadınlar da başlıyor ve bitiyor. Nasıl mı? Gelin biraz da o kısmı konuşalım.
   Evet, hepimizin hakları, arzuları, istekleri var. Zaten insan doğasında olan bir şey bu, sınırsız, bitmek tükenmek bilmeyen, gizlinin saklının peşinde olan istekler… İsteklerimiz, haklarımız olduğu kadar görev ve sorumluluklarımız da var tabii. Her şeyin çözüm noktası Allah’a teslimiyettir. Bu formülle her denklemi çözebiliriz. Ne kadar karışık olursa olsun, ne denli çıkmazlara girse de her bilinmeyen Allah’a teslimiyette yanıt bulacaktır. Allah’ı hepimiz çok seviyoruz, teslim olmaya çalışıyoruz öyle değil mi? Öyleyse, sevdiğimizin bizden istediklerini yapmalıyız. Kadından ne istenmiştir, Allah’a teslim olup, üzerine farz olanları yerine getirmesi ve kocasına itaat etmesi…  İyi, güzel diyeceksiniz, söylemesi kolay, görevler de fazla değil peki neden olmuyor hala. Kolay değil tabii ki nefisle süslenmiş bir irade köleliğe yanaşır mı? İtaati bile kölelik gibi gören bir kadının bunu yapması hayli zor olsa gerek.
   Birçok kadının sorunlarını, dertlerini inceledim. Kimi faturalarını yatıramamaktan, kimi açlıktan korkuyor. Bazıları kocalarını aldatma peşinde, bazısı da çocuklarına adamış kendini. Faizin içinde boğulanlar gördüm, kocasını elinde tutamayanlar, dayak yiyenler… Öyleleri var ki kocalarına, çocuklarına tapanlar. Dediğim gibi her denklemi Allah’a teslimiyetle yanıtlandırabiliriz.
   Rızk endişesi nedense o kadar fazla ki… Nedendir bu arayış? Çaba; sen üstüne düşeni yap sadece, rızkı Allah verir. Ne rızkından fazlası boğazından geçebilir, ne de senin rızkını başkası alabilir. Sen kocam eve para getirmiyor aç kalacağım diye düşünme seni senden çok seven bir Rabb’in var. Çocuklarımın karnı doymadı diye yorma aklını, onları yaratandan daha çok mu düşüneceksin. Son nefesimize kadar rızkımız kesilmez ve bu rızkı veren Allah’tır. Cebimizde para olmasa da, yolda da kalsak Allah rızkımızı önümüze sunar. Şüphe eden var mı bundan? Açlıktan ölürüm diye korkan var mı? Rızk konusunda endişeye düşmeyelim.
   Allah’tan başka hiç bir şeye tapılamaz. Çok kesin ve net… İnsan güzel olan her şeyi sever. Doğayı, ailesini, kendisini, sahip olduklarını, hayallerini, ideallerini, sevgilisini, çocuklarını… Hepsine karşı sevgimiz var. Kiminin sevgisi de yolu hepten karıştırır içkiyi sever, kumarı sever. Çünkü bizim gözlerimiz hangisi güzel onu görmekten bazen aciz kalıyor. Kendini ne yana vurursan vur, sevgini nereye verirsen ver, yine de seni mutlu etmeye yetmez hiç bir şey. İçinde ki o aşkı gerçek sahibine vermediğin sürece, ruhun huzur bulmayacaktır.
   Allah için sevmek nedir? Yaratılanı yaratandan ötürü sevmek… Bazen kendimizi o kadar kandırıyoruz ki. Allah için diyoruz başında, devam ediyoruz. Belki de bilmiyoruz, en büyük yalanı kendimize söylediğimizi. Farzları cenneti kazanmak için yerine getiriyoruz. Kimi zaman şu tasavvuf çizgisinde bir iki basamak daha atlamak için, bazen de o makama veya bu makama yükselmek için. Biz ya sevmeyi bilmiyoruz ya da sevmiyoruz. Sevgili seni sevsin diye değil, ondan çıkarların olduğun için değil onu sevdiğin için adım atarsın, ona yürürsün… Gerisini hiç düşünmezsin…
   Aşk başa vurdu mu gözler kör olur, dil mühürlenir. Dilin hala gıybetteyse, gözün hala makam da mekândaysa sen âşık değilsin! Gel âşıklardan ol! Olamazsan da olanlarla ol!


M. M. ÖZDEMİR