๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 06 Haziran 2010, 17:01:33



Konu Başlığı: Geç kaldığın yerde bir Yusuf sözlü bekler seni
Gönderen: Sümeyye üzerinde 06 Haziran 2010, 17:01:33
Geç kaldığın yerde bir Yusuf sözlü bekler seni

O gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı Mekke'ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı

Geç kalmıştı Geç kalmaya dair lügatlerde, meydanlarda, köşelerde, şiirlerde ne kadar acı söz söylenmiş ya da yazılmışsa, hepsi birden amansız arı vızıltıları gibi doluştu kulaklarına Kaçırılmış şeylerin hepsi, ama hepsi, bir gülücük belki, bir güzel kucaklaşma, bir tatlı bakış, kardeşçe bir dokunuş omuzlarına indi Geç kalmışlıkların cümle pişmanlıkları alev alev cehennem olup yakasına yapıştı Dudakları kurudu Sesi iç çekişlerine söz olamadı utancından Geç kalmışların, gafillerin, haksız yere unutanların, kadir kıymet bilmeyenlerin yanı başında, eşsiz bir kadirşinaslıkla suskunca bekleyen o 'Ah!' sesi bile, korkup geri çekildi dudaklarından 'Ah ki, ah çekemediğime ah!' Çöllerin bile birbirine eklenerek anlatamayacağı, dağların omuz omuza verseler de güç yetiremeyeceği uğursuz bir uzaklığın beri ucunda kalakalmıştı

Görmek istediğine görünmemek için saklandı önce Saklanmak zorundaydı Çünkü dostluğuna geciktiğine göstereceği yüzü bir 'düşman' yüzüydü Kimliğini taşıyan yüzü 'sevilmeyesi' bir yüzdü, bakışını besleyen gözü 'bakılmayası' bir gözdü, umutlarını besteleyen sözü 'güvenilmeyesi' bir sözdü Saklanması o yüzdendi, o gözdendi, o sözdendiHuzuruna vardı Yüzünü mahçup gölgelerden çıkarıp usulca onun gözlerine bıraktı Gül yüzünün coğrafyasında başını sokabilecek daracık bir kuytuya da razıydı ama

Gülleri güldüren o yüz çevrildi yüzünden Yüz bulamadı 'Kardeşim!' deyip de sarılması ne büyük cennetti ona Cennete alınmadı Eskiden olduğu gibi aynı memeden aynı ılık sütü içer gibi mesafesiz bir yakınlıktı umduğu 'Süt kardeşi'nin dudağındaki tek bir kıpırtı dağ gibi pişmanlıkları yıkabilirdi Kirpiklerinin ucundan yol bulacak tek bir müşfik bakış, yüreğinin bütün yangınlarına su olabilirdi

'Benden yüzünü çevirince, yüzünü çevirdiği tarafa geçtim Yine yüzüme bakmadı, öbür tarafa çevirdi yüzünü Utandım Yakın uzak her şey beni sıkmaya başladı Ne yapacağımı bilmiyordum Ona çok sıkıntı vermiş, çok kırmıştım O benden yüz çevirince, dostları da yüz çevirdi'

Gülücüklerimizin hepsini borçlu olduğumuz o yüz, o sabah, Ebu Süfyan bin Hâris'e dönmedi O gül yüzlünün yüzünden dostluk görmeyi en çok istediği, en çok hak ettiği kişiydiAmca oğluydu Süt kardeşiydi Çocukluk arkadaşıydı Ne yazık ki O'nun müjdeli çağrısını ilk reddedenler arasında oldu Bu çağrıyı O'nu dostlarını aç ve susuz bırakarak susturmak isteyen zorbaların yanında yer aldı amcasının oğlu Daha da ileri gidip O'nu aşağılayan şiirler yazdı

O gül yüzlünün yüzünden kovulduğu andan sonra, hiç kimse ona bakmadı, hiç kimse onunla konuşmadı Mekke'ye doğru yürüyen koca ordunun içinde, Ebu Süfyan ve oğlu yapayalnızdı

Ebubekir'e [ra] koştu önce Sonra Ömer'e [ra] Cevapları aynı oldu: 'Allah'ın elçisinin yüz çevirdiği kişiye ben dost olamam' Olmadı Amcası Abbas'a [ra] yalvardı 'Sana yakınlık gösterirsem, onu üzmekten ve kırmaktan korkarım' cevabı umutlarının kanatlarını kırdı Ali'ye [ra] gitti en sonunda Sızlandı Sızlandı Ali'den [ra] de çare yoktuUtancı kaldı sadece yanında

Neden sonra, Ali [ra] yaklaştı Çareyi fısıldadı Çöllerin hepsini kurutan, dağları yerinden oynatan bir umuttu dudağından dökülen: 'O'na arkasından yaklaş ve Yusuf'a [as] kendisini kuyuya atan kardeşlerinin en sonunda pişmanlıkla söylediğini söyle'

Geç kalan adam, yüzünden yüzünü sakınan Gül Yüzlü'ye yaklaştı Fısıldadı Bir ayetti nefesine sımsıcak dolanan, sesine terü taze umutlar saran: 'Vallahi, Allah seni bize üstün kıldı; biz sana yaptıklarımızla hatta ettik, suçluyuz' [Yusuf, 91]

Gül yüzlü ilk defa çevirdi yüzünü süt kardeşine Geç kalan adam ilk defa sevindi Ama utancı daha ağırdı Yüzü yerdeydi Yûsuf'un [as] kardeşlerine söylediği söz yeniden ete kemiğe büründü Muhammed [asm] diye göründü, utançla kanayan kardeş yüzüne serin bir gül tesellisi olup dokundu: 'Bugüne kadar yaptıklarınızdan kınanmayacaksınız Allah sizi bağışlasın O merhametlilerin en merhametlisidir' [Yusuf, 92]

Geç kaldığın yerde bin Yûsuf tecellisidir; umutlarını kuyuya attığın demde bin Yûsuf tesellisidir o Gülsîma


S Demirci