> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek  (Okunma Sayısı 718 defa)
07 Eylül 2010, 21:36:52
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 07 Eylül 2010, 21:36:52 »



Gül açan, gülleri açtıran insanları yetiştirmek


Hiç şüphesiz ki insanlarla uğraşmak olabilecek en zor ve sabır isteyen işlerdendir. Bazen bir kişiyi kazanmak bin kişiye bedel olmaktadır. İşte o bir kişi, işi götürebilmekte ve nice hayırları yapabilip yaptırabilmektedir. Neticede “Bir kişiden ne olur?” mantığı çok yanlış bir anlayış olmakla birlikte, gerek tahripte gerekse hayırda, bir kişi çok önem kazanmaktadır. Öyle ki insanlık müspet, menfî hep o bir kişileri konuşur.

Hep onlar hatırlanır. Bu konuda insanlık tarihinin geçmiş ve gelecek en büyük misali Hz. Resûlullahtır (asm). Zira o (asm) bir kişi idi ve bir kişi ile başlamıştı; ancak Rabbi ile beraberdi... Şimdi ise kaç kişidir?

GÜL KOKAN KİŞİLER

Musab bin Umeyr (ra) bir kişidir. Medine’de çaldığı kapılardan, konuştuğu insanlardan hiç kimse onu geri çevirmemiştir. Zira o Habib-i Zi-şan’ın (asm) rahle-i tedrisinden geçmiş neyi, nerede, ne zaman ve nasıl konuşmasını bilen yetişmiş bir kişidir. Ashabın çoğu böyledir. İslâm onların omuzlarında yükselmiş ve kendilerinin bu yükselişleri “Ashabım gökyüzündeki yıldızlar gibidir”[1] methiyesiyle kıyamete kadar kâinatın en kıymetli ağzı ile tescillenmiştir.


Ömer bin Abdülaziz (ra) bir kişidir. Emevî döneminin kasvetli, karanlıklı zamanlarında bir Gül-ü Muhammedi (asm) gibi açan, iyi bir tedrisattan geçirilmiş bir kişi. Medine okulunda Enes bin Malik (ra), Ebu Hureyre (ra) ve Medine’nin fâkihi Said bin Müseyyeb (ra) gibi müteessis insanlardan ders alan ve yetişen bir şahsiyet. Bu tedrisat ile çok kısa bir zamanda İslâm topraklarında zekât verilecek adam bırakmamış, her gün bir bid’ayı kaldırıp yerine bir sünneti ikame etmiş, sünnet-i seniyeyi tek başına yeniden esas kılmış bir kişi.

Tarihte ‘İ’lâ-yı Kelimetullah’ı bütün dünyaya taşıyan şanlı, şerefli ecdadımızın şehzadeleri de hep bir kişi olarak yetiştirilmişlerdir. Akla gelebilecek ilmî, fennî, askerî ve dinî her konuda ayrı bir hoca ile özel eğitimlerle yetiştirilen bu şehzadeler, zamanlarında bütün dünyaya bu güzellikleri götürebilmişlerdir. Bir şehzade için bir eğitim ordusu çalışmış ve bu neticeler alınmış. Zira adam yetiştirmek Osmanlı’da çok ehemmiyet verilen bir müessese olup
Mesacidü meâbidi ko âdem yap (Mescid ve mâbedleri bırak da insan yetiştir).

Kâbe yapmakcadur âdem yapmak (Bir insanı yetiştirmek Kâbe yapmak gibidir).
Taş ağaç kaydı ne lâzım şâhım (Taş ve ağaç düşüncesi ile oyalanmak şahlara ya¬kışmaz).

Yaraşır şahlara âdem yapmak (Onlara yakışan adam yetiştirmektir)” demişler [2]. Hep bu düstur ile her alanda adam yetiştirmişler ve tarihte en uzun yaşayan birkaç medeniyetten biri olmuşlardır.

Üstad-ı Âhirzaman, Bedîüzzaman (rh) da bir kişidir. İman ve Kur’ân’ın âli hakikatlerinin unutulduğu bir asırda bir tek kişi olarak iman ve Kur’ân hakîkatlerini “Meyvedar bir ağaca inkılâp etmek için kabuğunu terk eden bir çekirdek gibi, ben de o bâki meyveleri vermek için bu fena-yı dünyevînin kabuğunu bırakmağa nefsimi kandırdım.”[3] diyerek bütün hayatını ciddiyetle iman ve Kur’ân’ın yoluna harcamış, âhirzamanın işlenmemiş, kısır topraklarında “gül açan, güller açtıran” garip bir zamanın bedi bir kişisi.

Ahmed Hüsrev Altınbaşak (rh) da bir kişidir. Bir ömrü üstadıyla beraber geçirmiş, rahle-i tedrisatından geçmiş, “Türk milletinin manevi büyük bir kahramanı”, “ve sırr-ı ihlâsa tam mazhar olduğundan, benlik ve riyakarlık ve şöhretperestlik bulunmayan” [4], sanki açtıracağı güllere bedel, üstadının “Gül Fabrikası” [5] diye hitabına mazhar olmuş, üstadının bıraktığı ebedi eserler gibi bu ümmete bir kişi olup “Asr-ı saadetten beri böyle hârika bir surette mûcizeli olarak yazılmasına hiç kimse kâdir olmadığı halde Risâle-i Nûr’un kahraman bir kâtibi olan Husrev’e “yaz!” emir buyurulmasıyla, Levh-i Mahfuz’daki yazılan Kur’ân gibi yazılmasına vesile olan” [6] Tevâfuklu Kur’ân-ı Kerîm’i bırakan bir kişidir.

GÜLLERİ YETİŞTİRMEK ZORDUR.

Elbette kolay değil bu insanların yetiştirilmesi. Hz. Mus’ab (ra)’ı içinde bulunduğu o cezbeden çekip çıkaran çok daha kuvvetli bir cezbe olan Resûlullah’ın (asm) şefkati ve sevgisiydi. Sabırla bekledi o şanlı Resûl (asm), yollardan geçerken Mekkeli kızların laf attığı, ipekler içindeki varlıklı Musab’ı.

Genç uzun boylu, yakışıklı Ömer bin Abdülaziz (ra), gür saçları ile çok güzeldi. Babası da bu işin farkındaydı. Güzelliğinin onu nefsani işlerden alıkoymaması için o da çok sabretti. Öyle ki kendini beğenmemesi için her an teyakkuzda idi. İlk hocalarından olan büyük âlim Salih bin Keysan (ra), Ömer bir gün saçını taramakla meşgul olup cemaati kaçırınca hâdiseyi Mısır valisi olan baba Abdülaziz’e bildirir. Baba bir adamını, elinde bir ustura ile tâ Mısır’dan Medine’ye gönderir. Usturalı adam usulca gelir ve nazikçe Ömer’in saçlarını kökünden kazır ta ki zaman gelsin bid’anın kökünü de böyle usulca ve nazikçe kazısın niyetiyle. İşte bir vakit namazı cemaatle kılmamanın nazikçe ihtarı baba ve hoca tarafından çok uzun yollara ve sıkıntılara rağmen böyle giderilir.

Ertuğrul Gazi nice zaman sabırla beklemiştir Osman’ının gençliğinin olgunlaşmasını ve yine sabırla onu Edebâli’nin tezgâhında dokumuştur, edeple. Tâ ki güller açsın, kâinata Gül-ü Muhammediyi (asm) tebliğ etsin diye.

Nitekim Molla Hüsrev, Molla Fenari ve Akşemseddin Hazretleri çok beklemişlerdir daha çocuk yaşta olan II. Mehmet’i. Tâ ki dünyanın en başarılı hükümdarlarından biri olsun, Peygamberlerine Cenâb-ı Hakk’ın bildirdiği ihbarat-ı gaybiyesi yerine gelsin ve dahi İstanbul’un fethi bu ümmete nasip olsun diye.

Şehzadelerin hocaları âbid şahsiyetler, lalaları hep sabırla, ‘sabır taşı’ olma ihtimaline karşı bu evlatları yetiştirmişler. Tâ ki maksat yerine gelsin. Niyet edilen ürün alınsın. Âli hedefler ve idealler verilsin. Çiftçiler gibi eşelemiş, sürmüş, sulamış hasat zamanını beklemişler meyveleri almak için. Gül yetiştiren bahçıvanlar gibi, elleri dikenlerle parçalanmış, kanamış, tâ ki gül yetişsin koksun ve kokutsun,

“Yar için ağyara (başkalarına) minnet ettiğim aybeyleme.
Bağban (bahçıvan) bir gül için bin hare (dikene) hizmetkâr olur!”

Hakikati yerine gelsin diye.
Merhum, Medine-i Münevvere’de medfun, “Mühim bir âlim” [7], Ali Ulvi Kurucu Hocaefendi hemen hemen bütün sohbetlerinde amcasından nakil bir sözü tekrar ederdi. Âlim olan amcası dermiş: “Ben bir talebenin yetişmesi için yüz münafığın kahrını çekerim.”

Sabır ehli olmayan, dikenlerin batmasına dayanamayıp tahammül edemeyen, minnet çekmeyenlerin işi değildir gül açan, gülleri açtıran adamları yetiştirmek. Uzun, çetin bir yoldur. Neticesi tatlı, hoş bir iştir. Cefâsı çok sefası azdır.

İşte bizim de nice sabır vadilerinde büyümeyi ve yetişmeyi bekleyen Fatma, Betül, Ebrar, Ahmet, Ali, Mehmet, Fatih, Yusuf, Said, Hüsrevler gibi güllerimiz var. Gül açacak, gül kokacak ve nereye gitse güller gibi kokutacak güllerimiz.

Soldurmadan, sabırla açtıralım. Bu uğurda üzerimize düşen ne varsa yapalım. Zira şimdi ehli irfanın güllerinin açma zamanıdır ve güllerin az olduğu zamanlarda gül kokusu çok kıymetlidir. Muhabbetle…

Adam odur ki, koya dünyada hayırlı bir eser.
Eseri olmayanın gör ki, yerinde yeller eser.


Hadis Ansiklopedisi, Kütüb-ü Sitte, Akçağ Yayınları, 12. cilt, sayfa 246, hadis No: 4367.
Türkiye Gazetesi, Evliyalar Ansiklopedisi.
Şualar I, 4. şua, Osmanlıca nüsha, sayfa 54.
Şualar II, Osmanlıca nüsha, sayfa 547.
Kastamonu lahikası, sayfa 90.
Şualar I, Osmanlıca nüsha, sayfa 260.
Tarihçe-i Hayat, önsöz.


Dr. Yusuf Bahadır DEREN
 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek
« Posted on: 25 Nisan 2024, 13:52:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek rüya tabiri,Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek mekke canlı, Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek kabe canlı yayın, Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek Üç boyutlu kuran oku Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek kuran ı kerim, Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek peygamber kıssaları,Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek ilitam ders soruları, Gül açan gülleri açtıran insanları yetiştirmek önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes