> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Kavun İçi Kaplı Kürk
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Kavun İçi Kaplı Kürk  (Okunma Sayısı 924 defa)
02 Kasım 2010, 18:45:01
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 02 Kasım 2010, 18:45:01 »



Kavun İçi Kaplı Kürk

Kâmil Yeşil


İlim ve fikir adamları arılara benzer. Okuyucularına hakikati duyumsatmak, hakikate giden yolu göstermek için –arının bal yaparken çiçekten çiçeğe uçması gibi- kitaptan kitaba dolaşarak bilgi toplayan ilim ve fikir adamları, bu bilgileri yeniden süzgeçten geçirirler, o zamana kadar elde ettikleri bilgi ile yeni bilgiyi harmanlarlar ve okuyucularına sunarlar. Okuyucunun önüne getirilen, tadı, kokusu, tuzu kıvamında sunulan bu yemeğin hazırlanması bazen yıllar sürer. Yıllarca elde edilen birikimi tüketmeye oturan okuyucunun bu uğraştan genellikle haberi olmaz.

Hangi kitapta, hatta hangi kitabın dipnotunda nasıl bir bilgiye ulaşacağı daha önceden bilinmediği için, gerçek okuyucu kitabı "hızlı okuma tekniği" ile değil mütecessis gözlerle okur. Bu niyetinin karşılığını da genellikle bulur. Çünkü Allah (c.c.) emeğini zayi etmez kulunun.

Daha önceleri birçok kere benzer sonuçlara varan birisi olmama rağmen bu yazıyı yazmaya vesile olan anekdotu bulunca doğrusu heyecanlandım ve bu anekdotu paylaşma düşüncesine kapıldım.

Efendim, bu günlerde, Anadolu gerçeğini, köylüsünü ele alan ilk romancımız olarak bilinen "Küçük Paşa" romanının yazarı Ebubekir Hâzim Tepeyran'ın "Hatıralar"1 adlı eserini okuyorum.

Ebubekir Hâzim Tepeyran sadece bir yazar değildir; aynı zamanda valilikler ve dahiliye nazırlığı yapmış bir devlet adamıdır. II. Abdülhamid tarafından, Dedeağaç'ta mutasarrıf iken Musul vilâyetine bâlâ rütbesiyle vali olarak gönderilmiştir.

Aşağıda okuyacağınız olay da o, Musul'da vali iken yaşanmış bir olaydır. Olay 1900 yılında Abdülhamid tarafından memleketi Erbil'de ikâmete memur edilen Şeyh Es'ad Erbilî ile o sırada vali olan Ebubekir Hâzim Tepeyran arasında geçmektedir.

 

Şimdi olayı yazarın kaleminden takip edelim: "İstanbul'da bulunan tarikat şeyhlerinden Es'ad Efendi nâmında bir zat, mürit ve müntesiplerinin dikkati çekecek derecede çoğalmasından ve belki de bilinmeyen başka sebeplerden dolayı Musul'a uzaklaştırılmıştı. O zaman ben Musul'da idim. Esad Efendi İstanbul'da maliye memurlarından olan akrabamdan Emin Bey'in pek ziyade iltizam ile yazılmış bir tavsiye mektubunu getirmişti.

Emin Bey akrabamdan olmasa bile her suretle hürmete lâyık bir ihtiyar olduğundan Şeyh Es'ad Efendi'yi, sürgünlüğünün benim için sebep olabileceği tehlikeye rağmen her suretle korumayı bir vazife saydım.

Şeyh Efendi, Musul'da ikamete memur idi. Kendisi Erbil ahalisinden olduğundan orada evi ve akrabası vardı. Erbil'e gitmesi mümkün olsa sefaletten kurtulacağını söyledi. Musul adını bütün vilayete şamil sayarak vilâyet dahilinde bir kazanın merkezi olan Erbil'e gitmesine müsade ettim. Bir sene kadar sonra Kerkük'e giderken yol üstünde bulunan Erbil'de iki gün kaldım.

Erbil âlimleri ve şeyhleri arasında Es'ad Efendi de hükümet konağına gelerek beni ziyaret etti.

Başkalarını ziyaret edip de sürgün olduğu için Es'ad Efendi'nin evine gitmemek yakışıksız olacağından, işlerimi ve yorgunluğumu bahane ederek kimseyi; bütün vilâyet dahilinde biricik hey'et (astronomi) müderrisi olması ve benim heyet ilmine heveskârlığımın o senelerde başlaması dolayısıyla tanıştığım ve çok sevdiğim Hoca Bekir Efendi bana tekrar tekrar geldiği halde onun ziyaretlerini de dönüşte yine Erbil'den geçeceğimi söyleyerek ertelemiştim.

Erbil'den hareket edeceğimiz güne tekaddüm eden gece rüyamda merhum babamı gördüm. Ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum. Babam, kavuniçi renkli, çuha kaplı kürkününü giymişti. Kendisini pek coşkun bir sevgiyle sevdiğim için heyecanla uyandım. Saate baktım; gün doğmasına daha bir buçum saat vardı. Ağustosta bulunduğumuz için serinlikte gitmek üzere arkadaşlarımı uyandırarak hareket etmek istedim. O tarihten on sekiz yıl önce ve kış mevsiminde ilk defa Niğde'den Konya'ya giderken babam, bineceğim yaysız yük arabasının her tarafını kalın keçe ile kaplattırmakla beraber, belki lâzım olur diye arabaya koydurduğu bu kürkü hiç giymediğim halde nasılsa arabada üstüne sigara düşürerek göğsünde küçük bir kuş gözü kadar yanık deliği açılmıştı.

 

Rüyada babamı bu kürkle görünce, yanık, hatırıma geldi, dikkat ederek küçük deliği de gördüm.

Uykudan uyanır uyanmaz hatta daha yatağın içinde iken Es'ad Efendi'yi ziyaret etmeyi düşündüm. Halbuki onu ziyaret etmemek için hiç kimseye gitmemiştim. Dakikalar geçtikçe bu ziyaret sabit ve inatçı bir fikir halini aldı. Bir türlü hatırımdan çıkaramadım. Nihayet hareket zamanı geldi. Atıma bindikten sonra mukavemet edemediğim bir kuvvet bana, Erbil jandarma Kumandanı'na şu sözü söyletti:

– Şeyh Es'ad Efendi'nin evi yolumuzun üzerinde midir?

Kumandan şu cevabı verdi:

– Asıl yol üzerinde değil; fakat oradan da gidilir, nihayet birkaç dakika fark eder.

– Öyle ise oradan gidelim.

Es'ad Efendi Musul'da oturmaya memur bir sürgün iken  Erbil'e gitmesine müsade etmek; Erbil'de hiç kimsenin ziyareti iade edilmemişken yalnız onun evine gitmek, o zamanlar her yerde pekçok olan jurnalciler için  iyi bir mevzu teşkil edeceğini de düşünmedim değil. Fakat irademe sahip olamadım.

 

Güneşin soluk ve ılık ışıkları hiç bulutsuz mavi göğü hafifçe yaldızlamaya başlarken Es'ad Efendi'nin kapısı önüne vardık. Hizmetçi hemen kapıyı açarak beni selâmlık odasına çıkardı. Bir, iki dakika sonra odaya gelen Şeyh Es'ad Efendi bir buçuk saat kadar evvel rüyada gördüğüm babamın kürkünü giymemiş mi?

Gözlerim, o kuş gözü kadar yanık deliğine dikilip kaldı. Ne yapacağımı, ne söyleyeceğimi şaşırdım.

Bu kürkü nereden aldığını, ne şekilde sorup anlamanın münasip olacağına derhal bir karar veremedim. Damdan düşer gibi "Bu kürkü size kim verdi" diye sormak tabii münasip değildi. Şaşkınlığımı Es'ad Efendi'ye anlatmamak için bu garip ve zorunlu ziyareti iki, üç dakikadan ziyade uzatmadım.

Musul'a dönüşte Es'ad Efendi'den hiç bahsetmeyerek, babamın kürklerini ne yaptığını annemden sordum. Şu cevabı verdi:

– Üçünü İzmir'de, Edirne'de münasip şeyhlere, hocalara verdirdim. Birini de İzmir'den Edirne'ye giderken İstanbul'da kendisinin münasip göreceği bir zâta vermek üzere dayım Emin Bey'e bırakmıştım.

Hani dedim, ben ilk defa Konya'ya giderken gördüğüm ve göğsünde kuş gözü kadar bir yerini yaktığım kavun içi kaplı kürkü nerede ve kime verdin?

– Dayın Emin Bey'e  bıraktığım kürk o kürktü. Onun kime verdiğini bilmiyorum.

Kürkün Es'ad Efendi'ye Emin bey tarafından verildiği anlaşıldı."2

Şüphesiz yazarın rüyası, Şeyh Efendi'yi ziyaretten kendini alamaması, Efendi Hazretlerinin yazarı babasının kürkü ile karşılaması üzerinde durulup, bunlardan bazı sonuçlara varılabilir. Ancak biz bunu yapmayacağız. Gâyemiz bu güzel ve ilginç olayı paylaşmak, merhumları rahmet ve Fatiha ile anmak ve şefaat dilemektir.

Dipnotlar: 1. Pera Turizm ve Tic. A.Ş. İstanbul – 1998 (Haz: Faruk Ilıkan) 2. A.G.E. 502-504 Benim Sevgim

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Kavun İçi Kaplı Kürk
« Posted on: 28 Mart 2024, 14:47:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Kavun İçi Kaplı Kürk rüya tabiri,Kavun İçi Kaplı Kürk mekke canlı, Kavun İçi Kaplı Kürk kabe canlı yayın, Kavun İçi Kaplı Kürk Üç boyutlu kuran oku Kavun İçi Kaplı Kürk kuran ı kerim, Kavun İçi Kaplı Kürk peygamber kıssaları,Kavun İçi Kaplı Kürk ilitam ders soruları, Kavun İçi Kaplı Kürkönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes