> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Fit olmaya değer mi dünya
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fit olmaya değer mi dünya  (Okunma Sayısı 750 defa)
28 Eylül 2010, 13:17:31
Eflaki
Gökte oturan melek
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 9.997


« : 28 Eylül 2010, 13:17:31 »



Fit olmaya değer mi dünya?

Her şey kendisinden öte bir amaç için vardır. Kendisini aşmayan şeyler için “işe yaramaz” deriz. Örneğin bir kalem yazmıyorsa, kendini aşmıyor demektir. Bu haliyle kalem bile değildir. Kendini aşmayan kalem kendine bile kalem olmaz. Kalem kalamaz. Kalem, kalem ise yazmalıdır. Yaza yaza eksilmeli, eskimelidir.

Kâğıtla buluştukça, el üstünde tutuldukça, kalemden fazlası olur kalem. Kâğıtlar üzerinde hiçleşir yok olur ama bıraktığı izlerle yeni baştan var olur. Peki ya kalemin yazdığı kâğıt okunur değilse, kâğıt olarak kalır mı? Mektup diye adlandırılabilir mi? Yazı da, kâğıt da olduğundan fazla olmaya adaydır. Bir çift göze değmeye değer olmaları gerekir. Bir aklın kıvrımlarında yeni baştan akmalıdırlar. Bir kalbin taraçalarında yeniden kanatlanmalıdırlar. Okunamayan mektup “mektup” olarak kalamaz. Anlamsızlaşır. Kâğıdı paçavralaşır. Yazıları kargacık burgacık çirkinliklere iniverir. Kendini aşmayan bir şey kendisi bile olamaz ilkesi bir kez daha okunur böylece. Okunmaya değer bulunmuş bir mektup kıvrılır bir kenara. Belki atılır. Belki bir daha okunmamak üzere saklanır. Tüketilir ama fazlasıyla var olur bir insan gönlünde. Bir ruhtan bir ruha köprü olarak gidip gelir. Küskünlük sellerini, suskunluk vadilerini aşar. Mektuptan fazlası olur. Kelimelerin gömleğine sarılı anlamlar, harflerin el ele tutuşarak taşıdığı mesajlar kâğıttan da, kalemden de, yazıdan da ötedir.

Peki ya mektubu okuyan insan? O nerededir? Anlamların buluştuğu bir kalbin sahibi olarak kendisi kendisiyle yetinmeli midir? Varlığın böğrüne eklenmiş bir soru işareti olarak kendini bitmiş bir cümle olarak mı görmeli? Varlığının anlamına nokta koyup kapatmalı mı cümleyi? “Ben benden ibaretim!” deme hakkı var mı insanın? Kendini aşmayan şeyler kendine kalmazdı hani…

Toprağa tohum nasıl atıldıysa, insan da yeryüzünün toprağına öylece atılmıştır. Tohum toprağa atılır. Üzeri belki çamurla örtülür. Derince bir çukurda tutulur. Bunu yapan çiftçiler, tohumdan tohum olmaktan fazlasını bekler. Tohumu toprağa toprakta kalsın diye atmazlar elbet! Faraza öyle sanırsa tohum, çürür, kaybolup gider. Yeryüzüne başını uzatmadığı için kaybedildiği bile fark edilmeyen talihsiz bir kayıp oluverir. Eksikliği çekilmeyen bir eksik olmak ne büyük eksikliktir! Arayanı olmayan bir kayıp olmak ne acı bir kayıptır!

Tohumun kalbinde filiz olmak yazılıdır. Tohumun özünde dal budak olup göğe uzanmak, yaprak yaprak, çiçek çiçek büyümek, meyveye durmak kayıtlıdır. Tohum, kendi kabuğunun içine hapsolacak kadar küçük değildir. Görünür hacminin sınırları içinde kalma hakkı yoktur. Kabuğunu çatlatmalıdır. Kendini aşmalıdır. Kendinden öteye uzanmalıdır. Kendinde kendinden fazlası olduğunu inanmayan bir tohum, “tohum” bile olamaz. Toprağa atılmaz. Ekilmez.

İnsan da öyledir işte. Kendinde kendinden fazlası olduğuna inanmalı. Kalem gibi eksildikçe yazmalı. Eskimeli ama yazmalı, iz bırakmalıdır. Kalem gibi sivrilip güzelce yazma uğruna ömrü kısalmalıdır. Tohum gibi kabuğunu çatlatmalı. Dünya toprağına razı olmamalı. Dünyada-şimdilik-olduğunu ama dünyadan ötesine yazgılı olduğunu hiç unutmamalı.

Dar bir ayakkabı giydin mi hiç? Ayaklarını sıkan ama bir türlü çıkarmak istemediğin bir ayakkabı. Buraya fit olan o dar ayakkabı içine koyar kalbini-ayaklarını değil. Buradan ötesini istemeyen kalıbının bir andan bir ana geçemeyen daracık hapsine sıkıştırır kalbini. Sonsuzluğa açılan, temkine gelmeyen kalbinin kanatlarını bir tutam yem uğruna kafeslerde kanattıkça kanatır.

Kalbine bir bak.. Ne kadar çok emelleri var! Ne bitimsiz aşkları var! Ne usanmaz hayalleri var. Umutların ömrünün sınır çizgisinin çok çok ötesinde… Emellerin ecelinin eşiğinden çok ötelere uzanıyor. O yüzdendir herkes ama herkes ecelinin eşiğinde tökezler. Kaçınılmaz sondur bu. Öldüğüne razı olan yoktur. Son nefesini alırken, nefese doyan yoktur. Hangi yaş olursa olsun, ömrün bitişine razı olduğun bir rakam gösteremezsin. Ayağın takılır ecel eşiğine. Gönlünün gözü ötelerde gördüklerine kilitlendi diye…

Ayağında dar ayakkabılarla nereye böyle?


Senai Demirci
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fit olmaya değer mi dünya
« Posted on: 23 Nisan 2024, 11:10:23 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fit olmaya değer mi dünya rüya tabiri,Fit olmaya değer mi dünya mekke canlı, Fit olmaya değer mi dünya kabe canlı yayın, Fit olmaya değer mi dünya Üç boyutlu kuran oku Fit olmaya değer mi dünya kuran ı kerim, Fit olmaya değer mi dünya peygamber kıssaları,Fit olmaya değer mi dünya ilitam ders soruları, Fit olmaya değer mi dünyaönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes