> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları  (Okunma Sayısı 573 defa)
22 Kasım 2010, 14:50:50
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 22 Kasım 2010, 14:50:50 »



Hayatın Muhtelif Yolları Ve Yolcuları


Müslümanlar arasında, dünya hayatını hiçte uzun olmayan bir yolculuğa, insanı ise bu kısa yolun yolcusuna benzetme anlayışı oldukça yaygındır. Bu benzetmeyle, kısa bir yolun yolcusu gibi algılanan insanın, yolculuğu amaç ve hatta uzun bir süre kabul etmemesi, yolun vardığı menzilin sonsuza uzanan süresini dikkate alması gerektiğinin uyarısı yapılır. Hiç kuşkusuz bu oldukça önemli bir benzetme ve hayatı anlamlandırma yönünde yapılmış önemli bir uyarıdır. Zira yolun başındayken çok uzun görünen dünya hayatı yolculuğunun hiçte uzun olmadığı çok kısa sürede anlaşılıveriyor. Bu nedenledir ki, otuzlu yaşlarda ‘yolu yarıladım’, kırklı yaşlarda ‘inişe geçtim’, ellili yaşlarda ‘hayat çok çabuk geçiyor’, altmışlı yaşlarda ise ‘ne kadar kısaymış; her şey göz açıp kapayıncaya kadar geçti!’ biçiminde dile getirilen ifadelerle, başlangıçta uzun süreceği sanılan ama son derece kısa gerçekleşen yolculuğa bakıp şaşkınlığı dile getirmekten kimse kendisini alıkoyamıyor. Üstelik ‘hayata başlamanın’ yirmili yaşlarda olduğu düşünülürse, durumun bir anlamda şok edici etkisi daha bir anlaşılıyor.

Elbette ki hangi yaşta olunursa olunsun, her zaman doğru yolun yolcusu olmak ve ebedî hayatta esenliğe vesile olacak hâsılayı elde etmek mümkündür. Ancak insan psikolojisi bunu çoğu zaman düşünmüyor ve yapılan yolculuk muhasebeleri ruhlara sıkıntı veriyor. İşte bu nedenledir ki, binlerce yılın tecrübeleri, geçici ve kısa bir hayat uğruna ebedî olan hayatı harcamamak; bütün sıkıntı ve zorluklarına rağmen bu kısa yolculuğu iyi değerlendiren bir yolcu olmak gerektiği, ‘kısa yolun yolcusu’ benzetmesiyle dile getirmeye vesile olmuştur. Böylelikle, geriye bakıp kat edilen ‘bir arpa mesafesi yolun’ sonsuza uzanan pişmanlığını yaşayanlardan olmamanın çabasını yürütmenin mesajı verilmiştir, verilmektedir.

 

 

 

Özellikle Müslümanlar arasında yaygın olan ‘kısa yolun yolcusu’ benzetmesi, yukarıda özetlediğimiz mesaj ve uyarısıyla önemli bir benzetmedir. Ancak söz konusu benzetme, bu benzetmenin asıl sahibinin muradını tamamen yansıtmamaktadır. ‘yol ve yolcu’ benzetmesi ile verilmek istenen mesajın sadece süreyle ilgili kısmı Müslümanların zihinlerinde yer etmesine karşılık, diğer bazı önemli mesajlar çoğu zaman hatırlanmayabilmektedir. Kimdir yol-yolcu benzetmesinin asıl sahibi ve nedir bu benzetme ile vermek istediği mesajlar; yaptığı uyarılar, dikkat çektiği hususlar? Uzatmadan söyleyecek olursak, söz konusu benzetmenin sahibi, insanın, dünyanın, dünya hayatının ve ebedî hayatların bizatihi yaratıcısı ve sahibi olan Allah’tır. O, ‘Dosdoğru yol’un yegâne rehberi olan elçileri ve elçilerine verdiği kitapları ile yolun güzergâhı, yolculuğun niteliği ve menzilin özellikleri hakkında insanlara bilgiler vermiştir. Yanlış bir yolun veya kurallarına uyulmayan bir yolculuğun akıbeti ile doğru yolun, kurallarına uyulan yolculuğun güzel sonuna dikkat çekerek insanları kaliteli, doğru, rahat, bilinçli bir yolculuk yapmaya; bir başka söyleyişle kaliteli, doğru, rahat, bilinçli bir dünya hayatı yaşamaya davet etmiştir. Yolculuğun süresi konusu ise dikkat çektiği özelliklerden sadece birisidir. Öncelikle önemli olan, yolun uzunluğu ve kısalığı değil, yolun hangi yol olması gerektiği ve yolculuğun nasıl gerçekleştirildiğidir.

Kur’an’ın, birçok ayetinde yer alan ‘yol’ ve ‘yolcu’ benzetmeleri, doğaldır ki o kutlu kitabın kutlu elçisi tarafından da sıklıkla kullanılmış ve bu benzetme üzerinden gerekli uyarı ve hatırlatmalar yapmıştır. Bununla ilgili en bildik örneklerden birisi sahabe neslinin önde gelen temsilcilerinden Abdullah b. Mesud’un Resulüllah’la ilgili bir hatırasıdır1. Resulüllah çevresinde birkaç müminle birlikte oturduğu bir gün eline bir ağaç parçası alır ve yere düz bir çizgi çizerek ‘Bu Allah’ın insanlar için tayin ettiği yoldur’ der. Sonra düz çizgiye dik gelen başka çizgiler çizerek ‘Bunlar da diğer yollardır’ dedikten sonra ‘bu yolların üzerinde insanları bu yollara girmeye davet eden şeytanlar bulunmaktadır’ der ve sözlerini bir ayetle tamamlar. Ayet şöyledir: ‘İşte benim doğru yolum budur; ona uyun. Başka yollara gitmeyin; O’nun yolundan ayrılmayın.’ (6/153). Bir başka seferinde de yine aynı şekilde elindeki bir ağaç parçasıyla yere bir çember çizer. Sonra, çemberin içinden başlayıp çemberin dışına uzanan düz bir çizgi çizer. Daha sonra da bu düz çizginin çemberin içinde kalan kısmının iki yanına, düz çizgiye dik gelen başka küçük çizgiler çizer ve şunları söyler: ‘Şu düz çizgi insanın dünya hayatında yapıp, ettikleri; amelleridir. Çember insanı kuşatan eceldir. Çemberin içinde, insanın amellerinin yanında yer alan küçük çizgiler ise insanı yolundan saptırmak, doğru işlerini aksatmak isteyen sıkıntılardır, zorluklardır. Bu sıkıntı ve zorlukların birisinden kurtulan insan bir diğeriyle karşılaşır ve bu dünya hayatının sonuna kadar devam eder’2. Resulüllah ‘yol’ ve ‘yolcu’ benzetmeleri çerçevesinde olmak üzere çizerek gösterdiği insanın amellerinin çemberin dışına taşan kısmıyla ilgili açıklamasını ise bir başka benzetmesinde dile getirir. Bir gün yerden aldığı iki küçük taştan birisini yakına, diğerini ise uzağa atarak şunları söyler: ‘Uzağa attığım taş amelleriniz, yakındaki ise ecelinizdir’3. Bununla da ‘dünya yolculuğu’nun sonrasına dikkat çeker; ebedî hayata hazırlığın dünya hayatı sırasında yapıldığını, ebedi hayatın niteliğinin bu kısa dünya yolculuğu ile belirlendiğini ifade eder.

Resulüllah’ın çizgilerle veya diğer bazı benzetmelerinde yaptığı açıklamaların kaynağı Kur’an’dır. Kur’an’ın birçok ayetinde ‘yol’un özellikleri anlatılmış, ‘yolculuğun’ engelleyici, saptırıcı unsurlarına dikkat çekilmiştir. Bu itibarla konuyu Kur’an bağlamında ele almak, yapılan benzetmenin amacını daha ayrıntılı bir şekilde bilme imkânı sağlaması açısından önemlidir.

Kur’an’ın ‘yol’ olarak ifade ettiği şey, salt dünya hayatından da öte, dünya hayatında sahip olunan inanç sistemi ve hayat tarzıdır. Bir başka söyleyişle ‘din’dir. Bu nedenledir ki, Kur’an’da ‘din’ ‘yol’ manasına; ‘yol’ da ‘din’ manasına gelecek şekilde birbirlerinin yerine kullanılmışlardır. İkisinin de işaret ettiği mânâ bireyin mensubu olduğu ‘inanç sistemi ve hayat tarzı’ veya toplumun sahip olduğu ‘hayat tarzı/gelenek’ ve bunların muhasebesinin yapıldığı ‘hesap günü’dür. Bu açıdan ‘Allah katında din İslam’dır’(3/19) ayeti Resulüllah’ın düz çizgiyle gösterdiği şeyde anlam kazanan ve insanlara sadece o yolun yolcusu olmaları gerektiğini bildiren bir uyarıdır. Bu aynı zamanda ‘doğru yolun’ doğru/iyi/güzel karşılığa; ‘yanlış yolun’ ise kötü/azap türü karşılığa neden olduğunun en kısa hatırlatması ve uyarısıdır. Üstelik ‘hesabı’ görecek ve söz konusu ‘karşılığı’ verecek olan ise doğru yolun sahibinden başkası değildir; yanlış yolların sahiplerinin yolun sonundaki ‘hesap’ ve ‘karşılık’la ilgili herhangi bir güç ve iradeleri yoktur (1/4).

Allah, kullarından sadece ‘doğru yolun yolcuları’ olmalarını istemiş ve o ‘yol’u da her türlü tereddütlerden uzak bir şekilde açık-seçik gösterip, özelliklerini bildirdiği için, diğer yollara giren ve orada yolculuk etmeye kalkışanların yolculuklarıyla maksada erişemeyeceklerini, yanlış yolda kullandıkları çaba ve emeklerinin karşılığında azaba uğrayarak kaybedenlerden olacaklarını bildirmiştir. Bu bir ayette şöyle ifade edilmiştir: ‘Kim İslam’dan başka bir din ararsa/uyarsa, bilsin ki o (nun bu tercihi onu doğru yola götürmeyecek ve bu nedenle bu tercihi) kabul edilmeyecek ve o ahirette kaybedenlerden olacaktır’ (3/85). Bu son ayetle ve benzerleriyle, doğru yolun yolcularına/Müslümanlara diğer yollara girmemeleri, o yolların çığırtkanlarına/davetçilere meyletmemeleri uyarısında bulunulmuştur. Bir başka ayette ise, esenlik yolunun yolcularına, yollarında ısrarcı ve kararlı olmaları, kesinlikle başka yollar aramaya kalkmamaları gerektiğini hem kendi nefislerine ve hem de diğer yolların yolcularına karşı dile getirmeleri isterken, aynı zamanda yolların temel özellikleri de açıklamıştır: ‘De ki: ‘Allah’tan başka bize ne yarar ve ne de zarar veremeyen şeylere mi uyalım; yönelelim? Allah bizi doğru yola ilettikten sonra ökçelerimiz üzerinde geri dönüp, şeytanları tarafından aldatılıp şaşkın bir halde kalakalmış, doğru yolda olup da ‘Bize doğru gel’ diye seslenenlerin çağrılarına kulaklarını tıkayanlar gibi mi olalım? Doğru yol ancak Allah’ın gösterdiğidir. Bize Allah’a teslim olmamız emredildi’ (6/71).

 

 

 

Doğru yolla sembolize edilen hakikati bulmak ve dosdoğru hayat tarzına mensup olmak ihtiyacı/isteği insan doğasının temel özelliklerinden birisidir. Böyle olduğu içindir ki, farklı çağlarda ve toplumlarda bile yaşamış olsalar tüm insanlar, farklı oranlarda da olsa, hakikate ulaşma ve en doğru hayat tarzına mensup olma çabası içerisinde bulunmuşlardır. Akıl ve zekâlarıyla istisna bazı kişiler, tüm insanî güç ve imkânlarını hakikate ulaşmak ve dosdoğru hayat tarzını belirlemek için çabalamışlar ve bu uğurda tüm hayatlarını harcamışlardır. Onlardan geriye kalanlar ise birbiriyle çelişen kanaatlerden ve düşüncelerden başkası olmamıştır. Ne o yolun yolcuları ve ne de onlara uyanlar başlangıç noktasından daha öteye geçememişlerdir. Bu açıdan felsefe önemli bir örnektir. 2500 yıllık tarihi ayrıntılı olarak bilinen felsefe, ismi filozof olan söz konusu şahısların çabalarının inşa ettiği bir düşünce sistemi olarak anlam kazanmaktadır. Ve insanlığın hakikate ulaşma, hayatı dosdoğru yapacak ilkeleri belirleme yönündeki beşerî çabalarının ismi olan felsefe şahitlik yapmaktadır ki, varlığın, hayatın hakikatine ulaşma imkanı insanlığı aşan bir durumdur. İnsanın yetenekleri, imkânları ve çabaları bu noktada yetersiz kalmaktadır. Böyle olduğu içindir ki, insanlığın varlığı anlamada ve hayatı tanzi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları
« Posted on: 25 Nisan 2024, 21:56:38 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları rüya tabiri,Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları mekke canlı, Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları kabe canlı yayın, Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları Üç boyutlu kuran oku Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları kuran ı kerim, Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları peygamber kıssaları,Hayatın muhtelif yolları ve yolcuları ilitam ders soruları, Hayatın muhtelif yolları ve yolcularıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes