> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Fetva bizi kurtarır mı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fetva bizi kurtarır mı  (Okunma Sayısı 1102 defa)
08 Mayıs 2010, 01:13:31
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 08 Mayıs 2010, 01:13:31 »



Fetva Bizi Kurtarır mı?



Sevap yolunu terk etmek, biraz cesurca bir davranış değil midir?  Aslında aklımızı başımıza alıp düşündüğümüzde bir tezat içinde olduğumuzun farkına varırız. Sanki çok fazla sevabımız varmış gibi yeni bir sevaba gerek duymuyoruz.

Hiç birimiz cehenneme gitmek istemeyiz. İnanmış kişiler olarak yaşarken yaptıklarımızın ahirette karşımıza çıkmasından korkarız. Kıldığımız namaz kabul olmaz, yaptığımız alışveriş helal olmaz, dinin yasakladığı bir şeyi yaparız da bunların hesabını veremeyiz diye endişe ederiz.

İşte alimlere fetva sormamızın sebebi de çoğu zaman bu korkudur. Yoksa korkmayan biri fetvaya neden ihtiyaç duysun ki. Onun için günah işlemiş, işlememiş bir önemi yoktur. Ahirete ya inanmıyordur ya da önemsemiyordur. Öyleyse fetva sormak en azından ahireti önemsediğimiz anlamına geliyor. Bu sevindirici bir durum. Peki yeterli mi?

Fetva bir kaçış değildir


Bir konunun hükmünü bilmediği zaman türlü hisler kaplıyor insanın içini. “Acaba günah mıdır? Eğer günahsa ne yapacağım? İnşallah günah değildir. Falan âlim günah diyor ama... Belki günah değil diyen biri vardır.”

Böyle şeyler söylemiştir çoğumuz. Bu halimizle adeta Rabbimize; “Allahım, ben bu şeyi yapmak istiyorum, buna ihtiyacım var ama senin beni bu yüzden cezalandırmandan çekiniyorum..” demiş oluyoruz.

Ancak şunun da farkında olmalıyız. Fetva peşinde koşmamız bu kadar masum bir davranış değil aslında. Bazen arzu ve isteklerimizin önünde bir engel olarak buluyoruz dini ve bizi bu engelden kurtaracak bir yol arıyoruz. Kendimizce bahaneler de buluyoruz. Mesela kirada oturmak canımıza tak ediyor, ev kredisi soruyoruz. İşten atılma korkusuyla namaz kılmasak olmaz mı diyoruz. Eğlence için izin istiyoruz. Kız kardeşimize yapılmasından hoşlanmayacağımız şeyleri başkalarının kız kardeşlerine yapabilmek için müsaade bekliyoruz hocalardan. Neler sormuyoruz, neler için hoca hoca dolaşmıyoruz ki...

Peki fetvalar bizi gerçekten kurtarır mı acaba? Fetvasını sormadığımız bir sürü günahımız var zaten. Gıybet, riya, kibir, haset... Düşünün, israfta boğulmayan kaç kişi var içimizde.

Demek ki fetvasını sorduğumuz şey günah olmasa bile biz günahsız değiliz. Eğer günahtan bu kadar korkuyorsak fetvalar bize yetmeyecek demektir. Faizsiz bankadan ev almaya, kredi kartı kullanmaya, televizyon seyretmeye, bankada çalışmaya filan fetva bulduk diyelim. Arkasından konuştuğumuz insanlar, yarım yamalak kıldığımız namazlar, ettiğimiz küfürler, sinirlenip kırdığımız kalpler ne olacak? Bunların fetvasını kim verecek bize.

Sevap kazanmaya sevdalanmak

Diyelim ki hocaların karşısına çıkıyor, yapmak istediğimiz şeye izin var mı diye soruyoruz. Hoca da yapsan günah olmaz ama yapmazsan sevap kazanırsın diyor. Biz de “Ne iyi, günah değilmiş, rahat rahat yaparım!” diye seviniyoruz. Cehenneme gitmemek için günah işlemekten korkuyoruz, günah işlememek için fetva soruyoruz. İyi ama bir sürü günahımız var zaten. Çok borcu olan birine başka borç almamak yeter mi? Çalışarak para kazanıp borçlarını ödemesi gerekmez mi?

Tamam, daha fazla günah işlemeyelim ama sevaba ihtiyacımız yok mu? Sevap yolunu terk etmek, biraz cesurca bir davranış oluyor.  Aslında aklımızı başımıza alıp düşündüğümüzde bir tezat içinde olduğumuzun farkına varırız. Sanki o kadar çok sevabımız varmış gibi yeni bir sevaba gerek duymuyoruz.

Fetva arayışına girmek bir korkuya işaret. Bize bu korku lazım aslında. Fakat deyim yerindeyse sadece sermayeyi kaybetme korkusu olmamalı bu. Yeterli sermaye biriktirememe korkusu da olmalı. Hani fetvaya değil takvaya bakmak gerekir diye bir söz var ya. Takva, en geniş anlamıyla Allah korkusu demek aslında. Değil günah işlememek, sevapların azlığından bile endişe etmek, sürekli ne yapsam da affedilsem diye arayış içinde olmak...

Allah Tealâ, kulunun kalbinde o ürpertiyi görmek ister. Kalbi Rabbiyle ürperen kul ise deli divane sevap peşinde koşar. Yoksa bu kadar yeter deyip kıldığımız namazlara, tuttuğumuz oruçlara, yaptığımız hizmetlere mi güveniyoruz.

Kalbimiz bu imtihandan nasıl geçeceğim sorusuyla meşgul olmalı. Bir iş yapacağımız zaman, Allah’ın rızasını nasıl kazanabilirim diye düşünmeliyiz.

Allah rızasına talip olabilsek

“Niyetlerinizi daima tazeleyin.” diyor büyükler. Ne anlatmak istiyorlar bize? Yaptığınız her işte, gününüzün her anında Allah’ı hatırlayın, hesaba katın, yaptığınız şeyi sevaba dönüştürmek için çırpının diyor olabilirler mi?

Mesela sabah kalkıp kahvaltı sofrasına oturuyoruz. Belki “Bu nasıl kahvaltı, bu nasıl çay böyle!” diyoruz. Oysa “Hanım uykusunu böldü, kahvaltı hazırladı bana..” diyebilsek.... Bir an durup Allah’ı hatırlayıp “Kalbini kırarsam Allah’ın hoşuna gitmez.” diye düşünsek. “Ellerine sağlık hanım, zahmet oluyor sana böyle her sabah.” diyebilsek?

İş yerimizi açıyoruz, ilk aklımıza gelen çalıştırdığımız elemanın ne kadar uyuşuk olduğu. Anında paylıyoruz: “Sen de her işi sallanarak yapıyorsun, şöyle canlı canlı, seve seve çalışsana be adam!” Oysa o an mahşer yerinin telaşını hatırlasak bakışımız değişecek. “Bizim eleman da yavaş çalışıyor ama işini yapıyor sonuçta. Herkesin bir tabiatı var, benim hiç mi kusurum yok. Şimdi oğlanın moralini bozmanın ne âlemi var, şöyle muhabbetle çalışalım, Allah da bereket versin bize.” diyeceğiz belki.

Daima böyle güzel endişelerimiz olsa, bir şey yapacakken bir şey diyecekken Allah’ı hatırlasak bu hoyratlık gidecek üzerimizden. “Bunu yapmaya, böyle demeye hakkım varmış. Madem günah değilmiş istediğim gibi yapayım.” demeyeceğiz. İnceleceğiz o zaman. Sevabı arayan, tatlanan, tat veren kişiler olacağız. 

Cüneyd-i Bağdadî hazretlerine tasavvuf nedir diye sormuşlar. “Hiç bitmeyen bir savaştır.” demiş. İçimizde savaş hiç bitmesin, fetva almak bize yetmesin. Ne kadar uğraşsak da günahkâr olduğumuzu ve mağfiret için daha çok sevaba muhtaç olduğumuzu unutmayalım. Biz kuluz, gücümüz bir nefesin bile hakkını vermeye yetmez. Ama umulur ki, bağışlamayı seven Rabbimiz, gönüllerimizi yakan bir endişenin, bir takva belirtisinin hatırına bizleri affeder.

    Haram Helal Belli Ama...

    Hz. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur:

    “Helal bellidir, haram da bellidir. Bir de helal mi haram mı olduğu belli olmayan şeyler vardır. İnsanların çoğu bunu bilmez. Bir kimse şüpheli şeylerden kendini korursa dinini ve namusunu Allah katında kötülenmiş şeylerden korumuş olur. Eğer şüpheli şeylerden kaçınmazsa yasak meranın etrafında koyun güden çobana benzer ve çok geçmeden çevrilmiş yere girer. Biliniz ki her padişahın bir korusu vardır. Ve biliniz ki Allah’ın korusu da haram kıldığı şeylerdir. İnsan vücudunda bir et parçası vardır. O et parçası iyi olduğunda bütün vücut iyi olur, o et parçası bozulduğunda bütün vücut bozulur.”

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fetva bizi kurtarır mı
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:19:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fetva bizi kurtarır mı rüya tabiri,Fetva bizi kurtarır mı mekke canlı, Fetva bizi kurtarır mı kabe canlı yayın, Fetva bizi kurtarır mı Üç boyutlu kuran oku Fetva bizi kurtarır mı kuran ı kerim, Fetva bizi kurtarır mı peygamber kıssaları,Fetva bizi kurtarır mı ilitam ders soruları, Fetva bizi kurtarır mıönlisans arapça,
Logged
12 Mayıs 2010, 19:21:31
elveda

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 132


« Yanıtla #1 : 12 Mayıs 2010, 19:21:31 »

Günah canı tırmalayan ve kalbi rahatsız eden şeydir.Aldığımız fetva ne olursa olsun ,belkide biz istediğimiz fetvayı almak için olayı kendi lehimize anlatmışsak.Yine de en sonunda kalbimize bi soralım. 
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
13 Mayıs 2010, 15:36:42
queen

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 231


« Yanıtla #2 : 13 Mayıs 2010, 15:36:42 »

fetva bir kolaylık azimet ise en güzeli .
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes