> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar  (Okunma Sayısı 2427 defa)
08 Eylül 2009, 14:25:55
Ekvan
Varlıklar, alemler, dünyalar. (Evren).
Tecrübeli Üyeler
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 19.233


« : 08 Eylül 2009, 14:25:55 »



Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar

Dünyayı sadece fânî yüzü ve kendi darlığı içinde duyanlar, vicdanın onca genişliğine rağmen hayatlarını zindanda geçiriyor gibi onu karartmış sayılırlar. Bunlardan pek çoğu, böyle bir darlığı her hissedişinde, ya daha parlak ve muhteşem kabul ettiği maziye vurgun yaşar, ya da hayâllerinde şekillendirdiği tül pembe bir gelecek rüyasıyla teselli olmaya çalışır.


İçinde bulunduğu en eşref gün ve saatlere sözünü dinletip onlara gönlünün boyasını çalarak kalb ve ruhun ferah-fezâ iklimlerine yükseleceğine, ya "teselli" deyip hâli ve istikbali görmezlikten gelerek geçmişe sığınır; ya da köksüz, temelsiz bir yalancı âtî tasavvuruyla avunur durur. Bütün bunların teselli adına bir şey ifade etmediği/etmeyeceği açıktır; ama gel gör ki, o bir türlü bunu anlamamaktadır.
Evet, gelecek asla unutulmamalı, o her zaman millî ruh desenimize göre değişik ihyâ ve inşâ projelerine esas kabul edilmeli ve ona saygı duyulmalı; şanlı geçmişimiz de hep hayırla yâd edilmeli, ruh ve mânâ köklerimiz hatırına da her zaman müracaat edilecek bir kaynak sayılmalıdır. Bütün bunların yanında, daha çok da içinde bulunduğumuz zaman üzerinde durulmalı ve evrile-çevrile değerlendirilmelidir ki, bence bazılarını sıkan ve bunaltan darlıktan kurtulmanın yolu da bu olsa gerek.. yoksa, ne "her yer karanlık" deyip geçmiş adına bir kısım ustûrelere sığınmakla ne de eşyânın tabiatını görmezlikten gelerek âtî hesabına tutarsız hülyâlara dalmakla kat'iyen bir yere varılamaz. Şimdiye kadar bu tür hülyâlar hasret, hicran ve inkisarlarımızı artırmaktan başka bir şeye yaramamıştır.
Ama ne acıdır ki, bazı kimseler, bulundukları durumun darlık ve sıkıcılığını iman ve Hak'la münasebetlerini güçlendirerek aşacaklarına, sürekli gel-gitler yaşayarak boş kuruntularla ömür tüketmektedirler.
Böyleleri için hayat çok kısa ve sınırlıdır; onun ne insanın emellerine cevap verecek bir vüs'at ve derinliği ne de hislerinin enginliği açısından ümit vaadeden bir yanı vardır. O fevkalâde vefasızdır; ne yemeye doyar, ne de yedirmeye "eyvallah" eder. Senin olup olmadığı belli değildir; bir ömür boyu sırtında taşırsın da bilinmedik bir dönemeçte "Allah'a ısmarladık" demeden çeker gider. Evet, kimsenin elinde mîâdını gösteren bir senet yoktur. Yaş ortalaması denen sınır kime vefa yüzü gösterir, o da belli değildir. Mukadder gibi görülen ömrü son damlasına kadar yaşayanların sayısı belli şart ve belli ortamlara göre farklı farklıdır: İnsan herhangi bir sabah veya akşam, ya da günün belirsiz bir saatinde, kendi hâlinde, her şeyden gafil, karşısına çıkacak sürprizlerden habersiz, bir yolda yürürken, şu veya bu şekilde bir iş görürken derlenip toparlanma fırsatını dahi bulamadan tutuştururlar eline tezkeresini ve Yunusça ifadesiyle "Bindirirler cansız ata/İndirirler zulmete/Ne ana var ne ata/Örtüp pinhân ederler." Biter onun için her şey; kopmuştur arkada bıraktıklarından; maldan-menâlden, evlâd u ıyalden. Bir hiçle karşılaşırlar ömür çerçevesinde ağlayıp sızlayanlar veya cenazesine koşanlar.
Ne gariptir ki, bir ömür boyu böyle bir sonun hesabı hiç mi hiç yapılmamıştır. Bu itibarla, o güne kadar devam edegelen ve bir yekûna varması hayâl edilen o bin bir hesaba bağlı kombinezonun bir daha meydana gelmesi de asla mümkün değildir. Ona ait hesaplar defteri kapanmış ve bütün o dar hesapları alt-üst edecek yeni bir muhasebe faslı başlamıştır. Buna her şeye "elvedâ" faslı da diyebiliriz; hayata elvedâ, güzelliklere elvedâ, tadıp doyamadıklarımıza elvedâ, gidip gurûba kapanan bütün ümit ve beklentilere elvedâ faslı... Bütün arzuların sönüp kül olduğu, bütün hülyâların serâba döndüğü, bütün emellerin dibe vurduğu, bütün hüzünlerin daha bir koyulaştığı ve bütün ideallerin yıkık bir rüyaya dönüştüğü böyle bir durumda, kim olursa olsun, o kendini iyiden iyiye sallantıda hisseder; belki de yıkılır dize gelir; ama, artık yapacak fazla bir şey de kalmamıştır.
Devrilip toprağın bağrına gömüleceğini tahayyül ettikçe kara kara düşünmeye durur; her şey gibi fânîliğin onun hakkından da geleceği mülâhazasıyla ecel terleri döker, çaresizlikle inler; inler sırça saraylarının yıkılıp gitmesi, hülyalarının alt-üst olması, gülüp eğlenmenin, sevip sevilmenin ve hayattan kâm almanın sona ermesi karşısında. Artık ruh dünyasında hazan uğultularıyla esmektedir esen her rüzgâr ve hayat boşalma sesleri vermektedir ona göre her yanda. Böyle bir boşluk hissiyle onun nazarında, milyonlarca-milyarlarca insanın müşterek duygu, düşünce ve tecrübesinden örülmüş nizam ve intizam da diyebileceğimiz kültürler, medeniyetler, felsefeler de gidip aynı müphem ve belirsiz boşluklara akmaktadır. Gelenler tıpkı gölgeler gibi gelmekte, gidenlerse hayâllere karışıp yok olmakta.. ve böylece bir zamanlar toz pembe görünen her şeyin ve bütün hayatî aktivitelerin yerlerini bomboş çerçeveler, silik çizgiler ve sopsoğuk yokluklar almaktadır.
Artık, ne o her zaman renklerle tüllenen güzelliklerden bir parıltı, ne o pırıl pırıl simalardan bir eser, ne de o baş döndüren cazibelerden bir iz kalmıştır... Görünmüştür gayrı o yalancı rüyanın dibi ve en sevimli çehreler yokluğun ezip geçtiği yollarda hazan yemiş yapraklar gibidir.
Evet, kimilerince, ölümle insan ruhunda açılan oyuklar öyle derindir ki, böyle bir boşluğa açılan her ruh orada kendi yokluğuyla ürperdiği gibi, diğer insanların, milletlerin, hatta bütün varlık ve kâinatların gidip hiçliğe dökülmesiyle de irkilir ve dehşetler yaşar. Böylelerinin mızraplarından sürekli hasret ve hicran nağmeleri yükselir.. hep âh u vahlar duyulur çevrelerinde ve "Şu vahşetzâra geldim ama bin peşîmânım." şikâyetleriyle inler o karanlık iklim.
Genç olsun ihtiyar olsun, hayatını beden ve cismâniyetin darlığında yaşayanlar için böyle bir hicran ve inkisar kaçınılmazdır. İçki, kumar, eğlence ve çakırkeyf yaşama iptal-i his nevinden belki bazılarını avutabilir, ama mutluluk adına onların da kat'iyen bir şey ifade ettiği söylenemez; aksine onlara müptelâ olanların her zamanki hâlleri stres, çılgınlık, hafakan ve cinnettir. Kıvranırlar iç içe ızdıraplarla her an; kapkaranlık duygularla soluklanırlar muttarid ve hezeyan yaşarlar sürekli...
İmandır, ümittir, vicdan genişliğidir insanı kendi darlığından kurtarıp kalb ve ruhun ferah-fezâ iklimlerinde dolaştıran.. ilhad, inkâr, şek ve tereddüdün sisini-dumanını silip herkese rahat bir nefes aldıran.. zindanları saraylara çevirip insana Firdevs esintileri yaşatan.. ve bu küçücük insanoğlunu kâinatlara denk, hatta onları da aşkın vüs'ate ulaştıran... Bilmem ki, cismâniyetteki darlığa takılıp ruhundaki genişliği göremeyen günümüzün görme özürlülerine bunları anlatmak mümkün olacak mı..? 
 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar
« Posted on: 28 Mart 2024, 19:26:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar rüya tabiri,Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar mekke canlı, Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar kabe canlı yayın, Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar Üç boyutlu kuran oku Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar kuran ı kerim, Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar peygamber kıssaları,Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar ilitam ders soruları, Fânîliklerle Kuşatılan Ruhlar önlisans arapça,
Logged
19 Haziran 2017, 19:49:55
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 19 Haziran 2017, 19:49:55 »

Esselamu aleykum. imani saglam ve noksansiz olan dunyanin sehvetine kapilmadan allahin yolunda giden kullardan olalim insallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Eylül 2019, 12:59:09
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 01 Eylül 2019, 12:59:09 »

Ve Aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Eylül 2019, 15:11:03
Sevgi.
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 17.948


« Yanıtla #3 : 01 Eylül 2019, 15:11:03 »

Aleyküm selâm öldükten sonra ruhların durumları belli değildir çünkü ruhların durumları dünyadaki yaşama göre değişir
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

01 Eylül 2019, 21:10:43
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #4 : 01 Eylül 2019, 21:10:43 »

Esselamu aleyküm. Rabbım razı olsun bilgilerden kardeşim....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1] 2   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes