๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 28 Mayıs 2010, 11:23:27



Konu Başlığı: Fanidir dünya
Gönderen: Sümeyye üzerinde 28 Mayıs 2010, 11:23:27
Fanidir Dünya

Bu gün daha iyi hissediyorum, üstümdeki fanilik gömleğini Ve dönüp bakıyorum arkama: koca bir çer çöp yığını,
söndürülmemiş yangınlar, doymak bilmez uçurumlar, kurumuş kalmış kalmış gül bahçeleri, tayfuna uğramış ekin alanları 

***
Ey ömrüm! Bunlar mıydı bana armağanın?
Hangi dağın kahrına yaslandım ki ruhum bunca paramparça?
Hangi acıya daldırdım ki kovamı, şakaklarım bembeyaz?
Hangi hazzın alevine tuttum ki, yüreğimi, kalp fanusum simsiyah?
Hangi yasak meyveye kaç kez uzandım ki, ruh hamurum kaskatı? Dünya ah, yaslandıkça kaykılan sinsi güzel
Doyumsuz hevesler icad eden arsız tilki!
Hep çığ düşmüş bakışlar mı bırakırsın bize ?
Hep fanilik köpüren sular mı akar ırmaklarından?
Hep acılara tanıklık mı edecek meydanların, sokakların?
Dünya, ah sana yaslanan hangi varlık gözlerindeki ışıltıyı yitirmedi?
Kalbi yerinden oynatan hangi güzellik dönüp bakılmayayacak denli pörsümedi?
Hangi evrensel aşkın tutkunları muratlarına ermeyi başardıktan sonra toprağın altına yürüyebildi?
Dünyayı kahır ve kudret pençeleriyle titreten hangi hükümdar ölümsüzlük iksiri peşinde ömür tüketti de yeryüzünde ki sayılı nefes alış verişini uzatabildi?
Hangi tutkunun gümrah ırmağı, zamanın kavurucu güneşi altında direndi de kurumadı

***
Dünya! Hep bildik akışınla kuşatarak kaderimizi bizi mukadder sınırların dar alanına hapseyledin!

Hayatın hep gerçek yüzünü örterek bizi allı pullu oyuncaklarınla oyaladın, avladın?

Biz yalnızca dünyaya dönük yaşadıkça, hiçbir zaman hayat bize öte yüzünü göstermeyecektir yazık ki!

Yazık ki akıp giden zaman ırmağı, bağrımızdan bir ölümsüzlük ağacı yeşertmeyecek

Yazıkki hep çilesi çekilmemiş ümitlerle yaşayacağız
Yazık ki en güzel şiirleri, şarkıları söylemeyi hep yarınlara erteleyeceğiz
Yazık ki ömrümüzün kurak çölünden hiçbir zaman bir nil bereketi fışkırmayacak
Yazık ki hiç ulaşılmayacak bir yer altı madeninin hep hüznünü yaşayacağız

Yazık ki bizi gözeten, kollayan, koruyan, bizden hakkıyla memnun olmayacak
Ve bir sabah uyanacağız ki bütün aynalarda kış
Ve bir gün bakacağız ki feri sönmüş gözlerimizin
Ve bir gün damarlarımızdaki çılgın deveran , yerini ölgün bir titremeye bırakacak
Artık tabiat sofrasından üstümüze gülücükler saçılamayacak
Ve gizli bir el yavaşça söndürüverecek kandilini ömrümüzün

Öyleyse kalkıp dünyanın eğip büküşüne, sömürüp hırpalayışına baş kaldırmalı
Hayatın ürküten kısalığı içinde ötelere bir pencere açmalı
Nasıl olsa geçip gidecek bir ömrü, bir çekirdekten; her mevsim meyve veren ağaca çevirmeli
Yazgımızın bizim yürüyüşümüzle çiçeklenecek kesitini dolu dolu yaşamalı
Gölgemizin değdiği zaman kesiti bizden kokular, tatlar saçmalı hayata
Ardımızda minnetle anılacağımız nice çiçek bahçesi bırakmalı
Çünkü "Dünya, bir ağaç gölgesinde dinlendikten sonra kalkıp yolumuza devam edecek kadar geçici"

Hiçbir sızlanışa, aman dileyişe karşı kılını kıpırdatmayacak kadar umarsamaz ve katı 

 
ALINTI