> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Ey gönül uyan artık
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ey gönül uyan artık  (Okunma Sayısı 995 defa)
26 Haziran 2010, 14:27:15
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 26 Haziran 2010, 14:27:15 »



Ey gönül uyan artık

KAPALI Şuur kapalı, akıl kapalı, hayâl kapalı Gözler, kulaklar kapalı Duygular kapalı ve en önemlisi ruh kapalı Kalbin kapıları kapalı Ne vardı bu kadar içine kapanacak? Bir de perdeler kapalı oralarda Neleri kaçırdığının farkında mı oturduğu mekânlarda, yaşadığı bedende insan? Duyuyor musun, dinliyor musun beni? Hayat çağırıyor seni Gönlünü dinle, kalbini dinle yürü, aklını dinle dur Aç perdeleri tek tek Önce ışığını, çok ama çok erkenden kapattığın o loş odaların, uykusuz gecelerin karanlığından çık kurtul ey ruhum Mutluluk aradığın yerde değil, kaçmak kapanmak asla çıkar yol değil Bir dene istersen, bir defacık olsun bir dene lütfen Nelerin değiştiğini gör ve gül Gül de, güller açılsın güller koksun her yanın
Biliyorum ezan vakitleri dışında duymadığın, duymak istemediğin, kendine yabancı kıldığın bütün seslerin, kalbine açılan yoldan içeriye girmesine izin ver Uzaklardan gelen bir kırlangıç sesi, bir rüzgâr uğultusu Eğer yeşermeye uygun bir tek duygun kalmışsa binlercesinin arasında, dirileceksin Bir nefes alıp vereceksin, hayat kadar Hayatının tamamı kadar bir nefes

Seni, yanına hayat çağırırken ölümün karanlık gecesine gömülmen neden? Göz ağlamak için, göz görüp de duygulanmak için, kalp yaşamanın çok ötesinde hissetmek için Sen bütün duygularını boşuna kapamışsın Kaç bakalım, kaç kendinden ve Rabbinden kaç Ama nereye kadar? Nereye gidersen git, o sonsuz rahmetin kucağındasın hep Ve ondan başkada hiçbir yere kaçamayacaksın

Bir dene, aç şu perdeyi, aç şu gözlerinin önündeki o incecik perdeyi Fırla yatağından, hayatının yanlış akan ırmağından Yoksa denizlere kavuşmaz bu ırmak, bu hayat Çevir yönünü ummanlara Çöllerde kuruyup gitme Pencerenden içeriye sızan ilk ışık, güneşten ve güneşin Sahibinden sana bir merhabadır, görüyorsun Gülüyorsun şimdi değil mi?

Başkaları nasıl yaşıyorsa, sen öyle yaşayamazsın Sen ki en sıradan idealin bile bir düşeni kaldırmak idi Şimdi, kendi girdabında boğulmak üzeresin Eğer bir kapı varsa, bir pencere varsa önünde, aç artık Işık dolacak içeriye, baştan aşağıya nurlar içinde kalacaksın, yıkanacaksınBaşka bir seçim yok senin için Açacaksın, açacaksın ne varsa Görmeni engelleyen her şeyi, aşacaksın Perdeleri tek tek aralayacaksın Hem senin için ne dualar edildiğini bir bilseydin, asla ümitsizlenmezdin Bu yoldan niceleri geçtiler Gidenlerin bir çoğu dönmediler Sen, gayesiz yollarda yürüyenlerin yolcusu değilsin Sen, uykusuz geceleri bıçak gibi bölen, paramparça edensin Rabbin kapını ışıkla çaldı, gönlünü ilhamla kalbini sevgisiyle Direnme artık boşuna, boş yere İnadın sırası değil Kapılar bile yok önünde, belki perdeler bile yok Gözlerin hafif hafif bir aralansa, ilk defa ama ilk defa dünyaya gelen bir bebeğin tertemiz bir ruhun gözü ile bakabilsen, ah bir bakabilsen; Hayatı değiştirmek, yeniden bir sayfa açmak bu kadar kolayken bunca zorlara düşmek neden? Şimdi kalbinle değil nefsinle hesaplaşma vakti Tut yakasından, vur yere şeytanın uşağını

Allah, güzel Allahım Sana gelmek ve koşmak isteyen bütün ruhların önündeki kapıları aç, ardına kadar aç lütfen Her an yeniden yarattığın kâinata, her an yeniden bakabilen bir göz, onu, her an yeniden anlayabilen bir akıl ve her an yeniden hissedebilen bir kalp lûtfeyle

Niye korkak, niye kaçak, niye yalnız, niye uzak Senin rahmetinden bunca insan Allahım? Neden? Senden neden kaçıyorlar? Belki de kaçtıkça yakınlaşıyorlar Evet, Sen ki, kaçtıkça yakınlaştığımızsın Göklerin ve yerin nurusun, ışığımızsın Dört bir yanımızsın Bütün sınırlar senin, sınırları belirleyen çizgiler de senin Kalbimde çoktandır unuttuğum, öldüğünü sandığım sevgin, bugün gözyaşımla dirilsin, izin ver Mahşere bırakma bu dileği, Dirildiler işte İçime attığım yeter artık sıkıntıları, kederleri Uçurumlara, çiçekler ekmem yakışır mıydı? Ve boşluklarda ne aradım bilmem yıllar boyu Ey yaşlı suç ortağı nefsim, ey zavallı kalbim Ey sesi kısılmış duygularım Yeter artık bir perde açın, bağışlayıcı ve affedici bir sesin sahibinin davetine doğru yürüyün, koşun artık

 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ey gönül uyan artık
« Posted on: 26 Nisan 2024, 17:39:14 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ey gönül uyan artık rüya tabiri,Ey gönül uyan artık mekke canlı, Ey gönül uyan artık kabe canlı yayın, Ey gönül uyan artık Üç boyutlu kuran oku Ey gönül uyan artık kuran ı kerim, Ey gönül uyan artık peygamber kıssaları,Ey gönül uyan artık ilitam ders soruları, Ey gönül uyan artıkönlisans arapça,
Logged
26 Haziran 2010, 14:27:52
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« Yanıtla #1 : 26 Haziran 2010, 14:27:52 »

Kalbime düşen kurtlar, delik deşik ettiler o güzelim dünyamı, mahvettiler Tam da hayatın bu anında yeniden yaşamak istesem, adeta bir çocuk gibi yeniden doğsam çok mudur istediğim Rabbim? Bahtına düştüm, kapına geldim Lekelenen melek vaktim, pembe beyaz baharlarım, ağlayan dakikalarım, hüzünlü günlerim adına beni affet Ben gibi olanları, o durumda bulunanları da affet Yolumdan beni ayartmaya çalışanları da affet, bilmiyorlar Ve onlara öyle bir lûtfet ki, hepsi ama hepsi Senin sonsuz rahmetinin kucağında bulsunlar bir gün kendileriniVe öyle şaşırsınlar, öyle bir çığlık koparsınlar ki, bir çığ olup üzerlerine düşsün rahmetin bembeyaz Kefen gibi örtsün tüm günahlarını, yıkanmış, arınmış gibi Kabul edilmiş katındaki ak pak tövbelerinle çıksınlar bu yığının, bu enkazın altından

Ey kenar, kuytu köşelerde, karanlıklarda, yataklarda, oralarda, buralarda kıvranan ruhlar Acziyetinizin, hiçliğinizin ve günahlarınızın gücüne inanın Çünkü karadan aka geçmek bir adım bile değil

Dirilişi öldükten sonraya bırakmayalım Ezdirmeyelim bu kadar ruhlarımızı Kalbimiz dayanmaz böylesi ağır yüklere Ben ki, yaşadığımı ve inandığımı yazmak istiyorum Konum bütün insanlığın dramı Bir doğum anında, içimizi dışımıza dökmek zamanında söylediklerimizi duyar da söyleyemediklerimizi bilmez mi Rabbim?

Ah lekelenen melek vaktim, pembe beyaz baharım, ey kalbimin hazin sesleri Adını, adının yanındaki, o güzel adla yüceltmek istiyorum Rabbim Kâinatın yaratıldığı andan beri ne varsa, aldığı nefes ve yaratılan bütün zerreler adedince sonsuza dek Sana hamdü senalar, o sevgili Resulüne selamlar, salavatlar olsun Susan diller, dudaklar adına da; Kâinattaki gezegenler ve içlerindeki moleküller sayısınca, adının anılmadığı anlar adedince, her mekana şâmil, bir dua olsun Rabbim bu Rahmetinin temsilcisi olan O zatın ve Onun en büyük mucizesi Kuranın ve Onun dava ettiği davanın adına ve hürmetine, meleklerin onu taşıdığı, indirdiği anlardan sindirdiği yerlere kadar Resulüne salat-u selam olsun Allahım
Ya Rabbi Sana hamdetmek, şükretmek ve o şükürler için de şükretmek ne güzel Biliyorum kabul ediyorsun dualarımı İnanıyorum ki varsın, beni duyuyorsun

Şu an da, adını anan müezzinin okuduğu ezanda da varsın, haksın Bütün kâinata cennetten bir kapı aralıyorsun Sadece davetine değil, rahmetine çağırıyorsun bütün insanları Büyüklüğünü ilân ettiriyorsun küçücük dillerle Her yer kulak kesilmiş yeri göğü inletiyor o güzel sâdâlar Bütün kalpler dalga dalga titriyor şu an Rahatlayan ruhlarımız bir ümidi yakalar gibi Kapımıza bu kadar yaklaşmışken rahmetin, bize de açmak kalıyor sadece Allahım bu gücü de lûtfeyle Kapında inleyen şu kulunun ruhunu da doğruların ruhunun yanında dinlendir Rahmetin yar olunca her şey kolay

Yolculuk saati gelip çatmadan ruhumuzu temizleyecek olanları yakın et bize İzbe köşelerde, karanlık odalarda kıvranan ruhlar adına güneşi görmeden, nurundan, rahmetinden habersiz şaşkın, kararsız tüm ruhlar adına, sevdir bize sevdiklerini Sevginin ebedi mahkûmu olalım Ebedi Cennetinde sonsuza dek sevdiklerimizle beraber bizi mutlu et, bizi bırakma Ey Rabbim vakt erişince, toprağa katsan da bedenimizi, biz o karanlık sanılan alemde de söyleyeceğiz bu şarkıyı;Korkumuz yok karanlıklardan adınla, nurunla aydınlanınca her yanımız Yaşasın bizim için yaşattığın ve varettiğin ümit Yaşasın ebediyet, yaşasın bitmez tükenmez sevinç günlerimiz; Ey ruhum, söyle bu duayı, seviyorum Allahı Yok Senden başka gidecek, yok Senden başka varılacak Affet bu dünya sürgününde nefsine yenik düşenleri, bizleri affet Dertli Yunus gibi, dudağımızda o sevgilinin adını anarak bizleri affet

Arayı arayı bulsam izini

İzinin tozuna sürsem yüzümü

Hangi günahı işlerse işlesin, hangi ağırlığın altında kalırsa kalsın nihayet bir kalp taşıyor herkes Yeniden de bir başka insan yaratılmayacağına göre bu dünyanın imtihanında, yine ümit bizde Yüz binlerce insanın hepsinin suçu, günahı sanki üzerimizde gibi bir ah çekip yansak Bir ah ki yüz binlerce insanın yeniden affının ve dirilişinin sâdâsı olsa Affet, binlerin, yüz binlerin uyanışı adına bizi affet Söz veriyoruz, telafi edeceğiz bunca ziyanı Elveda boş yıllar, elveda aldanış diyeceğiz

Allahım toprağın altına da girsem, yıldızlara da çıksam, bu dünyada milyon sene de yaşasam, Sen yoksan ben ne yapabilirim, nasıl yaşayabilirim ki? Senin olmadığın dünyalar yok olsun Senden istemeyen dillerim kurusun sana açılmayan ellerim kurusun Yıkılsın gitsin bedenim Dağılsın toz olsun zerrelerim Allahım öyle bir iman lûtfet ki Sana yok diyenler bile Sende varolsun Seviyorum seni Allahım Kalbimi, kalbimin sevdiklerini ve sevdiklerimle ebediyen beraber olmayı vaat ettiğin için seviyorum Seni Seviniyorum İnanıyorum Sana, güveniyorum hiç kimseye güvenmediğim kadar Biz istemeden bizim için her şeyi yaratan Rabbim Senden ayrı günlerim, anlarım azap oluyor

Neler neler yazmaktı niyetim ama yine rahmetine doğru çark etti kalemim Alev alev yanan ruhumun, kızıl renginde tutuşan yüreğimin, kanlarından rengini almış gül gibi kızaran kalbimin senden tek bir duası var bugün Kabul eder misin söyleyiversem izninle? Aşkınla yanan dudağımla fısıldıyorum ruhum ürpererek Aç ki şu gözlerin önündeki perdeleri, göremeyenler görsünler bu güzellikleri

Hangi işte senin adın varsa işlediklerimiz güzelleşiyor Sevgilinin, Peygamberimin adını anınca bilirim ki, dualarım yerde kalmaz sana yükselirler kat kat Kabul et, lûtfet ne olur

Kulakların, kalplerin önündeki bütün kapıları, perdeleri ardına kadar aç Dudaklar seni söylesin, şarkılar seni ansın, kalemler seni yazsın, ayaklar sana koşsun Kalmasın bir kişi ki kıytı kuyularda Sana sevgisini, özlemini söyleyememiş Bütün kırık kalpler, ümidini kesmişler adına, şeytanın ve nefsin tuzaklarına batmışlar adına, tövbe sularında yıka hepimizi, kalbimizi Kalbimiz Sana emanet Pişmanlığın ve tövbenin ve bütün bunların sonunda geçirdiğimiz ağır ameliyatın o ağır yaralarına rağmen tüm hastalıklarımızdan, kirlerimizden kurtar, arındır biziRahmetinin ruha derman ilâcıyla

Allahım günahları işleyen bizleriz, dönmemizi bekleyen sensin, cennetini istiyoruz Çok mu? Yüzümüz yok mu? Madem Cennetini onu isteyene vereceksin aç kapısını ardına kadar, aç Bozduğumuz tövbeler, yaptığımız tüm yanlışlar için bir kere daha Sana, yalnızca Sana tövbeler olsunTövbelerimizin affını ve kabulünü vaat ettiğin için de hamdüsenalar olsun Biz ki, bu dünya çölünün garip yolcularıyız Bu günah dolu, ağır yükle bu vadiler, bu yollar aşılır mı hiç? Sonsuz yolculuğa aşkına güvenerek, bir gönüle girerek, seni seven gönüllere girerek, güçlenip hep beraber kanat çırpmak istiyoruz katına Dikenlerin bile gülün yanında kıymet kazandığı bir dünyada o Sevgilinden başka sığınacak gülümüz, Senden başka Rabbimiz yok Sana ibadeti, Sana duayı terk etmiyoruz ama bunlara da asla güvenmiyoruz Nedeni belli Şeytan da çok ileri gitmişti ibadette ama ona bir faydası olmamıştı Dostluğunu yar eyle, sevdiklerinin yolundan ayırma bizi

Çok şükür dualarımız kabul edildi gibi… Kalbim sükun ve huzur dolu… Bütün bunları yaşamak için gelinseydi bile bu dünyaya değerdi Allah’ım

Ey kapalı kapıların ardındaki duygular, gözler, kulaklar, kalpler, ayaklar;Aralanın, ayaklanın; Haydi ey insanlar, kalkın artık Hoş günler geliyor; kış geçti, bahar bitti, şimdi yaz başladı Şaşkın ruhumuzu nefsin şehvet rüzgârları kollarına almadan ve sarmadan, kalbimizi onun sahibine emanet edelim Kalkın ey ruhlar, kalkın Öyle bir kalkın ki yataklarınızdan, öylesine açın ki kapıları ümidiniz coşsun Sevginiz başka yürekleri de tutuştursun Evet, bu karanlıklardan aydınlıkları çıkarmak için kalkın, uyanınBir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından hiçbir şey kaybetmez; diyor Mevlana

Ey gönül ölmedinse uyan, yeter artık Sana kapalı görünen kapıları aç artık Göğün mavilerine, Cennetin baharlarına uç artık

 


Yazar: Selim Gündüzalp
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes