Konu Başlığı: Evvel sen de yücelerden uçardın Gönderen: Sümeyye üzerinde 13 Temmuz 2010, 17:34:46 Evvel sen de yücelerden uçardın Evvel sen de yücelerden uçardın Şimdi enginlere indin mi, gönül Derya, deniz, dağ, taş demez geçerdin Karada menzilin aldın mı, gönül Yaşamak umut etmekle birebir alâkalı bir şey İçimize kodlanmış fıtrî bir bilgi gibi olmalı ki bu, bebek elleri sıkı sıkı kavrıyor oyuncakları, ya da ağzına götürüyor bulduğu tatlı tatsız ne varsa, herşeyi Çoğu kez her kavrayış, çabucak bir bırakışla son buluyor Belki dikkatleri çekecek bambaşka bir şey buluyor, bırakıyor Belki bir türlü erişemiyor, ulaşamıyor, kavuşamıyor, bırakıyor Belki tüketiyor da bırakıyor Çünkü, innel-insâne huliqa helû'â 70:19 Şüphesiz insan, çok hırslı ve sabırsız yaratılmıştır izâ messehuş-şerru cezû'â 70:20 ona şer dokunduğunda sızlanıcıdır veizâ messehul-hayru menû'â 70:21 hayır dokunduğu zaman da cimridir İşte ilk başlarda pek bir yücelerde geziniyor gönül Amma ve lâkin imtihan dünyası burası Ulaşamamak, ulaşmaktan daha olası Erişememek, erişmekten daha terbiye edici Yiğitliğin elden gitti yel gibi Damağımda tadı kaldı bal gibi Hoyrat eli değmiş goncagül gibi Bozulmuş bağlara döndün mü, gönül Sanmamalı ki, "yiğitliğin gidişi" bir tek yaşlılık ile Nerde Evet, yaşlılık da yiğitliğin bir çeşit gidişi ama bu öyle birşey ki, ondan evvel de defalarca gidiyorGönül yücelerden uçtukça, gitmeye de mahkum Çünkü dünyada yıkılmayacak tek yer dümdüz olmuş virâneler Niye yıkılıyor herşey, neler oluyor, dersekHerbirinin görünen sebebi o nâzenin goncagüllerin yapraklarını dağıtan hoyrat eller Ama herbirinin ardından yine biliyoruz ki, "cümle işler Hâlik'indir, kul eliyle işlenir" Hoyrat eller kendi imtihan sonuçlarına yansınlar, bu onlara yeter: yevme lâ yugnî mevlen 'an mevlen şey-en 44:41 o gün bir dostun bir dosta hiç faydası olmaz velâ hum yunsarûn ve onlar yardım olunmazlar Şu denî dünyada gönül yeterince şanslıysa, menzilini o yana döndürüyor Bilmediği cenneti istiyor Hayal bile edemiyor ama olsun Seziyor Hasta oldun yatağını istersin Kadir Mevlâm sağlığını göstersin Cennet-i âlâdan bir köşk dilersin Boynunun farzını kıldın mı, gönül Dünya nasıl? leqad halaqnel-insâne fî kebed 90:4 İnsanı gerçekten bir meşakkat içinde yarattık Ve dahi gönle ne sürûr veriyor? feveqâhumullâhu şerra zâlikel-yevmi 76:11 Allah da, o günün şerrinden onları korur veleqqâhum nadraten vesurûrâ ve bir parlaklık ve sevince kavuşturur Karacaoğlan der ki, söyle sözünü Hakka teslim eyle kendi özünü El içinde karalama yüzünü Yolun doğrusunu buldun mu, gönül Daha söylenecek söz kalmıyor: fesebbih bihamdi rabbike vestagfirhu 110:3 Artık Rabbine hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile! ALINTI |