> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Gönül ihracı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Gönül ihracı  (Okunma Sayısı 773 defa)
29 Mayıs 2010, 15:32:40
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 29 Mayıs 2010, 15:32:40 »



Gönül İhracı

Sistem ihracı vs. değil, sadece gönül ihracı... küresel çapta gönül ihracı için seferber olmalı Müslümanlar...

Çünkü sistem projesinin her kademesinde tartışma var.

Oysa derin bir gönül sancısı yaşıyor dünya...

Bir ruh sancısı diğer ifadeyle. İnsanın kaybı söz konusu. İnsaniyetin bittiği yerde, insani hangi sistemin şablon olarak değeri kalır. Önce insanın inşası gerekli değil mi?

Evet, onun arabası var... Onun uzay mekiği var. Uyduları var... Onun insana bin yıllık ömürler vadeden gen teknolojisi var... Onun altını, pusatı, dünyaların elinde dolaşan parası var...

Ama onun ruhu yok.

Ruh taşımak gerek evrensel planda...

Onun ruhu yok ve bu ruhsuz muhtevayı ihraç ediyor. Bir tüketim sağanağı halinde, tüm dünyaya ihraç ediyor. Kültür olarak, dünya görüşü, yaşama tarzı olarak ihraç ediyor. Onu tüketiyoruz, çoğaltıyoruz ve büyütüyoruz. Çocuklarımızın eli, ayağı, gözü kulağı, dimağı ve beyni dönüşüyor onun ruhsuz ikliminde... Biz dönüşüyoruz. İnsan yanımız törpüleniyor gün gün.

Mc Donalds aslında bir yaşama tarzı. Hiper marketler de öyle. Lüks tutkusu, ben merkezcilik... hayvanlar kadar özgür cinsel hazlar... aynı yaşama tarzının parçaları...

Dünyada başlayıp, dünyada biten bir çerçeve... Sekülarizmin somutlaşmış hali.

Bunlar bir bütün olarak geliyor... Öte dünyayı dışlayan, bu dünyayı cennetleştirmeyi hedefleyen, bireysel mutluluğu her şey haline getiren, mukaddes-kutsal'ın gündemde olmadığı bir hayat tarzı.

Ruhtan kopuk bir dünya.

İki şeyi görmek lazım:

1. Böyle bir ruh tırpanının hedefiyiz.

2. Bu tırpandan kendimizi ve çocuklarımızı korumak için, evrensel-küresel planda işgale karşı direnmek, bunun için de, ruhsuzluğa karşı bir ruh seferberliği başlatmak...

Bu tırpan, insanın mukaddes'le ilgisini biçme yönünde ilerliyor. Planlı veya plansız bir operasyon bu. Kur'an'ın "dünya hayatımızdan başka hayat yok. Yaşarız ve ölürüz, biz öldükten sonra diriltilecek de değiliz" (Mü'minun Suresi, 37) tarzında tarif ettiği bir "dünyevileşme" operasyonu bu. Bir akide savrulması. Bir inanç bunalımı. Allah'la ilişkinin en azından "gaflet" duyarsızlığına, "varlığı veya yokluğu beni ilgilendirmiyor" körlüğüne, ahiretin-yani yapılan kötülüklerden hesap verme inancının unutkanlık ve inkara kurban edildiği bir ruh çürümesi. Allah ve Ahiret inancı bir insan modelini getiriyor, inançsızlık bir başka insan modelini... İşte modernist-sekülarist değerler manzumesi, mukaddesten kopmuş insanı hedefliyor. Değerini kendisi belirleyen, diğer bir ifadeyle değeri güçlünün üretip empoze ettiği bir yapı bu. Ekonominin güçlüsü, modanın güçlüsü, medyanın güçlüsü, askeri varlığın güçlüsü.... güçlü olanın değer ürettiği, yasallaştırıp, insanlara uyguladığı bir yapı. Hele bu çağda, iletişim imkanlarının küresel bir kuşatmayı sağlayacak ölçüde devleştiği bir çağda, propaganda-reklam tekniklerinin, ülkelerin ve insanların kılcal damarlarına, şuur altlarına kadar nüfuz edebilme imkanı veren bir teslim alış... Ayakkabılarınızın topuk boylarını, kirpiklerinizin düzenini, gözlerinizin rengini, yemeğinizin sosunu, anne-babanıza hitap ediş tarzınızı bile belirleyen bir kuşatma ameliyesi...

İnsanlık bu kuşatma ile karşı karşıya... Arkasında hangi irade bulunduğunu yeterince net biçimde kestiremesek de, bu kuşatmaya maruzuz. Belki de, insan olarak içimizdeki şeytanı ve nefsi put olarak diktik. "Hevasını put edineni gördün mü?" diye soruyor Kainatın Yaratıcısı... "İnsanın bir sürü dalaleti var, putunu kendi yapar kendi tapar..."

Yalnız İslam insanının değil, tüm din mensuplarının muhatap olduğu bir ruh çürütme savaşı bu...

Bakmayın siz, Hristiyan misyonerlerinin, İslam ülkelerinde insan avına çıkmalarına...

Bakmayın onların İslam üzerine ürettikleri şüphe tohumlarına...

Aslında bizzat Hristiyan ülkelerin çocukları, bir ruh erozyonu içinde... Kiliseler neden boş? Neden gençlerle kilisenin arasında uçurumlar var? Sadece kilisenin zaafı değil bu, çünkü insanların ruhları üzerinden modernizmin-sekülarizmin artık bir hayat tarzı halinde akan propaganda tankları geçiyor... Hristiyanlık, kendi ülkelerinde kaybettiği çocukları İslam ülkelerinde, İslam'a karşı modernizmin-sekülarizmin temalarını kullanarak elde etmeye çalışıyor.

Oysa, ruh kaybolmuşsa, onu insanda aramak gerekir... İnsan nerede ise orada...

Doğuda, Batı'da, Hind'de Çin'de... İslam ülkelerinde, başka topraklarda...

İnsanı kurtarma mücadelesinden söz ediyoruz.

Onun için belki tüm dünyanın mukaddes üzerine hassasiyeti bulunan her insanının, topluluğunun, İslam'ın insanı arama gayretine katkıda bulunması gerekir.

İnsana yeniden Allah'ın yolunu buldurma çabası olacak bu.

Ahiret kaygısını yeniden diriltme çabası...

İşte bu, yeniden bir ruh inşası demek. Bir gönül savaşı demek...

Bir gönül damarı açmak yeniden insanda.. Kurumuş-tıkanmış damarlara by-pass ya da...

Ruslar, 188 denizciyi ölüme terkettiler bir başka ülkeden yardım almamak için. Amerika, Irak'ta bir diktatöre diz çöktürmek için binlerce çocuğun ölümüne yol açan bir ambargoyu sürdürüyor.

İnsanın tükendiği yerde olur bunlar..

Afrika'da açlıktan ölüm öncesinde yüzlerinde sinek gezinen insanları, çocukları seyrediyor dünya, ıkınmaya-tıkınmaya devam ediyor. İşte insan damarının çürümesi bu.

İslam evrensel bir ihya-diriliş çağrısıydı Rabbin insana lutfettiği...Onun önderi, şimdi süper güçlerin savaş taşımak için seferber olduğu uzaylılara bile rahmet taşımak için gelmişti.

Bir rahmet çağlayanı halinde akmaktır bugünün tebliğ gayreti...

Gönül hareketi diyoruz biz ona... tebliğ bir ihraçsa, gönül ihracı... "Gönül Çalab'ın tahtı" demiş Yunus... Yani gönül ihracı, Rabbin insana olan rahmetinin, vedudiyyetinin taşınması olacak...

Bir savunma hareketi değil İslam tebliği... İşte "İslam'a yönelik suçlamalar var. Şiddettir, cihaddır, kadın haklarıdır vs...bunlara karşı savunma geliştirmeliyiz" değil... Asla değil. Bunları yayanlar, aslında bunların ne kadar çürük bir suçlama olduğunu, İslam peygamberinin nasıl bir rahmet taşıyıcısı olduğunu, Avrupa savaşları ile Osmanlı savaşları arasında nasıl bir cihad farkı olduğunu bilirler ve savunma, bunların iftiralarını çoğaltmaktan başka işe yaramaz.

Bir "kadın dövme" savunması neden olsun İslam'ın ve Müslümanların? Kur'an'ı ilk okuyan, en iyi-en doğru anlayan, en iyi-en doğru yorumlayan, en iyi yaşayan Allah elçisi bir kere vurmuş mu yuvasını paylaşanlara? Kadını "gözümün nuru" diye nitelediği "namaz" gibi "üç sevgili"den biri olarak niteleyen o değil mi? Ama peygamberi değil, kendi nefsi tutkularını rehber edinip, Allah'ın kendi üzerindeki kudretini unutup güç denemesine kalkanların kadın dövme sorunu vardır.

Savaşa giden "Kadınlara çocuklara, din adamlarına, ağaçlara dokunmayın" diye tenbihte bulunan İslam'ın neden bir "cihad savunması" olsun? Savaş savunmasını asıl, atom bombası atıp bir ülkeyi ağaçları ve çocukları ile buharlaştıranlar yapmalı?

Müslümanlar, dünyanın tüm atar damarlarına, ruh-gönül derinliğini taşıyabilmeyi başarmak durumundadırlar...

Modernizm-Sekülarizm, elde ettiği bütün küresel güce rağmen, insan planında bunalım anlamına da geliyor. Ruh çürümesi- gönül sığlaşması denen hadise, insanı, maddi zaaftan çok daha derinden sarsıyor çünkü.

Fuhşun, şiddetin, çocuk istismarının, kadın sömürüsünün, tüketimden çatlayanların yanında açlığın, sefaletin, intiharın, yalnızlığın, ince ayar savaşların, tabiat tahribatının kol gezdiği bir dünya, insanoğluna mutluluk vermiyor.

İnsan neyi nerede kaybetti sorusu, bugünün insanı için her zamankinden daha fazla anlamlı bulunuyor. Ve işte orada ruh arayışı, gönül ikliminde derinleşme tutkusu gündeme geliyor.

Ahmet Yesevi'nin Anadolu'ya gönderdiği dervişler gibi gönül adamlarımız olsaydı keşke dünyanın atar damlarlarında dolaşacak... Kendinden emin, kendisi ile barışık, itmi'nan ehli, yani ruhi doyuma ulaştığı için hiçbir nefsi açlık taşımayan, nezih, zarif, rakik, derin, gönül zengini ve yağmur gibi infak coşkusu ile yüklü...

Gönlü aç adamlarla tebliğ yapılır mı? "Hufte ra hufte key küned bidar...Uyumuş uyumuşu nasıl uyarabilir?" Gaflet içinde dirilik taşınır mı?

Bakınız Batı'ya... bir takım gönül adamlarımız tarihten kalkıp geliyor ve dağlar gibi baskılar altında kıvranan ruhları uyandırıyorlar. Mevlana bir gönül işçisi Batı'nın labirentlerinde dolaşıp, ışık tutan ... "Aşıklar ölmez" babında yaşayan... İtalya'dan gönül adamları biliyorum, bir günlük sıla-i rahim için Türkiye'ye gelip giden...Güney Afrika'dan hasretle yanan yürekler biliyorum.

Kendimize, çocuklarımıza yeniden bakmamız gerekiyor. Gönül alemimiz ne halde? Gönlümüz, alemlere rahmet taşıyacak kadar yüklü mü, derin mi, coşkulu mu, sevdalı mı? Kaç Mevlana barındırıyor şu koca İslam alemi... Ya da kaç Yesevi dervişi gönderdik insanlara Muhammed rahmetini taşıyacak?

İslam'ı içimizde sorun haline getirmekten sür'atle kurtulup yüreklerimizi sorun haline getirmeli ve yüreklerimizi, Peygamber eline sunulup yoğrulan yüreklere dönüştürmeliyiz. Bakın o zaman, İslam nasıl kurtuluş bildirgesi halinde elden ele, gönülden gönüle dolaşıyor.

Alıntı

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Gönül ihracı
« Posted on: 28 Nisan 2024, 10:01:05 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Gönül ihracı rüya tabiri,Gönül ihracı mekke canlı, Gönül ihracı kabe canlı yayın, Gönül ihracı Üç boyutlu kuran oku Gönül ihracı kuran ı kerim, Gönül ihracı peygamber kıssaları,Gönül ihracı ilitam ders soruları, Gönül ihracıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes