๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 17 Temmuz 2010, 14:46:56



Konu Başlığı: Edep bılınclı geclık ins hayırlı gelecek olacak
Gönderen: Sümeyye üzerinde 17 Temmuz 2010, 14:46:56
Edep bılınclı geclık ins hayırlı gelecek olacak

Osmanlı’da sadaka taşları varmış, ihtiyacı olan sadaka taşının üzerindeki keseden, yabancı elçilerin de şaşkın şehadetleriyle, sadece ihtiyacı kadarını alırmış Aynı şey yolların üzerinde vakıflar tarafından kurulan konaklarda da uygulanır, yolcu eğer ihtiyacı varsa yatağının başucundaki keseden alabilirmiş Binitine ücretsiz bakılır, ücretsiz üç gün yemek verilirmiş

Eskiden “Kapıyı kapat!” denilmezmiş Allah (cc) kimsenin kapısını kapatmasın diye düşünülürmüş “Kapıyı ört, ya da sırla” denilirmişKapının kapanmadan yavaşça örtülmesi edebdenmiş

“Lambayı söndür” demezlermiş Allah (cc) kimsenin ışığını söndürmesin, “Lambayı dinlerdir” derlermiş Lamba yakılmaz, uyandırılırmışUyuyan birisi uyandırılmak için sarsılmaz veya adı ile çağırilmazmış “Agah ol erenler” derlermiş Nezaket, incelik, edeb her işin başı imiş de ondan… Ona eren uyanık olurmuş İnsanların sözü kesilmez, işaret ve işmar edilmez, fısıltılar, gizli konuşmalar hoş karşılanmazmış

Hanımlar “Efendi” derlermiş beylerine, “siz” derlermiş Hanımefendiliklerini gösterirlermiş Gezerken yere yumuşak basılır, ses çıkarmamaya çalışılırmış Yerdeki haşerata basmamaya özen gösterdiği için, adı “Karınca basmaz Efendiye” çıkan insanlar varmış

Kapıdan çıkarken arkasını dönmemek, geri geri çıkmak edebmişKapı eşiğindeki ayakkabılar, dışarıya doğru değil, içeriye doğru çevrilirmiş“Git bir daha gelme!” der gibi değil de, “gitsen de ayağının yönü buraya dönük olsun” der gibi dizilirmiş

Canlı cansız her şeyin bir hatırı varmış Bediüzzaman, kendisine arkadaşlık eden, vefa gösteren eski elbisesinden bir parçayı koparıp alırmış Yumurtayı ucundan, çok az kırar, fazla kırmayı tahrip olarak düşünür, tahribin hiçbir türünü sevmezmiş

Eskiler hayatı o kadar nurani, o kadar temiz, o kadar manâlı yaşarmış

“Komşuya hatır soran sıra sıra terlikler, Ölçülü uzaklıkta yakın beraberlikler” diye tarif eder Üstad N Fazıl bu hali…

Eskiler “Edeb Ya Hu!” derler, Onu görüyor gibi yaşamaya çalışırlarmış O varken başkasına bakmaz, Onu unutmuş gibi hallere girmezlermiş Ezel ve Ebed Sultanı’nın huzurunda nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa öyle hareket etmek isterlermiş “Bizi takip eden, her halimizi perdesiz, engelsiz gören, şu anda bizim durumumuza bakan Allah var!” der gibi, o mânâyı hatırlatmak için her yere “Edeb Ya Hu!” yazarlarmış “Allah’ın huzurunda edeb” demekmiş bu…
İnsan nerede olursa olsun Allah’ın huzurunda değil midir?

kardeslerım ahır zaman ve geleceknesıllerın en acı kaybı edep olacaktır

kı bızlere bıle osmanlı zamanını okumak ne ılgınc gelmekte

zamanımızın yozlasmasını genclıgın kırılmasını engellemek elımızde

bılınclı geclık ıns hayırlı gelecek olacak


ALINTI