> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Düşünceler V
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Düşünceler V  (Okunma Sayısı 713 defa)
01 Aralık 2010, 18:16:13
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 01 Aralık 2010, 18:16:13 »



Düşünceler – V



Kur’an, hilafeti tek tek tüm insanların yerine getirdiği bir görev olarak anlatır. Ancak her dinden ve ırktan belli bir seviyede var olmasını başaranlar bu görevde pay sahibidirler. İnanmayanlar veya yanlış inananlar da yeryüzünü imar eder. Kimi kan döker. Kimi imar eder. Sonuç, insanların güç ve özelliklerinin ortaya çıkmasıdır. "Sen yeryüzünde kan dökecek ve fesad çıkaracak bir halife mi yaratacaksın” kaygısı Kabil’in tutumunda melekleri haklı çıkartan bir yönde tezahür etmiştir. Habil “Sen beni öldürmek için elini kaldırsan da ben seni öldürmek için elimi kaldırmam” diyerek dünyayı üstün değerlerle buluşturdu. Ancak Kabil’i sevdiğinden değildi söz konusu cevap.“İsterim ki, sen benim de kendinin de günahını yüklenesin” sözü bunu gösterir. Bu tutum, Ed-Din’in, Tek Doğru Din Olan İslâm’ın, dünyanın çoğu tarafından doğru anlaşılmadığı günümüz koşullarında tanıklığa daha yakındır. Atom Bombası da Kabil gibi davranan insanlara hizmet etmiştir. Elektriği, bilgisayarı, ulaşım ve iletişim araçlarını keşfederek Müslüman olmayanlar da Hilafet’in icrasında yerlerini aldılar. Çünkü burada asıl olan sa’y yani çaba ve gayrettir. Ayetteki Hilafet insandaki tüm yapıcı ve yıkıcı güçlerin ortaya çıkışıdır. Adil olan Allah, Kâfirleri emeklerinin sonucundan mahrum etmemektedir. İsveç; Hak, Hukuk ve Özgürlükler bakımından ileri bir ülkedir. Azınlık ve göçmenler konusunda ileri yasalarla yönetilmektedir. Sonuç anarşi ve terörün olmadığı huzur ortamıdır. Bu sonuç onlar hak ettiği için onlara veriliyor. İsveç’te yaşayan bir Kürt orayı överken bazı İslâm Ülkeleri’ni ise eleştirmektedir. İnsan çift yönlü bir varlıktır: Takva ve fücur olarak ikili bir yapısı vardır. Hangi yana uyulursa, ona göre sonuç belirir. Hilafet bu zıt meyillerin biri yönünde seçimini yapan insanların birbirleriyle çatışması şeklinde tezahür etmektedir. Böylece temsil gerçekleşiyor. Bu çift yönlülük “İlahi irade”nin sonucudur. İnsana verilen özgürlük İslam'a göre sınama amaçlıdır. İradesini yanlış yönde kullanan bir birey ceza alır. Çünkü yanlış tercih yapmış olur. Bu durum dünyada da böyledir. Yanlış tercihlerde bulunan insanlar bazen doğal bir şekilde bazen de toplumsal yaptırımlarla ceza alırlar. Yüce Allah, yine de, bu tahrip de edebilen varlığı yaratmayı dilemiştir. Eşyanın isimlerini bilmek olarak insanlara da dilemesinin açıklamasını yapmıştır. Demek ki, varlıkların adlarını bilmek insanın ayrıcalıklı bir özelliğidir. Neye yaradığını bilmeyi de içeren bir niteliktir bu. Bu özellikle insan, eşyayı kullanır, tabiatı imar eder ve böylece Hilafet uygulama alanı bulur.

Vahiy merkezli olarak Allah’a gidilir. Yoksa Allah’a inanan ama vahye ve nübüvvete inanmayan insanlar olmuştur tarihte. Muhammed İbn Zekeriya er-Razi böyle biriydi. El kesme cezasını parmak çiziktirme olarak savunanlar vardı. Başörtüsü Kur’an’da yok diyenler vardır. Din hurefedir diyenler de vardır. Mucizeyi inkâr edenler vardır. Acaba neden? Ölçülü olmak ne aydın olmakla ne de medresede yetişmekle ilgilidir. O başka bir saike dayanır. Yukarıdaki savların sahipleri çok ciddi bir düzey, birikim ve kişiliğin sahipleridirler. Ama sorun nerde? Sorun dinin dışındaki yerlerden etkilenmekle ilgilidir.

Modernizmi kökten reddedenler var. Kökten kabul edenler de var. Hâlbuki modernizmin hem kötü hem de iyi yanları, dışsal olarak saptanabilir.

O halde itidal, denge, vasatiyet, ölçülü olmak, aşırılıktan, ifrat ve tefritten uzaklaşmak, marjinal olmamak, tepkisel olmamak, adalet ve huzuru doğuran bir noktayı bulmaktır asıl mesele. Bu da, başkaları aşırıdır, biz ölçülüyüz iddiasıyla, rahatlığıyla ve anlayışıyla olmaz. Olmakla, pişmekle, görmekle, işitmekle, yaşamakla, çabayla, endişeyle olacak bir şeydir. Bir arayıştır Vasata şahitlik. Bir hak ediştir. Liyakattir. Tabiatın ve tarihin bağlı olduğu kuralları bilmektir. Sünnetullah algılayışıdır. Olgunluktur. Dert edinmektir. Düşmanın gözünde gülünç olmama endişesidir. Dostu mutlu etme isteğidir. İradeli olmaktır. Hep anlama çabasıdır. Hep hazır olmaktır. Kesintisiz çabadır. Farklı toplumsal grup ve sınıfları analiz etmektir. Emin olmaktır. Her şeyi korunacak bir emanet olarak görmektir. Yer yuvarlağının üzerindeki her devinimi ve gelişmeyi dikkate almaktır. Yerinde iş yapmaktır. Yerinde söz söylemektir. Düşünülmesi gerekeni düşünmek, beyni doğru bir konuya teksiftir. Zihinle hayatın uygunluğudur. Hayatla hayatın, yani davranışla davranışın uygunluğudur. Sözle davranışın aynılığıdır. Düşünceyle düşüncenin birliğidir. Akideyle amelin örtüşmesidir. Anla geleceğin kesişmesidir. Fıtriliktir. Eksenlerin doğru tespitidir. Kul gibi olmadır. Kul gibi davranmadır. Tabiatla aynı çizgide olmadır. Kâinat kervanına katılmadır. Kendisi olmaktır. Yanlışları itiraftır. Hep doğruda ısrardır. Hep doğru için ısrardır. Aidiyet şuurudur. Güzelliğin yitirilmemesi gayretidir. Sorumlulukların gerilimidir. Dışarıdan gelen her şeye karşı uyanık olmaktır. İçeriye ait olup dışarıda olanı seçebilmektir. Halis bir doğru arayışıdır. Hikmetin birliğidir. Temsiliyet kaygısıdır. Bilmek, olmak ve sürdürmektir. Layık olma çabasıdır. Kardeşliktir. Halis tevazudur. Müslüman’ı içinde hissetmektir. İnancının eseri olmaktır. İnancının insanı olmaktır. Muhabbettir. Sınırları yaşatma cehdidir. Onurdur. İnanana kanatlarını indirmektir. Fedakârlıktır. Hakkını bilmektir. Ödevini bilmektir. Ödevlerine daha önem vermektir. Kendinden vermektir. Dava öncelikli yaşamaktır. Öfkedir. Küfre hınç duymaktır. Nerde olduğunu bilmektir. Kullanılmamaktır. Bağımsızlıktır. Nefsten, iblisten ve İslâm düşmanlarından bağımsızlıktır. Çağ şuurudur. Çağla saadet asrını birleştirmektir. Temel amaçlarda bir olma endişesidir.. Allah’ı hatırlatmaktır. Camiyle hayatın uyumudur. Normal olmaktır. Sahihliktir. Esaslılıktır. Kadimle yeninin dengesidir. Bölmemektir. Yalıtmamaktır. Ayırmamaktır. Birliktir. Tüm olumlu değerlerin sahiplenişidir. Hep çabalamak, hep doğru bir hal üzere olmaktır. Hep sahihliktir. Daimi çabadır. Tebessümdür. Ciddiye almaktır. Ciddi olmaktır. İnsaniyet kaygısıdır. Direniştir. Isrardır. Şahitliktir. İyilik, doğruluk ve güzellik davasıdır.

Denge hep çaba sarf etmekle mümkündür. Devrimci bir süreklilik ve gerilimle dengeye ulaşılır. Bilme ve olmanın kopmazlığından denge fışkırır. İç tutarlılığı hiç yitirmeme cehdiyle mümkündür denge. İlkeyle vakıayı aynı çizgide bir kılmaktır. “Muhkemât”ın belirlediği ana yoldur. Gereksiz olanı idrak ve ondan yüz çevirmedir. Rahmani olanı imtisaldir. Çünkü tanıklık dışarıya yönelik bir sorumluluk üstlenmektir. Başkalarının gözlerinin önünde olmak ve gözlerce izlenmektir. İşte söz konusu tanıklığı mümkün kılan, adil ve dengeli olma vasfıdır. Bu da bütünlük bilinciyle olan bir şey. Birikimlerin bir noktadan sonra işe yarar sonuçlar doğuracak seviyeye gelmesidir. Mazinin boş geçmemiş olmasıdır. Mazi –an- gelecek birliğidir. Mucizeyle tabiatın çelişmemesidir. İkisinin köken birliğidir. Zihinsel ve bilgisel düzeyde dengenin yakalanışıdır. Sınırlar ve ölçüler içerisinde kalarak etkin olmaktır denge. Fıtri bir gelişimin tüm tezahürleridir. Sebep ve sonuçların birliğidir. Şahsiyet birliğidir. Hayatın değerlere göre yaşanmasının önündeki engellerle savaşabilme yeteneği ve iradesidir. Bir alanda yükselirken diğer bir alanda düşmemektir. İkili doğamızın farklı yönlere çekişinin ölçülere uygun hale getirilmesidir.

Aşk merkezli olarak yaşayabilmek doğruya götürür insanı. Müslüman’ı bir yerden sonra olduğu gibi kabul etmek gerekir.

İnsan ya bilmediği için, ya yapmadığı için yanlış çizgide yürür. Hüsran/kayıp içinde olmak insanın olumsuz yanına (fücur) uymasıyla ilgilidir. Felah, inanç ve doğru işlerin sonucudur. Nefsin kontrolünde olmayan akıl doğru ameller üzerinde olur, yanlış tarafa çekilişlere karşı koyar. İki zıt yöne çekilmenin gerilimindeki insan daima cihad halinde olmalıdır. Bu cihad nefsin olumsuz yanıyla yürütülen iç cihadtır. Tezkiye de denilen cihadın bu türüyle insan, insan olarak pişmişliğini kanıtlar ve dışarıda da süren savaşımda Hakk’a taraf olur. Yolun iç silahları; sabır, akıl, irade, vahiy, iman, salih amel ve meleklerdir. Dış silahlar ise iç silahların yanında vasıtalar, tarafların güçlerinin bilinmesi, ehliyet ve donanım, zaman, mekân, şartlar ve muhatabın özelliklerinin bilinmesidir. Ancak unutulmamalıdır ki, her şey bir evveliyatın üzerinde yükselir. Gün gün birikerek oluşan bir gücün fıtri gelişim seyrinde etkin olacak noktaya gelmesidir mesele. Bu ilahi Olan’a şahitliğin yasasıdır. Yapay, aceleci ve toplum dışı yapıların olamadığı keyfiyet budur.

Varolmak gerek önce… Varolmak, istikamet, tutarlılık, süreklilik ve çabayla gerçek olur. Diğer insanlarla eşit seviyede etkin oluş durumuna böyle ulaşılır.

Nihai otorite Allah’tır. O emrettiğinde başka bir kişi veya gücün bunu reddetmesi bir anlam ifade etmez. İnanma bir özellik olarak iç gerçeğimiz haline gelmelidir. Ve kendini amel ve eylem olarak dışlaştırmalıdır. Allah’la ilişki kendisini korumak ve sürdürmek için belli pratiklere gereksinim duyar. Namaz gibi. Namaz kendi özellikleriyle gerçeklik kazandığında kişiyi var kılma, eğitme ve yanlışlardan uzak tutma gücündedir. Kulluk ilah olanın hakkıdır. Teslimiyet olmadan Allah’ın dinine yardım gerçekleşmez. Bu bir ticarettir. Bu ticarette kul olan mümin karlıdır. Dine yardım, dinle olur. Tüm emir, teklif ve hükümleriyle din… Bu hükümler, emirler ve teklifler terbiye işlevi görür. Tüm bunlar bir denge içinde yerine getirilir. Doğrular Kitap ve Din’le sınırlı değildir. Temiz fıtrat ve aklın ortaya koyduğu şeyler de doğrudur. Gelenek ve modernizmin bir kısmı maruftur. Bir kısmı da fesada kaynaklık eder. Cihad sıcak çatışmayla sınırlı değildir. Sıcak çatışmayı da içerir. Dil, kalem, yaşamak, ameller tümüyle cihada dâhildir. Anlatma (Beyan ve Tebliğ), apaçık orta...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Düşünceler V
« Posted on: 26 Nisan 2024, 22:56:09 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Düşünceler V rüya tabiri,Düşünceler V mekke canlı, Düşünceler V kabe canlı yayın, Düşünceler V Üç boyutlu kuran oku Düşünceler V kuran ı kerim, Düşünceler V peygamber kıssaları,Düşünceler V ilitam ders soruları, Düşünceler Vönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes