๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 30 Temmuz 2010, 13:24:31



Konu Başlığı: Düşe kalka yürümek
Gönderen: Sümeyye üzerinde 30 Temmuz 2010, 13:24:31
Düşe-Kalka Yürümek

Hayat yolu inişli çıkışlıdır. Düşe-kalka yürünür.

Önemli olan düşmemek değil, düştüğünde ayağa kalkacak irade gücünü ve kararlılığı göstermektir...

Hayat, sadece karşısında pes etmeyenlere "musahhar" (yardımcı) olur.
İnsanlar üç aşağı, beş yukarı bir birlerine benzerler...

Aralarında çok fazla irade gücü ve zekâ farkı yoktur.

Bazıları irade gücünü ve zekâsını kullanmaz, bu yüzden yenilirler. Bazıları ise bunları limitine kadar kullanıp başarıya ulaşır...

Başarısızlar başarılıları kıskanarak, onlara söylenerek zaman öldürürler. O arada başarılılar birkaç başarıya daha imza atar...

Nihayet koyu bir kıskançlık ve "Bende yoksa onda da olmasın!" hasedi...
Komünizmi işte bu haset doğurdu. Ne var ki, o da kendi tembellerini besledi. Ayrıca da insan fıtratına uygunsuzluğu yüzünden başarıya ulaşamadı, çöktü gitti.

İnsanların çoğu bir şekilde çalışıp çabalıyor, ama sadece tıkandığı yerde pes etmeyenler, düştüğü yerde kalkacak irade ve dinamizmi gösterenler, bir de şartlara teslim olmayanlar başarıya ulaşıyor.

Başarının ve mutluluğun sırrı, (her başarının mutluluk getirmediğini bilmek de şart) bir kez daha söylüyorum ki, umutsuzluğa düşmemek, yenilmeyi kabul etmemek ve denemekten asla vaz geçmemektir.

Biliyorsunuz Edison, ampulü yakıncaya kadar yirmi bin (bazı kaynaklara göre dört, bazılarına göre sadece bin; ama onlar bile çok fazla) deney yaptı. Yani neredeyse her gün hayata yeniden başlayacak iradesi, sabrı ve gücü vardı. Ampul en sonunda yandı. Edison tarihe geçti.

Bedelsiz başarı olmaz!..

Yorulduğunuzda, bıktığınızda, küstüğünüzde, kırıldığınızda, korktuğunuzda, başarısızlığa uğradığınızda asla vaz geçmeyin! Hayatın içine doğru yeni adımlar atın, yeni denemeler yapın; Nasreddin Hoca gibi tekrar tekrar göle maya çalın: "Ya tutarsa!.."

Nasreddin Hoca, biliyorsunuz, çağları güldürebilen bir zekâ küpüdür. Böyle ateşîn bir zekâ, tutmayacağını bile bile gidip göle maya çalmaz...

Böyle biri bunu yaparsa, mutlaka işin içinde başka işler aramak gerekir...
Hoca, eğlenmek-eğlendirmek için göle maya çalmıyor, çağları kucaklayan birikimi ve zekâsıyla, torunlarına şöyle bir mesaj veriyor:
"Denemekten asla vaz geçmeyin!..

"Yeri geldiğinde, göle maya çalmak gibi bir imkansızı bile denemekten korkmayın!.."
"Unutmayın ki, her başarının arka plânında binlerce deney yatıyor."

Eski başarısızlıklarınıza kilitleneceğinize ya da kaçırdığınız fırsatlara yanarak zaman öldüreceğinize, yeni başlangıçlarla hayatınızı değerlendirebilirsiniz. Ölümden önce yapılacak hiçbir şey için vakit geç değildir.

Yaşıyorsanız umut var. Bilmelisiniz ki, her şartı kendi lehinize çevirmenin bir yolu mutlaka bulunabilir. Size düşen deneye deneye o yolu bulmak ve o yoldan başarıya ulaşmaktır.

Ne zaman yolunuz kesilse, hayat yüreğinize abansa, kendinizi çaresiz hissetseniz, Osmanlı ceddinizin duvarlarını süsleyen levhayı hatırlayın: "Bu da geçer ya hu!"
"Bu da geçer ya hu!" deyin, sabırla zikri buluşturun:

Allah'a teslim olup rahatlamak varken, çaresizliğe teslim olup umutsuzluk eşliğinde deprasyona girmenin anlamı ne?
"Bu da geçer!"

Çok bıkkınsınız, yılgınsınız, bunalmışsınız; artık kaybettiğinizi düşünüyor, kendinizi kör bir kuyuya itilmiş gibi hissediyorsunuz...

Kimin sizi kuyuya ittiğini görmek, görüp Sezar gibi, "Sen de mi Brütüs?" demek için bile arkanıza bakmayacaksınız... Tüm enerjinizi sadece kurtulmaya hasredeceksiniz.

Kendinizi kuyuya itilmiş gibi hissettiğinizde, varsayın ki, Hz. Yusuf'sunuz...

Kendinizi denize atılmış gibi hissettiğinizde, varsayın ki, Hz. Yunus'sunuz...

Kendinizi Nemrut ateşinde hissettiğinizde, varsayın ki, Hz. İbrahim'siniz...

Kendinizi kuru bir çöle terk edilmiş hissettiğinizde, varsayın ki, Hz. Hacer'siniz...

Kendinizi kovulmuş hissettiğinizde, varsayın ki, Alişan Efendimiz'in yol arkadaşısınız...

Çaresizliğe teslim mi olacaksınız?

Yusuflaşın: Ve Allah'ın inayetine sığınarak kuyudan çıkmayı deneyin; birilerinin eliyle kuyuya bir ip sarkıtıldığını göreceksiniz. O, kimin eliyle uzatılmış olursa olsun, bilin ki, Allah'ın ipidir. Allah'ın ipine sarılın ve kurtulun!Yunuslaşın: Sizi yutan balığın denizaltıya dönüştüğünü göreceksiniz...

İbrahimleşin: Ateşin gül bahçesi olduğunu hissedeceksiniz...

Hacerleşin: Çölün ortasından zemzem fışkırdığına şahit olacaksınız...


(Yavuz Bahadıroğlu)