> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > İkna kavramı ve kalplerin fethi
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İkna kavramı ve kalplerin fethi  (Okunma Sayısı 630 defa)
27 Ekim 2010, 18:06:32
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 27 Ekim 2010, 18:06:32 »



İkna Kavramı ve Kalplerin Fethi


İKNA KAVRAMI VE ÂLEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERİLEN
HZ. MUHAMMED'İN(ASM) İNSANLARIN KALPLERİNİ FETHETMESİ



Güzel Türkçemize Arapça'dan geçen ikna kelimesi Türkçe Sözlük'te “Bir konuda birinin inanmasını sağlama, inandırma; ikna etmek inandırmak; ikna olmak inanmak” anlamlarına gelmektedir.
Türkçe bir sözcük olan inanmak ise Türk Dil Kurumu'nun Türkçe Sözlüğünde bir şeyi doğru olarak benimsemek, birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek, bir şeyin varlığını doğruluğunu kabul etmek, sevecek, güvenecek ve bağlanacak en yüksek varlık olarak bilmek, iman etmek manasında anlamlandırılmaktadır.
İkna yöntemlerinden ilki irşattır. İrşadın Türkçe Sözlükteki karşılığı doğru yolu gösterme, uyarmadır. Diğer ikna yöntemleri hilm (yumuşak- lıkla) muamele etmek, ikaz etmek, dikkat çekme, ihtar, bir şeyi birine hatırlatma, tembih, bir şeyin belli bir biçimde ve yolda yapılmasını istemek, söylemek, uyarı, herhangi bir konu, sorun üzerine ilgi çekmek, bir kimseye bir davranışta bulunmama- sını söylemek, görevini gereği gibi yapmayan kimseye nasıl davranması gerektiğini hatırlatmak, uyandırma, aklını başına toplamasını sağlamak gibi yöntemlerdir.
İletişim Biliminde ikna, niyetleri veya davranışları değiştirmeye yönelik iletişim sürecidir. Kılık kıyafet ve genel görünüş, bakış, duruş, eda, yüz ifadesi, beden dili, ses tonu, vurgular, konuya ve kelime hazinesine hâkimiyet gibi sözel/bedensel iletişim kanalları ikna sürecinde belirleyici rol oynamaktadır.
Konuşmacının/yazarın konumu, konuya ve kelimelere hâkimiyeti bile tek başına, ikna sürecinde etkili faktörlerdir. Ancak dinleyicilerle/okuyucular- la ortak noktalardan başlayarak ilerlemek ve makul seviyede kalmak iknada yararlı olacaktır. Belirli bir etkinliğin ancak kendisiyle sınırlı bir etki oluşturabileceği unutulmamalı, ikna sürecinin bazen uzun sürebileceği de göz önünde bulundu- bulundurulmalıdır.
Dinleyicinin/okuyucunun değişme sürecini izlemeli ve bu bağlamda doğru yönlendirmeler yapmak için gelen geribildirimler çok iyi değerlen- dirilmelidir. Çünkü sunum/anlatım sırasında alınan geribildirimlerin değerlendirilmesi ikna açısından çok önemlidir.
Verilen/iletilen mesajlara sahip çıkmak, açık ve net olmak, kişiliğe değil davranışlara odaklanmak, bazı zihinsel ürünler (gözlem, çıkarım ve yargı) arasındaki farklara dikkat etmek, olumlu ve olumsuz önermeleri dengelemek, dinleyicinin/oku- yucunun önyargılarından kaynaklanan olumsuz etkileri azaltacaktır.
Sunumun bir konuşma ya da yazı biçiminde olması sonuç veya değerlendirme bölümünün önemini azaltmaz. Ana fikri kanıtlayan ve girişte söylenenlerle ilişkilendirilen bir sonuç bölümünün sunulması iknayı daha da hızlandıracaktır.
Niçin sorusunun cevabını verebilmek ikna etmek demektir. Bazan ikna, bir fikri kabul ettirmek ya da karşısındakilerin sizin görüşünüzü benimse- mesini sağlamak değil, başkalarından da birşeyler öğrenmek, hatta ortak bir çözümü görüşme sürecidir. Fakat iknayı günümüzde birçok insan yanlış anlamakta ve ondan tam olarak yararlana- mamaktadır.
Bazan da ikna, aslında insanları paylaşmadık- ları bir görüşe yöneltmeyi gerektirir. Tabiî ki bu yalvararak veya kandırarak olmaz. Tam tersi dikkatli bir çalışmayı gerektiren uygun bir hazırlanma sürecini, bunları destekleyen somut delillerin sunulmasını ve dinleyicilerinizle/okuyu- cularınızla duygusal uyum sağlanmasını gerektirir. Böylelikle ikna bir öğrenme süreci haline gelir. Bu öğrenme süreci üç dönemden oluşur: Buluş (orjinal bir fikir), hazırlık (düşünme, gözlem) ve diyalog (istişare, karşılıklı iletişim kurmak)
Başarılı bir ikna sürecinde ise dört aşama vardır:

1)Güvenilirlik sağlama,
2)Müşterek zemin bulmak,
3)Muknî kanıtlar Sağlamak,
4) Hissî bağlantı kurmak


İkna yeteneğinin temel taşı güvenilirliktir. Güven olmazsa ikna edilecek kişi/kitle aldırış bile etmez. Yapılan araştırmalarda, çoğu yöneticinin kendi güvenilirliğinin kendinden menkul olduğu- nu ve genellikle bir hayli abarttığını göstermektedir.
Güvenilirliğin iki kaynağı vardır:
1 Uzmanlık (ilim ve hikmet sahibi olmak)
2)İlişkiler (tatlı dil, güler yüz, samimi davranış, lar, ihlâs, uhuvvet)
Araştırmalar, güvenilirliğe sahip kişilerin başkalarının isteklerine de kulak verme, insan- ların uzmanlık birikimlerine değer verme konu- sunda kendilerine güvenilebileceğini ortaya koymuşlardır.
Böyle insanların dürüstlükleri, istikrarları ve güvenilirlikleri söz konusu olduğunda ikna üstünlüğüne sahip oldukları da araştırmacıların tespitleri arasındadır. Araştırmalara göre, ikna becerisine sahip kişi kişiler dili özel bir biçimde kullanırlar. Örneklerden, hikâyelerden, benzetme- lerden ve kıyaslamalardan yararlanırlar.
Araştırmalara göre sırf sayısal verilerden ibaret raporlar, ikna konusunda anlamlı ve dikkate değer bulunmamaktadır. Gerçi rakamlar da duygusal etki oluşturmaktadır. Ancak hikâyeler, temsiller canlı bir dili ve yaşanılan hayattan bir takım misalleri içeriyorsa çok daha büyük bir tesir sahası meydana getirmektedir.
Dinleyiciler/okuyucular kendilerine sunulan bilgiyi, canlılığı, yaşanılan hayattaki misalleri oranında özümsemektedir. İkna yeteneği olan kişiler bunun farkındadırlar ve savundukları görüş için kendi hissî bağlılıklarını gösterirler.
Asr-ı Saadetten günümüze yansıyan nurlu ölçülere göre, yaşadığımız zaman dilimi bilgi, hikmet ve güven esasına dayalı bir ikna metodunu gerekli kılmaktadır. Zamanın ilcaatına göre, akıl ve kalbe tesir edecek, yaşayışta örnekleri görülen bir tebliğ günümüz insanını ikna etmektedir. Yani asrımızın manevî tabibi Bediüzzaman'ın veciz olarak ifade ettiği “Medenîlere galebe çalmak ikna iledir, söz anlamayan vahşiler gibi icbar ile zorlama ile değildir.”(Tarihçe-i Hayat, s.59) özlü sözünde belirtilen ölçüdeki tebliğ, günümüz insanına rehber olmaktadır. Bir başka veciz sözünde bu konuyu daha da açmakta “Ey evliya-yı umur! (ey işlerini takip eden kişiler!) Tevfik isterseniz, (muvaffak olmak) Kavânin-i Âdetullaha (Allah'ın yeryüzünde ikame ettiği kanunlara), Tevfik-i hareket (doğru ve hak olan vesilelere muvafık (uygun) hareket ediniz. Yoksa tevfiksizlik (muvaf- fakıyetsizlik) ile cevab-ı red alacaksınız!”(Tarihçe-i Hayat, s.51) demektedir.
“Doğru hikmete dayalı bilgi ve etkili temsille” bir bütün olarak hayata geçirilen, her türlü dünyevî ve siyasî amaçlardan arındırılan, izzet-i İslâmiyeden taviz verilmeden sırf Allah rızasına dayalı olarak ihlâs ile yapılan ikna maksatlı tebliğler günümüzde gayesine ulaşmaktadır. Bu gerçek Bediüzzaman'ın “Eğer biz ahlâk-ı İslamiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemâlâtını ef'alimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri elbette cemaatlerle İslamiyete girecekler; belki küre-i arzın bazı kıt'aları ve devletleri de İslamiyete dehalet edecekler.” vecizesindeki harika tespitinde ifadesini bulmak- tadır.
Asrımızın Kur'an müfessiri Bediüzzaman'ın da en mühim ilham kaynağı, Âlemlerin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı peygamberimiz Hz. Muhammed'in ikna yöntemlerinde ise ilâhî bilgi ve hikmetlere dayanarak bireysel farklılıklara göre hitap etme, uygulayarak, örneklendirerek anlatma, mukayese ve muhakeme yapma, sebep - sonuç ilişkisi kurma, aklı kullanma, mantıklı düşünme gibi özelliklerin ön plana çıktığını görmekteyiz. Hz. Peygamber (sav) insanı, sahabeleri, yaşadığı toplumu her yönüyle çok iyi tanıyan ve toplumda çok iyi tanınan bir insandı. Onun getirdiği dine inanmasa da herkesin düşmanlarının bile- güvendiği, saygı duyduğu, fikirlerine başvurduğu, güzel ahlakı ve yaşantısı ile insanlara örnek olan Hz. Peygamber'e toplumda Muhammedü'l-Emin (güvenilir Muhammed ) adı verilmişti.
İkna, hayatımızın her alanında yer alan en mühim değerlerden biridir. Hayatta çoğu zaman iki seçenek vardır. Ya sizi ikna ederler, ya da siz muhataplarınızı ikna edersiniz. Bu nedenle ikna kavramı hayatımızın her anında ve alanında karşımıza çıkar. Biz de her zaman ve her yerde iknayı esas alarak, çözümün bir parçası olmalıyız. Yalnız bunun için Hz.Peygamberin hayatından almamız gereken birçok ibret dersleri vardır. Peygamberimiz (sav) muhatabının psikolojik yapısını tanımada mucizevî bir hususiyete sahiptir. Ona bu hususiyeti veren hiç şüphesiz ki Cenab-ı Allah'tır.
Âlemlerin Efendisi, kâinatın medar-ı iftiharı Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) İslâmiyeti anlatmada, Kur'an hakikatlerini tebliğde, insanlarla ve diğer canlılarla olan iletişiminde ikna, ispat, irşat, samimiyet, hilm ile muamele, tatlı dil, güler yüz, ihtar, ikaz, tembih, uyarı gibi en etkili müspet yöntemleri tercih etmiştir. Çünkü Rahman ve Rahîm, Aziz ve Kadîr olan İlâhımız, Rabbimiz, Mevlâmız O'ndan böyle davranmasını istemiştir.
Önce şu gelen âyet mealleri, insanların önce ikna edilmesi konusunda Cenâb-ı Allah'ın apaçık beyanlarını ortaya koymaktadır:
“Habîbim! İnsanları Rabb-i teâlânın yoluna hikmetle açık delillerle ve güzel vaazlarla dâvet et. Onlarla muhkem (sağlam) ve güzel mukaddime- lerle, mülâyim ve tatlı sözlerle mücadele et ki dâvetin hüsn-i tesir hâsıl etsin.” (Nahl Sûresi, 125)
“Sen hatırlat, sen ancak bir hatırlatıcısın. Dayatan bir zorba değilsin.” (Gaşiye; 21-22)
“De ki: “Siz ey hakikatı inkâr edenler! Ben tapmam sizin taptığınıza Siz de tapmazsınız benim taptığıma. Ve ben tapmayacağım sizin tapıp durduğunuza. Siz de tapmayacaksınız benim taptığıma. Sizin dininiz size, benimki bana.” (Kafirun 1-6)
“De ki: Hak Rabbinizdendir. Artık bundan sonra dileyen inansın, dileyen inkâr etsin.”(Kehf, 29)
“Dinde zorlama yoktur. Ar...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İkna kavramı ve kalplerin fethi
« Posted on: 28 Nisan 2024, 00:46:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İkna kavramı ve kalplerin fethi rüya tabiri,İkna kavramı ve kalplerin fethi mekke canlı, İkna kavramı ve kalplerin fethi kabe canlı yayın, İkna kavramı ve kalplerin fethi Üç boyutlu kuran oku İkna kavramı ve kalplerin fethi kuran ı kerim, İkna kavramı ve kalplerin fethi peygamber kıssaları,İkna kavramı ve kalplerin fethi ilitam ders soruları, İkna kavramı ve kalplerin fethiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes