๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ => Dini makale ve yazılar => Konuyu başlatan: Sümeyye üzerinde 07 Ağustos 2010, 14:36:07



Konu Başlığı: Dünya sevgisi ve ölüm korkusu
Gönderen: Sümeyye üzerinde 07 Ağustos 2010, 14:36:07
Dünya Sevgisi ve Ölüm Korkusu



Arif Bey ne zamandan beri eşine dünya ukba dengesi adına bir şeyler anlatmak için fırsat kolluyordu Nişanlılık döneminde çok farketmemişti eşindeki bu eksikliği Eksiklik diyordu buna Arif Bey, çünkü sanki karakterinin bir parçası gibi gördü bu durumu Belki ‘aşkın gözü kör’ olduğu için, seven sevdiğinin eksik ve gediğini görmediği, göremediği ya da görmek istemedigi için görmemiş, görememiş ya da görmek istememişti Fakat son dönemlerde bir müslümana yakışmayacak ölçüde yaptığı dünyalık mal edinme zorlamaları sonucu eşi ile ciddi biçimde konuşmaya karar vermişti

Hergün akşam yemeğinden sonra yapmayı adet edindikleri hadis dersinde karşılaştıkları hadis ona bu firsatı vermişti Hadiste Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor; “Ey Kavmim! Yemek yiyen kişilerin yemek üzerine üşüşmesi gibi düşmanlarınızın üzerinize üşüşüp, her tarafınızdan hücum edeceği günler yaklaşıyor” Bu durum sizlerin (müslümanların) sayıca azlığından değil, dini hükümlere aldırışsız, yüksek ahlaktan uzak, ilim ve fenlerden nasipsiz oluşunuzdandır Sizler o gün kuvvet ve kudretten düşmüş, su üzerindeki çer-çöp gibi mütalaa olunacaksınız Böyle maddi ve manevi kıymetten uzaklaştığınızdan dolayı Allah düşmanlarınızın kalblerinden size karşı korkuyu ve sizdeki mehabeti kaldırıp, sizin gönüllerinize zaaf atacaktır O zaaf, dünyayı sevmek ve ölümü kerih görmektir ”(1)

Arif Bey hadisin şerhi adına, lafı hiç eğip-bükmeden, mevzuyu direkt getirmek istediği noktaya çekerek hatta eşinden duyduğu birebir misalleri seslendirerek şöyle dedi: “Efendimiz bu hadislerinde her ne kadar ümmetin geneline işaret eden beyanlarda bulunmuşsa da ümmeti oluşturan ferdlerdir Dolayısıyla teker teker her müslüman fert bu hadis aynasında kendisini kontrol etmelidir”

Ne demek istediğini çok anlamadığını eşinin bakışlarından anlamıştı Arif Bey ve devam etti; “Hadisin sonuna dikkat ettin mi? Dünya sevgisi ve ölüm endişesi! İstersen soralım kendi kendimize; dünyayı ne kadar seviyoruz? Ahirete ne kadar meftunuz? Ölüm gününü Mevlana misali sevgilinin sevgilisine kavuştuğu gün yani ‘şeb-i arus’ gibi mi kabulleniyoruz? İştiyakla mı bekliyoruz Azrail (aleyhisselam) ile randevumuzu? Yoksa??? Ev-araba konusundaki müzakerelerimizi hatırla! Aynı ölçüde Cennet-Cehennem üzerinde konuştuk mu evlendiğimiz günden bu yana?

Devam edelim, “dini hükümlere aldırışsız” diyor Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) Umursamaz demek bu Bilmeyen, bilse de künhüne vakıf olamayan, uygulamayan demek Sen ve ben eğri oturup doğru konuşalım ne kadar uyguluyoruz inandığımız değerleri Beş vakit namaza amenna ama teheccüde kalkmayalı aylar oluyor değil mi? Açık yüreklilikle söyle bana: Ramazan’dan bu yana bir gece teheccüde kalktık mi ikimiz Allah aşkına? Ya gıybet, dedikodu! Neredeyse hergün yarım saat başkalarının hikayelerini anlatmıyor muyuz birbirimize? Tavrım sadece sana değil, aynı zaman da kendime Sözlerim bunu ispatlıyor zaten Sakın darılma bana Senin ne dünya ne de ukba kötülüğünü istemem ben Karı-kocayız biz Ama bir yerlerde yanlış yapıyoruz Bu da bizim hem dünyevi ve uhrevi hayatımıza, hem de bir ferdi bulunduğumuz İslam toplumuna menfi etki ediyor Telafisi mümkün olmayan açıkların oluşmasına sebep oluyor Farkında değiliz belki, ama olmak zorundayızAllah bu aklı, bu iradeyi, bu seçme hürriyetini onun için vermiş bize Onun için var etmiş Cenneti ve Cehennemi Ne olur, gel kendimize yeniden çeki-düzen verelim İnandığımız esaslar etrafında hayatımızı dizayn edelim Allah ve Rasulullah’ı her şeyin ama her şeyin üzerinde tutalım Ölümün yüzüne gülelim, gülenlerin güldüğü gibi Bak Cancağızım! Hadisin ifadesiyle dünya sevgisi, ölüm endişesi bir ümmetin helakına sebep olabiliyor; bir ailenin helakına hayda hayda sebep olur Hırsın mü’minde hasarete neden olması da bu yüzden değil mi zaten? Bu demek değildir ki dünyalık malımız olmasın! Olsun ama dünya sevgisi ukbayı unutturmasın, ölümden korkutmasın”

Sözün akışına öyle bir kaptırmıştı ki kendini Arif Bey, bir ara başını kaldırdı, eşi karşısında için için ağlıyordu Sustu Arif Bey ve derin derin düşünmeye başladı; dünya sevgisi, ölüm endişesi, bir başka dille dünya-ukba dengesi adına aslında nice ayet ve hadisler biliyorduZaman zaman gündeme de getirmişti bunları Bu hadis ancak dolaylı istinbatlarla, yorumlarla bu hususa işaret ederdi Ama eşinin ilk defa bu ölçüde müteessir olduğunu gördü Bir kere daha inandı ki söze tesir gücünü veren Allah Bir kere daha inandı ki kalbler sadece ve sadece O’nun elinde

1 Ahmet b Hanbel, Musned, 5/278


Ahmet Kurucan