> Forum > ๑۩۞۩๑ İslami İlimler Dunyası ๑۩۞۩๑ > Dini Konular > Dini makale ve yazılar  > Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin  (Okunma Sayısı 1461 defa)
06 Mayıs 2010, 11:48:01
Sümeyye

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 29.261



Site
« : 06 Mayıs 2010, 11:48:01 »



Allah'ın Rahmetinden Ümidinizi Kesmeyin!


Mevlâ Tealâ evvela neyi duyurdu bize? Bütün günahları mağ-firet edici olduğunu. Niçin bunu anlamıyorsun? Sonra kafanı vurmak için duvar arayacaksın.
Mevlâ Tealâ, kişi ne kadar çok günah işlemiş de bulunsa, af edici olduğunu haber veriyor.
Ama kimi?
“Şüphe yok ki, ben tevbe eden, iman edip amel-i salih işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için gaffarım (çok bağışlayıcıyım)”. (Taha - 82)
Ne güzel Allah’ımız var, hemen tevbe etmeli. Bir kişi yirmi sene boyunca günah işlerle oyalansa, yarım saat ciddiyetini takınıp tevbe etse, yirmi senelik boşluğu doldurur.
Resulullah (s.a.v) Efendimiz’in zamanında her türlü fenalığı yapan bir kaç kişiye bir duraklama geldi. Dediler ki: Bu yaptığımız işler doğru değil, biz nereye gidiyoruz? İnsanlara niçin kötülükte bulunuyoruz. Birbirlerini teşvik ederek: Peki şimdi ne yapalım? İslam’a girelim dediler. Ama sonra: Bu kadar fenalıklarla İslam bizi kabul eder mi? diye düşündüler. Aralarında istişare yaparak Peygamber (s.a.v) Efendimize şöyle bir mektup yolladılar:
“Biz yaptıklarımıza pişman olduk, İslam’a girmek istiyoruz. Fakat Mekke’de duymuş olduğumuz şu ayet bizim müslüman olmamızı engelliyor. Esteizubillâh:
“O kullar ki Allah (c.c) ile beraber başka ilâha tapmazlar, Allah’ ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler, bunları yapan günahının cezasına kavuşur. Kıyamet günü azabı kat kat olur ve orada alçak olarak ebedî kalır”. (Furkan -68,69)
Biz Allah (c.c) ile beraber başka ilahlara taptık. Allah’ın haram kıldığı cana kıydık, zina da yaptık. Bu ayetler olmasaydı elbette sana uyardık. Bunun üzerine:
“Ancak tevbe eden, iman edip amel-i salih işleyen kullar müstesna. İşte Allah (c.c) bunların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah (c.c) çok bağışlayıcı, ziyade acıyıcıdır. Kim tevbe edip iyi amel ederse şüphesiz o, tevbesi kabül olarak Allah’a (c.c) döner”. (Furkan - 70,71) ayet-i celileleri nazil olmuştur.
Dikkat edin, bakın Mevlâ Tealâ onlara: “Defolun gidin” demedi.
Bir Hadis-i Şerif’te:
“Allah’ın ahlâkı ile ahlâklanın” buyuruluyor.
Burada nedir o?
Mevlâ Tealâ ne yaptı, geleni kabul etti. Peki siz ne yapıyorsunuz, hiç düşünüyor musunuz?
Efendimiz (s.a.v) yukarıda zikrettiğimiz iki Ayet-i Celîle’yi onlara gönderdi. Dediler ki: Bu çok güzel ama şartları çok ağır. Amel-i salih şartı var. Biz iman etsekte amel-i salih işleyemeyeceğimizden korkarız.
Mevlâ Tealâ yine onları kovmadı. Bu defa:
“Şüphesiz ki Allah (c.c) kendisine ortak koşulmasını mağfiret etmez. Bunun dışındakileri ise dilediği kimseler için bağışlar”. (Nise-48) ayet-i celîlesi nazil oldu.
Efendimiz (s.a.v) bu ayet-i kerimeyi onlara yollayınca onlar: Bunda da şart var. Mağfiret Allah’ın dilediklerine vadedilmiştir. Biz Allah’ın dilediklerinden olamayacağımızdan korkarız, dediler.
Biz olsak:
Eee! baş ağrıtma, yeter artık, söyledim sana söyleyeceğimi, deriz. Ağayız ya biz! Ağayız ama, ağlarız korkarım sonra.
Bunun üzerine Mevlâ Tealâ:
“De ki:
Ey (bütün kötülükleri yaparak) kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Çünkü Allah (c.c) bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, ziyade esirgeyendir”. (Zümer-53) ayet-i celîlesini inzal buyurdu. Cenab-ı Hak benim kullarım dedi mi, kâfi zaten.
Yunus Emre uzun müddet bir tekkede kaldı. “Ben bir şey anlamadım, burada adam olamayacağım”, dedi ve oradan kaçtı. Bir köyden bir köye giderken iki kişi gördü, onlara: “Beni de yanınıza arkadaş eder misiniz?” dedi. “Ederiz” dediler. Böylece birlikte yol almaya başladılar. Yanlarında ekmek yoktu, peynir yoktu, zey-tin yoktu, yiyecek hiç bir şeyleri yoktu.
Giderken acıktılar, birisi dua etti. Gaibden sofra geldi. Siz zannediyor musunuz ki Allah (c.c) çalışmadan birşey vermez. Allah sizle bana akıl versin. Denizdeki balıklar sizin çalışmalarınızla mı oldu, yoksa kendiliğinden mi oldu?
Sofra geldi. Bunu ayetle de isbat edebiliriz. Zekeriyya (aleyhisselam) her zaman Meryem validemizin yiyeceğini ve içeceğini temin etmek için, onun bulunduğu yere uğrasa, onun yanında yazın kış meyvası, kışın yaz meyvası bulurdu.
Cenab-ı Hak Âli İmran Suresi’nde bu olayı bildiriyor:
“Zekeriyya ne zaman onun yanına mihraba girse onun yanında bir rızık bulur ve: Ey Meryem! Bu sana nereden geliyor, der. O da bu Allah (c.c) tarafındandır. Şüphesiz Allah dilediğine sayısız rızık verir, derdi”. (Âli İmran- 37)
Gelelim kıssamıza. Üç kişi yemeği yediler, Yunus Emre: Tam aradığım yeri buldum, dedi. Tekkede bir keramet göremedi ya!
Bu millet keramet aşıklısıdır, Allah akıl fikir versin. Allah demekten, Lâ İlâhe İllallah demekten, râbıtadan, murâkabeden daha büyük keramet var mı? Nakşibendi Hazretleri müritleri ile beraber gidiyordu. Aralarında birisi içinden geçirdi ki: Bu kadar senedir beraberim, bir kerametini göremedim. Bunun üzerine Nakşibendi Hazretleri buyurdular ki: “Bu kadar ağır günahlara rağmen topraklara batmadan geziyoruz, bundan büyük keramet olur mu?”
Zâriyat suresinde bakın Mevlâ Tealâ ne buyuruyor:
“Arzda da gerçekten tasdik edenler için bir çok ibretler vardır. Nefislerinizde bir çok alametler var, hâlâ görmiyecek misiniz? Semada ise rızkınız ve va’d olunduğunuz cennet var”. (Zâriyat-20,22)
Neler buyuruyor Cenab-ı Hak ama dinleyen var mı?
Yunus Emre ve arkadaşları ye-diler, içtiler, dua edip tekrar yollarına devam ettiler. İkinci defa acıktıklarında bu sefer öteki arkadaşı dua etti. Yine sofra geldi. Üçüncü defa acıktıklarında sıra Yunus Emre’ye gelmişti. Yunus Emre içinden: Şimdi ben ne yapacağım, keşke onlara katılmasaydım, diye düşündü, utandı, ne edecekti şimdi. Sonunda dedi ki: Ya Rabbi! bunların duasını neyle kabül ettiysen benimkini de onunla kabül eyle!
Bu defa iki sofra geldi. Yine yediler içtiler, dua ettiler. İki arkadaşı Yunus’a sordular: “Sen nasıl dua ettin ki iki sofra birden geldi? Yunus emre: Siz nasıl dua ettiniz? dedi. Dediler ki: Allah’ın bir sevgili kulu vardır, ismi Yunus’tur. Filancı tekkede kalır, Biz Allah’tan O’nun hürmetine istedik.
Yunus Emre hemen hatasını anladı ve onların yanından ayrıldı, tekkeye döndü. Karşısına Hacı Nene çıktı. Yunus Emre’ye geldin mi oğul? dedi. Hacı neneler hep merhametli olur biliyorsunuz. Yunus da: Hacı nene biliyorsun kabahatimi, sen bana yardım et, dedi. Yunus Emre’nin şeyhi Tabtuk Emre idi, gözleri iyi görmezdi. Gözleri iyi görmüyordu fakat her gece teheccüd namazına kalkıyordu. Gözlerim görmüyor nasıl olsa demiyordu. Belki siz keşke gözüm kör olsaydı da teheccüde kalkmasaydım, dersiniz.
Hacı nene Yunus Emre’ye dedi ki: Şeyh Efendi az sonra abdest almak için dışarıya çıkacak. Sen onun kapısının eşiğinde yat. Geçerken ayağına takılınca kimdir diye sorar. Sen Yunus dersin. Bizim Yunus mu derse, kalk eline sarıl, hangi Yunus derse, kaç git.
Yunus Emre gitti, korka korka, titriye titriye şeyhinin kapısının eşiğine yattı. Şeyhi gece abdeste kalkınca kapının eşiğinde yatan Yunus’a ayağı takıldı. Kimdir diye sorunca, Yunus, diye cevap verdi. Taptuk Emre: Bizim Yunus mu? deyince, Yunus hemen kalktı, şeyhinin eline sarıldı. Yunus Emre böylece kabül olundu.
“Allah’ın (c.c) ahlâkıyla ahlâklanın” emri var ya, şeyhi de o emri yerine getirenlerdendi.
Müslüman olmak için Rasûlullah’a (s.a.v) gelenler üç defa sordular. Üçüne de cevap verildi. Her bir sorunun cevabı bize bir şey öğretiyor. Mevlâ Tealâ en sonunda bize ne buyurdu:
“Ey benim kullarım!” O “benim” deyince iş bitti. Bir beyit okuyayım sizlere:
Ne mal iledir, ne sâl iledir, beyim ululuk kemal iledir”.
Mal ile insan adam olur mu? Olmaz. Sene geçmekle insan adam olur mu? Olmaz. Ya ne ile insan adam olur? Kemal ile. O da iman ve amel-i salih ile kazanılır. En yüksek adam, kendini büyük görmeyen, en alçak gönüllü olandır. Bir Hadis-i Şerif’te buyurulur:
“Kim Allah için tevazu ederse, Allah onu yüksek eder”.
Şeytan kendini büyük zannetti, alçakların alçağı oldu.
Âdem (aleyhisselam): Ey Rabbımız! Biz kendimize zulmettik” (Araf-23) dedi, en yüksek insan oldu.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v) Mîrac’a çıktığında Cenâb-ı Mevlâ:
Yâ Muhammed!
Benim misafirimsin, seni ne ile şereflendireyim, diye sordu. Efendimiz ise: ”Kulum” de Yâ Rabbi! buyurdu. Onun için İsrâ Sûresi’nde:
“Her türlü noksanlıktan münezzeh olan Allah’tır ki, kulunu gece yürüttü”. (İsra-1) buyurulur.
Biz olsaydık, kimbilir ne derdik? Yâ Rabbi! elinden tutulacak en zavallılar bizleriz. Elimizden tut Yâ Rabbi!
“Ey günah işlemekte kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin”. (Zümer-53)
Ayet-i Celîlesi inince o kimseler geldiler. Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in önüne oturdular ve İslam’a girdiler. İçlerinde Efendimiz (s.a.v) ‘in amcası Hz. Hamza’yı öldüren Vahşi de vardı. Efendimiz (s.a.v) ona sordu: “Benim amcamı sen mi öldürdün?” Vahşi, “evet” deyince Efendimiz (s.a.v) “O zaman arkama otur” buyurdu.
Aman, sakın yanlış anlamayın, dikkat edin. İmam-ı Rabbâni (k.s) 1/66 mektubunda buyurur ki: “Sahabe-i Kiramın, Efendimizin ilk sohbetinde elde ettikleri makâmdan, bu ümmetin diğer velilerine, sonların sonunda bir nebze hasıl olmaz. Bundan dolayı Hz. Hamza’yı şehid eden Hz. Vahşi (r.a) Tabiin’in en hayırlısı olan Veysel Karanî’den daha hayırlı olmuştur”.
Bu işlerde büyük hikmetler var, sakın onların kusurlarını düşünmeyiniz. Vahşi (r.a) Hz. Hamza’nın nerelere kadar yükselmesine sebep oldu.
Hiç bir şey rastgele olmuyor, işin ilerisini gerisini iyi düşünelim.


ALINTI
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin
« Posted on: 20 Nisan 2024, 07:26:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin rüya tabiri,Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin mekke canlı, Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin kabe canlı yayın, Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin Üç boyutlu kuran oku Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin kuran ı kerim, Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin peygamber kıssaları,Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin ilitam ders soruları, Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyinönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes